Şırnak'ta Taşlı Araziler Tarıma Kazandırılıyor

3.png

Şırnak'ta Taşlı Araziler Tarıma Kazandırılıyor: Taşlar Yol Yapımında Kullanılıyor

Şırnak Valiliği koordinesinde, İl Özel İdaresi tarafından İdil Ovası'nda hayata geçirilen Taş Toplama ve Kırma Tesisi, bölgedeki taşlı arazilerin tarıma kazandırılması adına önemli bir adım atıyor. Tesis, taşlı arazilerden toplanan taşları işleyerek, asfalt ve yol yapımında kullanılacak malzemeye dönüştürüyor.

İdil ilçesinde kurulan tesisin açılışına katılan Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, tesisin tarımsal alanların genişletilmesi ve bölge ekonomisine katkı sağlaması açısından büyük bir proje olduğunu vurguladı. Vali Pehlivan, "Bu proje sayesinde İdil ve çevresindeki taşlı araziler temizlenerek tarıma kazandırılıyor. Toplanan taşlar ise işlenip asfalt yapımında kullanılmak üzere mıcır haline getiriliyor. Tesisimiz yaklaşık 10 gündür faaliyette ve bu süreçte saatte 150 ton, günde ise bin 500 ton mıcır üretiyoruz. Bu malzeme, köy yollarının yapımında kullanılacak," dedi.

Vali Pehlivan, proje kapsamında ilk etapta 3 bin dönümlük arazinin temizlenerek tarıma kazandırılacağını belirtti. Ayrıca, bu çalışmaların devam edeceğini ve bu kapsamda ek iş makineleri kiralayarak süreci hızlandıracaklarını ifade etti.

Bu projeyle birlikte, taşlı arazilerin tarıma elverişli hale getirilmesi, bölgedeki çiftçilere yeni üretim alanları sunacak. Aynı zamanda, elde edilen mıcır, bölgenin altyapı projelerine katkı sağlayacak. Vali Pehlivan, projenin Şırnak ve çevresindeki tarımsal kalkınmaya büyük fayda sağlayacağına inandığını dile getirdi.
 
Çok ilginç aslında, memleketin birinci sınıf tüm ovalari yeni yerleşim, toji,apart,dubleks işgali altındayken taşlı arazilerde tarım yapmaya çalışmak. Keşke büyüklerimiz tersten baksalar da önce elimizdeki zenginlikleri betona gommeseydik iyiydi.
Aslında durum amerikalıların marsı kolonizasyonuna benziyor.Yok su bulduk,atmosferde bitki yetişti,yok toprağı, bakterisi uğraşıyor. Aynı zihniyet Dünyanın anasını ağlatıyor. Hepsi elimizde var,sadece değerini bilse insanoğlu.
 
Hatırıma şu anektod geldi; sonradan mareşal olmadan önce genç bir subayken Türkiye'yi ziyaret eden Helmunt Moltke'nin 30 Ekim 1836 tarihli mektubudan;

"Fakat Haliç'in kuzey tarafındaki semtler öylesine genişlemiştir ki bu çok önemli tesisatın verdiği su artık ihtiyaca kafi gelmemektedir. Bu yıl olan (1836) büyük kuraklık su kıtlığmı büsbütün acıklı bir hale koydu ve padişah da buna karşı alınacak tedbirleri tavsiye etmemi ve gerekiyorsa yeni bir bent için yer aramamı bana seraskerin aracılığıyle emretti.

Böyle bir yer bulundu; fakat esasen var olan kıymetli bentlerin verimini artırmak bana yenisini yaptırmaktan daha makul geldi. Bana refakat eden Bina Emini bu vesileyle, imparatora ait bütün binaların baş nazırı için oldukça yaman bir teklifte bulundu: «Valde Bendinin duvarını takriben dört arşın yükseltmeli, bu bir hayli fazla su sağlayabilir>> dedi.

Ben efendiye, bu yüzden duvarların şimdikinden takriben üç misli fazla bir basınca dayanması gerekeceğini hesap etmek cüretinde bulundum. Önce İstanbul'da mevcut sarnıçların asıl yapılış maksatlarına tahsis edilmesini, ikinci olarak bütün suyollarının tamir edilmesini, nihayet bentlerin arkasındaki göllerin kazılarak daha derinleştirilmesi ve genişletilmesini tavsiye ettim. Böylelikle duvarları takviyeye hiç lüzum kalmaksızın, çıkarılacak her 1000 kulaç küp toprağa karşı 1000 kulaç küp su kazanılacaktı. Fakat böyle gösterişsiz bir şey Türklerin zevkine uygun değildir. Onların padişaha bir şeyler göstermeleri lazımdır; açılış töreni için bir köşk yaptırılması ve bir şenlik gerektir. Çok muhtemeldir ki yeni bir bent yaptırmayı tercih edecekler, bu da yarım milyon talere (o zamanın gümüş parası) malolacak."
 

Benzer Konular