MÜSİAD: "Gençler köyünde tarımda daha fazla kazanabilecekken, şehirde asgari ücrete razı olmak zorunda kalıyor"


📌 Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), "Gelecek Tarımda" başlıklı MÜSİAD Tarım Zirvesi düzenledi. Etkinliğe; MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ve Adana'dan pek çok bürokrat katıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de zirveye telefon bağlantısıyla hitap etti.


⭐ MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı:
✅ "Tarımın geleceğine Y ve Z Kuşağı’nın yön vereceğini unutmamalıyız. Bu alanda yüksek bir başarıya ulaşabilmenin sırrı ise genç kitleyi tarıma yöneltebilmekten geçiyor. Yatay ve dikey ölçekte bilinçli tarım seferberliğini hayata geçirmek zorundayız. Çünkü bu teknolojilere çok daha yatkın ve vâkıflar. İşin zor ve kıymetli yanı ise yerli ve milli yazılımlar gerçekleştirmek. Bu konuda son derece kabiliyetli ve donanımlı bir nesle sahibiz."

✅ "İçinde bulunduğumuz süreçte küresel ısınma ve bölgesel çatışmalar dünyamızı olumsuz yönde etkiledi. Yaşanan gelişmelerin tarımsal çerçevede neler getireceği ise henüz öngörülebilir değil. Fakat ülkemiz atılacak doğru adımlar ile bu krizi fırsata çevirecek durumdadır. Bu nedenle dünyada tarım, gıda ve hayvancılık konularında başarılı ülkeler, bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyor iyi analiz etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Tarım Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin çalışmaları ve yetkinlikleri bu çerçevede güncellenmelidir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu gibi benzer bir oluşum da tarım alanında kurulmalıdır. Başka bir deyişle 'Tarım Piyasası Düzenleme Kurulu' kurulması elzemdir. Net bir şekilde ifade ediyoruz ki; tarımsal politikalar kısa vadede değişmemeli ve siyasetten arındırılmalıdır. Tarım politikalarına ilişkin yasalar uzun vadeli olmalıdır. Dünyanın her ülkesinde çiftçiler destekleniyor, ülkemizde de bu desteklerin yeterli düzeyde olduğunu biliyoruz. Fakat destek politikaları daha da sadeleşmeli, ulaşılabilir olmalı ve de en önemlisi, bu destekler arazi yerine ürüne verilmeli ve direkt çiftçinin maliyetlerine yönelik şekillenmelidir."


⭐ MÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulu Başkanı Cemal Özen:
✅ "Tarım risk barındırır, belirsizlik barındırır ve zor bir alandır. Maliyetlerin yüksekliğini göz önünde bulundurduğumuzda çiftçi bu riski alamıyor ve üretimden vazgeçiyor. Bu nedenle çiftçinin üretim riskini minimize edecek politikalarımız olmalıdır. Ekim aşamasında taban fiyat açıklanmalı ki çiftçi maliyetini ve karlılığını hesaplayabilmiş olur. Sözleşmeli tarım desteklenmeli, özellikle sözleşmeli tarım konusunda yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Eğitimini tamamlamış iş bulmakta zorlanan ziraat mühendislerimizin her birine 2-3 köy sorumluluk verilmeli, bu modelle üreticiyi neyi nasıl daha verimli üreteceği konusunda bilinçlendirmiş oluruz. Tarımda yaş ortalaması 55 seviyelerindedir. Gençlere tarım sevdirilmeli; özellikle tarımla uğraşan gençlere 'girişimci' denilmelidir. Tarım liseleri kurulmalıdır ve özellikle devlet ve özel vakıflar tarafından en kısa zamanda 2-3 tarım üniversitesi açılmalıdır."


⭐ MÜSİAD Adana Şube Başkanı Burhan Kavak:
✅ "Tarım ve hayvancılıkta üretimi artırabilmenin en etkin yollarından biri köyden şehre göçü önlemektir. Bugün köy çiftçiliği azalıyor. Gençler, köyünde bitki veya hayvan yetiştirerek daha fazla kazanabilecekken şehirde asgari ücrete razı olmak zorunda kalıyor. Bu olumsuz döngüyü kırabilmek için köyde üreticiliği teşviklendirmenin şart olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan bireylerin Bağ-Kur primlerinin tamamını ya da büyük bölümünü, köylerde kurulacak tarımsal işletmelerde çalışanların sigorta primlerinin önemli bölümünü devletin ödemesi modelinin yarar sağlayacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede Adana’nın pilot il olarak değerlendirilerek Türkiye’ye model olmasını öneriyoruz" dediler.

tarimzirvesiadana4.jpeg
 
Yok öyle bişey herkes kafadan sallıyor

Köyde tarım ve hayvancılıktan kazanç olsa köyden kente göçmü olur

Az mantıklı konuşun, toplanıp toplanıp bu tip efsaneleri uydurmanın anlamını çözemedik.

Hayvancılıktan kazancın olup olmadığını köydeki bilmiycek, uzaktan seyirciler bilecek bu tip açıklamalar yapacak, güzel ülkenin mantıksız toplantılarında mantıksız açıklamalar, uzaktan kağıt üzerinde öyle görünüyor demekki.

Bahsettiğiniz şekilde kazanç olsa kimseden akıl almaz gençlerden önce kimler kimler yapar zaten bunu idrak edememek ne zor.
 
Gençlere benim tavsiyem şudur, geçmişten geleceğe neyin nasıl şekilledendiğine iyi bakın, 20 yıl önceki haberi buraya alıntılıycam aşağıya, kimsenin umurunda olmadığı bir sektörde bulunmak 20 yılda hiçbirşeyin değişmediği bir sektöre ömrünü harcama kararı vermeden önce bir arpa boyu yol alamayan, gelişmeden nasiplenemeyen hatta benim gözlemim geriye giden çiftçi ve çiftçi sayısı var.

Tarımsal hiçbir soruna köklü çözümler üretmeyen bir ülkede kendilerini böyle caf caflı salonlarda toplanıp toplanıp işkembeden güzellemeler yapanların rahatı için, bu tiplerin sözde gıda endişeleri için üretim yapmanın ne demek olacağını düşünsünler, kendilerini heba etmesinler, son pişmanlık fayda vermez.

20 yıl önceki çiftçi sayısı kafadan yarıdan fazla azaldı, son 15 yılda çiftçi sayısının yüzde 50 azalmasına bakarsak durum öyle.

20 yıl önceki sorunlar neydi, basında yazılırdı, değişen tek bir şey olmamış , bir kuple aşağıdaki yazı okuyun yeter.

80 milyonu aşmış çok düşük gelirli bir nüfus kazancı yok geliri yok, size hiçbişey kazandırmaz bu durum, yönetimler ise sadece kendini düşünen icraatlar çıkartırlar, bedavaya bu artan nüfusun karnını doyurmaya çalışır durursunuz, yönetimlerde sosyal patlama olmasın diye ürünü ucuz girdiyi pahalı yapar, girdiyi ucuzlatmaz ama ürünü dışardan getirir tanzim satış yapar ürünü ucuzlatır sana kazanç bırakmazlar, mecburen yıllar geçer gider anlamadan kalırsınız.

bakın okuyun 20 yıl önceki gazete haberini değişen hiçbişey yok, o zaman IMF vardı şimdi yönetimler kendisi zorda zaten tarım politikası yok, tek politika var tarım işleri direk hazineye bağlanmış sosyal patlama olmasın gıda fiyatları ucuz olsun yeter, az sayıda çiftçi ne yapar umurlarında bile değil, geçen yıl gübre kullanımı tahmini ortalama yüzde 40 düştü, o yıllarda yüzde 20 düşmüş.


1655196348768.png



Türkiye önceden bir yol seçmiş, sanaylişeceğiz ihracat yapacağız, kırsaldan göç sanayiye iş gücü olacak, buda büyük ölçüde tamamlanmış, şimdi kentlere göçenlerin üretim yapma zamanı, hedefleri tutturma zamanı.

Bu durumda ülkenin kurumlarındakiler bu hedefin tersine gıda endişesine kapılıp açıklamalar yapamaz, insanları yanlış yönlendiremez, tam tersine gençlere demelidirlerki sanayileşecek teknoloji üreteceğiz bilişim yoplumu olacağız refaha kavuşacağız, ihracat yaparak gelirimizi artıracağız demlidirler, geliriniz artsın üretim yapılır aç kalmazsınız mubarekler, sosyal patlama konumun dan bi kurtarın kendinizi, üretin ihracat yapın kazanın refaha kavuşun.
 
birde şunu idrak etseler harika olacak,
kimse daha fazla kazanmanın peşinde değil,
insanlar insani koşullarda yaşam için çabalıyor,köyde yaşayan hayvancılıkla uğraşan adamın insanca yaşaması için dünya standartlarında ekipmanı ahırı ve bakıcısı olması lazım.bunların yanında tatmin eder bir kazanç sağlaması lazım.düğünün olur hayvana bakacaksın bayramın olur tarlana bakacaksın.canım ülkemde bunu yapabilen yerler belli ....... LTD.ŞTİ olmuş şirketler...zaten elinde gücü olup oğluna-kızına-gelinine damadına oyalanacak bir işletme yada normal kredilere bir dünya faiz ödemek yerine zirai kredileri son damlasına kadar silip süpüren parababalarına ait.

müsiad-tüsiad-...ad.....et....ed artık ne derneği,ne siyasi grubu,ne partisi ise ,,sözüm hepsine,,
toplantı yapıp kravatlıları salonlara doldurana kadar madem köylerde daha çok kazanılacağına inanıyorlar,kravatları çıkarsınlar 1 sezon 1dönüm tarlada yanımızda çalışsınlar,bir ineğin gebeliğinden doğumuna kadar 1 ineği beslesinler baksınlar,15 tane koyunu 6 ay merada otlatsınlar,bu saydıklarımı 10 yaşında çocuk oynaya oynaya yapar,okadar şirket yönetebilenler için çok basit bir iş.belki ozaman karşıdan atıp tutarken bir düşünürler,
biz kendi işimizi işçisiz yaptığımız halde mevsim müsade ederse ucu ucuna para kazanıyoruz yoksa tarımdan hayvancılıktan öyle çoook para kazanılmadığını kendileride biliyorlar,zaten kazanılsa ne işletmler kurulur dünyayı dize getirirdik.laf olsun torba dolsun bunların ki o hesap.
birkere köylere gençleri geri getirmek istiyorsanız önce kapattığınız köy okullarını açın.sağlık ocaklarını açın.benim çocuğum köyde yaşamak istediğimiz için hergün 25 km yol gidip akşamda 25 km yola dayanmak zorunda kalıyor.okul var yıllardır yıkılmaya terkedilmiş,otobüs yok köy minibüsü saati çalışan kesime uymaz kim neden köyde otursun tam emekli yeri gencin ne işi olur köyde???
gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacağımıza kodlarken kaydırma mı yaptık nedir gelişmemiş ülkere doğru habire düşüyoruz :(
 
Şehir efsaneleri uydurmakta üstlerine yok,

Gençler bu efsanelere inansın isteniyor, köyde öyle kazanıyolarki biz burada çalış didin az kazanıyoruz size az maaş verebiliyoruz, çalışanlar bile inanıyor böylece patron kazancını yığıyor bir köşeye, hiçbiri farkına varamıyor, bu algıyı oluşturmak ve yönetmek işlerine geliyor.

Yani şu ortamda bile köyde tarım ve hayvancılıktan kazanılıyor efsanesini koca bir salona yutturmaya çalışmanın başka amacı yok, efsane ile algıyı yönetiyorlar.