Bu konuya yazmayacaktım ama dayanamadım. Şahsen gönül rahatlığı ile oy vereceğim hiç bir parti veya aday yok. İçimden oy atmak bile gelmiyor. İki ucu boklu değnek derler ya, bana göre durum böyle.
Sadece Muharrem İnce hakkında objektif bir yorum yapacağım. Selahattin Demirtaş ile ilgili tavrını doğru bulmuyorum. Bence kendi ayağına sıkıyor. Halbuki potansiyeli çok yüksek bir aday. Ama cumhurbaşkanı adayının hapiste olmasına değil de, pkk yandaşı bir adamın cumhurbaşkanlığına aday olmasına itiraz etmeliydi!
Seçimden sonra ortalık güllük gülistanlık olmayacak. Kim gelirse gelsin bu gidişatı düzeltecek vizyonda, kapasitede değiller. Şunu dağıtacağım, bunu vereceğim diye günü kurtarmalık vaatler...
Tarımı, hayvancılığı, ekonomiyi ancak biz düzeltebiliriz. Yönetimden umudu kestim. Biz kendi başımızın çaresine bakacağız. Bir şekilde dış faktörleri minimuma indirip, daha stabil halde yolumuza devam edeeğiz. Bunu birey olarak halledeceğiz. Başka çaremiz yok. Bunu yöneticilerden beklersek çok geç kalırız. Hadi geç kalalım ona da razıyım ama düzeltmek için ciddi bir değişim şart. Bunda da illa ki kurbanlar verilir. Kurban olmamak için dış etkenlerden olabildiğince az etkilenmemiz lazım. Yani devlet desteği, yem fiyatları, mazot fiyatları gibi belirleyicinin biz olmadığı konularda bağımlılığımızı azaltmamız lazım.
Zengin olmak için 2 yol var. Ya çok para kazanacak bir iş yapacaksın ya da paraya daha az ihtiyaç duyacağın bir iş yapacaksın. Ben görüyorum; köyde yaşayıp da marketten yumurta alan insanlar var. Ya köydesin bütün nimetler elinde. Koca memleketi köyler doyuruyor, kendini niye doyurmuyorsun. 10 tavuk, 5 arı, 2 koyun da kendin için yapacaksın. Para için değil, kendin için çalışacaksın biraz da... Hem cebin için hem de sağlığın için marketten alışveriş yapmayacaksın. Bu imkanın varken kullanacaksın.
Gidip koca koca simentallere, holsteinlere bir dünya para veriyoruz. Yahu süt para etmiyor ki... Çok yiyor, masrafı çok. Halbuki yerli kara öyle mi? Az yer, masrafsız, dağa taşa sür... İleride yerli kara gibi sığır ırklarımıza daha çok yöneleceğiz. Hayvanın rahmini kullanmayı öğreneceğiz. Büyük, gösterişli diye çok yiyen hayvanı bırakacağız. Bu söylediğim küçük çaplı işletmeler ve köyde meraya dayalı çalışanlar için geçerli tabi. Yine köylerde çok gördüğüm bir durum bu. Kocaman simental var, dağda yürüyemez, süt verimi de düşük, zaten etçi özellikte bir simental zaten inek besiciliği yapmıyoruz ki! Yılda 1 yavru alacağız diye bu hayvanı beslemeye ne gerek var? Sütü de az. Bir dünya yem yediriyor ama hayalindeki kilolara yaklaşamıyor bile. Sonra yem pahalı.
Bence bizi ne A partisi ne B partisi kurtaracak, bizi Yerli Kara kurtaracak
. Biz zamanında bu yerli hayvanlarla Rusya'ya ve civar ülkelere et ihraç ediyorduk.
Ben yine konuyu ineğe bağladım, uykum kaçtı
.
Ülkemiz için hayırlısı olsun.