Öncelikle alnının terini dökerek bu işi yapan üstadlardan özür diliyorum. Besi için damızlık 10 inek besleyen üç kişi düşünelim. Bunlar aynı maliyetle, yılda 1 buzağı alıyorlar ve danaları aynı maliyetle besleyip, aynı paraya satıyorlar.
1. Durum. Sütçü simental besliyor günlük ortalama 15 litre süt sağıp, 150 litre sütü kendi pazarlayamadığı için 1,05 e süt alım yerine satıyor.
2. Durum. Yerli ırk besliyor, Angus tohumlatıyor, ya da Angus boğaya çekiyor, günlük 5 litre süt sağıp 50 litre sütü kendisi 2 liradan satıyor.
3. Durum. Angus besliyor, sütü sağmıyor. Buzağılar annesiyle birlikte büyüyor.
1. Durum : Ulusal Süt Konseyi verilerine göre 1 litre süt maliyeti 2016 Türkiye ortalaması 0.98 kuruştur. 7 kuruş x 150 litre = 10,5 lira x 300 gün = 3150 lira sütten ilave gelir elde eder.
2. Durum : 1,02 lira x 50 litre = 51 lira x 300 gün = 15300 lira sütten ilave gelir elde eder.
3. Durum : İnek sağımı ve süt pazarlama, buzağı emzirme gibi işlerle uğraşmaz ama İlave gelir elde edemez.
Burada birbirinden farklı imkanlara sahip bölgeler, döl verimi, ırk dayanıklılığı, ırkların farklı besinlerle beslenebilmesi gibi değişkenler bilerek ihmal edilmiştir. Farklı bölgelerdeki kardeşlerimiz kendine en uygun bir yol seçebilir. Hatalarım olabilir, görüş bildirirseniz memnun olurum.
Bunun benzerini sabah ben de düşündüm, ancak çok da benzer değil sanırım
Bir Fleckvieh (Sütçü simental) ele alalım: Düzgün şartlarda bakılan bir fleckvieh çiftliğinden 20 litre ortalama alınabilir, daha düzgün şartlarda bakılan ise 25 lt ortalamaya çıkabilir. Biz 20 lt şeklinde bakalım.
100 baş üzerinden ele alalım konumuzu, işçi çalıştırdığımızı varsayalım ve destekleri de yok sayalım. Ben her zaman destekler hariç bir şekilde hesaplama yaparım çünkü yarın bugün ne olacak çok belli olmuyor.
20 lt veren bir Fleckvieh'in günlük olarak 15 tl gibi bir masrafı var senelik ortalamaya vurulduğunda. 300-305 gün arasında süt verdiğinden biz düşüğü ele alalım 300 gün, hastalık vs. gibi sebeplerle de bir 5 günü atalım, antibiyotikli sütü veremeyeceğimiz için... Geriye 295 gün kalıyor. Flechvieh sütü yağ oranı yüksek olduğundan 5 kuruş fazlaya alınır demişti Barış Ağabey. 1,1 TL'den hesaplama yaptım o yüzden.
1,1*20*295= 6490 TL Süt geliri.
15*300= 4500 + 325 TL kuru dönem gideri. 4825 TL
1665 TL Elde kalan süt geliri hayvan başı.
100 hayvanlık bir işletmede %5 ölü doğum, hastalık vs. nedenlerle kayıp göz önünde bulundurulması gerekli. 95 buzağı alındığı takdirde, ortalamalar göz önünde bulundurulduğunda 45 dişi 40 erkek buzağı elimizde kalacağını varsayalım. Sütten kesilmiş bir Fleckvieh erkek buzağı 3000-3500 TL, dişi buzağı 2250-2500 aralığından gidiyor kabul edersek;
10 günlük buzağının fiyatı 2250 ₺. Ondan sonra geçen her gün için 10 ₺ ekliyorum.
Bu mesajdan yola çıkarak.
3000*40= 140000 TL erkek buzağı
2250*45= 101250 TL dişi buzağı
1665*100=166500 TL süt geliri
Bu satışlardan elde edilen, 407750 TL para. Eğer ki buzağı fiyatları konusunda yanılıyorsam düzeltme yapabilirsiniz
Piyasayı anca buradan takip edebiliyorum
Tabi bir de bunlar pembe durumlar
Bunu da belirtmekte fayda var, sonra mesajlarla dayak yemeyelim de
Gelelim 100 başlık bir Angus işletmesine, bu işletmedeki hayvanları meraya salmıyoruz, günlük yaklaşık 5 TL gibi bir yem giderleri olabileceği hesaba katılmıştı, çünkü sadece kaba yem ile bu hayvanlar beslenebiliyor. İlaç ve bakım giderleri ile bakıldığında 7,5 TL gibi bir gider hesaba katalım.
365*7,5= 2738 TL, ıvır zıvır ekleyelim üzerine 3000 TL diyelim.
Yani bir Angus buzağının bize maliyeti 3000 TL, eğer bu buzağıyı biz besiye çekip satmayacaksak bize kalan "0". Ülkemizde meraların durumu belli meralar kimi zaman küçükbaşları zar zor doyururken Anguslar konusunda ne kadar yeterli geleceklerini varın siz hesap edin. Türkiye'de Angusların bakılacağı yerler: Karadeniz yaylaları, Doğu Anadolu'nın bol yağış alan yerleri. Antalya'da Angus işletmeciliği yapan bir örnek görmüştüm ama onu pek saymıyorum. Ülkemizde Nisandan Eylül ayına kadar 7 aylık bir süre en fazla şekilde meralardan büyükbaş için yararlanma söz konusu. Bu durumda meradan yararlanacak olursak, 150 gün içeride beslenecek, 215 gün kadar da meradan yararlanacak hayvanlar, ancak bu durumda da meradan hastalık kapma riskleri, düşüklerin muhtemelen artışı, yetersiz meralarımızın olduğu gerçeği ile oluşacak besin eksikliklerinin takviyesi ile merada da astarı yüzünden pahalıya bile gelebilir. Bunlar dayanıklı hayvanlar diyebilirsiniz ama yine de bu riskleri göz önünde bulundurmak lazım...
Eğer besiyi kendiniz yapacaksanız işler burada değişiyor. Onun hesabına çok giremiyorum çünkü besideki Angus ne yiyor tam bilmiyorum
750 kiloluk bir Angus'un besi boyunca 3000 TL yiyeceğini varsayarsak (diğer ırklara göre daha az yeyip daha iyi kilo alıyorlar), %60 karkas (böyle ortalaması olduğunu söylüyorlar onu dikkate alıyorum) veren dana 450 kg karkas verecektir. 450*23= 10350 TL yapıyor. 7000 TL elde kalan... Eksik hesap yemden fazla hesap karkastan derseniz 6000 TL diyelim, 750 kg'a 14-15 ayda geldikleri de düşünülecek olursa kârlı mıdır?
Bu durumda, ülkede yapılabilecek en iyi büyükbaş hayvancılık şekli hiç şüphesiz kombine ırk hayvancılığıdır. Düşük şekilde meradan yararlanma var, masraf fazla.
Gerçi son zamanlarda ülkenin durumuna bakıyorum da, hangi iş olursa olsun artık pek yapılabilecek durumda değil. Özellikle son gezimden sonra ülkedeki insanlarımızın gelirlerinin oldukça düşük, Avrupa ülkelerini göre masraflarımızın her yönüyle fazla olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda gerçekten kötü durumdayız.
Avrupa'da 900 ile 1800 arasında bir asgari ücretten söz ediliyor, Türkiye'de ise bu 350 . Ancak bizim için her kalem malzeme Euro ya da Dolar demek. Bu durumda içeride ürettiğimi ürünü de Euro olarak hesaplamamız lazım, Avrupa'da 5-8 olan et, ülkemizde 12-13 . 350 asgari ücret ile 900 asgari ücreti kıyaslarsak aradaki fark anlaşılır. Et açığı olmasına rağmen, bu fiyatlar ile insanların eti bol tüketmesi mümkün değil, üretim zaten az, hala 3-5 hayvan bakarak çok masraf yapılıp az kazanılıyor.
Türkiye ve hatta Dünya gittikçe daha zor şartlara doğru sürüklenirken, bazı şeyleri konuşmak, bunlar üzerinden planlar yapmak bana artık yersiz gibi geliyor, içinden çıkılmaz bir biçimde Ortadoğu bilinmezliğe ve karmaşaya doğru sürüklenirken, ülkemiz ihracatının büyük bir bölümünü Ortadoğu'ya yaptığı için, ihracat rakamlarımız gittikçe azalıyor, çiftçi küçülüyor, endüstride çalışan işçi küçülüyor, taban küçüldükçe ülkenin her kısmı küçülüyor.
Bunları neden söyledim; çünkü bu şartlar altında ya yeni bir iş kurulup batılacak ya da krizi fırsata çevirip bu işten usulca sıyrılacağız. Adımlarınızı sağlam atın, düşünerek atın, derin denizlere açılmadan önce havaları iyi okuyun
Hadi kalın sağlıcakla...