Çiftçilerle, üretim yapanlarla konuşuyoruz. En çok şikayet edilen konuların başında girdi fiyatlarındaki artış var. Gübre,mazot,ilaç,tohum ve hayvancılık yapanlar için yem fiyatına yetişmek mümkün değil. Ürettici ürettiği ürünle girdi alamaz duruma gelince çiftçiliği bırakıyor. Çünkü sürdürülebilir olmaktan çıkıyor.
Girdi fiyatları neden bu kadar çok artıyor?
Fiyat artışının bir çok nedeni var. Bunlardan bir kaç tanesini sayalım.
Birincisi, Türkiye’nin girdilerin tamamında dışa bağımlı olması.Türkiye, tarımsal girdilerini ithal etmek zorunda. İthal edilen bir ürünün fiyatını kontrol etmeniz her zaman mümkün olmuyor.
İkincisi, bu ürünler üzerindeki vergiler. Özellikle, mazotta katma değer vergisi, özel tüketim vergisi nedeniyle Türkiye’de çiftçiler dünyanın en pahallı mazotunu kullanmak zorunda kalıyor.
Üçüncü bir neden de tarımsal girdilerde çok uluslu şirketlerin egemenliği. Tohumda, ilaçta birkaç şirket tüm dünyayı elinde tutuyor. Böyle olunca fiyatı da istedikleri gibi belirleyebiliyorlar.
Bu temel bilgilerden sonra özellikle gübre ve mazot gibi iki temel girdideki fiyat artışı seyrine bakalım.
Hükümet yetkilileri ve elbette Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yaptığı değerlendirmelerde AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılını referans alır.
Bizde gübre ve mazot fiyatındaki artışı 2002’den bu yana nasıl arttığına bakalım.
Yüzde 21 Amonyum Sülfat gübresinin tonu 2002 yılında 162 lira iken 2012’de 590 liraya ulaştı.
Yüzde 26 Can gübresi aynı dönemde 176 liradan 678 liraya yükseldi.
Yine 10 yılda ÜRE, 237 liradan 1111 liraya, DAP, 354 liradan 1348 liraya çıktı.
Bu veriler Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nden alındı. Fiyatlar gübre üreticileri ve ithalatçı firmalardan alınarak hazırlanmış ve ortalama fiyatlardır. Çiftçi alış fiyatı daha yüksektir.
Mazotun litre fiyatı Ocak 2002’de 94 kuruştu. Yani 1 liranın altındaydı.2002 yılı ortalaması 1 lira 9 kuruş oldu.
2012 yılına geldiğimizde yani 10 yıl sonra bugün 4 liranın biraz üzerinde. Geçen 10 yıllık sürede mazot fiyatındaki artış yaklaşık olarak yüzde 300 oldu.
Girdiler bu kadar artarken çiftçinin ürettiği hangi ürünün fiyatı 10 yılda yüzde 200, yüzde 300 arttı?
Gübre ve mazota verilen destek bazen 1-2 kuruş artırılıyor, bazen hiç artırılmıyor.
Özetle çiftçi üretim yaparken kullandığı girdilerin fiyatı sürekli artıyor. Ama ürünün fiyatı aynı oranda artmıyor. Çiftçi ürettiği ürünle mazot veya gübre alamıyor. Ürettiği bir kilo sütle 1 kilo yem alamıyor. Böyle olunca 3 milyon hektardan fazla arazi boş dururken Türkiye yılda 17 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Bu kısır döngünün kırılması gerekiyor. Sürdürülebilir tarım için çiftçi en azından dünyadaki diğer çiftçilerle eşit şartlarda girdi alması sağlanmalı.
Bugünkü mevcut uygulamalar ve piyasadaki gelişmelere bakılırsa önümüzdeki dönemde gübre ve mazot fiyatında bir gerileme olmayacağı fiyatın daha da artacağı söylemek yanlış olmaz.
Ali Ekber Yıldırım
Girdi fiyatları neden bu kadar çok artıyor?
Fiyat artışının bir çok nedeni var. Bunlardan bir kaç tanesini sayalım.
Birincisi, Türkiye’nin girdilerin tamamında dışa bağımlı olması.Türkiye, tarımsal girdilerini ithal etmek zorunda. İthal edilen bir ürünün fiyatını kontrol etmeniz her zaman mümkün olmuyor.
İkincisi, bu ürünler üzerindeki vergiler. Özellikle, mazotta katma değer vergisi, özel tüketim vergisi nedeniyle Türkiye’de çiftçiler dünyanın en pahallı mazotunu kullanmak zorunda kalıyor.
Üçüncü bir neden de tarımsal girdilerde çok uluslu şirketlerin egemenliği. Tohumda, ilaçta birkaç şirket tüm dünyayı elinde tutuyor. Böyle olunca fiyatı da istedikleri gibi belirleyebiliyorlar.
Bu temel bilgilerden sonra özellikle gübre ve mazot gibi iki temel girdideki fiyat artışı seyrine bakalım.
Hükümet yetkilileri ve elbette Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yaptığı değerlendirmelerde AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılını referans alır.
Bizde gübre ve mazot fiyatındaki artışı 2002’den bu yana nasıl arttığına bakalım.
Yüzde 21 Amonyum Sülfat gübresinin tonu 2002 yılında 162 lira iken 2012’de 590 liraya ulaştı.
Yüzde 26 Can gübresi aynı dönemde 176 liradan 678 liraya yükseldi.
Yine 10 yılda ÜRE, 237 liradan 1111 liraya, DAP, 354 liradan 1348 liraya çıktı.
Bu veriler Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nden alındı. Fiyatlar gübre üreticileri ve ithalatçı firmalardan alınarak hazırlanmış ve ortalama fiyatlardır. Çiftçi alış fiyatı daha yüksektir.
Mazotun litre fiyatı Ocak 2002’de 94 kuruştu. Yani 1 liranın altındaydı.2002 yılı ortalaması 1 lira 9 kuruş oldu.
2012 yılına geldiğimizde yani 10 yıl sonra bugün 4 liranın biraz üzerinde. Geçen 10 yıllık sürede mazot fiyatındaki artış yaklaşık olarak yüzde 300 oldu.
Girdiler bu kadar artarken çiftçinin ürettiği hangi ürünün fiyatı 10 yılda yüzde 200, yüzde 300 arttı?
Gübre ve mazota verilen destek bazen 1-2 kuruş artırılıyor, bazen hiç artırılmıyor.
Özetle çiftçi üretim yaparken kullandığı girdilerin fiyatı sürekli artıyor. Ama ürünün fiyatı aynı oranda artmıyor. Çiftçi ürettiği ürünle mazot veya gübre alamıyor. Ürettiği bir kilo sütle 1 kilo yem alamıyor. Böyle olunca 3 milyon hektardan fazla arazi boş dururken Türkiye yılda 17 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Bu kısır döngünün kırılması gerekiyor. Sürdürülebilir tarım için çiftçi en azından dünyadaki diğer çiftçilerle eşit şartlarda girdi alması sağlanmalı.
Bugünkü mevcut uygulamalar ve piyasadaki gelişmelere bakılırsa önümüzdeki dönemde gübre ve mazot fiyatında bir gerileme olmayacağı fiyatın daha da artacağı söylemek yanlış olmaz.
Ali Ekber Yıldırım