7 Mart 2025 tarihli 32834 sayılı Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yürürlüğe konulan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. tarafınca Tarımsal Üretime Dair Hazine Faiz Destekli Yatım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karar Gereğince;
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 53’üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca belge düzenine ilişkin ilgili mevzuatta yer verilen yükümlülüklere uyup uymadığının belirtilmesi gerekmektedir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çiftçi artık kullanacağı sübvansiyonlu kredinin ön onayını vergi dairelerinden alacak.
Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ekilen arazilerin niteliği kayıt altına alındıktan sonra bu kararname ile çiftçinin vergi usul kanuna uygun hale getirmesinin önü açılmış oldu. Gelir kanununun yükümlülüklerine uygun görülen çiftçilerin zaman içerisinde gelirlerinden vergi alınması ile kayıt dışı çiftçilik faaliyetlerinin önüne geçilmek isteniyor.
Yapılmak istenen çiftçiyi tam anlamıyla mükellefiyet kapsamına dahil ederek vergilendirmek.
Tarlasını ekerken hayvanına bakarken her kalemde her masrafta KDV ödeyen çiftçi artık giderlerini göstererek kazancının da vergisini 'tıpış tıpış' ödeyecek.
Kodamanların milyonluk vergilerini af eden hükümet astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve benzeri alanlarda faaliyet gösterenleri mali denetime aldığı gibi tüm alanları kontrol etmek istiyor.
Bunda ne var ki canım, kayıt dışı gelirleri kayıt altına alarak iyi bir şey yapıyor, diyenler şunu da bilmeli ve düşünmeli;
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde 1'inin her yıl çiftçiye verilmesi gerekirken bunun uygulanmadığını belirterek, “Son 10 yılda çiftçiye 808 milyar lira verilmesi gereken destek verilmedi. Bu yıl ise çiftçiye 91 milyar lira destek bütçeden ayrıldı. Milli gelirin yüzde 1'i 411 milyar lira yapıyor" diye net bir açıklama ortaya koyuyor.
Çiftçinin kaçacak bir tarafı yok gelirini kaçıracak bir tarafı da yok!
Onca gidere karşı hükümet neyi layık görürse o kadar kazanmaya çalışan çiftçinin anayasal hakkı olan milli gelirden kaynaklı ödemelerini yapın ondan sonra çiftçiyi, hayvancıyı vergisel denetimin içine sokun.
Alacağına şahin olan hükümet iş ödemeye gelince üç maymunu oynuyor!
Çiftçi gelirini yine kendi alanı olan işine yatırarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Sen madem çiftçiyi de denetim altına almak istiyorsun o zaman 5-6 milyonluk traktör alan buna göre geliri olan kesimden başla!
Ülkede çiftçilik yapan kesimin %75 orta gelirli. 770 milyon dekarlık karasal büyüklüğümüzün sadece %30’unu oluşturan arazide çiftçilik yapılıyor.
İmar ve rant yaratılarak tarım arazilerinin her sene küçülmesi ise ayrı bir sorun.
Toplumun tüm kesimine adil bir vergi kanunu uygulansın derken işe çiftçiden, işçiden toplumun gelir düzeyi belirli insanlarından başlarsanız burada bir yanlışlık var derler adama.
Ülkenin her kesiminde üretim yapan insanların gelirleri ile yarattığınız kur korumalı sisteme, yüksek faiz getirisi ile oturduğu yerde alın teri dökmeden üçkâğıt ekonomisi ile para kazanlara önce bir ‘’DUR’’ deyin.
Üreticinin geliri ile bu bozuk sistemi finansa etmekten vazgeçin!
Osmanlı döneminde köylülerden ürettikleri tarım ürünleri için %10 oranında vergi alınıyordu. Bu vergiye Aşar Vergisi deniliyordu. Cumhuriyetin ilanıyla, gerek tarımsal üretimi desteklemek, gerekse kırsal kesim üzerindeki vergi yükünü azaltmak amacıyla 1925 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.
Müflis Bezirgân Eski Defterleri Karıştırır Atasözünün TDK Anlamı Ne Demek?
Cevap: Tüccar iflas edince, kimlerde alacağım kalmıştır diye eski defterleri gözden geçirir.
www.tarimdanhaber.com
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 53’üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca belge düzenine ilişkin ilgili mevzuatta yer verilen yükümlülüklere uyup uymadığının belirtilmesi gerekmektedir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çiftçi artık kullanacağı sübvansiyonlu kredinin ön onayını vergi dairelerinden alacak.
Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ekilen arazilerin niteliği kayıt altına alındıktan sonra bu kararname ile çiftçinin vergi usul kanuna uygun hale getirmesinin önü açılmış oldu. Gelir kanununun yükümlülüklerine uygun görülen çiftçilerin zaman içerisinde gelirlerinden vergi alınması ile kayıt dışı çiftçilik faaliyetlerinin önüne geçilmek isteniyor.
Yapılmak istenen çiftçiyi tam anlamıyla mükellefiyet kapsamına dahil ederek vergilendirmek.
Tarlasını ekerken hayvanına bakarken her kalemde her masrafta KDV ödeyen çiftçi artık giderlerini göstererek kazancının da vergisini 'tıpış tıpış' ödeyecek.
Kodamanların milyonluk vergilerini af eden hükümet astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve benzeri alanlarda faaliyet gösterenleri mali denetime aldığı gibi tüm alanları kontrol etmek istiyor.
Bunda ne var ki canım, kayıt dışı gelirleri kayıt altına alarak iyi bir şey yapıyor, diyenler şunu da bilmeli ve düşünmeli;
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde 1'inin her yıl çiftçiye verilmesi gerekirken bunun uygulanmadığını belirterek, “Son 10 yılda çiftçiye 808 milyar lira verilmesi gereken destek verilmedi. Bu yıl ise çiftçiye 91 milyar lira destek bütçeden ayrıldı. Milli gelirin yüzde 1'i 411 milyar lira yapıyor" diye net bir açıklama ortaya koyuyor.
Çiftçinin kaçacak bir tarafı yok gelirini kaçıracak bir tarafı da yok!
Onca gidere karşı hükümet neyi layık görürse o kadar kazanmaya çalışan çiftçinin anayasal hakkı olan milli gelirden kaynaklı ödemelerini yapın ondan sonra çiftçiyi, hayvancıyı vergisel denetimin içine sokun.
Alacağına şahin olan hükümet iş ödemeye gelince üç maymunu oynuyor!
Çiftçi gelirini yine kendi alanı olan işine yatırarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Sen madem çiftçiyi de denetim altına almak istiyorsun o zaman 5-6 milyonluk traktör alan buna göre geliri olan kesimden başla!
Ülkede çiftçilik yapan kesimin %75 orta gelirli. 770 milyon dekarlık karasal büyüklüğümüzün sadece %30’unu oluşturan arazide çiftçilik yapılıyor.
İmar ve rant yaratılarak tarım arazilerinin her sene küçülmesi ise ayrı bir sorun.
Toplumun tüm kesimine adil bir vergi kanunu uygulansın derken işe çiftçiden, işçiden toplumun gelir düzeyi belirli insanlarından başlarsanız burada bir yanlışlık var derler adama.
Ülkenin her kesiminde üretim yapan insanların gelirleri ile yarattığınız kur korumalı sisteme, yüksek faiz getirisi ile oturduğu yerde alın teri dökmeden üçkâğıt ekonomisi ile para kazanlara önce bir ‘’DUR’’ deyin.
Üreticinin geliri ile bu bozuk sistemi finansa etmekten vazgeçin!
Osmanlı döneminde köylülerden ürettikleri tarım ürünleri için %10 oranında vergi alınıyordu. Bu vergiye Aşar Vergisi deniliyordu. Cumhuriyetin ilanıyla, gerek tarımsal üretimi desteklemek, gerekse kırsal kesim üzerindeki vergi yükünü azaltmak amacıyla 1925 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.
Müflis Bezirgân Eski Defterleri Karıştırır Atasözünün TDK Anlamı Ne Demek?
Cevap: Tüccar iflas edince, kimlerde alacağım kalmıştır diye eski defterleri gözden geçirir.

Çiftçiye vergisel denetim geliyor! Kazancının da vergisini ödeyecek!
Çiftçi artık kullanacağı sübvansiyonlu kredinin ön onayını vergi dairelerinden alacak! Bu çiftçiler için ne anlam ifade ediyor? İşte detaylar...
