Ynt: Küçükbaş hayvan etine kokuyor diyenlere gıcık oluyorum...
Bizim eve ayda hiç girmezse 20 kilo et girer, kuzu etidir sırf. Bayramda komşu dana eti getirir, o da kıymaya ek olur, onun haricinde hayatta girmez evimize dana eti.
Kuzu eti kokmaz, koyun kokabilir, eti karttır, onca doğum yapmış koyundur vs. olabilir, kapalı yerde bakılmıştır falan. Ben hayatımda sadece 2 kere tadı kötü küçükbaş eti yedim, geçen sene Migros ' tan aldığımız et ve ondan birkaç ay önce yeğenim için kesilen adak koyun eti. Migros ' tan aldığımız muhtemelen yüksek besi, kapalı alan bakılan yine muhtemelen bir dişi kuzu idi, 13 kilo tam karkas aldık. Adak koyununu ağabeyim ve annem beraber almışlar, Hadımköy ' den dediğim yerden almamışlar, gidip kendi kafalarına göre bir yerden almışlar, artık kesime giden bir koyundu diye tahmin ediyorum, doğurganlığı bitmiş, kartlaşmış, eti östrojen dolmuş...
Kuzu eti öyle kötü bir et olsaydı, Adana kebabının en hası, mangaldaki şişe dizilen etin en hası, içli köftenin, çiğ köftenin evde yediğimiz anne köftesinin en hası kuzu etinden olur muydu?
Diğer arkadaşların da söylediği gibi, eti terbiye etmeyi bilmeyenlerin de etkisi bunda büyük tabi ki, yıllardır mangal yapa yapa ustalaştım sayılır, kuzenimin kız arkadaşı hayatında kuzu eti yememiş, sebebi de bu 'Kokuyor'. 'Sen kuzu eti yememişsindir, gel sana ben bir kuzu eti yedireyim bir daha başka et yemezsin' dedim, kabul etmedi. Gidip kasaptan kuzu eti aldım, güzel bir terbiye ettim, bir kısmını da kıyma yaptırdım, onu da köfte yaptım. Terbiyeli etleri şiş yaptım, köfteyle şişi koydum kızın önüne, dana eti dedim
Yedi, 'Bu et dana mı ya?' diye sordu, çok lezzetli gelmiş ayrıca danaya göre çok yumuşakmış
'Bizim dünyamıza hoşgeldin yabancı' dedim
Aynı şeyi vaktinde yengeme de yapmıştık, annem güvecin içinde yedirmişti yengeme, bir daha da başka et yiyemez oldu yengem
Ben çok az daha eti yerim, o da dışarıda, ancak bu bizde yeni moda yurtdışında ise çokça olan 'Steak House' lardan birinde, Fransa ' da iken bir Simental bir de Charallias cinsi danaların bonfilelerinden yemiştim. Güzel yapıyorlar ama, ne kadar yumuşatmaya çalışsalar da, kuzu eti kadar yumuşak olamıyor.
Bir de şunu söyleyeyim, benim alışkanlığımdan mı, yoksa gerçekten mi öyle bilmiyorum ama, kuzunun boku çok kokmazken, hatta bana kokusu çokça güzel gelirken, büyükbaşların bokunun kokusu oldukça ağır oluyor, belki de küçüklüğümden beri koyun-keçiye daha alışkın olduğumdan belki gerçekten.
Bir de daha bir sevimlidir koyun-keçi, melül melül bakar sana, sana alıştı mı peşini bırakmaz, çocuk gibi ilgi ister her zaman, bakması ayrı zevktir. Umarım yakın bir zamanda yeniden aralarında olurum hepsinin