Ben burdaki tartışmalarda bir anlam veremiyorum. Biz burda "dünya normlarının çok çok üstende olan yüksek motorin fiyatlarının ve aynı şekilde seyreden yüksek girdi maliyetlerinin ülke tarımana vereceği olası zararları ve bunun neticesinde tarım ürünlerinde yaşanacak aşırı dışa bağımlılık ki; bu sarmalada girmiş bulunmaktayız" gibi konuları burda tartışırken,halen "kimin hangi traktör aldığı ve kaç beygir olduğu" şeklinde yorumlar yapılıyor.
Kardeşlerim bakın Türkiye de Tarım ve Hayvancılık yavaş yavaş bitiyor.
Malatya da kayısı ağacı kesiliyor. Daha önce kayısı, Malatya nın temel kalkınma ürünüyken bugün ıhracat olmadığı için imha ediliyor.
Giresun dünya fındık başkenti olmasına rağmen ama nedense son yıllarda yöre halkının yüz çevirdiği bir ürün haline geldi.
Adıyaman da dağ köylerinin tek geçim kaynağı olan tütün,birkaç üçkağıtçıya fayda sağlamak için yasaklanıyor. Peki bu insanlar hırsızlık mı yapsın,yasa dışı işler mi yapsın,söyle ne yapsın?
Manisa da, birkaç zalim kan emicilerine rant sağlamak için 1000 yıllık zeytin ağaçları kesildi.
Çiftçi buğdayı hasat edeceği gün "dışarıdan buğday alacağını"soyluyorsun ve hala buğday piyasası düzelmedi.
Büyükbaş besi işletmeleri için teşvik veriyorsun,adamlar hayvanları alıp çiftliği kuruyor,daha sonra "yavaş salınımlı antibiyotik" gibi yıl sonuna kadar "et ve çeşitli tarım ürünlerinde ithalat" olacağını haber esiyorsun.
Hani sen hep diyordun "yerli ve milli" yaw millî olan herşey satildi,yerli olan herşey dışardan geliyor,ne yerlisi kaldı ne de millisi kaldı.
Ben trakklupteki diğer yorumlarımda olduğu gibi yineliyorum "Hedef 2023 te 100/100 dışa bağımlı bir Türkiye.