Bugdayda Magnezyum Sülfat Kullanımı...


Klorofolin: Bitkilerin körpe saplarında ve yapraklarında bulunan, güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan, bitkilere yeşil renklerini veren maddedir. Bitkilerin yeşil yapraklarının içerisindeki her hücrede 100’den fazla kloroplast denilen küçük tanecikler vardır.
Magnezyum: Klorofilin ana bilesenidir. Fotosentezi ve bazı enzim reaksiyonları aktive eder. Eksikliginde yesil renk kaybolur ve fotosentez yapamaz.
Fotosentez: Fotosentez en basit haliyle bir bitkinin yaşamak için kendine besin sağlamasıdır. Fotosentez sonucunda glikoz ve oksijen açığa çıkar. Üretilen glikozun bir kısmı bitkinin meyve, gövde gibi fotosentez yapılamayan kısımlarına taşınır. Buralarda büyüme, gelişme ve olgunlaşmayı sağlar. Buralara ulaşan glikozların bir kısmı ise nişastaya dönüşerek depolanmaktadır.
Yaprak gübresi olarak en basitinden cinko ve üre ot ilacına karıştırılmaktadır cogu yerde...
Verilmis bilgiler kapsamında;cinko ve üre ile beraber magnezyum kullanılsa faydası olurmu sizce....
 
Klorofolin: Bitkilerin körpe saplarında ve yapraklarında bulunan, güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan, bitkilere yeşil renklerini veren maddedir. Bitkilerin yeşil yapraklarının içerisindeki her hücrede 100’den fazla kloroplast denilen küçük tanecikler vardır.
Magnezyum: Klorofilin ana bilesenidir. Fotosentezi ve bazı enzim reaksiyonları aktive eder. Eksikliginde yesil renk kaybolur ve fotosentez yapamaz.
Fotosentez: Fotosentez en basit haliyle bir bitkinin yaşamak için kendine besin sağlamasıdır. Fotosentez sonucunda glikoz ve oksijen açığa çıkar. Üretilen glikozun bir kısmı bitkinin meyve, gövde gibi fotosentez yapılamayan kısımlarına taşınır. Buralarda büyüme, gelişme ve olgunlaşmayı sağlar. Buralara ulaşan glikozların bir kısmı ise nişastaya dönüşerek depolanmaktadır.
Yaprak gübresi olarak en basitinden cinko ve üre ot ilacına karıştırılmaktadır cogu yerde...
Verilmis bilgiler kapsamında;cinko ve üre ile beraber magnezyum kullanılsa faydası olurmu sizce....
Gubretassin potasmag diye bir ürünü var ben onu kullanıyorum tavsiye ederim
 
  • Beğen
Tepkiler: Serkan KÜÇÜK
Componun sadece buğday kullanımına sunduğu güzel bir ürün var. 109lira 1kilogram internet fiyatı yazdım.


https://urun.n11.com/gubre/nutrimix-complete-1kg-P473421919
1611728583312.png
 

Resimler ve ekler

  • 2BCCEF10-C148-4504-9497-1383EEF0BB7C.png
    2BCCEF10-C148-4504-9497-1383EEF0BB7C.png
    310.3 KB · Görüntüleme: 123
Serkan bey yetişme dönemi boyunca her ilaçlama için girdğinizde çinko ağırlıklı bir mikro element kompozisyonun yanında magnezyumda güzel olur.Geçtiğimiz sezon size gönderdiğim ürünümün içindede iyi miktarda magnezyum vardı zaten.
Ek olarak potasyum diyen arkadaşlar var.Ben erken dönemde potasyum tavsiye etmiyorum.Sapa kalkma döneminden önce buğdaygillere potasyum vermek doğru bir tercih olmayabilir.
 

Ben erken dönemde potasyum tavsiye etmiyorum.Sapa kalkma döneminden önce buğdaygillere potasyum vermek doğru bir tercih olmayabilir.

Katiliyorum. Potasyum klor ve nitrat erken dönemde oksin hormonunu baskın hale getirir. Bitki yeşil aksamı gelişmesi gözle görülür şekilde iyi olsa da köklenmenin zayıf kalmasına sebep olur. Bu da sapa kalkma sonrası dönemde su tüketimi arttıginda bitkinin yeteri kadar suya ve diğer besin elementlerine ulaşmasını zorlaştırir. Verim potansiyelini düşürebilir.

Amonyum azotu, kalsiyum ve klorofil yapı taşları demir mangan ve magnezyum ile erken dönemde yeterli şekilde beslenen, stokinin baskin gelişen bitki daha iyi kok gelişimi sağlar ve çevresel şartlara daha dayanıklı olur.

Potasyum verilecekse bayrak yaprağı ve gebecik dönemlerinde Çiçeklenme öncesi bir miktar verilebilir.
 
Serkan bey yetişme dönemi boyunca her ilaçlama için girdğinizde çinko ağırlıklı bir mikro element kompozisyonun yanında magnezyumda güzel olur.Geçtiğimiz sezon size gönderdiğim ürünümün içindede iyi miktarda magnezyum vardı zaten.
Ek olarak potasyum diyen arkadaşlar var.Ben erken dönemde potasyum tavsiye etmiyorum.Sapa kalkma döneminden önce buğdaygillere potasyum vermek doğru bir tercih olmayabilir.
Etkisini gördüm sagolun. Elimde cinko mevcut. Ot ilacıyla gubretas combi, cinko ve ure karıstiracagim. Pas ilaciyla yine sizden ürün talep edegim kismetse. 2. Pas ilacinda dane iriligine katki sağladığı icin potasyum ağırlıklı katki kullanmistim.
300kg alinan yerden 430kg aldik. İnsallah bu senede alırız.
 
  • Beğen
Tepkiler: Güngör karabudak
Katiliyorum. Potasyum klor ve nitrat erken dönemde oksin hormonunu baskın hale getirir. Bitki yeşil aksamı gelişmesi gözle görülür şekilde iyi olsa da köklenmenin zayıf kalmasına sebep olur. Bu da sapa kalkma sonrası dönemde su tüketimi arttıginda bitkinin yeteri kadar suya ve diğer besin elementlerine ulaşmasını zorlaştırir. Verim potansiyelini düşürebilir.

Amonyum azotu, kalsiyum ve klorofil yapı taşları demir mangan ve magnezyum ile erken dönemde yeterli şekilde beslenen, stokinin baskin gelişen bitki daha iyi kok gelişimi sağlar ve çevresel şartlara daha dayanıklı olur.

Potasyum verilecekse bayrak yaprağı ve gebecik dönemlerinde Çiçeklenme öncesi bir miktar verilebilir.

Okuduklarım kadaeıyla oksin hormonu meyve oluşumu ve yaprak-dal-döl tutumunda çok etkin rol oynuyor ama tabi etilen hormonunu tetiklediği için ne kadar oksin artarsa etilen o kadar artacağı için buda erken dönemde meyve olgunlaşmasına sebebiyet verip yaprak sararmasına neden oluyor. Yalnız bu dediklerimiz sizinde dediğiniz gibi suyun az olduğu sulama yapılamayan sahalarda geçerli. Yeterli ve sürekli sulama yapılan sahalarda oksin hormonu her zaman yüksek tutulmak istenir. Tabi sitokinin bitki beslemenin adeta zirve hormonu diğerlerinin aksine yaprak aksamlarından değilde kök uçlarından alınması bile yarayışlılık yüzdesi olarak bile onu değerli kılıyor.

Hocam bunlar okuduklarımdı yani bu işin bilimini almadım sadece bildiklerimi paylaşmak için yazdım. Mısır bitkisi ile ilgili okuduğunuz veya bildiğiniz bunun gibi bilgiler var mı ? Mısıra ekimden sonra 35-40. günlerde ilk suyunu veriyoruz. Her suda 10 kg üre giriyorduk ama sanki üre yerine şeker gübresi ile direkt azotu amonyum formunda vermek daha mı mantıklı olacak acaba ? Bu sayede amonyum sayesinde topraktan daha fazla fosfor gübresini yarayışlı olarak alabilir bitki. Bu arada kendi gözlemlediğim kadarıyla mısıra ilk 2 suyunda magnezyum ve kalsiyum girilmesi ciddi anlamda mısırı hızlı şekilde gürleştirip haki yeşil rengine döndürüyor. Özellikle soğuk çarpmasından veya aşırı sıcaklardan sararan mısıra üre gübresi yerine şeker gübresi ve dönüme 2 kg magnezyum sülfat ve 1-1.5kg kalsiyum sülfat verilmesi renginin 2-4 günde geri gelmesi için yeterli oluyor. Damlamadan kullanırken kalsiyumu diğer gübrelerle karıştırmadan vermek şartıyla malum o zaman taşlaşma yapıyor.

Erken dönemde potasyum uygulamasında ben kararsızım olanlardanım hocam tabi konuştuğum mısır özelinde. Mısır gibi sulanan ve yeşil aksamı gür ve geniş olan bitkilerde 50. günlerden itibaren potasyumun sülfat formunda verilmesinden yanayım. En azında bu sene o şekilde deneyeceğim. Sadece püskül zamanı verilen dönüme 5 kg potasyum nitrata bel bağlamak bence çok doğru değil. Çünkü her bitkinin gelişim boyunca bence potasyuma ihtiyacı var.
 
Erken dönemde potasyum uygulamasında ben kararsızım olanlardanım hocam tabi konuştuğum mısır özelinde. Mısır gibi sulanan ve yeşil aksamı gür ve geniş olan bitkilerde 50. günlerden itibaren potasyumun sülfat formunda verilmesinden yanayım. En azında bu sene o şekilde deneyeceğim. Sadece püskül zamanı verilen dönüme 5 kg potasyum nitrata bel bağlamak bence çok doğru değil. Çünkü her bitkinin gelişim boyunca bence potasyuma ihtiyacı var.

Hocam selamlar, aktif olarak mısır yetiştiriciliği yapmıyorum 10 yıl kadar önce geniş bir sulu arazimiz vardı o elden çıkınca bıraktık. O zamanlar yaptığımız da çok ilkeldi açıkçası. Çok detaylı bilgi veremiycem ama bildiğim kadarıyla;

Hormonlar konusunda aşırı stres görülmedigi sürece meyve sebze harici bitkilerde dışardan verilmesi taraftarı değilim. Dengeli beslenme ve suyu erişimde sıkıntı yoksa çevresel faktörler de normalse dışardan verebilecegimizin onlarca katını bitki kendi üretiyor zaten. Amino asitleri de ayni sekilde. Amino asitleri tabi destek olmak amacıyla dönem dönem vermekte fayda var. Bitkinin kendi normaline gore toprakta ihtiyaç duyduğu besinlere göre dengeli gübreleme yapılırsa kendi hormonunu kendi dengeliyor. Özellikle stokinin ve oksin arasında dominans için mücadele vardır. Meyve uçları çoğaldıkca oksin sentezler mesela Domateste tepeyi koparmalarinin sebebi bu. Oksin baskın hale geldiğinde köklenmeyi bırakıyor. Stokinin sadece köklerde sentezlenir oksin meyve gözlerinde. Meyve gözü arttıginda bitki stokinini yeterli salgılayamaz. Kısaca koklenme yavaşlar ve direnç illaki düşer. O yüzden klorlu bir potasyum ve nitrat erken dönemde bitkinin dengesini cok bozar. Buna dikkat edilse yeter.

Dediğiniz gibi potasyum erken dönemde çok acil ihtiyaç değil, söz konusu bitkinin potasyum tüketiminin pik yaptığı dönemden 1-2 hafta önce verilmeye başlanması gerek. Toprak yapınızı bilmiyorum ama bizim arazilerde dekarda 450 kg potasyum çıkıyor bugüne kadar hiç ihtiyaç duymadık o yüzden. Hatta %0,25-%1,5 arası kireçli topraklarımız genelde potasyum da yüksek olduğundan kalsiyum eksikliği çekiyoruz garip olsa da :)

Kalsiyumun faydasını görmenizin sebebi stokinin baskın hale getiriyor. Kök nekadar gelişirse verim potansiyeli o kadar artar elbette. Bitkiler kalsiyumu depolayamıyor, günlük fotosentez miktarınca alabilir. Fotosentezi limitleyen faktörler oluştuğunda ( aşırı rüzgar, kuru veya aşırı nemli hava, bulutlu geçen uzun günler vs) bitkinin kalsiyum alımı da düşer. İhtiyacın pik yaptığı dönemlerde eser miktar bor ile birlikte yapraktan ve topraktan verilmeli mutlaka, sulama sistemi olan yerlerde ise stres faktörleri ve fotosentez limitleyen durumlarda takiben verilebilir.

Bunların haricinde üre-amonyum meselesine gelirsek 10 kg azot karşılığı 1 kg kükürt ile fotosentez enerjisi ile kazandığı karbonhidratı (şekeri) amino asite çevirerek protein sentezine sokar bitkiler. Tabi havadan karbon , su vs diğer şartlar yeterliyse. Yani şöyle bir oran ile gübreleme yaparsanız daha makul olabilir. 4-5 çuval üre ile birlikte 1 çuval amonyum sülfat ile gerekli olan azot/kukurt oranını yakalarsınız. Magnezyum sülfatta da baya kükürt vardır onu da karıştırabilirsiniz gerekli gördüğünüz kadar. Bunun yanında bildiğiniz çay şekeri de ilave ederseniz azot-kükürt haricinde gerekli olan karbonhidratı da ekstradan verebilirsiniz bitkiye. Protein sentezini limitleyen faktör fotosentez ile elde edeceği şeker olmaktan çıkar böylece. 10 kg azot / 1kg kükürt / 1-2 kg şeker / 300-500 gram magnezyum (toprağınızın durumuna göre) çok ideal bir oran yakalayabilirsiniz.

Mikro elementlerden de çinko zaten elzem ama demir ve mangan da bence hem topraktan hem yapraktan verilmeli. Mangan da çok fazla bitki bünyesinde depolanan bir element değil onu da sürekli alabiliyor olması lazım. Potasyum taşınmasının yanında pek bilinmese de protein sentezine girecek olan azotta yanlış hatırlamıyorsam hidrojeni veya suyu parçalamak için kullanıyor bitki. Kökten beslenirken özellikle nitrat alımında kök bölgesinde oksijen açığa çıkıyor. Bu da demir mangan gibi + değerlikli metalik elementleri oksitliyor. Bitki bünyesine gitmiş olsa da küflenmiş bir demir gibi düşünün işe yaramıyor. O yüzden az az ve sık sık özellikle mangan mutlaka gübreleme programına eklenmeli. Özellikle olabildiğince yapraktan verilmeli. Topraklarda demir bolca bulunsa da mangan da çinko gibi genelde Türkiye topraklarında az bulunmakta.

Kendime göre bildiklerimden nacizane paylaşabileceklerim bunlar hocam aklıma gelenler. Tabi siz benden daha tecrübelisinizdir bunlar benim okuduklarım öğrendiklerim siz daha iyisini mutlaka yapacaksınızdır. Bu genel geçer bilgileri sentezleyerek. Hayırlı geceler.
 
Son düzenleme:
Hocam selamlar, aktif olarak mısır yetiştiriciliği yapmıyorum 10 yıl kadar önce geniş bir sulu arazimiz vardı o elden çıkınca bıraktık. O zamanlar yaptığımız da çok ilkeldi açıkçası. Çok detaylı bilgi veremiycem ama bildiğim kadarıyla;

Hormonlar konusunda aşırı stres görülmedigi sürece meyve sebze harici bitkilerde dışardan verilmesi taraftarı değilim. Dengeli beslenme ve suyu erişimde sıkıntı yoksa çevresel faktörler de normalse dışardan verebilecegimizin onlarca katını bitki kendi üretiyor zaten. Amino asitleri de ayni sekilde. Amino asitleri tabi destek olmak amacıyla dönem dönem vermekte fayda var. Bitkinin kendi normaline gore toprakta ihtiyaç duyduğu besinlere göre dengeli gübreleme yapılırsa kendi hormonunu kendi dengeliyor. Özellikle stokinin ve oksin arasında dominans için mücadele vardır. Meyve uçları çoğaldıkca oksin sentezler mesela Domateste tepeyi koparmalarinin sebebi bu. Oksin baskın hale geldiğinde köklenmeyi bırakıyor. Stokinin sadece köklerde sentezlenir oksin meyve gözlerinde. Meyve gözü arttıginda bitki stokinini yeterli salgılayamaz. Kısaca koklenme yavaşlar ve direnç illaki düşer. O yüzden klorlu bir potasyum ve nitrat erken dönemde bitkinin dengesini cok bozar. Buna dikkat edilse yeter.

Dediğiniz gibi potasyum erken dönemde çok acil ihtiyaç değil, söz konusu bitkinin potasyum tüketiminin pik yaptığı dönemden 1-2 hafta önce verilmeye başlanması gerek. Toprak yapınızı bilmiyorum ama bizim arazilerde dekarda 450 kg potasyum çıkıyor bugüne kadar hiç ihtiyaç duymadık o yüzden. Hatta %0,25-%1,5 arası kireçli topraklarımız genelde potasyum da yüksek olduğundan kalsiyum eksikliği çekiyoruz garip olsa da :)

Kalsiyumun faydasını görmenizin sebebi stokinin baskın hale getiriyor. Kök nekadar gelişirse verim potansiyeli o kadar artar elbette. Bitkiler kalsiyumu depolayamıyor, günlük fotosentez miktarınca alabilir. Fotosentezi limitleyen faktörler oluştuğunda ( aşırı rüzgar, kuru veya aşırı nemli hava, bulutlu geçen uzun günler vs) bitkinin kalsiyum alımı da düşer. İhtiyacın pik yaptığı dönemlerde eser miktar bor ile birlikte yapraktan ve topraktan verilmeli mutlaka, sulama sistemi olan yerlerde ise stres faktörleri ve fotosentez limitleyen durumlarda takiben verilebilir.

Bunların haricinde üre-amonyum meselesine gelirsek 10 kg azot karşılığı 1 kg kükürt ile fotosentez enerjisi ile kazandığı karbonhidratı (şekeri) amino asite çevirerek protein sentezine sokar bitkiler. Tabi havadan karbon , su vs diğer şartlar yeterliyse. Yani şöyle bir oran ile gübreleme yaparsanız daha makul olabilir. 4-5 çuval üre ile birlikte 1 çuval amonyum sülfat ile gerekli olan azot/kukurt oranını yakalarsınız. Magnezyum sülfatta da baya kükürt vardır onu da karıştırabilirsiniz gerekli gördüğünüz kadar. Bunun yanında bildiğiniz çay şekeri de ilave ederseniz azot-kükürt haricinde gerekli olan karbonhidratı da ekstradan verebilirsiniz bitkiye. Protein sentezini limitleyen faktör fotosentez ile elde edeceği şeker olmaktan çıkar böylece. 10 kg azot / 1kg kükürt / 1-2 kg şeker / 300-500 gram magnezyum (toprağınızın durumuna göre) çok ideal bir oran yakalayabilirsiniz.

Mikro elementlerden de çinko zaten elzem ama demir ve mangan da bence hem topraktan hem yapraktan verilmeli. Mangan da çok fazla bitki bünyesinde depolanan bir element değil onu da sürekli alabiliyor olması lazım. Potasyum taşınmasının yanında pek bilinmese de protein sentezine girecek olan azotta yanlış hatırlamıyorsam hidrojeni veya suyu parçalamak için kullanıyor bitki. Kökten beslenirken özellikle nitrat alımında kök bölgesinde oksijen açığa çıkıyor. Bu da demir mangan gibi + değerlikli metalik elementleri oksitliyor. Bitki bünyesine gitmiş olsa da küflenmiş bir demir gibi düşünün işe yaramıyor. O yüzden az az ve sık sık özellikle mangan mutlaka gübreleme programına eklenmeli. Özellikle olabildiğince yapraktan verilmeli. Topraklarda demir bolca bulunsa da mangan da çinko gibi genelde Türkiye topraklarında az bulunmakta.

Kendime göre bildiklerimden nacizane paylaşabileceklerim bunlar hocam aklıma gelenler. Tabi siz benden daha tecrübelisinizdir bunlar benim okuduklarım öğrendiklerim siz daha iyisini mutlaka yapacaksınızdır. Bu genel geçer bilgileri sentezleyerek. Hayırlı geceler.
Eyvallah güzel bilgiler ders notu gibi 3 4 defa tekrar okumak lazım bilgileri iyi almak için
 
  • Beğen
Tepkiler: aenema
Etkisini gördüm sagolun. Elimde cinko mevcut. Ot ilacıyla gubretas combi, cinko ve ure karıstiracagim. Pas ilaciyla yine sizden ürün talep edegim kismetse. 2. Pas ilacinda dane iriligine katki sağladığı icin potasyum ağırlıklı katki kullanmistim.
300kg alinan yerden 430kg aldik. İnsallah bu senede alırız.
Sizde sağolun.
%10 çinko %3 demir %4 mangan %2 bakır %0.15 molibden %5 magnezyum ürün buğday arpa için uygundur.Ayçiçek içinde güzel formulasyonum var. Kargo firmaları aylık kota koydukları için kotalarını dolduramadigim için kabul etmiyorlar.Kargo ile anlaşma sağlarsak gönderirim inşallah.
 
Hocam selamlar, aktif olarak mısır yetiştiriciliği yapmıyorum 10 yıl kadar önce geniş bir sulu arazimiz vardı o elden çıkınca bıraktık. O zamanlar yaptığımız da çok ilkeldi açıkçası. Çok detaylı bilgi veremiycem ama bildiğim kadarıyla;

Hormonlar konusunda aşırı stres görülmedigi sürece meyve sebze harici bitkilerde dışardan verilmesi taraftarı değilim. Dengeli beslenme ve suyu erişimde sıkıntı yoksa çevresel faktörler de normalse dışardan verebilecegimizin onlarca katını bitki kendi üretiyor zaten. Amino asitleri de ayni sekilde. Amino asitleri tabi destek olmak amacıyla dönem dönem vermekte fayda var. Bitkinin kendi normaline gore toprakta ihtiyaç duyduğu besinlere göre dengeli gübreleme yapılırsa kendi hormonunu kendi dengeliyor. Özellikle stokinin ve oksin arasında dominans için mücadele vardır. Meyve uçları çoğaldıkca oksin sentezler mesela Domateste tepeyi koparmalarinin sebebi bu. Oksin baskın hale geldiğinde köklenmeyi bırakıyor. Stokinin sadece köklerde sentezlenir oksin meyve gözlerinde. Meyve gözü arttıginda bitki stokinini yeterli salgılayamaz. Kısaca koklenme yavaşlar ve direnç illaki düşer. O yüzden klorlu bir potasyum ve nitrat erken dönemde bitkinin dengesini cok bozar. Buna dikkat edilse yeter.

Dediğiniz gibi potasyum erken dönemde çok acil ihtiyaç değil, söz konusu bitkinin potasyum tüketiminin pik yaptığı dönemden 1-2 hafta önce verilmeye başlanması gerek. Toprak yapınızı bilmiyorum ama bizim arazilerde dekarda 450 kg potasyum çıkıyor bugüne kadar hiç ihtiyaç duymadık o yüzden. Hatta %0,25-%1,5 arası kireçli topraklarımız genelde potasyum da yüksek olduğundan kalsiyum eksikliği çekiyoruz garip olsa da :)

Kalsiyumun faydasını görmenizin sebebi stokinin baskın hale getiriyor. Kök nekadar gelişirse verim potansiyeli o kadar artar elbette. Bitkiler kalsiyumu depolayamıyor, günlük fotosentez miktarınca alabilir. Fotosentezi limitleyen faktörler oluştuğunda ( aşırı rüzgar, kuru veya aşırı nemli hava, bulutlu geçen uzun günler vs) bitkinin kalsiyum alımı da düşer. İhtiyacın pik yaptığı dönemlerde eser miktar bor ile birlikte yapraktan ve topraktan verilmeli mutlaka, sulama sistemi olan yerlerde ise stres faktörleri ve fotosentez limitleyen durumlarda takiben verilebilir.

Bunların haricinde üre-amonyum meselesine gelirsek 10 kg azot karşılığı 1 kg kükürt ile fotosentez enerjisi ile kazandığı karbonhidratı (şekeri) amino asite çevirerek protein sentezine sokar bitkiler. Tabi havadan karbon , su vs diğer şartlar yeterliyse. Yani şöyle bir oran ile gübreleme yaparsanız daha makul olabilir. 4-5 çuval üre ile birlikte 1 çuval amonyum sülfat ile gerekli olan azot/kukurt oranını yakalarsınız. Magnezyum sülfatta da baya kükürt vardır onu da karıştırabilirsiniz gerekli gördüğünüz kadar. Bunun yanında bildiğiniz çay şekeri de ilave ederseniz azot-kükürt haricinde gerekli olan karbonhidratı da ekstradan verebilirsiniz bitkiye. Protein sentezini limitleyen faktör fotosentez ile elde edeceği şeker olmaktan çıkar böylece. 10 kg azot / 1kg kükürt / 1-2 kg şeker / 300-500 gram magnezyum (toprağınızın durumuna göre) çok ideal bir oran yakalayabilirsiniz.

Mikro elementlerden de çinko zaten elzem ama demir ve mangan da bence hem topraktan hem yapraktan verilmeli. Mangan da çok fazla bitki bünyesinde depolanan bir element değil onu da sürekli alabiliyor olması lazım. Potasyum taşınmasının yanında pek bilinmese de protein sentezine girecek olan azotta yanlış hatırlamıyorsam hidrojeni veya suyu parçalamak için kullanıyor bitki. Kökten beslenirken özellikle nitrat alımında kök bölgesinde oksijen açığa çıkıyor. Bu da demir mangan gibi + değerlikli metalik elementleri oksitliyor. Bitki bünyesine gitmiş olsa da küflenmiş bir demir gibi düşünün işe yaramıyor. O yüzden az az ve sık sık özellikle mangan mutlaka gübreleme programına eklenmeli. Özellikle olabildiğince yapraktan verilmeli. Topraklarda demir bolca bulunsa da mangan da çinko gibi genelde Türkiye topraklarında az bulunmakta.

Kendime göre bildiklerimden nacizane paylaşabileceklerim bunlar hocam aklıma gelenler. Tabi siz benden daha tecrübelisinizdir bunlar benim okuduklarım öğrendiklerim siz daha iyisini mutlaka yapacaksınızdır. Bu genel geçer bilgileri sentezleyerek. Hayırlı geceler.

Dediğiniz doğru hocam dışarıdan verilmesini bende mantıklı bulmuyor e bide malum mısır tarla tarımı olduğundan vermekde zahmetli en azından bi ciberellik asit gibi ulaşılması ve verilmesi kolay olsaydı düşünebilirdik :)

Tahlillere göre bizim buralarda da potasyumlar yüksek çıkıyor ama ne hikmetse çok potasyum tüketen domatese misal potasyum verilmezse ürün gelişiminde ciddi farklar görülüyor. Keşke organik maddemiz işba değerlerimiz yüksek olsa tuzluluk bi tık daha az olsa da potasyumu kullanabilse toprak. Attığımız hümikler organikler ne kadar işe yarıyor bilemiyoruz. Potasyum-magnezyum-kalsiyum zaten herhalde antagonist karakterler içinde dengesi en zor kurulan elementler. Bu arada konudan bağımsız gördüğüm ve şahit olduğum bi şey olarak söyleyeyim fazla bor kullanımı arpa ve buğdayda gördüm ben özellikle yanıcı etki yapıp mahsüle cücelik katıyor(cücelik dediğim tabi ki sarı cüce virüsü kadar da değil) buğdayda bor kullanımına bence dikkat edilmeli. Ayçiçeğinde ise tam tersi onda ne kadar bor o kadar uzun boy-verim gibi bi işe yarıyor.

Burada dediğiniz çay şekeri ekleyerek saf şeker koyup böylece bitkinin fotosentez sırasında ihtiyacı olan şekeri mi direkt vermeyi hedeflemiş oluyoruz ? Dediğiniz gübreleme oranını 15 kg saf Azot/1 kg kükürt şeklinde denk getirmiştik geçen senede gerçi o zamanlar bilmeyerek denk getirmişiz o da ayrı mesele ama başarılı olmuştuk kendimizce.

Ürenin ve amonyum sülfatın damlamadan su içinde verilerek yarayışlı hale geçip bitki bünyesine alınma zamanı hakkında bi bilginiz var mı ? Üre genel bilgi olarak 15 gün içinde bitkiye geçer diyorlar AS ise 4-10 gün içinde bitkiye geçer diyorlar bu oranlar bana biraz afaki geliyor. Çinko Allah vergisi +2 değişmez yükseltgenmede olduğu için doğada alımı verimi sorunu sıkıntısı hiç olmayan verdikçe de verime katkısı olan adeta mucize element gözümde :) Daha mangana kadar gelemedim hocam onlarda biraz eksik kalsın toprakta ileri ki senelerde öğrendikçe onlarında hal çaresine bakarız ama şu bi gerçek 2-3 senedir düzenli hayvan gübresi atılan yere sadece taban gübresi+üre atıp bu kadar şeye uğraşmadan aynı verimleri almak mümkün. Amerikalı lar genelde UAN32 yi kullanıyorlar gübrelemede mısırda deneme yapmışlar. Dönüme 2-3 ton sıvı hayvan gübresi(direkt gübre çukurundan çekip tarlaya atıyorlar herhangi bi kompostlama vs yok) verdikleri yerden 236 bushel(1500kg) alırken uan32 yani suni gübreleme yaptıkları yerden 220 bushel(1400kg) civarı verim almışlar 4 senenin ortalamasında. Bu arada başka hiç bi gübreleme yok ya sadece uan32 ya da sadece hayvan gübresi.
 
Toprakta tuzluluk yüksekse, prolin ve hidroxyprolin L-amino asiti bulabilirseniz kullanabilirsiniz. Tuzluluk, sulama suyu kalitesi düşüklüğü, klor, kuraklık vs gibi etkenlere karşı direnç arttırır.

Bor konusunda haklısıniz. Combi içindeki bor bakır vs oranlarıni geçmemek lazım. Mangan konusu da çok zor değil aslında kafa Karıştırmaya gerek yok. Verdiğiniz Çinkonun 1/2si 1/3u kadar verebilirsiniz. Ama dediğiniz gibi topraktan alırken su ve oksijenle temas ettiğinde demir gibi o da +7ye kadar yükseltgeniyor. Yaprak analizinde yeterli çıksa bile bitki içinde kullanılmıyor malesef. O yüzden girebildiginiz dönemlerde bir iki kere yapraktan mutlaka combi verin. Çinko ve mangani combiye ilave olarak biraz daha verebilirsiniz. Mangan ve demir yapraktan verildiginde cok yarayisli oluyor. Hele mısırda yeterli verirseniz tanıyamazsiniz :)

Kükürtu bir şekilde havadan da alabiliyor bitkiler ama tabi sizin geçen yılki orana gore biraz daha verin bence. Ayrı ayrı değil de birlikte karıştırıp verince Çok iyi oluyor. Buğdayda bile öyle yapmaya başladım ben :)

Ure şu kadar zamanda sülfat bu kadar zamanda diye kesin birşey konuşmak mümkün değil hocam aslında. 10kg ure atıldı mesela 14gun ure olarak kalıp 15. Gün amonyuma dönmüyor :) Topraktaki bakteriler ayni solucan gibi yavaş yavaş nitrata dönüştüruyor. Nitrati bitki direk alıyor. Amonyumu da toprak altı bakteriler bitkiden şeker alıyor amonyumla birleştirip Amino asite çeviriyor bitkiye direk amino asit olarak veriyor. Topraktaki organik maddeyle ilgili tamamen ne kadar sürede kullanılacagi. Bir de havalar sıcakken ure de olsa nem de var zaten hızlı bir şekilde alınıyor. Attığınızin ertesi günü amonyuma dönüştükce alınmaya başlar.

Uan32 dediğiniz aslında sıvı ure aslinda. ABDde özellikle uzun zamandır azotu sıvı olarak veriyorlar. Bizim gibi yağmur beklemiyorlar. Amonyum azotu da var içinde yapraktan bitkiye girmesi iyi birşey değil. Bitkinin bünyesinde toksik etkisi var. Bitki kokten amonyum olarak almıyor mesela. Bitkinin bünyesinde yeri yok. Söyle bişey de var fotosentezi durduran stres durumlarında bitki uzun süre enerji elde edemezse protein sentezi yaptığı işlemin tersini yaparak şekeri enerjiyi Geri döndürmeye çalışır. O zaman da amonyum açığa çıkıyor mesela. Yapraktan şeker vermek de o Amonyumu Notralize ediyor. İçinde amonyum olan bir Gubreyi yaprağa değdirmek cok iyi birşey değil yani kısacası. Bazen görüyorum sıvı Gubreyi verirken biraz puskurtme yapılan yerlerde Buğdaylar hemen yanıyor.

Gübre konusunda sadece azot ve suda cozunur fosfor sentetik. Diğerlerinin hepsi mineral. Yani kaya fosfat verirseniz sadece azot vermeden diğer tüm elementleri bol bol verseniz bile organik tarım yapabiliyorsunuz :) organik madde haricinde cok fark yok yani dediğiniz gibi. Onu da aktif karbon şeklinde organik madde içerikli Her şeyler kapatabilirsiniz. Bitki de sağlıklı yetiştirse yaptığı bol bol fotosentezle toprağa o kadar çok şeker verirki organik madde kendiliğinden artabilir. Hayvan gübresi şart değil yani.

Şeker konusu tam olarak şöyle. Bitki fotosentez yapıyor şeker üretiyor. O şeker dediğimiz işte enerji. Güneş enerjisi kısacasi. Güneşten elde ettiği aktif karbonu şekere çeviriyor bünyesinde. Sonra bu enerji her şey için kullanılıyor. Protein sentezi hücre bölünmesi. Bagisiklik, strese karşı direnç vs herşey için bu enerji lazım. Ayrıca kok bölgesindeki mantarlara bakterilere yani tüm canlı mikro organizmalara Bu şekeri verir. Toprak altı canlıligi besler. O canlılık da topraktan bitkinin ihtiyacı olan mineralleri çözer veya azotu amino asite çeviririr bitki ile takas yapar. Mayada üreyen bakterilere un verilir ya mesela çoğalması için. İşin özü karbonhidrat kısacası. Biz şeker verdiğimizde fotosentezi yeterli yapamadigi durumlarda serum vermiş gibi oluyoruz. Fotosentezle urettigi şekerden fazlasini alırsa Her konuda kullanabilir. Özellikle stres yaşayıp şekeri geri kazanmak için protein sentezini Geri çevirmek zorunda kaldığı durumlarda bünyesinde açığa çıkan Amonyumu direk tekrar geri amino asit olarak geri kazanır. Ya da kokteki canlıligi besler. Bitki çok çok sağlıklı İse pek işe yaramaz zararı da olmaz. Ama illaki sürekli bir problem yaşıyor bitkiler serum hoşuna gider :)

Potasyum da tüketim pik yaptığı durumlarda vermeden olmuyor. Mangan da bu işin özü. Potasyum taşınmasi ve işlenmesi konusunda. Kalsiyumu dis lastik gibi düşünun. Çiçeklenme dönemine kadar kalsiyum yetetli geliştiğinde o dis lastik olabildigince büyük olur. Potasyum da bu lastiğe basılacak hava gibi düşünün ne kadar alırsa o kadar şişirir. Mangani da o havayı basacak hortum gibi :)


@illusion
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: illusion ve MASAY
Sizde sağolun.
%10 çinko %3 demir %4 mangan %2 bakır %0.15 molibden %5 magnezyum ürün buğday arpa için uygundur.Ayçiçek içinde güzel formulasyonum var. Kargo firmaları aylık kota koydukları için kotalarını dolduramadigim için kabul etmiyorlar.Kargo ile anlaşma sağlarsak gönderirim inşallah.
Hocam toprak analizinde yeterli çıkan elementlerin yapraktan tekrar verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gübretaş'a full paket analiz yaptırdım sadece fosfor ve azot eksikliği çıktı diğer tüm elementler yeterli.

Gübretaş aşağıdaki gibi bir gübre önerdi fakat gübreleme programı içinde hiç çinko vs. yok olsa da 10.30.10 içinde çok az var. Çinko yeterli gözüküyor diye önermediler galiba ama bazı makalelerde yapraktan çinko uygulamasının toprakta çinko olsa bile çok iyi fayda sağladığını belirtiyor

Biz daha önce çinko uygulamadık hiç sizce çinko uygulayacaksam aşağıdaki programın hangi bölümüne eklemeliyim?

Kardeşlenme dönemi: Ot ilacı + 10.30.10 + Aminoasit

Sapa kalkma: Pas ilacı + Magsul + Foliar ekin
 

Hocam toprak analizinde yeterli çıkan elementlerin yapraktan tekrar verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gübretaş'a full paket analiz yaptırdım sadece fosfor ve azot eksikliği çıktı diğer tüm elementler yeterli.

Gübretaş aşağıdaki gibi bir gübre önerdi fakat gübreleme programı içinde hiç çinko vs. yok olsa da 10.30.10 içinde çok az var. Çinko yeterli gözüküyor diye önermediler galiba ama bazı makalelerde yapraktan çinko uygulamasının toprakta çinko olsa bile çok iyi fayda sağladığını belirtiyor

Biz daha önce çinko uygulamadık hiç sizce çinko uygulayacaksam aşağıdaki programın hangi bölümüne eklemeliyim?

Kardeşlenme dönemi: Ot ilacı + 10.30.10 + Aminoasit

Sapa kalkma: Pas ilacı + Magsul + Foliar ekin
çubukta pas ilacı atılıyor mu vay be gelişme var iç anadoluda :)
 
  • Beğen
Tepkiler: wolfclub
Hocam toprak analizinde yeterli çıkan elementlerin yapraktan tekrar verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gübretaş'a full paket analiz yaptırdım sadece fosfor ve azot eksikliği çıktı diğer tüm elementler yeterli.

Gübretaş aşağıdaki gibi bir gübre önerdi fakat gübreleme programı içinde hiç çinko vs. yok olsa da 10.30.10 içinde çok az var. Çinko yeterli gözüküyor diye önermediler galiba ama bazı makalelerde yapraktan çinko uygulamasının toprakta çinko olsa bile çok iyi fayda sağladığını belirtiyor

Biz daha önce çinko uygulamadık hiç sizce çinko uygulayacaksam aşağıdaki programın hangi bölümüne eklemeliyim?

Kardeşlenme dönemi: Ot ilacı + 10.30.10 + Aminoasit

Sapa kalkma: Pas ilacı + Magsul + Foliar ekin
Çinko miktarı farklı kaynaklar baz alınarak farklı şekilde yorumlanabiyor.Kİmi laboratuvar 0.5 ppm mi yeterlilik düzeyi kabul ederken kimi laboratuvar 0.7 ppm yeterlidir diyebiliyor buna ek olarak demir ve fosforun fazlalığıda çinko alımı engelleyeceği için yeterli çinko olsa bile çinkoca yetersiz beslenme olabilir.Kuraklık sıcaklık kök boğazı çürüklüğü gibi stres koşullarıda beslenmeyi azaltır.Bu yüzden her ihtimale karşı vermekte fayda var.Her 2 dönemdede dekara 80 gram sadece çinko sülfat veya dekara 100 gram kombi+50 gram çinko sülfat veya en az 10 gram saf çinko düşecek şekilde çinkolu bir gübre kullanabilirsiniz.
 
  • Beğen
Tepkiler: wolfclub

Benzer Konular