Bu ülkede İslam hukuku geçerli olsaydı ve bu durumda olsaydık söylediğinizde haklıydınız. Zira batının medeni ve sosyal hayatı dahil tüm hukuk ve ahlak kurallarını birebir kopyalamış bir ülkeyiz. Batı medeniyetinin kurallar bütününe tabi olup İslam hukuku hakkında yorum yapmaya çalışmak anlamsız olur.
İnanın avrupa ve abd en çok gücünün yettiğini sonra yine kendi halkını sömürüyor. Mesele insanlıksa zaten din yani İslam önce bunu öğütlüyor. Mesele tamamen din yani. Ama hangi din diye sorarsanız haklısınız. Memleketin %99u kimlik üzerinde 'Müslüman' kaçı gerçek orası büyük muamma.
Sizde eski halimi görür gibiyim. Sorunun asıl kaynağını birtakım batı ülkelerinin sömürgeciliğinde ve kültürel yayılmacılığında gören bir anlayış. Nefsi temize çıkarıp, suçlamak için her zaman bir şeytan arayan anlayış.
Mesele din değil, mesele ahlak. Doğruya doğru diyebilecek, “kendi ideolojime zarar gelir mi” diye düşünmeden gerçekleri kabul etmeye hazır bir ahlak.
Toplumda böyle bir ahlak gözlemlediniz mi şimdiye kadar? Yoksa insanlar, kendi desteklediklerinin suçlarını görmezden gelmeye, hatta karşı taraftan bir yanlışı gündeme getirerek bu suçları örtmeye mi meyilli?
Herkes, kendi inandığı sisteme geçilmesi halinde her şeyin çok güzel olacağını sanıyor. İnsan değişmedikten sonra istediğin sistemi getir bir şey değişir mi! Toplumdaki ahlak anlayışı değişmeden, “şu sistem gelsin bak ne oluyor“ demek, mevcut ahlak anlayışı ile işin varacağı yeri öngörememektir. Bu istek, söz konusu sistemin kurallarının herkese eşit ve tarafsız uygulanacağını sanmaktan kaynaklanır.
Sistemi uygulamakla görevli olanlar, aç kalıp ekmek çalanın elini kesecekler belki; ama kendileri fırına çöküp üstüne ödül ve sistemi ne güzel uyguluyor diye alkış bile alacaklar destekçilerinden.
Böyle işte!