Ynt: ayçiçek fiyatları
Çiftçinin bir an evvel bu koşullarda zarar etmeden üretim yapabilmesi için anlaşmalı üretim yapmaya geçmesi gerekir, bunun içinde devletin dışardan ithal edilecek ayçiçeğine sınırlama getirmesi gerekiyor, diyelimki önümüzdeki yıl yağlık açığı 1 milyon ton olsun, rakamı bilmiyorum ama örnekleme için attım bu 1 milyon tonu, düz hesap olması açısından, belki az belkide daha fazladır orasını bilmem, önemli olan devletin bu yıldan seneye oluşacak açık kadarın %10 u kadar yani 900 bin ton yağlık ayçiçeği ithalatına izin vermesi olacaktır, bir sonraki yıl yine yüzde 10 u kadar az yani 900 bin tonun yüzde onu kadar az rakam olan 810 bin ton yağlık ithalatına izin vererek, ülkemizde yağlık üretimini her yıl sözleşmeli üreticilerin düzenli olarak ekiliş artışı yapmasını sağlaması yöntemi uygulanmalıdır.
Bunun içinde çiftçiler sözleşmeli olarak üretim yapacakları tüccar veya yağ sanayicisi ile karşılıklı oturup ton başına birim fiyatı belirlenerek sözleşme imzalayacaklar, bu sözleşmede o yıl yetiştirilip teslim edilmesi gereken ürünün belirli yağ oranarındaki fiyatları sözleşmede açıkça belirtilmeliki üretici ne üretecek ne kazanacağını yaklaşık meblağlarda bilmeli, dekara beklenen verim düşüklüğünde ise fazladan üretimi yapılan ayçiçeğini alma veya ülke içinde yetiştirilmemişse o zaman açık kadar ek ithalat kotası devlet tarafından açılması için birim dekara verilecek kilogram desteğinden tespiti yapılmalı, tespit destekleme idaresinin kayıtları esas alınarak ek kota açılmalıdır.
Tabi bütün bu icraatlar, bu işleri yapmak için niyetli icraatkar bir yönetim tarafından ele alınabilir, böyle koy mazota vergiyi, gübre kullanacakken gübrecisi %30 %50 zam yapsın, üretici geçim derdine düşerek ne varsa eksin biçsin üretsin ama para kazanamasın, ondan sonra dünyada üretim artıran ülke olalım, tarımda dünya 7. si olalım hiç bir şekilde üreticiye ve tarım sektörüne faydası olmasın, hatta kargaşa olsun.
Kimsenin istediği bir modelde değil şu anda tarım sektörü, hayvancılığından tutun her türlü tarım ürünü üretenin bir tek derdine derman olacak tarımsal politika izlenmemekte, gelişmş ülkelere bakın bu o kadar zengin oldukları halde kesinlikle boşvermez, hatta en çok tarımsal politikalarına önem verirler, az gelişmiş geri kalmış ülkelerin ortak sorunu hiçbir şekilde tarımsal politika üretememektir, tıpkı bizim gibi.
Bunları söyleyince kötü oluyoruz, doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar, olsun kovsunlar ben yinede yazacağım, tamam ucuz et ucuz ekmek ucuz meyve sebzeyi halkına sağla, insanına sağlaki sağlıklı bir toplumun ihtiyaçları karşılansın, sıkıntı olmasın, fakat bunu hiçbir tarım politikası üretmeden yapmaya kalkarsanız, bu işin sonunda sürekli batan çıkanı bir kenara bırakın, bir arpa boyu yol katedemeyen önemli bir sektörü o toplumun kölesi haline getirmiş olursunuz.
Tamam vatandaş umutla ekiyor biçiyorda, kardeşim bunu ekin diyen yok biçin diyen yok, haa var tabiii tavsye ilen ek diyor, tıpkı bu yıl yağlık açığı var ekin dedikleri gibi, ama gel gelelim almaya gelince tavsiye edenlerin hiçbiri ortada yok, neden? çünkü sözleşme yapmamışki üreticiyle, üretici bi gaz bu yıl bu üründen kazanacağım, olmadı seneye şunu ekeceğim desin dursun, ekin demişler alacağız sizde memnun kalacaksınız dememişler, haklılar kendi çaplarında.
Peki sözleşme yapıcaz buna uygun altyapı yok, gerek ithalat gerkese ihracat yönünden bu sistemi destekleyen bir politika yok, o zaman vahşi kapitalizmin, sebest piyasa ekonomisin en yıkıcı tarfları ne derse o, maraba ne çalışırsa, toprakda milletin ortak malı ve ne verirse ona razı olucaz, evet bol verince ve yurtdışında fiyat düşük olunca mecburen fiyat istikrarını sağlamaya yönelik politika üretilmediğinden, seneye ya ekiliş azalacak yada patlayacak yetiştirlen ürünler, her yer para etmeyen ürünle dolacak, hem dışardan hem kendi toprağından bol bol tüccar fırsat bulacak para kazanacak işini yapacak.
Kimse kusura bakmasın ama bunun adı az gelişmişlik bile değil, bunun adı geri kalmışlıktır.
Ülkemizde hemen her üründe bir iki yılda bir yaşanan sorundur, yeterli tarım politikası üretememenin acizliğidir, yoksa ülkemiz yeterli üretim yapabilecek kapasitededir, ama planlı olursa bu kapasitenin faydası toplumun her kesimine olur, değilse yiyecek ucuz olsun gerisi beni ilgilendirmez anlayışıylan ancak üçüncü dünya ülkesi kulvarında yüzeriz, bakın Brezilya son 15-20 yılda, özelliklede son 10 yılda izlediği tarımsal politikalarla bugün bizim ulaşamayacağımız noktadadır.
Bu toprağın insanının hiçbir eksiği yokturki gerekli düzenlemeler onun içinde sağlanmasın, hakettiği düzeni sağlayamayan gerek devletin ilgili kurumları ve bu kurumlardaki maaşlarını her ay başında tıkır tıkır alan lafta proflar, gereksede yönetimler utansın, söyleyecek başka söz yok, çünkü ben bildim bileli bu toprağın insanı üretmeye yetiştirmeye vede ülke malını heba etmemeye dünyada eşine az rastlanır nitelikte cefakarlığı ile özen göstermektedir, bunun karşılığı düpedüz nankörlükle alınmaktadır, gerçekleri yazdık kızan kızsın sevmeyen sevmesin.