Dış dizayn çok kötü değil. MF 6400 serisi ile büyük benzerlikleri var. Kalpli, yere sağlam basan, dengeli bir duruşu var. Albenisi de iyi. 8 hidrolik çıkışı gibi güzel artıları da var. En büyük eksiklikleri Ergonomik iç tasarım (konsol ve kontrollerin yerleşimi, havalandırma petekleri, direksiyon tasarımı vb..) ve teknolojik yenilikler (shuttle, elektrohidrolik kontroller, bilgi ekranı, işletim sistemi, arkadan yönetilebilen pto ve hidrolik kolları vs..) konusunda kendini gösteriyor.
Biliyorum hepiniz tümosan en iyisini yapsın, bu ülke çiftçisi de en iyisine ulaşsın istiyor. Tepkilerde de biraz bundan.
Ama kimse kusura bakmasın eleştirilerin de dozunu kaçırmışsınız. Adı traktör, yani çekici (trac: çekme, tractor: çekici) olan bir makina için en önemli unsurlar sayılacak güç, performans, yakıt tüketimi, sağlamlık, dayanıklılık hakkında hiçbirşey yok daha ortada. Sırf (rahatlıkla düzeltilebilecek) ergonomik ve estetik kusurları var diye bir ürün bu kadar yerin dibine sokulmaz.
Unutmayın bu aleti biz yaptık. Bizim mühendislerimiz, bizim fabrikamız, bizim işçimiz yaptı. Bunu da göz önüne alın. Siz bunu daha bu aşamadayken kesip atarsanız nasıl filiz versin, nasıl geliştirsin kendini.
Bu arada daha dün traktör yapmaya başlamış bir firmayı, görsel dizayn olarak hem yılların kaşarı, hem dünya devi Fendt yada Claas ' ın 400.000 liralık traktörlerinin iç tasarımlarıyla kıyaslarsanız hem nankörlük etmiş, hem de birilerinin hakkını yemiş olursunuz.
Bu ülke 1950 ' lerden sonra sanayi devrimine girdi. 1850 ' lerde değil. Bir traktör firmasından, iki ülke arasındaki 100 yıllık bu teknoloji farkını 3 yılda kapatmasını umuyarsanız, hangi rüyadaysanız uyanmanızı tavsiye ederim.
Son olarak da ülkemiz adına ortaya koydukları bu yeni ürün için çalışan tüm mühendis, işçi, tasarımcı,... ve marka olarak Türk Motor Sanaayi çatısındaki herkese tebriklerimi sunar, daha iyi yerlere gelmeleri, kendilerini daha da geliştirmeleri dileğiyle başarılar dilerim.
