Rusya Ukrayna'ya Saldırırsa Buğday Fiyatları ne olur?


Böyle bir saldırı olursa TMO nun yaptığı 2 buğday ihalesinde yaklaşık 700 bin ton buğday teslimatı şubat ve mart ayında olacaktı TMO ithalatı büyük çoğunluk ile Ukrayna ve Rusya dan yapıyor savaş durumunda buğday ithalatı durabilir buda iç piyasada fiyatları yükseltebilir ytd.
Savaş olmasın abi de bizimde buğday inşallah kar eder elbette bence bu sene devlet bizim buğdaylara 5 TL verir
 
ABD başkanı Biden konuşmaları çok dik dik, resmen Rusyayı kışkırtıyor. İngilterenin ise özel birliklerini Ukraynaya göndermesi Rusları rahatsız ediyor.



1644612812987.png


ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin Olimpiyatları bitmeden Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlayabileceğini söyledi.

Öte yandan Beyaz Saray, ABD vatandaşlarının önümüzdeki 24 ile 48 saat içinde Ukrayna'yı terk etmeleri gerektiğini açıkladı.

"İŞGAL HER AN BAŞLAYABİLİR"​

Sullivan, Ukrayna'da işgalin her an başlayabileceğini, Amerikalıların derhal ülkeyi terk etmesi gerektiğini ve işgal durumunda tahliye operasyonu yapmayacaklarını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Batılı meslektaşlarımız Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'e Rusya'yı dengeden çıkarmak için sadece bir araç olarak ihtiyaç duyuyor" dedi.

Öte yandan NBC televizyonuna konuşan ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda ABD birliklerinin tahliye operasyonu düzenlemesinin mümkün olamayacağına dikkat çekerek Ukrayna'da bulunan ABD vatandaşlarına ülkeyi "şimdi" terk etmeleri çağrısında bulundu.

"Amerikalılar ve Ruslar birbirini vurmaya başlarsa bu dünya savaşı olur" ifadelerini kullanan Biden, Rusya'nın dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olduğuna dikkat çekti.

Ukrayna sınırındaki duruma atıfla "Bu çok farklı bir durum ve her şey hızlı bir şekilde kontrolden çıkabilir" ifadelerini kullanan Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i de ABD vatandaşlarına zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Biden, "Putin, eğer Ukrayna'yı işgal edecek kadar budala ise umarım ABD vatandaşlarına olumsuz etkisi olacak bir şey yapmama konusunda yeterince akıllıdır" dedi.
 
ABD başkanı Biden konuşmaları çok dik dik, resmen Rusyayı kışkırtıyor. İngilterenin ise özel birliklerini Ukraynaya göndermesi Rusları rahatsız ediyor.



Ekli dosyayı görüntüle 67689

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin Olimpiyatları bitmeden Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlayabileceğini söyledi.

Öte yandan Beyaz Saray, ABD vatandaşlarının önümüzdeki 24 ile 48 saat içinde Ukrayna'yı terk etmeleri gerektiğini açıkladı.

"İŞGAL HER AN BAŞLAYABİLİR"​

Sullivan, Ukrayna'da işgalin her an başlayabileceğini, Amerikalıların derhal ülkeyi terk etmesi gerektiğini ve işgal durumunda tahliye operasyonu yapmayacaklarını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Batılı meslektaşlarımız Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'e Rusya'yı dengeden çıkarmak için sadece bir araç olarak ihtiyaç duyuyor" dedi.

Öte yandan NBC televizyonuna konuşan ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda ABD birliklerinin tahliye operasyonu düzenlemesinin mümkün olamayacağına dikkat çekerek Ukrayna'da bulunan ABD vatandaşlarına ülkeyi "şimdi" terk etmeleri çağrısında bulundu.

"Amerikalılar ve Ruslar birbirini vurmaya başlarsa bu dünya savaşı olur" ifadelerini kullanan Biden, Rusya'nın dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olduğuna dikkat çekti.

Ukrayna sınırındaki duruma atıfla "Bu çok farklı bir durum ve her şey hızlı bir şekilde kontrolden çıkabilir" ifadelerini kullanan Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i de ABD vatandaşlarına zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Biden, "Putin, eğer Ukrayna'yı işgal edecek kadar budala ise umarım ABD vatandaşlarına olumsuz etkisi olacak bir şey yapmama konusunda yeterince akıllıdır" dedi.

Ingiliz ve amerikalıların ortalığı velveleye veren bu tavrı tıpkı irak savaşı öncesi olan yalan dolan tavrını hatırlatıyor. Kimyasal silah üretim tesislerinin fotolarini yayınlıyor, insan haklarindan bahsediyordu.Olanlar hepinizin malumu...
Ama bu sefer karşısında kolay lokma yok,muhtemel rusyayı daha fazla kışkırtarak rusya ile ekonomik yakınlaşan almanya vb bati ülkelerini daha sıkı bir kontrol altına almak.Batinin kontrolü bir korku figürü ile mümkün.
Bu arada o inmiş bu çıkmış kimsenin umurunda olmaz,herkes can derdine düşmüş olur.
 
Çin ekonomisi az kaldı 2-3 yıla ABD ekonomisinide geçerek 1. sıraya oturacak ve dünyanın yeni efendisi olacak.

ABD ingiltere bunu biliyor işine gelmiyor ve Ukaryananın Rusya ile sürtüşme çıkartmasını sağlıyor, böylece savaş çıkaracak ama bunun sonucunda Çin ve Rusya birbirine destek olmak için anlaştıklarından tıpkı 1. dünya savaşına sonradan ABD nin 1917 de dahil olması gibi çıkan bu savaşa yeni ekonomik büyük güç Çin sonradan dahil olacak, böylece çıkan kaosun nereye gideceği belli olmayacak, ama tüm çıkan büyük savaş ve anlaşmazlıkların sonucunda yeni antlaşmalar imzalanması gerekecek, böylece savaşın sonucunda masada yeni dayatmalara ülkelere imzalattırılacak, işte tüm mesele masa başında ülkelere yeni anlaşmaları imzalatmak olan bir sürecin başlaması sözkonusu.

Büyük savaşlar ufaktan başlar, tüm dünyayı ekonomik olarak sarar ve etkiler, bu sürecin başladığını zaten planlayıcı sermaye güçlerinin dünya emtia piyasalarında tedarik zincirini bahane ederek start vermesinden anlamlıyız aslında, ekonomik şartlar bir yönden 2. dünya savaşının arefesindeki 1930 lu yıllaın 2. yarısına benzerken, askeri anlamda anlaşmazlıklar ve sürtüşmeler ise ülkelerin 1. dünya savaşı öncesi itilaf ve ittifak güçleri oluşturması gibi gruplaşmaya başlamasıda enteresan bir benzerlik gösteriyor.

Bunların hepsi geçmişteki olaylara benzemeside fitnenin kaynağının ABD ve İngiltere merkezli olup, Putin in Makron ile görüşmesinde uzun oval masada 2 liderin uzak oturmasını sağlamaları gibi ayrıntılarda Fransadaki fitne gruplarınında işin içine dahil olduğunun göstergesi.

Güneşin batmadığı imparatorluk ingiltere kraliyet ailesi Çin in ydünyada yeni ulaştığı ekonomik gücü durdurmak ve ortakları süper ekonomi ABD ile beraber bunu yapmak istemesi anlamlı olur bu zamanda, tabi fransa ve dolaylı yoldan Almanya ekonomiside bu durdurma planlarına çanak tutması anlamlı, onlarda şimdiki durumlarını nereye kadar koruyacaklarının endişesiyle hareket edeceklerdir.

Malumunuz büyük sermaye bu ülkelerde merkezileşmiş sistemlerini kullanmakta ve dünyayı yönettiğini iddia etmekte, Çin in yeni dünyanın efendisi olması içinmi tüm planlarını yürütüyor? böylece eskimiş bu merkezleri fitneleyerek yeni bir kaosa mı sürüklüyor? bunların hepsi olabilir lakin her ne olacaksa hiçbirşey eskisi gibi olmayacağı garanti, yeni ekonomik anlaşmalar dayatılacak, ağır anlaşmalar kimlere dayatılacak biz bilemeyizde dünyayı yönettiğini iddia edenler planlamış bişeyler, fakat bu anlaşmalar olmadanda yeni ekonomik güçler dengesinin kurulamayacağı çok açık zaten.

Bu anlaşmalar tıpkı 1. dünya savaşı sonrası Almanyanın uyması için çok ağır şartları olan versay antlaşması, Osmanlının çok ağır maddeleri olan sevr antlaşmasını imzalaması için dayatılması gibi dayatılacak çok ağır ekonomik yeni dengeleri getirecek anlaşmalar olarak dünyanın önde gelen ekonomilerine dayatılarak imzalattırılacakki, yeni dünyanın değişen ekonomik dengelerine uyumlu şekilde ekonomiler işlesin.Tüm gidişat bu yönde ilerliyor görünüyor şimdilik, zaman gelip çatmış.Ukrayna kaşınacak Rusya müdahil olacak ve batılılar bu tarafta büyük gürültü kopararak olaya dalacak ama Rusya ile anlaşması olan Çin bir müddet sonra savaşa müdahil olacak, ortalık karman çorman oluncada işin sonu yeni ağır ama uymak zorunda kalıncak ekeonik anlaşmalar imzalamaya ve imzalattırmaya varacak.

Bizim gibi ülkeler ise yeni oluşan dünyanın ekonomik dengelerinin neresinde yer alıp alamayacağımızı düşünmek, yoksa ortadoğuda kendi başımıza yeni bir ekonomik bölgesel güç olmayamı gideceğiz, neyi ne kadar başaracak gücümüz var, Eskiden olduğu gibi NATO sayesinde batı gruplaşmalarının yanındamı olacağız? Dünyanın değiştiği zamanlarda bizimde değişimden payımızı almamamız imkansız ve ekonomik denge değişimleri zaman zaman olan şeylerdir.

Evet değişimler yeri zamanı gelince oluyor illaki, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir demiş Heraklitos.
 
ABD İngiltere gazı verdi şimdi son dakika geldi askerlerini çekiyormuş Rusyanın da pek savaşacağını düşünmüyorum ben şu gerilim ile zaten petroldan doğalgazdan parayı vurdu
Rusya zaten 100 bin askerini sınırı yığmış olsa dahi işgali düşünmüyorum, yeterki batılı güçler Kiev i NATO ya almasın sınırıma füze konuşlandırmasın diyor.

Rusya nın tüm meselesi bu.

Fakat Kiev inat eder NATO inat ederse askeri yığınağını yapmış işgalide yapabilir, netekim batı Ukraynayı desteklemeye devam ediyor olayı kaşıyan batılı güçler.

Bahsettiğin asker çekilme meselesi ABD nin Ukraynadaki 150 kadar Ukrayna askerine eğitim veren askerini çekiyor, ingilterede aynı şekilde askerini çekiyor, bunlar az sayıda askerler ve savaşmak için Ukraynada bulunması komik rakamlar zaten eğitimci askerler, bunların dışında Ukraynada ABD nin ve ingilterenin savaşmak için ve Ukraynayı korumak için konuşlandırdığı askeri yok zaten, sadece eğitimcileri tahliye ediyorlar, neden tahliye diyor? yüzbinlerce Rus askeri işgale başlarsa baskın yemesinler öldürülmesinler diye.

Putinin geri adım atması imkansız, burnunun dibinde NATO devleti ve füzeleri konuşlansın istemiyor olayı bu kadar net şekilde açıklıyor zaten, kırmızı çizgilerini çekmiş Rusya, buna ister uyarsınız ister uymazsınız benim sorunum değil ben istemiyorum sizde yapamazsınız, eğer olursada aba altından sopayı gösteriyor sınıra yığınağı yapmış, mesele bundan ibaret.


https://www.sozcu.com.tr/2022/dunya/rusya-ukrayna-gerilimi-putin-carsamba-gunu-isgal-edecek-6947902/
 

Ukrayna - Rusya krizi: Türk SİHA'larının olası bir çatışmada rolü ne olur?​

12 Şubat 2022
YouTube paylaşımı


Rusya'nın Ukrayna sınırına asker ve zırhlı araç konuşlandırmasıyla başlayan krizde Moskova'nın güç gösterisi Belarus'taki tatbikatla sürüyor. 20 Şubat'a kadar sürecek tatbikatta Rusya'nın en gelişmiş silahları kullanılıyor.
Moskova, Ukrayna'nın doğusu, güneyi ve kuzeyine 100 binden fazla asker yığınağı yaptı. Rus güçlerinin sınırdaki mevzileri ve karargahları uydudan çekilen fotoğraflarda da net bir şekilde görülebiliyor.
Yelnya

KAYNAK,MAXAR
Ukrayna ise özellikle İngiltere ve ABD'den gelen desteklerle Rusya'nın caydırıcı yığınaklarına karşılık vermeye çalışsa da iki ülkenin askeri güçleri arasında kıyaslanamayacak ölçüde uçurum var.
Ukrayna'nın doğusundaki Rusya'nın desteklediği ayrılıkçılar Moskova'nın bölgedeki hamlelerinden memnun, ancak olası bir çatışmada Türkiye'nin Ukrayna'ya sattığı Bayraktar TB-2 model silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) kendileri için tehlikeli olabileceğini söylüyorlar.
Uluslararası olarak tanınmayan Donetsk Halk Cumhuriyeti Lideri Denis Puşilin, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada "Yüksek teknolojiye ihtiyacımız var çünkü Bayraktar TB-2 çok tehlikeli" dedi.


Bu SİHA'ların şu ana kadar Ukrayna krizinde kullanılıp kullanılmadığı henüz netleşmiş değil. Ancak geçen yıl Ekim ayında Ukrayna ordusu, Türk yapımı bir insansız hava aracının Rus destekli ayrılıkçılara ait bir D-30 topunu imha ettiğini gösterdiğini belirttiği bir video paylaştı.
Bu iddia Rusya tarafından eleştirilirken, Kremlin Türkiye'yi, insansız hava araçlarının "bölgeyi istikrarsızlaştırma" riski taşıdığı konusunda uyardı
Aslında Türkiye'nin Ukrayna'ya sattığı SİHA'lar tek taraflı bir ticaretten ibaret değil, daha kapsamlı bir savunma ilişkisinin parçası.
Çünkü SİHA'ların üretiminde Ukrayna'nın da payı var.
Ukrayna ve Rusya'nın askeri kapasiteleri


Ukrayna ve Rusya'nın askeri kapasiteleri
BBC Türkçe'nin bu konudaki sorularını yanıtlayan Savunma ve Güvenlik Araştırmacısı Arda Mavlütoğlu, "Ukrayna son yıllarda artan şekilde Türkiye'nin en önemli savunma partnerlerinden biri haline geldi" yorumunu yaparken şunları ekledi:
"Bunda Türkiye'nin Batı ülkelerinden teknolojik ürünleri alamıyor olmasının da etkisi var. Ukrayna Türkiye için çok önemli bir motor tedarikçisi oldu. Baykar firmasının Akıncı savunma araçlarında Ukrayna yapımı motorlar tercih edildi. Cumhurbaşkanı RTE'nin Ukrayna ziyareti esnasında imzalanan anlaşmalardan bir tanesi de Ukrayna'da SİHA tesisi kurulmasına dair olduğu açıklandı. Türk savunma sanayi firmaları da faaliyetlerini bir hayli arttırmış durumdalar. Dolayısıyla savunma sanayinde karşılıklı ticaret hacmi bir hayli arttı.
Ukrayna krizinin çatışmaya dönüp dönmeyeceğini bilmiyoruz ama böyle bir senaryo gerçekleştiğinde Türkiye yapımı SİHA'ların Ukrayna lehine belirleyici bir rol oynayıp oymayacağı da merak ediliyor.
Bayraktar TB2

KAYNAK,BAYKAR

Bayraktar TB-2'nin 'hem istihbarat hem de saldırı aracı' olduğuna dikkat çeken Mevlütoğlu, şu yorumu yaptı:
"Bu kabiliyeti özellikle mobil diyebileceğimiz seyyar arazide küçük gruplar halinde hareket eden militanlara silahlı gruplara karşı özellikle etkili olmasını sağlıyor. Dolayısıyla eğer çatışma Donbas'ta ki ayrılıkçılara karşı Ukrayna ordusunun operasyonlarıyla sınırlı kalır ise Bayraktar'ın çok daha fazla etkili olabileceğini varsayabiliriz. Ancak Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'yı işgali ya da topyekûn bir savaş durumunda Rusya'nın hem sayısal hem de nitelik olarak Ukrayna'ya karşı üstünlüğünden dolayı Bayraktar'ın çok büyük bir denge bozucu ya da sahada çok büyük bir sonuç yaratacağı fark yaratıcı etkisi olması bana çok olası gelmiyor.
Ukrayna'nın Türk SİHA'larını kullanması halinde Rusya'nın nasıl bir tepki vereceği de net değil. Gazeteci Serkan Demirtaş'a göre böyle bir senaryo 2015'te Türkiye'nin Suriye sınırındaki Rus uçağını düşürmesi sonrası yaşananlara benzer bir durum ortaya çıkarabilir.
O dönemde Rusya'nın Türkiye'ye 'ciddi bir yaptırım' süreci başlattığını hatırlatan Demirtaş, "Turizmden ekonomiye ihracat kalemlerinden tekrar vizelerin yeniden gündeme getirilmesi gibi birçok alanı kapsayan Türkiye ye dönük yaptırım akımını görmüştük. Benzer bir sonuç karşımıza çıkabilir" öngörüsünde bulundu.


Türkiye'nin insansız hava araçları Ukrayna krizini nasıl etkiliyor?
Türkiye, İHA ve SİHA üretiminde dünyada yükselen bir güç mü?

 
UKRAYNA MESELESİ BİR EKMEK KAVGASI MI?

1.Dünya Savaşı’nın en büyük ekonomik sebeplerinden biri İngiltere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını koruma, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirme niyeti idi. Öte yandan 19. yüzyıl sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20. yüzyıla damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendi.

2.Dünya Savaşı, ekonomik kriz ve hızlı nüfus artışı, devletlerin tarımsal üretimin sürekliliğini sağlama ve oluşan üretim artığını değerlendirecek yeni pazarlar bulma konusunda politikalar belirlemelerinin itici gücü olmuştur. Bu anlamda modern tarım politikalarının ilk uygulayıcısı da ABD’dir. ABD’nin, 1929 Ekonomik Krizi sonrası, ülke içinde tarıma uyguladığı sübvansiyonlar ve destekleme alımları, yüksek verimlilik ve tarım teknolojisi ile birleşince tarımsal üretimde büyük artış yaşanmıştır. Ortaya çıkan üretim fazlası ise Az Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelere ihraç edilmeye başlanmıştır. Henry Kissinger’ın, toplumları kontrol etme konusunda gıdanın bir silah olarak kullanılabileceği düşüncesi, ABD’nin bu dönemde, Az Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelere uyguladığı tarımsal politikaların özeti niteliğindedir.

ABD’nin uygulamış olduğu tarımsal politikalar özellikle Az Gelişmiş Ülkelerde, tarımsal nüfusu yerlerinden koparırken geleneksel tarımsal üretimleri de sona erdirmiştir. 1980’lerden başlayarak dünyada küreselleşme ve neoliberal politikaların egemen olmasıyla bu ülkelerde tarımın çöküşü ve köylülüğün yok oluşunun sonuçları artık mülteci sorununa dönüşmüştür. 1980’lerin başında patlak veren borç krizi sonrası IMF ve Dünya Bankası devreye girerek borçlarını ödeyemeyen ülkelere ‘Yapısal Uyum Programları’ dayatmışlardır. Bu programlar gereğince birçok Az Gelişmiş Ülke iç piyasasını dünya ekonomisine yani besin malları ithalatına ve tarım alanlarını yabancı yatırıma açmak zorunda kalmıştır. Böylece sermayenin tarım alanlarında da uluslararasılaşması hızlanmış ve yeni bir uluslararası iş bölümü şekillenmeye başlamıştır. Gelişmiş ülkelerde verimliliği yüksek ve devlet tarafından desteklenen hayvancılık ve tahıl ürünlerinin, Az Gelişmiş Ülkelerin piyasalarına, ithalat serbestisi ile düşük fiyatlarla girmesi, yerli üreticilerin bu rekabete dayanamayarak yok olmaya başlamasına sebep olmuştur. Aynı zamanda bu toplumlara yeni tüketim normları yerleştirmiştir. Bahsedilen gelişmelere paralel Çokuluslu şirketler, küresel stratejilerinin bir parçası olarak düşük ücret alanlarına kayarken tarım sektöründe, Az Gelişmiş Ülkelerde yaptıkları yatırımlar, ihracatı teşvik tedbirleri ile birleşerek tarımsal üretimin şeklini değiştirmeye başlamıştır. Sonuç olarak, Az Gelişmiş Ülkeler, kendi kendilerini beslemekten aciz ve aynı zamanda net besin maddeleri ithalatçısı haline gelmişlerdir. Bu ülkelerde tarım, temel beslenme ürünleri üreticiliğinden ve ulusal bir politika konusu olmaktan çıkıp küresel sanayiye tarımsal girdi üretir duruma gelmiştir.

Gelelim Ukrayna’ya…

Avrupa’nın ekilebilir, dikilebilir topraklarının üçte birine sahiptir. Dünya’nın en değerli toprağı, Ukraynaca ismiyle çernozyom olarak Dünya tarım literatürüne geçen kara toprağın %30’dan fazlası Ukrayna sınırları içerisinde bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra Dünya’nın en büyük 2. tahıl ihracatçısı ve Dünya’nın en büyük ayçiçek yağı ihracatçısı olan Ukrayna, buğday, mısır, arpa, yulaf gibi ürünlerde Dünya’da ilk 5 ihracatçı ülke arasındadır ve yalnızca 2020 yılında 22,4 milyar dolarlık tarımsal ürün ve gıda ihracatı yapmıştır. 'Avrupa'nın ekmek sepeti' konumundadır ve Afrika'dan Asya'ya birçok ülke Ukrayna'dan gelen tarımsal ürünlerle beslenmektedir.

Ukrayna, mısır, arpa ve çavdar ihracatında zirvede ancak bu ülkede yetişen buğday, dünya genelinde gıda güvenliği için en önemli etkiye sahiptir. "Ukrayna, 2020'de toplam 24 milyon ton buğdayın 18 milyon tonunu tek başına ihraç etmiştir. Müşterileri arasında Çin ve Avrupa Birliği de vardır. Ancak asıl olarak gelişmekte olan ülkeler Ukrayna'nın buğdayına ihtiyaç duymaktadır. Örneğin, Lübnan'da 2020'de tüketilen buğdayın neredeyse yarısı Ukrayna'da gelmiştir. Nüfusun yüzde 35'inin kalori alımını ekmek ve diğer tahıllar yoluyla yaptığı Lübnan'da, Ukrayna buğdayına bağımlılık kritik seviyelerdedir. Bu ülkeler arasında, siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle zaten gıda kıtlığının eşiğinde bulunan Yemen ve Libya'da bulunuyor. Yemen'in buğday tüketiminin yüzde 22'si, Libya'nın buğday hükümetinin ise yüzde 43'ü Ukrayna tarafından sağlanmaktadır. Ukrayna buğdayının en büyük alıcısı (3 milyon ton) konumundaki Mısır, toplam tüketiminin yüzde 14'ünü Ukrayna'dan karşılarken, bu oran Malezya ve Endonezya için yüzde 28, Bangladeş için ise yüzde 21 seviyelerinde.

Afrika'dan Asya'ya kadar birçok ülkeye buğday ihraç eden Ukrayna'daki üretimin büyük çoğunluğu ülkenin doğusundaki gerilim bölgelerinden yapılıyor. Halihazırda çatışma bölgesi olan ve Rusya destekli güçlerin kontrolünde bulunan Donetsk ve Luhansk'ın hemen batısında yer alan Karkiv, Dnipropetrovsk, Zaporizhia ve Kherson gibi bölgeler ülkenin 'tarihsel ekmek sepeti' olarak biliniyor.

Bu bölgelerde yaşanabilecek çatışmaların, bölgedeki çiftçilerin kaçması, altyapı ve ekipmanlara gelecek zarar nedeniyle üretimi ciddi bir şekilde azaltabileceği belirtiliyor.

Özellikle Libya, Yemen ve Lübnan gibi ülkelerde, mevcut durumda devam eden istikrarsızlığın bu fiyat artışlarıyla başa çıkmayı zorlaştıracağı ve kıtlık durumunun hızla kötüye gidebileceği, bunun birçok başka çatışmayı ve şiddeti körükleyebileceği belirtiliyor.

Bilmem söylemek istediğimi anladınız mı? 1. Ve 2. Dünya Savaşlarının çıkmasına nasıl bir güce sahip olma kavgası neden olduysa kapımızda bekleyen savaşın aslında en büyük sebebi; ‘’EKMEK KAVGASI’’.

Olası savaşı NATO ve Rusya arasında bir askeri güç mücadelesi olarak göstermeye çalışsalarda aslında gerçek sebep yıllardır söylediğimiz gibi artık enerji ve petrol kadar önemli hale gelen GIDA savaşıdır. Ukrayna’nın yukarıda anlattığımız nedenlere dayalı olan önemi, başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin taımsal sürdürülebilirlik ve gıda tedarik zinciri gelecek planlarının ayrılmaz bir parçasıdır.

Dilerim bölgedeki gerginlik yerini bir önce barışa bırakır ve ortaya çıkacak olan olumsuzluktan en fazla etkilenecek olan ülkemiz için de muhtemel bir tedarik krizi başlamadan biter.

Murat Bayizit
14.Şubat.2022
Londra
 
1-"Isıracak köpek havlamaz" derler. Rusya, Ukrayna'ya saldırmaz. Bunu yapacak olsaydı çok önce yapardı. Hatta Trump zamanında yapardı. Trump ile Putin in arası iyidir. Biden ile kötüdür. Çünkü Biden küreselcidir. Dolayısıyla fırsatı kaçırdı.
2- ABD, Ukraynayı kışkırtıyor. Ama Ukrayna uyandı. Yalnız olduğunu farketti. Savaş istemiyor.
3- Rusya da savaş istemiyor. Rusya'nın şu anki planı savaş söylentileriyle petrol ve doğalgaz fiyatlarını yüksek tutmak. Brent petrol aralık başında 65 dolar iken şuan 95 dolar oldu. Burada Rusya ve ABD kazançlı çıkıyor. Çünkü enerji onların elinde.
4- Ukrayna ve Rusya'nın savaşması bizim işimize gelmez. Her iki ülke ile ticari ve askeri işbirliklerimiz var. ABD'nin tuzu kuru. Okyanus ötesinden savaş naraları atıyor. Kesinlikle savaş olmamalı.!
 

ekmek tüketmek yerine bulgur tüketmek gerekir...
ekmek hamuruna karıştırılan, ilave maddelerin çoğu sağlığa zararlı maddeler...
bulgur, ilave madde olmadığından (kırlmış buğday) daha sağlıklı...

tahıl üretimi (arpa, mısır, buğday), desteklenmeli...
ayrıca, tahıl otlarının bir kısmı hayvan yemi (kuruot, silaj) şeklinde biçilmeli...

buğday, arpa, mısır ithalatı azaltılmalı...
bütün ekilir hazine arazileri, çiftçilere kiralanmalı...

baharda ekilecek tahılların bir kısmı, otyem olarak biçilmeli...
 
Biden NATO nun başı olarak Avrupaya Ukraynada NATO varlığı oluşturulması için veriyor gazı

Rusya Avrupaya kapatırım doğal gazın vanasını dedi.

Avrupa çıkmazda

Kimin gazına gelecekler kimin gazı üstün gelecek bakalım.
 

Benzer Konular


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt