Tarımda derin yaralar açan, tarım politikalarının yönetimini Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’na teslim eden Tarımda Reform Uygulama Projesi(TRUP- İngilizce adıyla ARİP) 31 Aralık 2008′de resmen sona erdi.
Tarımda reform çalışmalarını yürütmek amacıyla Bakanlar Kurulu’nun 2001/2707 sayılı Kararı ile 12 Temmuz 2001′de onaylanan ve Dünya Bankası’ndan sağlanan 600 milyon dolarlık İkraz Anlaşması ile finanse edilen projenin sona ermesi ile tarımda yeni bir dönem başlıyor.
Yeni döneme ilişkin hükümetten veya Dünya Bankası’ndan hiçbir açıklama yok. En azından bu projenin ülke tarımına neler kazandırdığı, bundan sonra nasıl bir yol izleneceği yönünde bir değerlendirme yapılabilirdi.
Bilindiği gibi projenin 4 önemli bileşeni vardı:
1- Doğrudan Gelir Desteği ve Çiftçi Kayıt Sistemi,
2- Alternatif Ürün Projesi,
3- Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin Yeniden Yapılandırılması,
4- Proje Destek Hizmetleri, Yönetim ve Uygulama
Proje sona erdiğine göre, bundan sonra ne olacak?
Doğrudan gelir desteği(DGD) devam edecek mi?
Geçen yılın başında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, doğrudan gelir desteğinin kaldırılacağını açıklamıştı. Ancak bu açıklamadan kısa bir süre sonra 2008 yılında doğrudan gelir desteği uygulanması yönünde karar çıktı.
2008 yılında dekar başına 7 YTL olarak açıklanan doğrudan gelir desteği bu yıl ödenecek. Ne zaman ödeneceği henüz belli değil. Muhtemelen yerel seçim öncesinde yapılacaktır. Fakat 2009 yılı için doğrudan gelir desteği uygulanıp uygulanmayacağı belli değil.
Bu bileşen içinde yer alan çiftçi kayıt sistemi ile ilgili çalışmaları Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmesi bekleniyor. Ancak, ne yapılacağı konusunda hiçbir açıklama yok. Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, kadastro çalışmalarını sürdürecek mi? Hangi kaynakla sürdürecek, bu da belli değil.
Alternatif ürün projesi bileşeni kapsamında arz fazlası ürünler (özellikle de fındık ve tütün) yerine alternatif ürünlerin desteklenmesi öngörüldü. Bu konuda tam bir fiyasko yaşandı. Projenin en başarısız çalışması bu alanda yaşandı. Bu nedenle 2005′te revize edildi. Arazi toplulaştırılması, köy bazlı katılımcı yatırımların desteklenmesi ve çevre amaçlı tarım alanlarının korunması bu bileşene dahil edildi. Bu çalışmaları da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmesi bekleniyor.
Projenin en önemli bileşeni ise, kuşkusuz Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’nin yeniden yapılandırılmasıydı. En çok sorun ve en büyük karmaşa da bu alanda yaşanıyor.
Özerk bir yapıya kavuşturulacağı iddiası ile birliklere yönelik yürütülen çalışmaların sonucu ortada. 17 birlikten Kayısıbirlik kapandı, Fiskobirlik fındıktan koparıldı. Bir çok birlik üreticiden ürün alamaz durumda. Proje başladığında da birlikler borç yükü altında eziliyordu, bugünde eziliyor. Üstelikte bu süreçte birlikler bir çok tesisini, gayrimenkulünü, en deneyimli personelini kaybetmiş oldu.
Birliklerle ilgili çalışmaları yürüten yeniden yapılandırma kurulunun yürütme birimi ve diğer alt kadrolar yılbaşı itibariyle veda mesajları yayınladı.Görev sürelerinin bittiğini birlik yöneticilerine ilettiler.
Yasal olarak görev süresi sona eren Yeniden Yapılandırma Kurulu üyeleri ise göreve devam ediyor. Yani, ortada kurum yok ama kurul çalışmaya devam ediyor.
Daha önce Şeker Kurumu’nda benzer bir durum yaşanmıştı. Şeker Kurumu kapatılmış ancak Şeker Kurulu üyeleri göreve devam etmişti. Yapılan yasal düzenleme ile sorun çözülmüştü.
Yeniden Yapılandırma Kurulu ile ilgili böyle bir düzenleme de yok. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası’nı değiştirmeyi öngören yasa taslağı Başbakanlıkta bekletiliyor.
Ayrıca birliklerin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF)’nun tasfiye edilmesi gerekiyor. Bu konuda da Hazine Müsteşarlığı’nın yaptığı bir yasal düzenleme var. Ancak bu da Başbakanlıkta bekletiliyor.
Birlikler bugüne kadar iş planlarını, bütçelerini, faaliyet raporlarını, ürün alım fiyatını Yeniden Yapılandırma Kurulu’nun onayına sunar ve onay aldıktan sonra uygulamaya koyabiliyorlardı.
Bundan sonra birlikler için nasıl bir yöntem uygulanacak?
Birliklerin kullandığı DFİF kredileri, kredinin faizi nasıl tahsil edilecek?
Birlikler bundan sonra hangi kaynaktan ve nasıl desteklenecek?
Kurumsal yapısı dağıtılan Yeniden Yapılandırma Kurulu göreve devam edecek mi?
IMF ile Dünya Bankası’nın kafa kafaya verip Türkiye’ye uygulattığı Tarım Reformu Uygulama Projesi, 31 Aralık 2008 itibariyle resmen sona erdi. Reform yapılması bir yana, tarım sektörünün durumu proje öncesinden çok daha karmaşık ve karanlık.
Tarımda reform çalışmalarını yürütmek amacıyla Bakanlar Kurulu’nun 2001/2707 sayılı Kararı ile 12 Temmuz 2001′de onaylanan ve Dünya Bankası’ndan sağlanan 600 milyon dolarlık İkraz Anlaşması ile finanse edilen projenin sona ermesi ile tarımda yeni bir dönem başlıyor.
Yeni döneme ilişkin hükümetten veya Dünya Bankası’ndan hiçbir açıklama yok. En azından bu projenin ülke tarımına neler kazandırdığı, bundan sonra nasıl bir yol izleneceği yönünde bir değerlendirme yapılabilirdi.
Bilindiği gibi projenin 4 önemli bileşeni vardı:
1- Doğrudan Gelir Desteği ve Çiftçi Kayıt Sistemi,
2- Alternatif Ürün Projesi,
3- Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin Yeniden Yapılandırılması,
4- Proje Destek Hizmetleri, Yönetim ve Uygulama
Proje sona erdiğine göre, bundan sonra ne olacak?
Doğrudan gelir desteği(DGD) devam edecek mi?
Geçen yılın başında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, doğrudan gelir desteğinin kaldırılacağını açıklamıştı. Ancak bu açıklamadan kısa bir süre sonra 2008 yılında doğrudan gelir desteği uygulanması yönünde karar çıktı.
2008 yılında dekar başına 7 YTL olarak açıklanan doğrudan gelir desteği bu yıl ödenecek. Ne zaman ödeneceği henüz belli değil. Muhtemelen yerel seçim öncesinde yapılacaktır. Fakat 2009 yılı için doğrudan gelir desteği uygulanıp uygulanmayacağı belli değil.
Bu bileşen içinde yer alan çiftçi kayıt sistemi ile ilgili çalışmaları Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmesi bekleniyor. Ancak, ne yapılacağı konusunda hiçbir açıklama yok. Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, kadastro çalışmalarını sürdürecek mi? Hangi kaynakla sürdürecek, bu da belli değil.
Alternatif ürün projesi bileşeni kapsamında arz fazlası ürünler (özellikle de fındık ve tütün) yerine alternatif ürünlerin desteklenmesi öngörüldü. Bu konuda tam bir fiyasko yaşandı. Projenin en başarısız çalışması bu alanda yaşandı. Bu nedenle 2005′te revize edildi. Arazi toplulaştırılması, köy bazlı katılımcı yatırımların desteklenmesi ve çevre amaçlı tarım alanlarının korunması bu bileşene dahil edildi. Bu çalışmaları da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürütmesi bekleniyor.
Projenin en önemli bileşeni ise, kuşkusuz Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’nin yeniden yapılandırılmasıydı. En çok sorun ve en büyük karmaşa da bu alanda yaşanıyor.
Özerk bir yapıya kavuşturulacağı iddiası ile birliklere yönelik yürütülen çalışmaların sonucu ortada. 17 birlikten Kayısıbirlik kapandı, Fiskobirlik fındıktan koparıldı. Bir çok birlik üreticiden ürün alamaz durumda. Proje başladığında da birlikler borç yükü altında eziliyordu, bugünde eziliyor. Üstelikte bu süreçte birlikler bir çok tesisini, gayrimenkulünü, en deneyimli personelini kaybetmiş oldu.
Birliklerle ilgili çalışmaları yürüten yeniden yapılandırma kurulunun yürütme birimi ve diğer alt kadrolar yılbaşı itibariyle veda mesajları yayınladı.Görev sürelerinin bittiğini birlik yöneticilerine ilettiler.
Yasal olarak görev süresi sona eren Yeniden Yapılandırma Kurulu üyeleri ise göreve devam ediyor. Yani, ortada kurum yok ama kurul çalışmaya devam ediyor.
Daha önce Şeker Kurumu’nda benzer bir durum yaşanmıştı. Şeker Kurumu kapatılmış ancak Şeker Kurulu üyeleri göreve devam etmişti. Yapılan yasal düzenleme ile sorun çözülmüştü.
Yeniden Yapılandırma Kurulu ile ilgili böyle bir düzenleme de yok. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası’nı değiştirmeyi öngören yasa taslağı Başbakanlıkta bekletiliyor.
Ayrıca birliklerin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF)’nun tasfiye edilmesi gerekiyor. Bu konuda da Hazine Müsteşarlığı’nın yaptığı bir yasal düzenleme var. Ancak bu da Başbakanlıkta bekletiliyor.
Birlikler bugüne kadar iş planlarını, bütçelerini, faaliyet raporlarını, ürün alım fiyatını Yeniden Yapılandırma Kurulu’nun onayına sunar ve onay aldıktan sonra uygulamaya koyabiliyorlardı.
Bundan sonra birlikler için nasıl bir yöntem uygulanacak?
Birliklerin kullandığı DFİF kredileri, kredinin faizi nasıl tahsil edilecek?
Birlikler bundan sonra hangi kaynaktan ve nasıl desteklenecek?
Kurumsal yapısı dağıtılan Yeniden Yapılandırma Kurulu göreve devam edecek mi?
IMF ile Dünya Bankası’nın kafa kafaya verip Türkiye’ye uygulattığı Tarım Reformu Uygulama Projesi, 31 Aralık 2008 itibariyle resmen sona erdi. Reform yapılması bir yana, tarım sektörünün durumu proje öncesinden çok daha karmaşık ve karanlık.