GÜNCEL gübre fiyatları 2021 ocak

Bu sene topuna 480-510TL arası diyorlar. Tekrar ediyorum tek yıllık 16 çap olan 06-08 mil kalınlığında 30cm aralıklı 1.6lt debili olan damlamalardan bahsediyorum. Sizin dedikleriniz çok yıllık 25 çap 12mil kalınlık 15cm aralıklı 2.2lt debiliyse onların fiyatı yüksek olabilir ama onları zaten 1 yıl değil 5-6 yıl kullanmayı göze alıp almanız gerek.

Numarasını şöyle vereyim. Herhangi bi pancar kooperatifini ararsanız yardımcı olurlar. Ankara da da pankobirli var diye biliyorum.
 
Ahmet senin ki çok yıllık olabilir belki galıba
evet çok yıllık
Bu sene topuna 480-510TL arası diyorlar. Tekrar ediyorum tek yıllık 16 çap olan 06-08 mil kalınlığında 30cm aralıklı 1.6lt debili olan damlamalardan bahsediyorum. Sizin dedikleriniz çok yıllık 25 çap 12mil kalınlık 15cm aralıklı 2.2lt debiliyse onların fiyatı yüksek olabilir ama onları zaten 1 yıl değil 5-6 yıl kullanmayı göze alıp almanız gerek.

Numarasını şöyle vereyim. Herhangi bi pancar kooperatifini ararsanız yardımcı olurlar. Ankara da da pankobirli var diye biliyorum.
Evet bizimkiler çok yıllık olacak.Kredi kullanıyoruz
 
evet çok yıllık

Evet bizimkiler çok yıllık olacak.Kredi kullanıyoruz
Tamam hocam işte dediğim gibi orda fark vardır. Sizin dönüme damlama maliyetiniz bizden aşağı olacak çünkü siz aldığınız boruyu 5 yıl kullanacaksınız. Sizin yıllık dönüme 60-70TL damlama boru maliyetiniz olacak. İlk defa yapıyormuşsunuz şunu söyleyeyim tarlanızda fare-tilki-çakal-kunduz vs. vs. gibi kemirgen hayvanlar varsa tek yıllık kullanın yoksa çok tühlenirsiniz. Tarlanın bi yerinden bi koparıyor damlamayı ee çiftçimizde malum tembel ya gidip bakmıyor tarlanın içine nede olsa damlama var bi de mısır içine mi girecem diyor. Patlayan yerden damlama tarlayı göl yapıyor. Mısırı bi güzel su kesiyor sonrasında neden 1500kg aldım diyor. O da şansı varsa mısır çıkışları-gübrelemesi-bakımı tamsa. Tabii komşularınıza bakın ne almışlar ne yapıyorlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ahmet0692
Ne kadar mısır aldığınızı bilmiyorum ama geçen senenin hesabını yazayım. Dönümden 1000 lirayla zengin olunsaydı ova çiftçileri en büyük zenginler olurdu. 1 yıl emek ettiğiniz bi topraktan dönümden 1000TL para kazanmak çok diyorsanız sulu tarımı çok yanlış yapıyorsunuz demektir.

Mazot(Pulluk-Patlatma-Tiller-Mini Tiller-40 ayak-Ekim) = 45TL
Gübre(50kg taban 3-15-50kg üre-7kg potas nitrat) = 365TL
İlaç(Ot ilacı+Fungisit)=35TL
Biçim=45TL
Nakliye 70TL
Sulama suyu kullanımı=150TL
Sulama mazotu=70TL
Damlama borusu=120TL
Toplam= 900TL

İcarı bölgenize göre koyarsınız o değişiyor bölgeden bölgeye. 1600-1700kg mısır 18 rutubet. 1740TL tonu.
1600x1,74= 2784TL dönüme net kar. Samanını kaldırırsanız damlamalar bedavaya gelmiş olur.

2784-900=1884 TL dönümden(1000m2) kalan para.
Kaldı ki 1600kgler ben mısır çiftçisiyim diyen bi adam için az bile. Ovalarda 1900-2000kg ları yüzlerce dönüm arazide gören çiftçiler var.
Verim konusu toprağa bağlı köyümüzde tarlalar yıllardır misir ekildigi için zayıf kalıyor verimler, başka köylerde kumsal yerde 1800 alanlar bile oluyor.
İcar değişiyor 300 500 arası, birde mısırın fiyatını 1.74 den hesap yaptınız sezonda 1300 kuruştan satılmıştı, siz suanki fiyatlardan hesap yapıyorsunuz
 
Verim konusu toprağa bağlı köyümüzde tarlalar yıllardır misir ekildigi için zayıf kalıyor verimler, başka köylerde kumsal yerde 1800 alanlar bile oluyor.
İcar değişiyor 300 500 arası, birde mısırın fiyatını 1.74 den hesap yaptınız sezonda 1300 kuruştan satılmıştı, siz suanki fiyatlardan hesap yapıyorsunuz
Hayır sezondaki mısırın fiyatından hesap yaptım. Yağlı tohumlar(Ekim 15 gibi bu sene fiyat açıkladı yanlış hatırlamıyorsam) 14 rutubet mısırı sezonda 1820TL den aldı. Rutubet başı 20 kuruş para düştü. Şuan Ankara-Bandırma-Konya borsalarında 14 rutubet 1900-2000 bandında işlem görüyor.17-18 rutubetler geçen gün daha 1800den gitti dediler Bandırma borsada. Sezon kavramı Türkiye nin her yerinde değişiyor. Osmaniye deyseniz tahminen söylüyorum sizin sezonunuz bizden erken ve evet sizde daha ucuza gidiyor ama şöyle avantajınız var siz mısırdan sonra 1 ürün daha kaldırabiliyorsunuz bizde o şans yok çünkü mısır en erken Ekim15-Ekim sonuna doğru hasada geliyor ki o da 17-18 rutubetler.

Verim konusu dediğiniz gibi her yerde değişiyor. İcar fiyatıda dediğiniz gibi ilden ile hatta köyden köye bile değişiyor. Marmara ovalarında 300-500TL icarlık yerlere mısır ekilmez genelde getirisi daha yüksek olan sebze türleri ekilir ve ya çeltik ekilir.
 
Aslında mısırdan 2 ton almak hayal değil. Tabi maliyeti ona göre olur.
Ancak 1 ton alınıyorsa 100 kg gübre kullanarak orda bir yanlışlık var demektir. Toprak analizi şart, daha doğru bir program ve işçilik gerekir. Belki 50 kg gübreyle bile 1 ton alınabilir.

İyi bir ova tarladan 1500-2500 tl arası kar ettirir. 1000 tl işini iyi yapan bir çok mısır üreticisi için başarısızlık sayılır.

Yanlış bilinen birşeye de değinmek gerek. Sürekli mısır ekmek toprağı yorar zayıflatır konusu. Sağlıklı bir bitki yetiştirilmiyorsa doğru ama çok güçlü bir köklenme ve iyi bir bakımla o mısır çok iyi fotosentez yapabilirse güneşten hasat ettiği enerjiyi toprağa kazandırır belki dekara 5 ton hayvan gübresi atmaya eşdeğer organik maddeyi arttırabilir.

İmkansızlıklar insanları işini daha iyi yapmaya öğrenmeye kendini geliştirmeye teşvik ediyor. Konyada olmayan suyla çok başarılı olabilen mısır üreticisi Çukurova gibi bir yerde suyun neredeyse bedava olduğu yerde müthiş iklim avantajına rağmen genel itibariyle o kadar başarılı olamıyor.

Ben bunu arayış içersinde olmamaya bağlıyorum. İstisnalar elbette vardır ama yüzyüze konuştuğum Konyalı ve Adanalı çiftçilerde gözlemlediğim bu.

Akan dereyi tarlaya çeviren sulama maliyeti 0 olan adam 1300 kg verim alıyor, şöyle yapsan önerisine yetiyor ya gerek yok zaten toprak bitmiş bu saatten sonra ne yapsak boş diyen 10 bin dekar arazisi olan çiftçiler var. Konyada dağın taşın ortasında 2 tonu geçen çiftçiler de var.
 
Hayır sezondaki mısırın fiyatından hesap yaptım. Yağlı tohumlar(Ekim 15 gibi bu sene fiyat açıkladı yanlış hatırlamıyorsam) 14 rutubet mısırı sezonda 1820TL den aldı. Rutubet başı 20 kuruş para düştü. Şuan Ankara-Bandırma-Konya borsalarında 14 rutubet 1900-2000 bandında işlem görüyor.17-18 rutubetler geçen gün daha 1800den gitti dediler Bandırma borsada. Sezon kavramı Türkiye nin her yerinde değişiyor. Osmaniye deyseniz tahminen söylüyorum sizin sezonunuz bizden erken ve evet sizde daha ucuza gidiyor ama şöyle avantajınız var siz mısırdan sonra 1 ürün daha kaldırabiliyorsunuz bizde o şans yok çünkü mısır en erken Ekim15-Ekim sonuna doğru hasada geliyor ki o da 17-18 rutubetler.

Verim konusu dediğiniz gibi her yerde değişiyor. İcar fiyatıda dediğiniz gibi ilden ile hatta köyden köye bile değişiyor. Marmara ovalarında 300-500TL icarlık yerlere mısır ekilmez genelde getirisi daha yüksek olan sebze türleri ekilir ve ya çeltik ekilir.
Evet osmaniye'liyim misir 1300 tl olarak aldı tüccarlar bizde fiyat aciklamadi hiç kimse o yüzden mağdur olduk 60 kuruş zarar oldu ton başı. Ağustos ayında hasat oluyor isteyen turp ekenlere icara veriyor ama getirisi düşük, inşallah önümüzdeki sezon tatmin edici 1900 2000 gibi fiyat
Aslında mısırdan 2 ton almak hayal değil. Tabi maliyeti ona göre olur.
Ancak 1 ton alınıyorsa 100 kg gübre kullanarak orda bir yanlışlık var demektir. Toprak analizi şart, daha doğru bir program ve işçilik gerekir. Belki 50 kg gübreyle bile 1 ton alınabilir.

İyi bir ova tarladan 1500-2500 tl arası kar ettirir. 1000 tl işini iyi yapan bir çok mısır üreticisi için başarısızlık sayılır.

Yanlış bilinen birşeye de değinmek gerek. Sürekli mısır ekmek toprağı yorar zayıflatır konusu. Sağlıklı bir bitki yetiştirilmiyorsa doğru ama çok güçlü bir köklenme ve iyi bir bakımla o mısır çok iyi fotosentez yapabilirse güneşten hasat ettiği enerjiyi toprağa kazandırır belki dekara 5 ton hayvan gübresi atmaya eşdeğer organik maddeyi arttırabilir.

İmkansızlıklar insanları işini daha iyi yapmaya öğrenmeye kendini geliştirmeye teşvik ediyor. Konyada olmayan suyla çok başarılı olabilen mısır üreticisi Çukurova gibi bir yerde suyun neredeyse bedava olduğu yerde müthiş iklim avantajına rağmen genel itibariyle o kadar başarılı olamıyor.

Ben bunu arayış içersinde olmamaya bağlıyorum. İstisnalar elbette vardır ama yüzyüze konuştuğum Konyalı ve Adanalı çiftçilerde gözlemlediğim bu.

Akan dereyi tarlaya çeviren sulama maliyeti 0 olan adam 1300 kg verim alıyor, şöyle yapsan önerisine yetiyor ya gerek yok zaten toprak bitmiş bu saatten sonra ne yapsak boş diyen 10 bin dekar arazisi olan çiftçiler var. Konyada dağın taşın ortasında 2 tonu geçen çiftçiler de var.

Hayır sezondaki mısırın fiyatından hesap yaptım. Yağlı tohumlar(Ekim 15 gibi bu sene fiyat açıkladı yanlış hatırlamıyorsam) 14 rutubet mısırı sezonda 1820TL den aldı. Rutubet başı 20 kuruş para düştü. Şuan Ankara-Bandırma-Konya borsalarında 14 rutubet 1900-2000 bandında işlem görüyor.17-18 rutubetler geçen gün daha 1800den gitti dediler Bandırma borsada. Sezon kavramı Türkiye nin her yerinde değişiyor. Osmaniye deyseniz tahminen söylüyorum sizin sezonunuz bizden erken ve evet sizde daha ucuza gidiyor ama şöyle avantajınız var siz mısırdan sonra 1 ürün daha kaldırabiliyorsunuz bizde o şans yok çünkü mısır en erken Ekim15-Ekim sonuna doğru hasada geliyor ki o da 17-18 rutubetler.

Verim konusu dediğiniz gibi her yerde değişiyor. İcar fiyatıda dediğiniz gibi ilden ile hatta köyden köye bile değişiyor. Marmara ovalarında 300-500TL icarlık yerlere mısır ekilmez genelde getirisi daha yüksek olan sebze türleri ekilir ve ya çeltik ekilir.
Evet osmaniye'liyim misir 1300 tl olarak aldı tüccarlar bizde fiyat aciklamadi hiç kimse o yüzden mağdur olduk 60 kuruş zarar oldu ton başı. Ağustos ayında hasat oluyor isteyen turp ekenlere icara veriyor ama getirisi düşük ve çok geç bitiyor turp işi. inşallah önümüzdeki sezon tatmin edici 1900 2000 gibi fiyat açıklanır
 
  • Beğen
Tepkiler: Ahmet0692
Evet osmaniye'liyim misir 1300 tl olarak aldı tüccarlar bizde fiyat aciklamadi hiç kimse o yüzden mağdur olduk 60 kuruş zarar oldu ton başı. Ağustos ayında hasat oluyor isteyen turp ekenlere icara veriyor ama getirisi düşük ve çok geç bitiyor turp işi. inşallah önümüzdeki sezon tatmin edici 1900 2000 gibi fiyat açıklanır

Osmaniyenin neresi? Kadirli turplarini burda bile yiyoruz :)
 

Aslında mısırdan 2 ton almak hayal değil. Tabi maliyeti ona göre olur.
Ancak 1 ton alınıyorsa 100 kg gübre kullanarak orda bir yanlışlık var demektir. Toprak analizi şart, daha doğru bir program ve işçilik gerekir. Belki 50 kg gübreyle bile 1 ton alınabilir.

İyi bir ova tarladan 1500-2500 tl arası kar ettirir. 1000 tl işini iyi yapan bir çok mısır üreticisi için başarısızlık sayılır.

Yanlış bilinen birşeye de değinmek gerek. Sürekli mısır ekmek toprağı yorar zayıflatır konusu. Sağlıklı bir bitki yetiştirilmiyorsa doğru ama çok güçlü bir köklenme ve iyi bir bakımla o mısır çok iyi fotosentez yapabilirse güneşten hasat ettiği enerjiyi toprağa kazandırır belki dekara 5 ton hayvan gübresi atmaya eşdeğer organik maddeyi arttırabilir.

İmkansızlıklar insanları işini daha iyi yapmaya öğrenmeye kendini geliştirmeye teşvik ediyor. Konyada olmayan suyla çok başarılı olabilen mısır üreticisi Çukurova gibi bir yerde suyun neredeyse bedava olduğu yerde müthiş iklim avantajına rağmen genel itibariyle o kadar başarılı olamıyor.

Ben bunu arayış içersinde olmamaya bağlıyorum. İstisnalar elbette vardır ama yüzyüze konuştuğum Konyalı ve Adanalı çiftçilerde gözlemlediğim bu.

Akan dereyi tarlaya çeviren sulama maliyeti 0 olan adam 1300 kg verim alıyor, şöyle yapsan önerisine yetiyor ya gerek yok zaten toprak bitmiş bu saatten sonra ne yapsak boş diyen 10 bin dekar arazisi olan çiftçiler var. Konyada dağın taşın ortasında 2 tonu geçen çiftçiler de var.
Iyi bakim ile yüksek fotosentez yaparak toprağın organik maddesini yükseltme konusunu biraz daha açabilir misin
 
Osmaniye merkeze bağlı kırmacılı köyü. Merkeze 30 km kadirliye 20 km uzaktayiz ikisinin ortasındayiz😀
Kadirliden gelip buralara turp ispanak ekiyorlar yer yıl binlerce dönüm bu işi yapıyor kadirlililer😊
Yıkıyorlar bi de turpları :) getirisini bilmiyorum ama güzel üretim yapıyorlar emeği çok anladığım kadarıyla. Kadirli sucuğunu tek geçerim ama :)

Son geldiğimde oralarda 10bin dekar üzeri ekilişi olan bir çiftçi 800 dekar karpuzu vardı büyük para vurmuştu :) Mısıra bakamıyorlar kendilerince haklılar belki. Diyorki o kadar yere damlamayı kim döşeyecek kime toplatıcam çok zor iş salma suyla olduğu kadar diyor.

Her hafta iki kere sulama yapan her sulamada 2kg azot 300 gram kükürt vs gramı gramına ihtiyacını vermeye çalışan adamın alacağı verim elbette bir olmuyor.
Bizim de eskiden ekilişlerimiz çok daha genişti anca ekip biçebiliyorduk, azaldıkça birim yerden daha çok verim alma amacı olunca uğraşıyor insan ancak.
 
  • Beğen
Tepkiler: mahmutünaldı
Iyi bakim ile yüksek fotosentez yaparak toprağın organik maddesini yükseltme konusunu biraz daha açabilir misin
Hocam çok uzun mevzu ama ayrıntıya girmeden;
Organik madde iki tip, birisi daha uzun ömürlü olan humus dediğimiz yapı. Kalıcı organik madde diye geçer bunu arttırmak daha uzun zaman ister.

İkincisi aktif organik karbon dediğimiz yapı. Bitkiler fotosentezle aslında güneş enerjisini hasat eder ve o enerjiyi bünyesinde kullanır. Güneşten aldığı enerjiyi bünyesinde selüloza çevirip hapseden ağacı yaktığımızda ortaya çıkan ısı enerjisi aslında teorik olarak güneş enerjisi. Organik karbon dediğimiz kısmı burası.

Bitkinin kökleri artıkları sapı vs hepsi birikmiş bir enerji. Bir yandan da besin kaynağı. Toprak altındaki mikroorganizmalar için. Bitki ne kadar iyi köklenirse toprak altında oluşacak biomas dediğimiz yapı daha fazla olacak bu da daha çok besin daha çok organik karbon daha çok birikmiş güneş enerjisi. Birincisi bu.

İkincisi ise, Güneşten fotosentez ile ne kadar enerji yakalarsa bitki, bünyesinde bunu glikoz gibi basit şekerden başlayarak fruktoz ve sakkaroz gibi daha karmaşık bileşiklere dönüştürür. Fotosentezin kalitesi arttıkça daha kaliteli bileşikler oluşturur. Bu bileşiklerin de besleyicilikleri farklı oluyor tabi. Bitki bu karbonhidrat dediğimiz enerjiyi kök bölgesine indirerek toprak altı canlılığı ile takas eder ve besin elementi alır. Fotosentez ne kadar kuvvetliyse okadar çok kaliteli şeker üretir toprak altı canlılığı o kadar çok besler. Toprak altı canlılık da bitkiyi o kadar çok besler. Hem bu ürettiği şekerlerle toprak altındaki mikro organizmaların çoğalmasını sağlar, hem de hasattan sonra toprak altında bırakacağı daha fazla kök yapısıyla öldükten sonra bile toprak altı canlılığın beslenmesine daha fazla fayda sağlar.

Bu şekilde logaritmik şekilde (bileşik faiz gibi) bitki ve toprak altı canlılık birbirlerini sürekli daha çok besleyerek verim artışı ve organik madde artışı sağlanır.

Kışlık bitkilerde hububat için konuşursak fotosentezi limitleyen o kadar çok faktör varki hayatı boyunca fotosentez yaptığı süre %10-15. %20ye çıkartabildiğinde 800 %25e çıkartabildiğinde 1000 kg verim alıyorsun :)

Mısırda da yazlık bitki olduğu için %20-25 vaktini fotosentezle geçiriyor bunu %50ye kadar yükseltebilmek mümkün. Bunu her yıl yakalayabilirsek yılda 0,5 puan sürekli olarak organik maddeyi arttırabilirsin. Batıda örnekleri var. 20 yıldır aynı yöntemleri kullanarak toprağı boş bırakmadan yazın mısır kışın yeşil gübre ile Organik maddeyi %10a kadar yükseltmiş çiftçiler var. Alınabilir fosfor potasyum vs çok çok yükselmiş topraktaki organik karbon ve organik azot ile neredeyse azotlu gübreye bile ihtiyaç duymayacak duruma gelmiş toprak. Çok Çok nadir tüketimin pik yaptığı durumlarda veriyorlar sadece. Diğer elementleri 10 yıldır hiç vermiyorum falan diye anlatıyor :)
 
Hocam çok uzun mevzu ama ayrıntıya girmeden;
Organik madde iki tip, birisi daha uzun ömürlü olan humus dediğimiz yapı. Kalıcı organik madde diye geçer bunu arttırmak daha uzun zaman ister.

İkincisi aktif organik karbon dediğimiz yapı. Bitkiler fotosentezle aslında güneş enerjisini hasat eder ve o enerjiyi bünyesinde kullanır. Güneşten aldığı enerjiyi bünyesinde selüloza çevirip hapseden ağacı yaktığımızda ortaya çıkan ısı enerjisi aslında teorik olarak güneş enerjisi. Organik karbon dediğimiz kısmı burası.

Bitkinin kökleri artıkları sapı vs hepsi birikmiş bir enerji. Bir yandan da besin kaynağı. Toprak altındaki mikroorganizmalar için. Bitki ne kadar iyi köklenirse toprak altında oluşacak biomas dediğimiz yapı daha fazla olacak bu da daha çok besin daha çok organik karbon daha çok birikmiş güneş enerjisi. Birincisi bu.

İkincisi ise, Güneşten fotosentez ile ne kadar enerji yakalarsa bitki, bünyesinde bunu glikoz gibi basit şekerden başlayarak fruktoz ve sakkaroz gibi daha karmaşık bileşiklere dönüştürür. Fotosentezin kalitesi arttıkça daha kaliteli bileşikler oluşturur. Bu bileşiklerin de besleyicilikleri farklı oluyor tabi. Bitki bu karbonhidrat dediğimiz enerjiyi kök bölgesine indirerek toprak altı canlılığı ile takas eder ve besin elementi alır. Fotosentez ne kadar kuvvetliyse okadar çok kaliteli şeker üretir toprak altı canlılığı o kadar çok besler. Toprak altı canlılık da bitkiyi o kadar çok besler. Hem bu ürettiği şekerlerle toprak altındaki mikro organizmaların çoğalmasını sağlar, hem de hasattan sonra toprak altında bırakacağı daha fazla kök yapısıyla öldükten sonra bile toprak altı canlılığın beslenmesine daha fazla fayda sağlar.

Bu şekilde logaritmik şekilde (bileşik faiz gibi) bitki ve toprak altı canlılık birbirlerini sürekli daha çok besleyerek verim artışı ve organik madde artışı sağlanır.

Kışlık bitkilerde hububat için konuşursak fotosentezi limitleyen o kadar çok faktör varki hayatı boyunca fotosentez yaptığı süre %10-15. %20ye çıkartabildiğinde 800 %25e çıkartabildiğinde 1000 kg verim alıyorsun :)

Mısırda da yazlık bitki olduğu için %20-25 vaktini fotosentezle geçiriyor bunu %50ye kadar yükseltebilmek mümkün. Bunu her yıl yakalayabilirsek yılda 0,5 puan sürekli olarak organik maddeyi arttırabilirsin. Batıda örnekleri var. 20 yıldır aynı yöntemleri kullanarak toprağı boş bırakmadan yazın mısır kışın yeşil gübre ile Organik maddeyi %10a kadar yükseltmiş çiftçiler var. Alınabilir fosfor potasyum vs çok çok yükselmiş topraktaki organik karbon ve organik azot ile neredeyse azotlu gübreye bile ihtiyaç duymayacak duruma gelmiş toprak. Çok Çok nadir tüketimin pik yaptığı durumlarda veriyorlar sadece. Diğer elementleri 10 yıldır hiç vermiyorum falan diye anlatıyor :)
Çok güzel faydalı bilgiler bunlar. Bence bununla ilgili daha fazla ayrintili ve her üründe örnek vererek bir yazi yazmalısın. ...
 
Yıkıyorlar bi de turpları :) getirisini bilmiyorum ama güzel üretim yapıyorlar emeği çok anladığım kadarıyla. Kadirli sucuğunu tek geçerim ama :)

Son geldiğimde oralarda 10bin dekar üzeri ekilişi olan bir çiftçi 800 dekar karpuzu vardı büyük para vurmuştu :) Mısıra bakamıyorlar kendilerince haklılar belki. Diyorki o kadar yere damlamayı kim döşeyecek kime toplatıcam çok zor iş salma suyla olduğu kadar diyor.

Her hafta iki kere sulama yapan her sulamada 2kg azot 300 gram kükürt vs gramı gramına ihtiyacını vermeye çalışan adamın alacağı verim elbette bir olmuyor.
Bizim de eskiden ekilişlerimiz çok daha genişti anca ekip biçebiliyorduk, azaldıkça birim yerden daha çok verim alma amacı olunca uğraşıyor insan ancak.
Turp işi çok zor yağmur yağar birgün sonra yine tarlaya giriyor işçiler camurun içinden çıkarıyorlar resmen, turplari kademeli ekiyorlar hergün söküm yapıyorlar. O adamlar kiralama yapıyor kimi sene para etmiyor bazende sans yüzlerine gülüyor ama heryilda eserler, savrun çayında yıkıyorlar torbalıyorlar sonra dağıtım yapıyorlar. Bizim burada ic anadoludaki gibi damlama sistemi yok maalesef karik sulama yapılıyor veya tava yapıyorlar makine ile öyle suluyorlar. Verim ise misirda topraktan toprağa değişiyor aynı bakim ile 1300 de alınıyor 1500 de aliniyor, inşallah herkes güzel bir sezon geçirir, sucuk ekmek meşhurdur geldiğinizde yersiniz umarim😊
 
  • Beğen
Tepkiler: aenema
Hocam çok uzun mevzu ama ayrıntıya girmeden;
Organik madde iki tip, birisi daha uzun ömürlü olan humus dediğimiz yapı. Kalıcı organik madde diye geçer bunu arttırmak daha uzun zaman ister.

İkincisi aktif organik karbon dediğimiz yapı. Bitkiler fotosentezle aslında güneş enerjisini hasat eder ve o enerjiyi bünyesinde kullanır. Güneşten aldığı enerjiyi bünyesinde selüloza çevirip hapseden ağacı yaktığımızda ortaya çıkan ısı enerjisi aslında teorik olarak güneş enerjisi. Organik karbon dediğimiz kısmı burası.

Bitkinin kökleri artıkları sapı vs hepsi birikmiş bir enerji. Bir yandan da besin kaynağı. Toprak altındaki mikroorganizmalar için. Bitki ne kadar iyi köklenirse toprak altında oluşacak biomas dediğimiz yapı daha fazla olacak bu da daha çok besin daha çok organik karbon daha çok birikmiş güneş enerjisi. Birincisi bu.

İkincisi ise, Güneşten fotosentez ile ne kadar enerji yakalarsa bitki, bünyesinde bunu glikoz gibi basit şekerden başlayarak fruktoz ve sakkaroz gibi daha karmaşık bileşiklere dönüştürür. Fotosentezin kalitesi arttıkça daha kaliteli bileşikler oluşturur. Bu bileşiklerin de besleyicilikleri farklı oluyor tabi. Bitki bu karbonhidrat dediğimiz enerjiyi kök bölgesine indirerek toprak altı canlılığı ile takas eder ve besin elementi alır. Fotosentez ne kadar kuvvetliyse okadar çok kaliteli şeker üretir toprak altı canlılığı o kadar çok besler. Toprak altı canlılık da bitkiyi o kadar çok besler. Hem bu ürettiği şekerlerle toprak altındaki mikro organizmaların çoğalmasını sağlar, hem de hasattan sonra toprak altında bırakacağı daha fazla kök yapısıyla öldükten sonra bile toprak altı canlılığın beslenmesine daha fazla fayda sağlar.

Bu şekilde logaritmik şekilde (bileşik faiz gibi) bitki ve toprak altı canlılık birbirlerini sürekli daha çok besleyerek verim artışı ve organik madde artışı sağlanır.

Kışlık bitkilerde hububat için konuşursak fotosentezi limitleyen o kadar çok faktör varki hayatı boyunca fotosentez yaptığı süre %10-15. %20ye çıkartabildiğinde 800 %25e çıkartabildiğinde 1000 kg verim alıyorsun :)

Mısırda da yazlık bitki olduğu için %20-25 vaktini fotosentezle geçiriyor bunu %50ye kadar yükseltebilmek mümkün. Bunu her yıl yakalayabilirsek yılda 0,5 puan sürekli olarak organik maddeyi arttırabilirsin. Batıda örnekleri var. 20 yıldır aynı yöntemleri kullanarak toprağı boş bırakmadan yazın mısır kışın yeşil gübre ile Organik maddeyi %10a kadar yükseltmiş çiftçiler var. Alınabilir fosfor potasyum vs çok çok yükselmiş topraktaki organik karbon ve organik azot ile neredeyse azotlu gübreye bile ihtiyaç duymayacak duruma gelmiş toprak. Çok Çok nadir tüketimin pik yaptığı durumlarda veriyorlar sadece. Diğer elementleri 10 yıldır hiç vermiyorum falan diye anlatıyor :)
Hocam sereksin lithovit adında bir ürünü var fotosentezi arttırmak için arastir istersen
 
  • Beğen
Tepkiler: aenema
Hocam sereksin lithovit adında bir ürünü var fotosentezi arttırmak için arastir istersen
Doğal karbondioksit olanından mı bahsediyorsun hocam ? Yüksek katma değerli sera ürünleri için veya topraksız tarım için makul olabilir ama onun haricinde çok aşırı maliyetli bir uygulama olur.

Bunun içersindeki karbon miktarı çok az gramla veriyorlar diyelim. Havada da çok az. Zaten karbondioksitli gübreler aşırı pahalı olur topraksız tarımda kullanırlar genelde. Gübre etiketinde de yazıyor 0,04ppm gibi birşey havadaki karbon miktarı. Bu havada 0,04 ppm gibi bir miktar olan karbondioksit bileşiğindeki saf karbondan bitkiye 1 ton dane 1 ton da sap ve kök dersek 2 ton biomas içersinde toplam karbon miktarı 300-500 kg arasında falandır.

Yani 20 kg saf azot tüketirken en az 15 katı saf karbon tüketmesi lazım bitkinin. Onu da havada 0,04 ppm gibi zerrecik miktarında bulunan karbondioksiti yakalayarak yapması lazım. Fotosentezi kısıtlayan en büyük faktörlerden biri de bu işte karbondioksit. Çok rüzgarlı havalarda veya çok durgun yaprak kıpırdamayan havalarda fotosentez yapamamasının sebebi bu. Kardondioksiti yakalayamıyor veya havada karbondioksit yok.

Gece oksijen tüketiyor ve bitki etrafında sabahları bol miktarda karbondioksit bulunuyor. Fotosentez yapmaya başladığında bu karbondioksiti yakalıyor karbonunu alıyor kullanıyor ve oksijene çeviriyor. Hafif bir rüzgar yoksa ve yeni karbondioksit içeren hava bitkinin yakınına taşınmıyorsa öğleden sonra o çok güzel güneşli havalarda bile 0 fotosentez yapar.

Bir diğer karbondioksit kaynağı da toprak altı canlıları. Bunlar da bitkiden şeker aldıkça tüketirler enerji elde ederler ürerler çalışırlar karbondioksit açığa çıkarırlar. Topraktaki boşluk kısımlarda hava-su oranı normal düzeydeyse bu boşluklardan çıkan toprak altı canlılarının açığa çıkardığı karbondioksiti de yakalar bitki. Aşırı yağışlı geçen havaların ardından toprağın tamamen suya doyduğu zamanlarda toprak içinde hiç hava kalmadığı için oksijen de karbondioksit de bulamadığı için fotosentezi sadece havadan yakaladığıyla yapabiliyor. Toprak çok yaş olduğu zamanlarda da fotosentez yapamamasının sebebi bu.

Kısacası kuru tarımda bitkiyi dengeli ve azar azar beslemek dışında çok etki edebileceğimiz birşey yok, Sulama yapılabiliyorsa da topraktaki su doygunluğunu yeterli hava-su oranını yakalama amaçlı sulama yapılırsa bir miktar daha fotosentez kapasitesini arttırabiliyoruz. Salma sulama-damlama sulama arasındaki verim farkı da en çok bu sebepten meydana geliyor. Sık sık azar azar sulamak, azotunu azar azar amonyum formunda vermek, nitrat ile beslenip çok enerji harcamasına sebep olmadan tüm besinleri dengeli ve tüketim zamanına göre vermek vs.

Yani dışardan karbondioksit vermek ile çözülebilecek bir durum değil. Bu tarz gübrelerin illa müthiş etkileri olur ama bitkini zaten yapabildiği bir işlevi dışardan kapatabilmek çok çok zor ve maliyetli oluyor.

Pazar değeri çok yüksek ürün üretenler kullanıyor bunları tabiki ama buğdayda mısırda çok çok maliyetli olur
 

Benzer Konular