Angusculuk


Holstein demenizin sebebi nedir? Simental veya montofon da tercih edebilirsiniz. Holsteinin bu ırklara göre avantajı var mı? Fiyatı desem, takip ettiğim kadarı ile simentalden pek de farkı yok.
Yaşlı bir inek yerli ya da kırma düve fiyatına bulunabilir. Süt için, yani sütçülük için değil. Başlangıç maliyetini düşürmek için. Biraz süt alıp başlangıç masrafını karşılamak.
Bu rüzgarda simentalin deri rengi bile, 1000 lira fark attırır holsteine.
Asıl sebep ise ırkların birbirine dominantlığı. bu daha önce geçmişti. Angus holsteine daha dominant. Bu yüzden holstein. Bir de, Hangi pazara, çiftliğe gidersek gidelim, Bu simental rüzgarında, Holsteinin başında 1 kişi varsa, Simentalın başında 5 alıcı vardır. Biz zaten ucuzuna gitmeye çalışacağız.
 
Asıl sebep Angusun Holsteine daha dominant olması. Her halükarda Simental holsteinden pahalı olur. Onun tüy rengi bile para ediyor bu rüzgarda. Simentale Angus atmam ben zaten. Kızıl Angus atıyorlar.
Maksat sütçülük değil, başlangıç için biraz süt alıp ek gelir yapmak. Maliyet düşürme hesabı yani. Dişi aldıkça bunları damızlık yapıp, yaşlıları çıkaracağız. Yani buzağılar aynı anda doğmayıp, adım adım yavaş yavaş ilerleyeceğiz.
 
Asıl sebep Angusun Holsteine daha dominant olması. Her halükarda Simental holsteinden pahalı olur. Onun tüy rengi bile para ediyor bu rüzgarda. Simentale Angus atmam ben zaten. Kızıl Angus atıyorlar.
Maksat sütçülük değil, başlangıç için biraz süt alıp ek gelir yapmak. Maliyet düşürme hesabı yani. Dişi aldıkça bunları damızlık yapıp, yaşlıları çıkaracağız. Yani buzağılar aynı anda doğmayıp, adım adım yavaş yavaş ilerleyeceğiz.

Fiyatları dediğiniz gibiyse mantıklı bir tercih olur. İlla düveyla başlayacağız diye bir kural yok zaten. İnekle başlamak daha mantıklı da olabilir. Siz yaşlı inek dediğiniz için ben ekonomik ömrünü tamamlamış veya tamamlamak üzere olan ineklerden bahsediyorsunuz zannettim. Bir ayağı çukurda hayvan almak riskin de riskidir yani :D.

Angusun holsteine baskın olmasının sebebi holsteinde et yönü olmaması. Daha doğrusu düşük olması. Simental kombine bir ırk olduğu için angusun simentale et özelliği aktarması sınırlı olacaktır. Şöyle düşünebiliriz. 3 tane bardak var. 1 tanesi boş, bir tanesi yarı dolu, bir tanesi de tam dolu. Bunlar sırasıyla holstein, simental, angus olsun. Dolu olan bardağı diğerlerine ekleyeceğiz. Boş olan bardağı tam dolduracaktır. Yarım olan bardağa sadece yarım bardak daha ilave su ekleyecektir, yarısı artacaktır. Dolu bardağa da bir başka su dolu bardak eklesek taşacak, bir faydası olmayacak. Umarım örneğim doğru olmuştur :D. Hayvanlarda erkekten gelen gen daha baskın oluyor. Bunun bilimsel karşılığı var mı bilemiyorum ama gözlemlerim bu yönde. Angus melezlerinin boynuzsuz olması, simental melezlerinin sarı beyaz renklerde olması gibi.

Holstein-angus melezlerini damızlık olarak kullanmak riskli olur biraz ama bir kaç mesaj önce attığım videoda kullanılıyordu. Bundan doğan yavruların nasıl olduğu asıl sorun. Artık gözlem yaparak nasıl değerlendirileceğina karar verilir.

Abi başlayalım artık şu işe de kafamız rahatlasın :D. Sabahtan bu yana hayvancılık programlarına bakıyorum :D.

Eşref Bey'e de pedigri okuma, boğa seçim kriterleri, hangi ineğe hangi boğa kullanılacağı, boğa seçerken nelere dikkat edeceğiz gibi konularda program yapması ricasında bulunmuştum. Kabul etti. Bizim elimizin altında internet var. İstediğimiz bilgiyi rahatlıkla bulabiliyoruz. Fakat köylerde bu imkan olmuyor. Veterinerin keyfine ya da spermanın fiyatına göre boğa seçiyorlar. Bilinçsiz üretim oluyor. Bu tarz bir konu olursa çok faydalı olur diye düşündüm. İnşallah takip ederler.
 
Benim başlamama en az 2-3 sene daha var, belki daha da fazla. Ama sen başla ben maşallah, demeye geleyim. Bu konuda muhabbet etmek, Beyin fırtınası yapmak bile keyif veriyor. Çiftlik giriş, Sterilizasyonu da olsun:D Ben ziyarete geleyim. Ben ziyaret edince şöyle bi o Karasığırların ya da buzağılarının boynunun altını kaşıyayım. Onlar da şöyle boynunu uzatsın. Sonra demir tarakla (kaşağıya benzer) şöyle boynuzlarının arasını (saçlarını tarayayım.) Onlar su içerken onlara ıslık çalayım. (tempolu çalarım:) )
Sonra buzağılar zıplayarak koşsun. İkimiz onların koşturmalarını izleyelim keyifle:D
 
Kahveciii çayları tazele:) Devam edelim.
15. İlk iki yıl gelir beklememek lazım. bu yıllar toparlanma yılı olacak. Bunun için gerekli tedbirleri almadan yola çıkmamalı.
16. Hayvanları almadan önce yem bitkilerini ekip, hazırlamalı, depomuza koymuş olmalıyız. Elimizdeki araba değil garaja park edip kontağını kapatamayız. Bu canlı her gün gıdaya ihtiyacı var. Piyasa ne olursa olsun o da bizim gibi yaşamak için gıda tüketmeli.
 
[MENTION=51942]celal deniz[/MENTION] kardeşimiz de Angus beslemeyi düşünüyordu. Başlamış ise katkı sunmasını bekleriz. Değerli fikirlerinden yararlanmak isteriz.
 
saygıdeğer [MENTION=57589]behcet arı[/MENTION] Hocam, bir ineğin maliyetini 2150 TL hesaplamış.
angus ineklerin yıllık yem maliyeti, inek başına (6 ton silaj, 3 ton saman, 600 kg ayçiçek küspesi, tuz, mermer) yaklaşık 2150 TL dir (silaj: 170 tl/ton; saman 320 TL/ton; ayçiçek küspesi 700 TL/ton). Bu 200-250 kg bir buzağının yem maliyetidir. süresi 12-15 aydır. mısır silajı, saman/yonca, ayçiçek küspesi ile yapılan yemlemede, tahıl kullanılmasına gerek yoktur. kaba yem olarak sadece saman kullanılması halinde bir miktar arpa ile ayçiçek küspesi kullanılması gereklidir. Ayrıca, mısır silajı yerine pancar posası/küspesi kullanılabilir.
Bu işi yapan arkadaşlardan bu maliyetin altına düşürebilen var mı?
 
Var. Karadeniz Samsun, Sakarya, Ödemiş, Bayındır, Yalova buralar ülkemizde, vegetasyon süresinin en uzun olduğu yerlerdir. Dikkat ederseniz buralarda Süs bitkileri üretimi yaygınlaşmıştır. Bu Tarım Ekonomisi ile de ilgili bir durumdur. Bir tarım ekeonomisti tezine göre tarımın en karlı sektörlerinden ikisi Süs bitkisi üreticiliği ve Hayvancılıktır.
Buralarda bu sektörün yaygın olması tesadüf olmasa gerek:) Yani hayvancılık zaten hiç yok değil, ama karlı başka bir sektörde üretim yapıyorlar.
Ayrıca Türkiyenin yükselti farkları bir avantajdır. 6 ayı bulmamızı sağlar. yani yaylacılık gibi. düşük rakımlardaki meralar kuruyunca yaylalara götürülür hayvanlar. Doğu Karadenizde yaylacılık devam ediyor. Fakat onlar Jersey yapıyorlar.
48. mesajda
demiştim. [MENTION=74079]muratardahan[/MENTION] kardeşimiz 6 ayı bulduk mu şükrediyoruz diyor. Belki bazı yıllar buluyorlardır. O bölgedeki kardeşlerimize sormak lazım. Bir mesajında da yaylaya götürdüklerinden bahsettiydi. O bölgede onlar yaşıyor, ona sormak lazım ama benim gibi mistır muhaliflere çok kızıyor:) siz sorabilirsiniz.
Etçi damızlıklarımız da en çok bu bölgede zaten. Kars malı diyoruz. Bu illerde devletin de çalışmaları olmuş önceki yıllarda. Bir çok etçi ırkın kanı var bu melezlerde. Genellikle montofon, yerli kanı daha fazladır ama, Türkiyede safını çok zor bulacağımız Piedmentosa kanı bile var bu melezlerde. Belki üreticilerin bazıları, kendi hayvanının bu kanı taşıdığını bile bilmiyordur. Herşeyi biz biliriz ya:) bir kardeşimizin dediğine göre.
Şunun için soruyorum bizim köyünde merası var 3 bin dönüm bir iki ay yeşil ot olur haziran 20 dedimi her taraf kurur saydığınız yerler dışında iyi bir mera bulmak zor ama yerli karaya angus atıp denemeyi 3 yıldır istiyorum imkanım olmadı
 
Yapay meralar hayvancılık yapılan her işletme ya da yörede hayvanların kaba yem
ihtiyaçlarını karşılayabilecek önemli yem üretim sistemidir. Özellikle doğal meraların üretim
güçlerinin otlayan hayvanlar için yeterli olmadığı zaman dilimlerinde ek yem kaynaklarına ihtiyaç
artmaktadır. Kurak alanlarda bu ihtiyaç daha çok hissedilmektedir.
Türkiye’de kurak alanlar yaygın olduğu için, meraların çoğu da kurak bölgelerde
bulunmaktadır. Kurak iklimlerde büyüyen bitkiler, gelişme dönemleri içerisinde her zaman ihtiyaç
duydukları suyu yeterince bulamazlar. Bu durumda bitkiler ister istemez normal gelişim ve
üretimlerini gösteremezler. Üretilen toplam organik madde azalacağı gibi, yeterli tohum ve vejetatif
doku da oluşturamayacakları için bitkilerin üreme faaliyetlerinde aksamalar meydana gelecektir.
Kurağa iyi dayanamayan bitkiler bu şartlarda kendilerini yenileyemez ve zaman içerisinde bitki
örtüsünden çekilirler. Dayanıklı bitkiler bile uygun olmayan otlatmalarda varlıklarını sürdürmede
zorlanırlar.
Meraların genelde tarımsal faaliyetin kısıtlandığı kurak alanlarda yaygın olması (Holechek ve
ark., 2004) bu bölgelerde mera hayvancılığının yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Fakat kuraklığın
getirdiği elverişsiz şartlar ve çoğunlukla meraların yönetim ilkelerine uygun şekilde kullanılmaması,
otlatma mevsimi içerisinde kaba yem açıklarının doğmasına sebep olmaktadır. Yapay meraların
kurulması bu yem açığını karşılamanın yollarından biridir



Yapay meralar ya vasfını yitirmiş doğal meraların ıslahı amacıyla ya da tarım alanlarında
normal ekim sistemi içerisinde yer alacak şekilde tesis edilir. İlki genellikle tavsiye edilmemektedir
(Altın ve ark., 2005). Zira meraların en önemli özelliği ve güzelliği tür çeşitliliğinin fazla olmasıdır.
Bu yönüyle meralar başka hiçbir yem kaynağının sahip olamadığı nitelikli ve dengeli yem üretirler.
Ancak daha önce sürülüp tarla olarak kullanılan ve daha sonra terk edilen mera alanlarında yapay mera
kurmak en akılcı yoldur. Çünkü bilhassa kurak iklim bölgelerinde böyle alanların kendi doğal süreçleri
içerisinde gelişmesi (ikincil süksesyon) oldukça uzun zaman alabilmektedir. Nitekim Erzurum’da hafif
eğimli sürülüp terk edilen bir merada bitki örtüsü ve toprağın yeniden doğal mera özelliği kazanması
için en az 35 yılın geçmesi gerektiği belirtilmiştir (Gökkuş, 1994)


Kurak yerlerde yapay meralar tarzında işletmeler iyidir :) Hem toprak değerlendirilmiş olur hem de hayvan yetiştirilir :)
 

Şunun için soruyorum bizim köyünde merası var 3 bin dönüm bir iki ay yeşil ot olur haziran 20 dedimi her taraf kurur saydığınız yerler dışında iyi bir mera bulmak zor ama yerli karaya angus atıp denemeyi 3 yıldır istiyorum imkanım olmadı

Allah imkan verir, yaparsınız inşallah, biz de sizin tecrübelerinden faydalanırız.
Doğru meralarımızın çoğu bu durumda. 20 Hazirandan sonra durum bizim oralarda da böyle. Hem mera arazimiz de yok. Çoğu bozuk ormandan oluşuyor bizim bölgenin. Fakat bir mesajında [MENTION=30918]Aspir[/MENTION] kardeşimiz 8 ay güttüğünü söylüyordu. Bazı bölgelerde mera imkanları var demekki. Yapay meranın bile kendine göre sakıncaları var.
Ben devletin de bazı şeyler yapması gerektiğini belirtiyorum. Yapay mera oluşturmak yerine, bu 3 bin dönümlük yeri 20 hazirandan sonra sadece sulayıverecek bir sistem kursa sizin köye, en azından o meradan birkaç ay daha faydalanılır.
Yapay meranın bölgenin doğal florasını bozduğunu biliyorum. Fakat bu sadece sulama şekilde sulamayla da ekosistem bozulur mu? onu bilmiyorum. Bilenler beni aydınlatsın.
Belki devletin bildiği, benim bilmediğim böyle bir sebep yüzünden yapmıyordur. Çünkü bu tür bir şeyi yapmak devlet için çok zor değil.
 
Allah imkan verir, yaparsınız inşallah, biz de sizin tecrübelerinden faydalanırız.
Doğru meralarımızın çoğu bu durumda. 20 Hazirandan sonra durum bizim oralarda da böyle. Hem mera arazimiz de yok. Çoğu bozuk ormandan oluşuyor bizim bölgenin. Fakat bir mesajında [MENTION=30918]Aspir[/MENTION] kardeşimiz 8 ay güttüğünü söylüyordu. Bazı bölgelerde mera imkanları var demekki. Yapay meranın bile kendine göre sakıncaları var.
Ben devletin de bazı şeyler yapması gerektiğini belirtiyorum. Yapay mera oluşturmak yerine, bu 3 bin dönümlük yeri 20 hazirandan sonra sadece sulayıverecek bir sistem kursa sizin köye, en azından o meradan birkaç ay daha faydalanılır.
Yapay meranın bölgenin doğal florasını biliyorum. Fakat bu şekilde sulamayla da ekosistem bozulur mu? onu bilmiyorum. Bilenler beni aydınlatsın.
Belki devletin bildiği benim bilmediğim böyle bir sebep yüzünden yapmıyordur. Çünkü bu tür bir şeyi yapmak devlet için çok zor değil.
Sagolasın Abi inşallah yaparım bizim köyün içme suyu bile sıkıntılı Biraz karasal iklim hakim
 
Kurak yerlerde yapay meralar tarzında işletmeler iyidir :) Hem toprak değerlendirilmiş olur hem de hayvan yetiştirilir :)

Galiba sizin Alıntıladığınız bir mesajda Almanyada bir yerde yapay mera oluşturmada çalışmış birisi, böyle bir mahsurdan bahsediliyordu, orada Araştırma görevlisi olan kişi tarafından. Yapay mera için bu mahsur göze alınmalı mıdır?
 
Galiba sizin Alıntıladığınız bir mesajda Almanyada bir yerde yapay mera oluşturmada çalışmış birisi, böyle bir mahsurdan bahsediliyordu, orada Araştırma görevlisi olan kişi tarafından. Yapay mera için bu mahsur göze alınmalı mıdır?

Ozan Erzincanlı halen mera konumunda olan yerlerin ot verimini arttırma amacıyla yapılan müdahalenin yanlışlığından bahsediyor. Yani buradakiyle paralel bir şey, bu çalışmada da sürülüp bırakılan yerde bir daha doğal mera oluşabilmesi için 35 yıl geçmesi gerektiği belirtilmiş. Yine bu çalışmada diyor ki, "vasfını yitirmiş meraların yapay meraya çevrilmesi tavsiye edilmemektedir."

Ozan Erzincanlı yapay mera yerine meraların ıslah edilmesini öneriyor ve şöyle diyor;

"Çayır ve meralara müdahaleler yapabiliriz. Örneğin çayırlarda biçimi kolaylaştırmak ve bu amaçla buğdaygilleri arttırmak için mevcut çayıra uygun zamanda, toprak analizi neticelerine de dayanarak azotça zengin gübreleme yapabiliriz. Böylece buğdaygiller tüm mera nüfusu içerisinde daha güçlü hale gelirler. Biçim sayısını arttırmak da buğdaygilleri kuvvetlendirip, geniş yapraklı bitkileri zayıflatacak bir uygulama olabilir.

Mera ıslahında merada mevcut bitki yapısını önce tanımlar, daha sonra hangi bitkilerin çoğalıp büyümesini, hangi bitkilerin zayıflamasını istediğimizi tespit edip gübreleme, biçme, otlatma ve hatta büyük çalılar vs. için seyreltme gibi işlemler uygulayabiliriz."

Kazayağı çekmeyin, sürmeyin sadece gübreleyin, sulayın diyor yani :) Diğer yandan zaten bu vasfı yitirmişse yapılabilecek çok bir şey yok, ancak yine de önerilmiyor yazıda da söylendiği gibi, bu durumda da yine Ozan Erzincanlı'nın dediği işlemlerle 35 yıllık süreç belki bir nebze de olsa azaltılır :)
 
birkaç yıllık ekonomik durumumuzu düzelteceğiz diye, 35 yıl sonra gelecek neslin meralarını bozup, istediğimiz gibi kullanmak ahlaki değildir bence. Bunun için gerekirse ömür boyu et yememeye razı olurum. ya da daha pahalı yemeye. Rotational Grazing (Dönüşlü otlatma) sistemini bile kişiler kendi tapulu arazilerine kurmalıdır.
Devlet buna izin vermemelidir bana göre. Hatta mera sulama ekosisteme zararlı ise ona da vermemelidir. Ben böyle düşünüyorum. Betonlaşmaya karşı duruyorsam, buna da karşı durmalıyım.
Bu benim subjektif bakış açım.
 
Pozitivist değilim, fakat bilime bilim adamlarına saygılıyım. Elhamdülillah dogmatiğim:) Burada ne, nekadar mahsurlu veya mahsurlu değil, işte buna devlet veya vatandaş değil, bilim adamı karar vermelidir bence. Bu benim şu an içinden, kendim çıkabileceğim bir konu değil. Çok girift bir yere girdim herhalde. Bilim adamları beni aydınlatsın.
 
Pozitivist değilim, fakat bilime bilim adamlarına saygılıyım. Elhamdülillah dogmatiğim:) Burada ne, nekadar mahsurlu veya mahsurlu değil, işte buna devlet veya vatandaş değil, bilim adamı karar vermelidir bence. Bu benim şu an içinden, kendim çıkabileceğim bir konu değil. Çok girift bir yere girdim herhalde. Bilim adamları beni aydınlatsın.
Abi bizde bilim adamı da devlet mühendis de devlet doktor da :) her şeyi düşünür devlet :) neyse bunları konuşmayalım :)
 

17. Mera ıslahı Anguscunun veya sığırcının önemli bir sorunudur. Bu konuda neler yapılabileceği konusunda bilim adamları heyetinden bilgi alınmalıdır.
 

Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt