azoxystrobin link=topic=83221.msg993439#msg993439 date=1429035137' Alıntı:
Dünyada yaşayan insanların hemen hemen hepsi, maden cevherlerini hiç görmemiş olsalar bile, demirin bakırdan, bakırın nikelden ve mermerin de diğerlerinden farklı bir maden türü olduğunu bilirler. Ancak, göreceli olarak yeni bir maden türü olan leonardit için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Ülkemizde (ve Dünyanın birçok ülkesinde de) leonardit madeni başka maden türleri ile sık sık karıştırılmaktadır. Leonarditin en fazla karıştırıldığı madenler; linyit kömürü, torf (turba) ve gidyadır. Bu madenlerin renk ve görünüşlerinin az çok leonardite benzemesi ve bir miktar hümik asit içermeleri bu karışıklığa zemin hazırlamaktadır.
Bu gün Ülkemizin birçok yerinde linyit kömürünün, torfun ve gidyanın leonardit madeni olarak tanındığı, tanıtıldığı ve pazarlanarak satıldığı bir gerçektir. Oysa, bunlar birbirinden çok farklı madenlerdir. Linyit kömürü ve torf organik kökenli tortul kayaçlardır. Gidya, içeriğinde bir miktar organik madde olan çamur taşıdır ve tortul kayaçdır. Leonardit ise, organik kökenli tortul kayaçların kimyasal değişimi ile oluşmuş bir başkalaşım kayacıdır. Bu dört farklı madenin en önemli ortak özellikleri, içeriklerinde ekonomik olarak değerlendirilebilecek ölçüde hümik asitlerin bulunmasıdır. Dördü de doğal hümik asit kaynağıdır ve hümik asitlerin hammaddesidir. Ancak, içerdikleri hümik asitlerin oranları ve nitelikleri birbirinden oldukça farklıdır. Dolayısıyla, organik toprak düzenleyicisi olarak veya hümik asit çöseltisi için hammadde ularak kullanıldıklarında da etkileri, yararları (ve zararları) elbette farklı olacaktır
Linyit kömürünün, torfun ve gidyanın tanımları Glossary of Geologyde (Bates, R., L. ve Jakson, J., A., 1980) şu şekilde yapılmaktadır:
Linyit kömürü: Kömürleşme derecesi torf ile taş kömürü arasında olan kahverengi siyah renkte bir kömür madenidir. Pekişmiş (consolidated) bir yapısı vardır. Nem ve külü alındıktan sonra ısıl değeri 4600 Kcal/kgdan düşüktür.
Torf (Turba): Yarı kömürleşme aşamasındaki bitki artıklarından oluşan bir pekişmemiş (unconsolidated) madendir. Bataklıklar gibi suya doymuş ortamlarda oluşur ve en az %75 oranında su içerir. Torf, kömür oluşumunun birinci aşaması olarak kabul edilir. Kuru bazda (nemi alındıktan sonra) karbon içeriği yaklaşık %60 ve oksijen içeriği yaklaşık % 30dur. Orijinal bitkisel maddelerin yapıları içerisinde görülebilir. Torf, kurutulduktan sonra serbestçe yanabilir.
Gidya: İçerinde organik madde bulunan koyu renkli ve yumuşak bir tatlı su çamur taşıdır. İçersindeki organik maddeler, az veya çok, görülebilir. Suyu besin ve oksijence zengin olan bataklık veya göllerdeki çökelmelerle oluşur. Havasız ortamda oluşan tortul kayaçlardır.
Leonardit madeni ise; organik kökenli tortul kayaçların oksidasyonu ve kimyasal değişimi ile oluşmuş, koyu kahverengi - siyah renklerinde, parlak ve camsı görünüşlü, yumuşak bir madendir.
LEONARDİT,LİNYİT, TORF VE GİDYANIN FARKLI ÖZELLİKLERİ
Ø Bu madenler arasındaki en önemli fark içerdikleri hümik asitlerin oranlarıdır. Kuru bazda; linyit, torf ve gidya en fazla %30 oranında hümik asit içerirler. Bunların hümik asit oranı genellikle %5 - %20 arasındadır. Leonardite gelince, çeşitli kaynaklar bir madenin leonardit madeni olarak kabul edilebilmesi için içerisinde en az %50 oranında hümik asit bulunması gerektiğini bildirmektedir. Ancak, Tarım Bakanlığının ilgili yönetmeliğinde alt sınır %40 olarak belirtilmiştir. Bu durumda, bizim de alt sınırı %40 olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Üst sınıra gelince, bütün yayınlarda üst sınır %90 olarak belirtilmiştir. Ancak biz bazı maden ocaklarımızda tüvenan leonarditin (ocakta yeni kazılmış leonarditin) hümik asit oranın %92lere kadar çıktığını ölçmüş durumdayız. Bu açıklamaların ışığında, leonardit madeni %40 - %92 oranları arasında hümik asitler içerir denilebilir.
Ø Oran olarak yüksekliğinin yanı sıra, leonarditin içerisindeki hümik asitlerin çözünürlüğü de diğerlerine göre çok daha fazla ve hızlıdır. Bünyesindeki hümik asitler içersinde yer alan fulvik asitin oranı leonarditte ötekilerden çok daha fazladır ve leonardit diğerlerinden çok daha yüksek bir biyoaktiviteye sahiptir.
Ø pH oranları; leonarditte 3 ile 5 arasında, linyitte 6 ile 8 arasında, torfta 5,5 ile 6,5 arsında ve gidyada 6,5 ile 8 arasında değişmektedir. Leonarditin pHı diğerlerinden oldukça düşüktür.
Ø İçerdikleri karbonun oranları, her birisi için, farklı yerlerdeki maden ocaklarına göre farklılıklar göstermektedir. Ancak, ortalama değerler olarak; leonardit %50, Linyit %70 ve torf %60 oranlarında karbon içerirler. Leonarditin karbon oranı diğerlerininkilerden daha düşüktür. Gidya (çamur taşı) inorganik bir maden olduğu için karbon oranı da doğal olarak düşüktür. Elbistan gidyasının organik karbon oranı %25,25 olarak ölçülmüştür (Ayten Karaca ve diğerleri, 2006).
Ø İçerdikleri oksijenin oranları, her birisi için, yine farklı yerlerdeki maden ocaklarına göre farklılıklar göstermektedir. Ortalama değerler olarak; leonardit %30-50 arası, Linyit %20 ve torf %25-30 arası oranlarda oksijen içer. Leonarditin oksijen oranı diğerlerininkilerden daha yüksektir.
Ø Sertlik dereceleri; leonarditin 1dir ve linyitin 2-2,5 arasıdır. Torf pekişmemiş bir maden olduğu için sertliği yoktur. Gidya orijinal haldeyken (tüvenan) plastik yapıdadır sertliği yoktur. Gidya kurutulunca küp şeklinde parçalara ayrılacak şekilde çatlaklar oluşur.
Ø Leonarditin yoğunluğu 0,70 gr/cm3 ile 0.90 gr/cm3 arasındadır. Linyitin yoğunluğu ise 1,30 gr/cm3 ile 1,50 gr/cm3 arasında değişir. Torfun yoğunluğu nemi alınmadan önce 0,80 - 1,00 gr/cm3 civarındayken kurutulduktan sonra 0,10 0,40 gr/cm3e aralığına kadar düşebilmektedir. Gidyanın ortalama yoğunluğu ise 0,46 gr/cm3 olarak bildirilmektedir (M. Zauft ve diğerleri, 2011)
Ø Kurutulmamış ham madendeki nem oranları torf ve gidyada çok yüksek (%50 - % 75 arası), linyit ve leonarditte ise daha düşüktür (en fazla %35-40).
Ø Linyit, torf ve gidya tortul kayaçlardır. Leonardit tortul kayacın bozuşması ile oluşmuştur.
Ø Leonardit, torf ve gidya organik kökenli kayaçlardır. Gidya (içerisinde organik maddeler olsa da) inorganik bir kayaçtır.
Ø Torf, 5-10.000 yıl içerisinde oluşur. Linyit, gidya ve leonarditin oluşabilmesi için ise milyonlarca yıla ihtiyaç vardır.
Ø Linyit ve torf serbestçe yanabilir ve yakıt olarak kullanılabilirler. Leonardit ve gidya yanmaz ve yakıt olarak kullanılamazlar.
Ø Leonardit ve linyit kahverengi siyah arası renklerdedirler. Torf; sarı, kahverengi veya siyah olabilir. Gidya ise; bej, gri veya açık kahverengi renklerindedir. Leonardit parlak ve camsı görünüşlüdür. Linyit, parlak ve camsı görünüşlü veya donuk ve mat görünüşlü olabilir. Torf ise donuk ve mat görünüşlüdür.
Ø Linyit, torf ve gidya madenleri Dünyada ve Ülkemizde çok bol miktarda bulunurlar. Türkiyenin toplam linyit rezervi 8 milyar ton civarındadır ve Ülkenin her yerine dağılmıştır. Torf; başta Kayseri, Hakkari ve Bolu olmak üzere, bir çok bölgede bolca vardır. Gidya ise Elbistanda çok bol miktarda mevcuttur. Ayrıca, bunların madenciliği (üretilmeleri) kolay ve ucuzdur. Leonardit ise, Leonardit Madeninin oluşumu sayfasında anlatılan nedenlerden dolayı çok küçük rezevler halinde ve nadir olarak bulunur. Bu dezavantajının yanı sıra, leonarditin madenciliği de çok zor ve pahalıdır.
SONUÇ
Özetlemek gerekirse; bir madencinin gözünde yukarda sırladığımız madenlerin hepsinin ayrı ayrı önemi, ekonomik değeri ve kullanım yerleri vardır. Önemli olan doğru madeni, gerçek adıyla ve doğru yerde kullanmaktır. Yanlış olan ise; linyit kömürünün, torfun ve gidyanın leonardit adıyla ve leonardit yerine tanıtılıp pazarlanmasıdır. Bu çarpıklık şöyle bir benzetmeyle açıklanabilir:
İnsanların mermeri tanımadığı bir ülkede hemen hemen hiç ekonomik değeri olmayan sıradan kalkerin mermer adıyla, mermer fiyatına ve mermerin yerine tanıtılıp pazarlanması. Çünkü ikisinin de içinde CaCO3 var.
Toprağa potasyum takviyesi için gübre olarak kullanılan 4 farklı maden seçelim. Örneğin; granit, tüf, mika ve silvinit. Bunların dördü de toprakta potasyum takviyesi için kullanılabilir. Ama hiç kimse Nasıl olsa bunların dördü de toprakta potasyum takviyesi için kullanılıyor, demek ki dördü de aynıdır deyip graniti tüf olarak, veya mikayı granit olarak, veya tüfü silvinit olarak tanıtamaz ve satamaz. Bunların dördü de birbirinden farklı, ayrı madenlerdir ve birini ötekinin adı ile tanıtıp satmak, en azından, Maden Kanununa göre ve Tarım Bakanlığının ilgili yönetmeliklerine göre yasal olarak suçtur. Ancak, söz konusu leonardit, linyit kömürü, torf ve gidya olunca esaslı bir kavram ve tanımlama/tanıtma kargaşası halen devam etmektedir.
Linyit, torf ve gidya olmayan bir başka madde de Leonardit ismi ile piyasada tanıtılmakta ve pazarlanmaktadır. Bir Başka Madde diyoruz çünkü bu maddenin henüz tanımlanmış bir adı bulunmamaktadır. İçerisinde %10-30 oranında hümik asit bulunan düşük kaliteli linyit kömürleri bir veya birkaç defa KOH çözeltisinde eritilip suyu buharlaştırılarak bir çeşit K-Humat elde edilmektedir. Düşük kaliteli linyitlerden kimyasal işlemlerle elde edilen ve pHı 9 ile 13,5 arasında değişen bu K-Humat benzeri madde daha sonra Doğal Leonardit Madeni olarak pazarlanmaktadır. Her şeyden önce, çok iyi bilindiği gibi, gerçek leonardit hümik asitin hammaddesidir, yani asidik bir maddedir ve pHı hiç bir koşulda 7dan büyük olamaz.
Leonardit doğal bir madendir. Doğal madenler kimyasal işlemlerle elde edilmez veya kimyasal işlemlerle elde edilen hiç bir madde doğal maden olamaz. Düşük kaliteli linyitlerden kimyasal yolla elde edilen bu K-Humat benzeri isimsiz maddenin bir yerlerde önemi veya ekonomik bir değeri olabilir. Ancak, bu madde kesinlikle leonardit değildir ve leonardit adı ile tanıtılıp pazarlanması yanlıştır.
Ayrıca, linyit kömürü yakan termik santrallerin (Soma, Yatağan vb.) baca gazlarının çevredeki toprağa ve bitki örtüsüne verdiği zarar düşünülecek olursa, düşük kaliteli linyitlerden elde edilen K-Humat benzeri maddenin veya linyit kömürünün bizzat kendisinin doğrudan toprağa uygulanması ile acaba hangi zararlı kimyasallar hangi oranlarda toprağa doğrudan verilmektedir?
Kömür madencilerinin madenin yakınlarındaki tarla sahipleri ile yıllardır süregelen çatışmaları ve mahkemelerdeki davaları biz madenciler tarafından yaygın olarak bilinir. Madenden çıkartılıp yer üstüne stoklanan linyit kömürünün tozu, özellikle yaz aylarında, rüzgarla yakınlardaki tarlalara uçar ve bu linyit kömürü tozunun tarlada biriktiği yerlerde ya verim iyice azalır veya hiç ürün alınamaz. İşte, madenci ile tarla sahibi bu noktada kafa kafaya gelirler. Aynı stoktaki linyit kömürünün bu defa 'leonardit' adı verilerek tarla sahibi çiftçiye para ile satılması oldukça garip bir çelişki değil mi?
Dr Selami İstanbulluoğlu
Maden Yuksek Mühendisi
Alintidir