Hocam haddim olmayarak bir tespitte bulanacağım. Kötü manada yazmadığımdan emin olabilirsiniz.
Siz gerçekten ''saflık derecesinde iyi niyetlisiniz''.
Keşke ülkemizin bütünü sizin gibi ülkesine karşı saf ve temiz niyetli olabilse. Kişisel menfaatlerden, yandaş ve çıkar ilişkisinden, maddi kaygılardan, adam kayırmacılıktan uzaklaşıp adalet ve liyakat ekseninde memleket meselelerine yaklaşsa. Bunu iktidar veya muhalefet, A partisi B partisi, sağcısı, solcusu için söylemiyorum. Genel olarak söylüyorum.
Sizinde belirttiğiniz gibi gerçekten üretmeliyiz, çok fazla üretmeliyiz. Bizler çiftçi olarak her bir metrekareden daha fazlasını alabilmek için çabalamalıyız. Sanayicide tüm imkanları daha iyi şekilde kullanıp üretmeli, gerçekten üreten ve bu ülkenin gerçek sahipleri desteklense keşke, bu konuda çok netim. Üretim ile belli bir noktaya gelebileceğimiz aşikar. Yalnız burada şunu belirtmek istiyorum ''Minimum maliyet ile maksimum fayda'' teorisi üzerine bir üretim ülkesi olmalıyız. Senin 100 dönüm tarlan varsa gidip 2019 model X marka 100 HP traktör ile üretim yapmayacaksın. Minimum bütçe ile maksimum fayda sağlayacak traktörle bu üretimi yapacaksın.
Araba konusunda da böyle olmalı. Evet güzel bir konsept var, bunu İtalyan'a veya x ülkedeki y firmasına yaptırmış olabilirsin, bu zaten çok mantıklı ve olması gereken bir yöntem, buna da karşı çıkan çok fazla insan yok ama çıkıp Made in Turkey gibi yalanları milletin gözüne baka baka söylemeyeceksin. Biz yaptık, milli araba, yerli araba dersen doğal olarak millet tepki verir.
Adam gibi çıkıp olanı biteni, nerede destek verdiğimizi, neresinde neyi tasarladığımızı, üretim maliyetlerini, hedeflenen fiyatı, hedeflenen satış adetlerini ve pazarı, üretim tesislerinin maliyeti gibi konuları AKLA MANTIĞA sığacak şekilde MİLLET e anlatacaksın. Devletin kurumlarında denetim olacak, bu ülkenin kaynaklarının nereye aktığı görülecek. Çünkü kimse kendi cebinden harcamıyor bu paraları.
Tamam araba yaptık, devlet kurumları aldı, pazarda atıyorum 10 bin araç satıldı, bir sonraki yıl 20 bin 30 bin. GERÇEKÇİ bir hedef olmalı ve bu hedefe minimum maliyetle gidilmeli.
Yarın çıkıp biz yaptık ama satamadık olursa ne olacak? Bu nedenle yüksek uçmamak lazım. Gerçekçi hedefler ve gerçekçi rakamlar ile üretim hedeflenmeli.
Şuan yerli araba için devletin açıkladığı rakamlar ne biliyor musunuz?
22 000 000 000 TL yatırım,
4323 istihdam,
Yıllık 175 bin adet üretim.
360 000 000 TL nitelikli istihdam desteği,
10 yıllık vergi muafiyetleri.
En önemlisi de ALIM GARANTİSİ. (devlet malzeme ofisi tarafından 30 bin adet 2035 yıla kadar)
Yıllık 175 bin adet arabayı kime satacaklar hocam? Gerçekten izahata ihtiyacı var. Büyük ölçekli bir yatırım yapıp, yarın arabaları satamadık battık demek doğru yol mudur?
Açıkçası geçmişteki acı tecrübelerden dolayı bu projeye sizin kadar pozitif bakamıyorum ve sorgulama ihtiyacı hissediyorum. REKLAM ve PR çalışmasından ileri geçemeyen projelerle kandırılıp durmaktan bıktık usandık. Bu nedenle sorguluyorum. Kafamızda çelişki yaratan konularda bilgi sahibi olmak istiyorum.
Çok güzel anlatılan şehir hastanelerinin hasta garantisi sebebi ile zarar ettiği, ilaca para ödeyip daha geç yaşta emekli olduğumuz SGK nın devasa borçları olduğu, geçmediğimiz köprülere ödediğimiz paralar gibi gerçekler varken, milli duygular ile hareket edemiyorum. Çünkü çok fazla istismar edildik.
Yoksa ben istemez miyim ki benim ülkem kendi markasını yaratsın ve ben güvenerek bu aracı satın alayım? Gururla kullanayım...
Türkiye deki siyaseti bir aile şirketine benzetiyorum. Aile iki parçaya bölünmüş iki grup birbirine şüpheyle bakıyor. Sirketi yönetmek için bir grup diğer grubun ayağını kaydırma adina herşeyi yapıyor.
Grubun biri iyi bir şey yapsa diğer grup buna kötü diyor.
Grubun biri haklı bir eleştiri yapsa digeri durumda kötülük arıyor.
Artık şirket o hale gelmiski üstteki çekişme, en alt kademelere bile yayılmış. Seferogullari ve Telliogullari diye iki gruba ayrılmışlar.
Bu şirketin gidişatı iyi denilebilir mi?
Denilebilirki x lideri şöyle, y lideri böyle. Bende 50 sine merdiven dayamış biri olarak derimki Turkiyede demokrasi kültürü tam oturmamış. Hepimiz suçluyuz. Diğer tarafı eksik, kendimizi tam saymak doğru olmadığı gibi. Şimdiye kadar kimseye bir faydasını görmedim.
Bizler layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz.
Çok hükumet çok lider gordum. Değerlendirmesi bende kalsın.
İktidar Seferogullari da olsa Telliogullari da olsa, ülke adına bir şey yapılıyorsa bu fırsat iyi değerlendirilmeli. Fırsatlar her zaman çıkmaz. Ülke olarak elektrikli otomobil üretme gibi bir isteğimiz varsa bu işe tam girilecek zaman.
Çünkü madalyalı sporcular ile yarışa beraber başlarsak kazanma ihtimalimiz olur. Sunlar bir başlasın ben biraz geç başlarım dedinizmi onları yakalamak imkansız.
Bu kadar lüks araca ne gerek var demişsiniz.
Vatandaş lüksü seviyor. Eğer öyle olmasa, bizlerin işini Renault 12, Massey ferguson 65x ve Nokia 3310.... fazlası ile görürdü.
Fakat öylemi? Her sene sonunda bayilerde sıfır araç neredeyse kalmıyor. Çiftçinin kullandığı traktorleri görüyoruz.
Sayısal örnekler vermişsiniz.
2030 yılına kadar 30 000 adet alım garantisi. Yani senede 3000 adet araç alım garantisi vermişler.
Söylenilen gibi bir araç üretilmeye başlarsa zaten başarı elde edilmiştir. Çünkü gösterilen araç bildiklerimizden baya bir üstün. Satışında problem olmaz.
Senelik 175 000 adet üretim. Tam faaliyete geçtiğinde olacak. Buda 15 yıl da olacak deniliyor.
İktidardan kim yerli araç istedi? Bence kimse istemedi.
Özellikle Erdoganin zorlamasiyla bu gruplar bir araya geldi. Bu süreçte yapılan hatalar, abartilar,... Konulari uzar gider.
Bu süreç başarı ile biterse İktidardan kat ve kat ülke kazanır.
Bu süreç başarısız biterse, iktidardan bile edebilir. Fakat en büyük zararı yine ülkeye olur. Onlarca sene yine kaybeden Türkiye ve vatandaşlar olur.