Bak güzel kardeşim ;
Öncelikle temel ekonomi bilgisine sahip olmak gerekiyor.
Enflasyon demek gelecekten borç almaktır. Bu ne demek kısaca anlatayım. Piyasada 100 birim para ve 100 adet ürün olsun. Her ürün 1 lira olur. Sen 10 lira maaş alırsan, 10 adet ürün alırsın. Her ülkenin yıllık büyüme hedefleri vardır. Sen piyasaya %10 daha fazla ürün koyarsan piyasadaki ürün sayısına paralel olarak parayı da %10 arttırman gerekir. Buna sinyoraj denir. Merkez bankalarının aslı görevidir. Her yıl %10 büyüme hedefi olan ülkede, piyasada 110 birim ürün varken para miktarını 220 birim yaparsan, ürün fiyatı 2 lira olur, senin maaşın, gelirin, bu oranda artmazsa enflasyonu yaşarsın, alım gücün 10 adetten 5-6 adete düşer. Zaten enflasyon aslında vergidir dememizin sebebi, bu aradaki 4-5 adet senin cebinden kasaya gider.
Bu aşamada piyasada 110 birim ürün, 220 birim para var. Ya ürün adeti artmalı, ya da piyasadaki fazla paranın ortadan kaldırılması gerekir. Bunun içinde yüksek faiz uygulanır. Yüksek faiz demek, yaşanan enflasyonun üstünde verilen faizdir. %70 enflasyon olan ülkede, %45 'ten parasını faize koymak üstün zeka gerektirir. Bugün 300bin liranla alabildiğini, seneye aynı şartlarda 471bin liraya umarım alırsın. Sence alır mısın?
Ufacık ilçede sanayi lokantasında mercimek çorbası bile 50 lira. Diğer çorbalar 60-70-80 bandında. Ben 70 lira ortalama aldım, günde 10 adet satsa ayda 21bin yapıyor. Bak 10 çorba sadece. Sen şimdi kira, elektrik, vergi vs diyeceksin ama kira yok, vergi zaten asgari ücretli kadar bile yok, işte elektrik vs. Bak ben bunu tecrübe ederek söylüyorum, en basit işletmeden, en büyük işletmeye kadar, işçi sayısını 100bin lira ile çarp, aylık ciroyu bulursun. Yani 10 kişi çalıştıran bir işletme en az 1 milyon aylık ciro yapar.
Dediğin gibi 12 ayda %45 diyorsun. Çiftçilikte genel kural , kötü denilen senede %100, iyi sene de %200 karla çalışırsın. Bu dediğim de basit ürünlerde. Faiz haram diyorsun, sen %300 faiz ver, bankanın kapısında kuyruk olur
Asgari ücretin artmasıyla alım gücü düşmez. Şu masala artık inanmayın. Alım gücün karşılıksız para basarak düşer. Çok basit düşün, bir işletme ayda 1000 ayakkabı satsın ve tanesi 1000 lira olsun. 1 milyon ciro yapar. Hammadde vs maliyeti de 500bin diyelim, basit hesapla 10 kişi çalıştırsın, onlarında 200bin maliyeti olur. Yani 300bin net kar elde eder. İşçi maaşını 40bin yapalım, işçi gideri 400 bin oldu. Bu firmanın yine 300 bin kar elde etmesi için ürüne en az %30 zam yapması gerekir(hammadde tedariğinde zam olur) Kısaca işçi maaşı 2 katına çıktığında, ürün fiyatı da iki katına çıkmaz. Böyle bir olay yok. Yani işçinin alım gücü yükselir.
Öncelikle temel ekonomi bilgisine sahip olmak gerekiyor.
Enflasyon demek gelecekten borç almaktır. Bu ne demek kısaca anlatayım. Piyasada 100 birim para ve 100 adet ürün olsun. Her ürün 1 lira olur. Sen 10 lira maaş alırsan, 10 adet ürün alırsın. Her ülkenin yıllık büyüme hedefleri vardır. Sen piyasaya %10 daha fazla ürün koyarsan piyasadaki ürün sayısına paralel olarak parayı da %10 arttırman gerekir. Buna sinyoraj denir. Merkez bankalarının aslı görevidir. Her yıl %10 büyüme hedefi olan ülkede, piyasada 110 birim ürün varken para miktarını 220 birim yaparsan, ürün fiyatı 2 lira olur, senin maaşın, gelirin, bu oranda artmazsa enflasyonu yaşarsın, alım gücün 10 adetten 5-6 adete düşer. Zaten enflasyon aslında vergidir dememizin sebebi, bu aradaki 4-5 adet senin cebinden kasaya gider.
Bu aşamada piyasada 110 birim ürün, 220 birim para var. Ya ürün adeti artmalı, ya da piyasadaki fazla paranın ortadan kaldırılması gerekir. Bunun içinde yüksek faiz uygulanır. Yüksek faiz demek, yaşanan enflasyonun üstünde verilen faizdir. %70 enflasyon olan ülkede, %45 'ten parasını faize koymak üstün zeka gerektirir. Bugün 300bin liranla alabildiğini, seneye aynı şartlarda 471bin liraya umarım alırsın. Sence alır mısın?
Ufacık ilçede sanayi lokantasında mercimek çorbası bile 50 lira. Diğer çorbalar 60-70-80 bandında. Ben 70 lira ortalama aldım, günde 10 adet satsa ayda 21bin yapıyor. Bak 10 çorba sadece. Sen şimdi kira, elektrik, vergi vs diyeceksin ama kira yok, vergi zaten asgari ücretli kadar bile yok, işte elektrik vs. Bak ben bunu tecrübe ederek söylüyorum, en basit işletmeden, en büyük işletmeye kadar, işçi sayısını 100bin lira ile çarp, aylık ciroyu bulursun. Yani 10 kişi çalıştıran bir işletme en az 1 milyon aylık ciro yapar.
Dediğin gibi 12 ayda %45 diyorsun. Çiftçilikte genel kural , kötü denilen senede %100, iyi sene de %200 karla çalışırsın. Bu dediğim de basit ürünlerde. Faiz haram diyorsun, sen %300 faiz ver, bankanın kapısında kuyruk olur
Asgari ücretin artmasıyla alım gücü düşmez. Şu masala artık inanmayın. Alım gücün karşılıksız para basarak düşer. Çok basit düşün, bir işletme ayda 1000 ayakkabı satsın ve tanesi 1000 lira olsun. 1 milyon ciro yapar. Hammadde vs maliyeti de 500bin diyelim, basit hesapla 10 kişi çalıştırsın, onlarında 200bin maliyeti olur. Yani 300bin net kar elde eder. İşçi maaşını 40bin yapalım, işçi gideri 400 bin oldu. Bu firmanın yine 300 bin kar elde etmesi için ürüne en az %30 zam yapması gerekir(hammadde tedariğinde zam olur) Kısaca işçi maaşı 2 katına çıktığında, ürün fiyatı da iki katına çıkmaz. Böyle bir olay yok. Yani işçinin alım gücü yükselir.