Hocam selamlar, aktif olarak mısır yetiştiriciliği yapmıyorum 10 yıl kadar önce geniş bir sulu arazimiz vardı o elden çıkınca bıraktık. O zamanlar yaptığımız da çok ilkeldi açıkçası. Çok detaylı bilgi veremiycem ama bildiğim kadarıyla;
Hormonlar konusunda aşırı stres görülmedigi sürece meyve sebze harici bitkilerde dışardan verilmesi taraftarı değilim. Dengeli beslenme ve suyu erişimde sıkıntı yoksa çevresel faktörler de normalse dışardan verebilecegimizin onlarca katını bitki kendi üretiyor zaten. Amino asitleri de ayni sekilde. Amino asitleri tabi destek olmak amacıyla dönem dönem vermekte fayda var. Bitkinin kendi normaline gore toprakta ihtiyaç duyduğu besinlere göre dengeli gübreleme yapılırsa kendi hormonunu kendi dengeliyor. Özellikle stokinin ve oksin arasında dominans için mücadele vardır. Meyve uçları çoğaldıkca oksin sentezler mesela Domateste tepeyi koparmalarinin sebebi bu. Oksin baskın hale geldiğinde köklenmeyi bırakıyor. Stokinin sadece köklerde sentezlenir oksin meyve gözlerinde. Meyve gözü arttıginda bitki stokinini yeterli salgılayamaz. Kısaca koklenme yavaşlar ve direnç illaki düşer. O yüzden klorlu bir potasyum ve nitrat erken dönemde bitkinin dengesini cok bozar. Buna dikkat edilse yeter.
Dediğiniz gibi potasyum erken dönemde çok acil ihtiyaç değil, söz konusu bitkinin potasyum tüketiminin pik yaptığı dönemden 1-2 hafta önce verilmeye başlanması gerek. Toprak yapınızı bilmiyorum ama bizim arazilerde dekarda 450 kg potasyum çıkıyor bugüne kadar hiç ihtiyaç duymadık o yüzden. Hatta %0,25-%1,5 arası kireçli topraklarımız genelde potasyum da yüksek olduğundan kalsiyum eksikliği çekiyoruz garip olsa da
Kalsiyumun faydasını görmenizin sebebi stokinin baskın hale getiriyor. Kök nekadar gelişirse verim potansiyeli o kadar artar elbette. Bitkiler kalsiyumu depolayamıyor, günlük fotosentez miktarınca alabilir. Fotosentezi limitleyen faktörler oluştuğunda ( aşırı rüzgar, kuru veya aşırı nemli hava, bulutlu geçen uzun günler vs) bitkinin kalsiyum alımı da düşer. İhtiyacın pik yaptığı dönemlerde eser miktar bor ile birlikte yapraktan ve topraktan verilmeli mutlaka, sulama sistemi olan yerlerde ise stres faktörleri ve fotosentez limitleyen durumlarda takiben verilebilir.
Bunların haricinde üre-amonyum meselesine gelirsek 10 kg azot karşılığı 1 kg kükürt ile fotosentez enerjisi ile kazandığı karbonhidratı (şekeri) amino asite çevirerek protein sentezine sokar bitkiler. Tabi havadan karbon , su vs diğer şartlar yeterliyse. Yani şöyle bir oran ile gübreleme yaparsanız daha makul olabilir. 4-5 çuval üre ile birlikte 1 çuval amonyum sülfat ile gerekli olan azot/kukurt oranını yakalarsınız. Magnezyum sülfatta da baya kükürt vardır onu da karıştırabilirsiniz gerekli gördüğünüz kadar. Bunun yanında bildiğiniz çay şekeri de ilave ederseniz azot-kükürt haricinde gerekli olan karbonhidratı da ekstradan verebilirsiniz bitkiye. Protein sentezini limitleyen faktör fotosentez ile elde edeceği şeker olmaktan çıkar böylece. 10 kg azot / 1kg kükürt / 1-2 kg şeker / 300-500 gram magnezyum (toprağınızın durumuna göre) çok ideal bir oran yakalayabilirsiniz.
Mikro elementlerden de çinko zaten elzem ama demir ve mangan da bence hem topraktan hem yapraktan verilmeli. Mangan da çok fazla bitki bünyesinde depolanan bir element değil onu da sürekli alabiliyor olması lazım. Potasyum taşınmasının yanında pek bilinmese de protein sentezine girecek olan azotta yanlış hatırlamıyorsam hidrojeni veya suyu parçalamak için kullanıyor bitki. Kökten beslenirken özellikle nitrat alımında kök bölgesinde oksijen açığa çıkıyor. Bu da demir mangan gibi + değerlikli metalik elementleri oksitliyor. Bitki bünyesine gitmiş olsa da küflenmiş bir demir gibi düşünün işe yaramıyor. O yüzden az az ve sık sık özellikle mangan mutlaka gübreleme programına eklenmeli. Özellikle olabildiğince yapraktan verilmeli. Topraklarda demir bolca bulunsa da mangan da çinko gibi genelde Türkiye topraklarında az bulunmakta.
Kendime göre bildiklerimden nacizane paylaşabileceklerim bunlar hocam aklıma gelenler. Tabi siz benden daha tecrübelisinizdir bunlar benim okuduklarım öğrendiklerim siz daha iyisini mutlaka yapacaksınızdır. Bu genel geçer bilgileri sentezleyerek. Hayırlı geceler.