Türkiye ' de tarımın milli gelir içindeki payı yüzde 10 civarında olmasına karşılık, toplam nüfusun yüzde 25 ' i tarım kesiminde yaşamakta, aktif nüfusun ise yaklaşık yüzde 35 ' i tarım kesiminde çalışmaktadır. Böylesine kalabalık bir nüfusun yaşadığı ve çalıştığı, ayrıca milli gelir içinde hiç de azımsanamayacak bir payı olan tarım kesiminden sağlanan vergi gelirlerinin son derece düşük olması, bu konuda çeşitli spekülasyonlara ve yanlış değerlendirmelere neden olmaktadır.
Uzun yıllardır süregelen bir tartışma konusu tarım sektörünün vergilendirilmesi ya da tarım kesiminin vergi verip vermemesidir. Her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de vergilendirme ve kayıtdışılık konusu üzerinde ciddi olarak durulması gerekli. Zaten bir ayağı topal olan tarım sektörünün bir de vergilendirme ile daha da topallaştırılması değil, en azından aksaklıklarını giderecek biçimde yönetilmesi hükümetlerin öncelikli hedefleri olmalıdır. Tarım sektörü kullandığı girdilerdeki tüm dolaylı vergileri ödediği gibi stopaj adı altında bir vergiyi de satış işlemlerinde ödemektedir.
Ayrıca gerçek usulde vergi veren tarım işletmelerinin gelir vergisi de ödediği bilinmektedir. Ancak tüm bu vergiler toplandığında genel vergi gelirleri içinde oldukça düşük bir oran teşkil ettiği açıkça görülmektedir. Yapılan bir çalışmada tarım sektöründen elde edilen verginin genel vergi gelirleri içindeki oranının yüzde 2 civarında olduğu görülüyor. Bu oran tarım açısından çok düşük olmakla birlikte, tarımdan elde edilen kazançların da düşüklüğünü ciddi biçimde açıklamakta. Şüphesiz tarım sektöründen de elde edilen birçok kazanç bulunmaktadır. Bu kazançların vergilendirilmesinde, ülkedeki vergi mevzuatının karmaşıklığı vergi toplamada iticilik meydana getirmekte ve vergi ödemeyi engellemektedir. Vergi, toplumu oluşturan bireylerin birlikte yaşama açısından çimento görevi yapmakta, toplumu bir arada tutan bir özellik taşımaktadır. Bu bakımdan adil bir vergi toplama sistemi toplumu oluşturan bireylerde farkındalık meydana getirerek, devletin hizmet ve faaliyetlerine olan ilgiyi artıracaktır
Uzun yıllardır süregelen bir tartışma konusu tarım sektörünün vergilendirilmesi ya da tarım kesiminin vergi verip vermemesidir. Her sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de vergilendirme ve kayıtdışılık konusu üzerinde ciddi olarak durulması gerekli. Zaten bir ayağı topal olan tarım sektörünün bir de vergilendirme ile daha da topallaştırılması değil, en azından aksaklıklarını giderecek biçimde yönetilmesi hükümetlerin öncelikli hedefleri olmalıdır. Tarım sektörü kullandığı girdilerdeki tüm dolaylı vergileri ödediği gibi stopaj adı altında bir vergiyi de satış işlemlerinde ödemektedir.
Ayrıca gerçek usulde vergi veren tarım işletmelerinin gelir vergisi de ödediği bilinmektedir. Ancak tüm bu vergiler toplandığında genel vergi gelirleri içinde oldukça düşük bir oran teşkil ettiği açıkça görülmektedir. Yapılan bir çalışmada tarım sektöründen elde edilen verginin genel vergi gelirleri içindeki oranının yüzde 2 civarında olduğu görülüyor. Bu oran tarım açısından çok düşük olmakla birlikte, tarımdan elde edilen kazançların da düşüklüğünü ciddi biçimde açıklamakta. Şüphesiz tarım sektöründen de elde edilen birçok kazanç bulunmaktadır. Bu kazançların vergilendirilmesinde, ülkedeki vergi mevzuatının karmaşıklığı vergi toplamada iticilik meydana getirmekte ve vergi ödemeyi engellemektedir. Vergi, toplumu oluşturan bireylerin birlikte yaşama açısından çimento görevi yapmakta, toplumu bir arada tutan bir özellik taşımaktadır. Bu bakımdan adil bir vergi toplama sistemi toplumu oluşturan bireylerde farkındalık meydana getirerek, devletin hizmet ve faaliyetlerine olan ilgiyi artıracaktır
