Küçük Arazilerin Büyük Firmalara Bağlanması

Komunizm-kapitalizm ayni timsahin alt-ust cenesidir..

Yada siyam ikizleri..

Her ikiside aslinda pis bi sudan yaratilmis "kul" olan insani "tanri"lastirmadir..

Yada "Yaradan"la pazarliktir..

Zaten butun cilt cilt kitaplari ufuklari.. kisacik "dunya" hayatidir.. caplari, sozleri orda biter!

---

Derdimiz üzum yemek "bagci" degil.. o yuzden asip-kesmeye de gerek yok..

Aklibasinda inekle-ökuzu, arpayla-bugdayi ayirt edebilen temsilciler lazim sadece..


Ziraat odalari bakanliga cok zor laf edebilir cunku gobeginden bagli..

Ziraat muhendisleri odasinda gercekten akli basinda kisiler tek tuk vardir.. ama bunlarda muzmin muhalefet olduklarindan.. dogruyu da soylese akp onlari da dinlemez..

Tarim kanallari da cok bulasmak istemez bakanliga, siyasete..

Yazar cizer dusunurlerden tek tuk "donkisot"lar.. cikar.. onlari da pek okuyan dinleyen cikmaz..


Geriye sadece "hayatin gercekleri" kaldi..

Yanlis hesaba herkes onay verse bile sahada-uygulamada söner.. bagdat'tan döner..


Kirsal gercekten örgutlenmedigi surecede masa basindaki kravatlilarin bu fantezileri bitmez.. vesselam.
 
Tarım neden gelişmiyor biliyor musunuz abiler çünkü İlköğretim kitaplarında bile tarımla uğraşan ülke geri kalmıştır yazar sanayi ile uğraşırsan süper güç olursun yazar bu yüzden tarıma ilgi yillar geçtikçe azalıyor. Devlet politikası ile herşey düzeltilebilir. Bi umut bekliyoruz işte.
 
  • Beğen
Tepkiler: YİGİDO
Tarima, topraga..

Ozellikle Murekkep yalamis tarimcilar dahil.. genel bi hakir gorme.. kucuk gorme var..

Aynen ve kesin..

---

Bi ulkede av kanali.. tarim kanalindan önce kurulmussa..

Tarimi zaten kötü durumdadir.. daha bisey konusmaya gerek kalmamistir..
 
toprağını almayacaklar zaten,
sadece ne ekip ekmeyeceğine, hangi fiyattan satıp satamayacağına karışacaklar.

tüm çiftçiler miyoptur. yani çok yakını görür, uzağı göremez.
bunun manası iki üç günlük, yada bir kaç aylık hesap kitap yapması, tahminde bulunmasıdır.
1 sene, 2 sene, 5 yıl, 10 yıllık uzun vadeli plan, program, tahmin yapamaz.
Bu sebeple, siyasi iktidar, sahip olduğu propaganda gücüyle eşeği boyayıp buzağı diye bu çiftçiye satar.
çiftçi de bunu bir kaç sene sonra farkeder.
Neticede 15 tane ulusal gazete, 400 civarında yerel gazete, 30 civarında ulusal TV, 100'den fazla uydudan yayın yapan yerel TV, yüzlerce radyo kanalı, 50 civarında haftalık veya aylık dergi, binlerce internet sitesi
vb... olağan üstü bir medya gücü var.
Türkiyedeki 10.000'e yakın kahvehanaye hergün 7-8 farklı gazetenin 2'şer 3'er bedava dağıtıldığını, yine onbinlerce esnaf, han, iş merkezlerindeki tüm işyerlerine yine bi gazetelerden bedava bırakıldığını düşünürseniz, her gün milyonlarca kişi sistematik bir propaganda altındadır.

bir caps var ya, aynen şöyle:
"Merak etmeyin Allah dedim mi herşeyi unutacaklar."
aynen böyle, her türlü şey yapılıyor, sonra bir konuşmada "Allah" dediler mi, Halk efsunlanmış, büyülenmiş gibi herşeyi unutuyor ve adeta programlanmış robot gibi gidip oyunu kullanıyor....

bence çok fazla iyimsersiniz
 
Son düzenleme:
Malatya'dan ziraat mühendisi arkadaşımla konuyu görüştüm. Bahsi geçen konunun uygulanması çok zor dedi. Kendisininde vardı kaysı bahçesi ama 1 dönümdü o da sattı.

Çok fazla sayıda kaysı bahçesi varmış ama büyük bölümü çok küçükmüş, ayrıca çok dağınıkmış. Bir firma bu işe girse başarılı olması çok zor dedi.

Zaten bakanın açıklamasında ülkemizde bazı tarım ürünleri sadece belli alanlarda yetişiyor ve iyi verim alınıyor, diğer bölgelerde olmuyor. Mesela çay Karadeniz, muz Anamur-Gazipaşa... kaysı Malatya vs.

Buralarda tarım alanları çok küçüldüğü için ekonomik ürün gittikçe azalıyor.

Evet araziler satılmayacak.
 
beyler beyler tarım arazilerinin büyük firmalara verilmeye çoktan başlandı da haberiniz yok . Trakya da malum bir şirket 10 sene kadar önce devletin bir çifliğini 49 yıllığına kiralayarak işe başladı kendi deyimleriyle Trakya da 123 bin dölüm arazi almışlar , bilinen tahminen 200 bin dölüm arazi hedefleri 10 yıl içinde 500 bin dölüm arazi sahibi olmak. açın gözünüzü beyler. o holding kendi işini geliştireceğine yer alıp devlete vergi ödemeMEK. Yanlış mı trakya lı arkadaşlar.
hepimiz ölmüşüzde ağlayanımız yok beeeyyyler.

tek dayanabileceğimiz 6537 sayılı kanun başka kanun varsa da ben bilmiyorum.
 
Pancar kooperatifleri kanalıyla pancar üretmeyen var mı aramızda? Ve bu sistemi bilmeyen veya sözleşmeli üretim yapmayan?

Özellikle meyvecilikte kaliteli ve dünya standartlarında ürünün pazarı her zaman var. Fakat o kaliteyi artık yakalayamıyoruz. Sebebi;

arazilerimiz bölünüyor ve küçülüyor. Paylar Kardeşler. Mirasçı emekli olmuş köyüne dönüyor 50 küsür yaşından sonra çiftçiliğe soyunuyor.

Köylerde emekli olmayan kalmadı. Üretim hayal işidir. Üretim emek işidir. Hırs gerektirir. Biz köylümüzü emekli ettik. İnsanların bölüne bölüne küçülmüş araziden bir beklentisi yok artık. Kendi köyümde 30 kişi yoktur sigortasını yatırıp da çiftçilik yapan. Hepsi emekli.

Ve pazar. Malını övme pazarını öv der atalarımız. Özellikle yaş meyve sebze işi için artık ihracatçılar üretim yapmak zorunda bırakıldı. Sebebi köylümüzün dünya ile yarışamayacak kalitede standartlarda geri kalması.Fakat ürettikleri de kendi ihracatlarına yetmiyor. Pazardan da yeterli kaliteli ürünü bulamıyor. Pazarını kaybediyor.

Devlet garantörlüğünde sözleşmeli mi dersiniz güçlü ortaklı kooperatifçilik mi derseniz buna bu ülkenin ihtiyacı var ve yapılmak istenen yerinde ve doğrudur.
Kimse kimsenin arazilerini elinden alamaz.

Şu an köyümde 10000 da arazi sulanıyor kooperatif kanalıyla. Kapalı sistem damla sulama sistemi ile. Bahçenin kürekle nasıl sulandığını unuttuk.

Ve acı birşey söyleyeyim mi size. Bu arazi paylaşımından dolayı 10000 da arazide tam 700 da işlenmeyen atıl terk edilmiş mirasçı sı gelip işlememiş unutulmuş ekonomiden kayıp arazi var. Yani biz arazimizi terk etmişiz.

Fakat ürün işleme ve pazarlama aşamasında güçlü bir ortak şart. Donmuş meyve sektöründe faaliyet gösteren bir firma bunu 10 yıl önce köyümde organik üretim yaptırarak yaptı. Şartları koydu.İlaç ve gübresini verdi. Piyasa değerinin üzerinde ürünü de aldı. Üretici için pazar oldu.

Bu sadece vişne üretimi içindi. Ben güçlü bir ortak İçin onun standartlarında onun taleplerinde neden kiraz üretmeyeyim, neden elma üretmeyeyim neden meyve üretmeyeyim. Ve bu iş devlet garantili olacak. Beni halcinin tüccarın kucağına bırakmayacak.

20 30 ton 1. Kalite elmayı mı ben rahat satarım yoksa 3000 ton bizim ürettiğimiz paketlediğimiz elmayı mı?
Bir elin nesi var iki elin sesi var. Bize pazar onlara ürün lazımsa kol kola üretim yaparak bu işi ya yapacağız ya da bu diyarları terk edeceğiz.

Zir. Müh. İsmet Ordu
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ENES4422

forumda böyle bol sallayabilecek konu oldumu..
hepimiz Einstein oluyoruz..
herkes aklıyla birbirine caka satıyor..
Sonuç burada kalıyoruz...

bi çiftçi birliği kuralım dedik..
resmi olalım çıkıp kanunen konuşup masaya yumruğu koyalım diye niyetlendik

Ooo bizim Einstein'ler birer birer kayboldu orada 3 kişi kaldık.

şimdi bakıyorum her bağrı yanan bir günah keçisi bulmuş..

bu bilgimiz kadar çiftçiliktede bilseydik ve uygulasaydık...
şimdiye çoktan Avrupanında,Asya'nında..
oranında buranında.. bilmem neyini ne etmiştik..
hepinizi selamlıyorum..
(kendini bilir tenzih ettiklerim)
 
Pancar kooperatifleri kanalıyla pancar üretmeyen var mı aramızda? Ve bu sistemi bilmeyen veya sözleşmeli üretim yapmayan?

Özellikle meyvecilikte kaliteli ve dünya standartlarında ürünün pazarı her zaman var. Fakat o kaliteyi artık yakalayamıyoruz. Sebebi;

arazilerimiz bölünüyor ve küçülüyor. Paylar Kardeşler. Mirasçı emekli olmuş köyüne dönüyor 50 küsür yaşından sonra çiftçiliğe soyunuyor.

Köylerde emekli olmayan kalmadı. Üretim hayal işidir. Üretim emek işidir. Hırs gerektirir. Biz köylümüzü emekli ettik. İnsanların bölüne bölüne küçülmüş araziden bir beklentisi yok artık. Kendi köyümde 30 kişi yoktur sigortasını yatırıp da çiftçilik yapan. Hepsi emekli.

Ve pazar. Malını övme pazarını öv der atalarımız. Özellikle yaş meyve sebze işi için artık ihracatçılar üretim yapmak zorunda bırakıldı. Sebebi köylümüzün dünya ile yarışamayacak kalitede standartlarda geri kalması.Fakat ürettikleri de kendi ihracatlarına yetmiyor. Pazardan da yeterli kaliteli ürünü bulamıyor. Pazarını kaybediyor.

Devlet garantörlüğünde sözleşmeli mi dersiniz güçlü ortaklı kooperatifçilik mi derseniz buna bu ülkenin ihtiyacı var ve yapılmak istenen yerinde ve doğrudur.
Kimse kimsenin arazilerini elinden alamaz.

Şu an köyümde 10000 da arazi sulanıyor kooperatif kanalıyla. Kapalı sistem damla sulama sistemi ile. Bahçenin kürekle nasıl sulandığını unuttuk.
Fakat ürün işleme ve pazarlama aşamasında güçlü bir ortak şart. Donmuş meyve sektöründe faaliyet gösteren bir firma bunu 10 yıl önce köyümde organik üretim yaptırarak yaptı. Şartları koydu.İlaç ve gübresini verdi. Piyasa değerinin üzerinde ürünü de aldı. Üretici için pazar oldu.

Bu sadece vişne üretimi içindi. Ben güçlü bir ortak İçin onun standartlarında onun taleplerinde neden kiraz üretmeyeyim, neden elma üretmeyeyim neden meyve üretmeyeyim. Ve bu iş devlet garantili olacak. Beni halcinin tüccarın kucağına bırakmayacak.

20 30 ton 1. Kalite elmayı mı ben rahat satarım yoksa 3000 ton bizim ürettiğimiz paketlediğimiz elmayı mı?
Bir elin nesi var iki elin sesi var. Bize pazar onlara ürün lazımsa kol kola üretim yaparak bu işi ya yapacağız ya da bu diyarları terk edeceğiz.

Allah'a şükür, hay ağzına eline sağlık kardeşim.

Biz burada kaç yıl önce toplantı yaptık. Bahçeler 500 m2 800 m2 çok nadir bir-iki dönüm. Yüzlerce....

Toplantıda karar alındı bahçelikler de toplulaştırmaya dahil edildi.
Şimdi herkesin malı belli oldu kimi başka yere taşıdı kimi getirdi.

Kalan ağaçlarını her kes kesiyor ve yeni büyük araziler oluştu. Gül ve diğer meyve cinsleri yapılıyor üstelik damla sulama sistemli ve fabrikalarla anlaşmalı.
 
Pancar kooperatifleri kanalıyla pancar üretmeyen var mı aramızda? Ve bu sistemi bilmeyen veya sözleşmeli üretim yapmayan?

Özellikle meyvecilikte kaliteli ve dünya standartlarında ürünün pazarı her zaman var. Fakat o kaliteyi artık yakalayamıyoruz. Sebebi;

arazilerimiz bölünüyor ve küçülüyor. Paylar Kardeşler. Mirasçı emekli olmuş köyüne dönüyor 50 küsür yaşından sonra çiftçiliğe soyunuyor.

Köylerde emekli olmayan kalmadı. Üretim hayal işidir. Üretim emek işidir. Hırs gerektirir. Biz köylümüzü emekli ettik. İnsanların bölüne bölüne küçülmüş araziden bir beklentisi yok artık. Kendi köyümde 30 kişi yoktur sigortasını yatırıp da çiftçilik yapan. Hepsi emekli.

Ve pazar. Malını övme pazarını öv der atalarımız. Özellikle yaş meyve sebze işi için artık ihracatçılar üretim yapmak zorunda bırakıldı. Sebebi köylümüzün dünya ile yarışamayacak kalitede standartlarda geri kalması.Fakat ürettikleri de kendi ihracatlarına yetmiyor. Pazardan da yeterli kaliteli ürünü bulamıyor. Pazarını kaybediyor.

Devlet garantörlüğünde sözleşmeli mi dersiniz güçlü ortaklı kooperatifçilik mi derseniz buna bu ülkenin ihtiyacı var ve yapılmak istenen yerinde ve doğrudur.
Kimse kimsenin arazilerini elinden alamaz.

Şu an köyümde 10000 da arazi sulanıyor kooperatif kanalıyla. Kapalı sistem damla sulama sistemi ile. Bahçenin kürekle nasıl sulandığını unuttuk.

Ve acı birşey söyleyeyim mi size. Bu arazi paylaşımından dolayı 10000 da arazide tam 700 da işlenmeyen atıl terk edilmiş mirasçı sı gelip işlememiş unutulmuş ekonomiden kayıp arazi var. Yani biz arazimizi terk etmişiz.

Fakat ürün işleme ve pazarlama aşamasında güçlü bir ortak şart. Donmuş meyve sektöründe faaliyet gösteren bir firma bunu 10 yıl önce köyümde organik üretim yaptırarak yaptı. Şartları koydu.İlaç ve gübresini verdi. Piyasa değerinin üzerinde ürünü de aldı. Üretici için pazar oldu.

Bu sadece vişne üretimi içindi. Ben güçlü bir ortak İçin onun standartlarında onun taleplerinde neden kiraz üretmeyeyim, neden elma üretmeyeyim neden meyve üretmeyeyim. Ve bu iş devlet garantili olacak. Beni halcinin tüccarın kucağına bırakmayacak.

20 30 ton 1. Kalite elmayı mı ben rahat satarım yoksa 3000 ton bizim ürettiğimiz paketlediğimiz elmayı mı?
Bir elin nesi var iki elin sesi var. Bize pazar onlara ürün lazımsa kol kola üretim yaparak bu işi ya yapacağız ya da bu diyarları terk edeceğiz.

Zir. Müh. İsmet Ordu
Ben hep bunu savunurum birlik olup toplu alım toplu satım toplu işleme toplu biçme bu sayede maliyet düser satışta pazarlik iyi olur
 
Mesele düzenli bir sistemin kurulamiyacagina olan inanç ve ileride arazilere şirketlerin el koyması yada satın alıp çiftçiyi saf dışı bırakması. Ancak şirket kaliteli ürün üretimi için ciftciyle anlaşır ve çiftçi mağdur olmaz ise (her yonden ) bu sistem yürütülebilir. Ancak tekelleşme ve çiftçinin emeğini hiçe sayacak bir sistme.malatyada tutmaz. Malatya kayisicisi biraz zorda olsa yeniliğe açıktır. Yalnız ben burada kimsenin bahçesini şirkete bırakacağına inanmıyorum. Canını verir arazisini vermezler. Olacak sistem , şirketler ve çiftçilerin birbirlerini destekleyerek, kazan-kazan ilkesine uyarak karşılıklı saygı ve güç birliği içerisinde yürüyen bir sistemdir. Diğeri asla tutmaz. Ayrıca işi bilemeyen şirketi getirip saçma sapan ilaç, gübre ,budama uygulamaları olursa ve çiftçi bundan zarar görürse o şirket yetkilileri malatyaya adım atamalar bir daha.. bu sistemin yurumesi için şirketler piyasa üstünde alım yapmalılar. Mesela kalitesine göre belli fiyatlar olacak ve kota olmayacak. Kota kayısıyı geldi mi kimse kabul etmez bunu. Sözün kısası Malatya çiftçisi ekmeğine mani olacak bir sisteme asla müsaade etmez. Ancak yenilik ve gelir getirecek bir yapılanmayı kabul edecektir. Kar kayısı üreticilerin arazilerini ağaçlarını şirketlere devrwdecegi hayaline kapilmasin. Canı pahasına buna engel olunacaktır Malatya'da.
 
  • Beğen
Tepkiler: UÖZKAN.77
forumda böyle bol sallayabilecek konu oldumu..
hepimiz Einstein oluyoruz..
herkes aklıyla birbirine caka satıyor..
Sonuç burada kalıyoruz...

bi çiftçi birliği kuralım dedik..
resmi olalım çıkıp kanunen konuşup masaya yumruğu koyalım diye niyetlendik

Ooo bizim Einstein'ler birer birer kayboldu orada 3 kişi kaldık.

şimdi bakıyorum her bağrı yanan bir günah keçisi bulmuş..

bu bilgimiz kadar çiftçiliktede bilseydik ve uygulasaydık...
şimdiye çoktan Avrupanında,Asya'nında..
oranında buranında.. bilmem neyini ne etmiştik..
hepinizi selamlıyorum..
(kendini bilir tenzih ettiklerim)
Ben bu birliğin içinde olmaya varım. 4. Kişide benim . Pes etmesek neden basarmayalim
 
  • Beğen
Tepkiler: YUSUFTUYLUOGLU
sen önce bi deki...
sen nerelerdesin...
epeydir kayboldun..
iyimisin..
yaw vallaha özlemişim.. :)
Abi konu ciddi olunca unuttum, direk meseleye daldım. Uzun zamandır ugramiyordum . Şimdi bende çiftçilikle uğraşıyorum artık. sagolasin Yusuf abi ben iyiyim. Senin sağlığın keyfin nasıl. İyisindir umarım. Ben Malatya'da yım artık. Bağ bahçe işlerine odaklandık. Burdan devam edeceğiz. Kusura bakma bu arada,unuttum hal hatır sormayı😊
 
Abi konu ciddi olunca unuttum, direk meseleye daldım. Uzun zamandır ugramiyordum . Şimdi bende çiftçilikle uğraşıyorum artık. sagolasin Yusuf abi ben iyiyim. Senin sağlığın keyfin nasıl. İyisindir umarım. Ben Malatya'da yım artık. Bağ bahçe işlerine odaklandık. Burdan devam edeceğiz. Kusura bakma bu arada,unuttum hal hatır sormayı😊
şükür iyilik yine devam soğukta :) canım benim..
peki işlerin iyi gittimi nasıl...
bi ara plan yapıyordun biliyorum..
inşallah umduğun gibi olmuştur.hemen acele etme zamanla hepsi olacaktır.ilk zamanlar sabır ve belki zararla geçer..
 

Abi konu ciddi olunca unuttum, direk meseleye daldım. Uzun zamandır ugramiyordum . Şimdi bende çiftçilikle uğraşıyorum artık. sagolasin Yusuf abi ben iyiyim. Senin sağlığın keyfin nasıl. İyisindir umarım. Ben Malatya'da yım artık. Bağ bahçe işlerine odaklandık. Burdan devam edeceğiz. Kusura bakma bu arada,unuttum hal hatır sormayı😊
İşte trakkulup ailesi[emoji6]
 
  • Beğen
Tepkiler: çiftçilikhayatı

Benzer Konular