Yoncayi KURUTMADAN BALYA YAPMAK


Ynt: Yoncayi KURUTMADAN BALYA YAPMAK

Elibol (eski adı ile Elibollar) ve Kayhan Ertuğrul en baş firmalar. Bunların dışında da markalar var ama daha çok yeni.

Elinol ' un makinası streç sarmalı ama pek randımanlı değil. Il jızı düşük ve işçiliği kötü. Ayrıca kıyıcısız yok. Tek avantajı kombine (balyalama ve streç sarma bir arada) Fiyat 50.000 lira civarı.

Kayhan Ertuğrul ' un makinası ayarlanabilir haşbaylı, kıyılma boyunu aharlayabiliyorsun. Ayrıca daha sağlam ve stabil ama daha pahalı. Fiyatı 70.000 civarı. Lakin streç sarması yok. O ayrı sayılıyor ve onun da fiyatı 20.000 lira. Yani 2 traktör kullanılıyor ve toplam 90.000 maliyeti var.

Ikisi de hibe kapsamına giriyor.
 
Ynt: Yoncayi KURUTMADAN BALYA YAPMAK

sebazios link=topic=78573.msg929564#msg929564 date=1414345232' Alıntı:
Videoyu daha önce izlemiştim.

Verim (ağırlık bakımından) 2 kat değil, 4-4.5 kat civarında olur. Kuru ot paketleme esnasında nem oranı %20 ' nin altına düşürme zorunluluğu var çünkü. Ama kuru maddede önemli bir değişim olmaz. Diğer avantajları da proteyin miktarının, kuruya göre daha fazla olması, otu ıslama riskinin azalması, mahsulü daha hızlı kaldırma (dolayısı ile daha hızlı su verme ve daha fazla biçim) olarak sıralanabilir.

Lakin günümüz tarım teknolojileri, otu sadece 2 şekilde paketleyebilmemize olanak tanıyor.

1-) kuru paketleme: balya tipleri değişse de hepsinde yöntem aynıdır. Biçilen ot, bünyesindeki nemin %20 ' nin altına düşene kadar tarlada bekletilir. Ardından da prizmatik, büyük prizmatik ve rulo tip bir makinasıyla (hatta elle) paketlenir. Ortalama süre hava sıcaklığı ve otun nem durumuna göre 2-18 gün arasında değişir.

2-) Silaj olarak paketleme: bunda da otu ister rulo balya yapıp strese sararsınız, ister toprak altı siloya görmersiniz, ister de tünel tipi yapay siloya koyarsınız. Yöntem değişmez. Ideal bir silaj için nemin %65-67 civarında olması önerilir. Oksijensiz ortamda türeyen bakteriler 'laktik asit' üreterek ortamda hakim hale gelir. Böylece oksijenli ortamda yüreyen, yani BITKININ FERMANTASYONA GIREREK BOZULMASINI SAĞLAYAN bakterilerin çoğalmalarını engellerler yada baskılarlar.

Videoda bahsedilen kilit kelime 'laktik asit'. Mahsüle laktik asit uyguladık! deniyor. Eğer laktik asit uygulanmışsa bu bir silaj yöntemdir. Tartışmasız. Ha silaj esnasında otu parçamazlar ayrı bir olay ama yöntem kesinlikle silaj yöntemi.

Bu arada mahsüle doğrudan laktik asit uygulamak pek ekonomik bir yöntem değil. Bu esnada kullanılması gereken asıl madde inokulant denen 'LAKTIK ASIT ÜRETEN CANLI BAKTERI'lerdir. Yani şu:

e9umy3u8.jpg


a3a2ypu6.jpg


Resimdeki ürünün 1 gramında 1.000.000.000 canlı bakteri bulunur ve tek görevleri laktik asit üretmektir. Siz bu bakteriler yerine laktik asit kullanırsanız, taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışmak, ya da sağ kulağı sol elle tutmaya çalışmaktan başka birşey yapmazsınız.

Karbonhidrat bakımından zengin olan gıdalar (Mısır yada buğday gibi) laktik asit üretme açısından sorun yaratmaz ama protein bakımından zengin baklagil, yoncagil ve ot türleri bu bakımdan zayıftır. İşte yapılan işlem bu açığı kapatmak için inokulant kullanımından ibaret bence.

Peki bu nasıl yapılıyor?

Bu inokulant yada kullanılacak laktik asit ' i silaj yapım esnasında otun içerisine homojen şekilde dağıtabilen paketleme makinaları var. Işin püf noktası da burda.

Videoda ot 2-3 gün kadar soldurulduktan sonra içerisine laktik asit vererek, bitkiler bütün olarak streç ile sarılmış. Eğer biçer biçmez sarsalardı, yada Mısır silajında olduğu gibi parçalayarak paketleselerdi, bu görüntü oluşmazdı. Ayrıca parçalanmaması, bitkinin besin değerlerini muhafaza etmesine de yatar ama bu yöntem hata affetmez. Bitki bozulmaya çok müsaittir.

Beni düşündüren nokta, videodaki ağabeyimizin dünya keşfi yapmış edaları. Yoksa yapılan şey, uzun yıllardan beri kullanılan bir yöntem. Atla deve değil.

Yılmaz adam reklamını yapacak tabi ki :) Damızlık satıyor kesin :)

Yalnız inokulant bile uygulansa oluşacak laktik asitten dolayı çekincelerim var benim her zaman. O da mide ve barsak sorunları, malum asiditesi artan midede tıpkı insanlarda olduğu gibi gastrit ve ülser oluşabilir, hoş geviş getirenlerin mideleri daha sağlam bu konuda ama yine de aklıma takıldı.

Bir diğeri de ishal yapma olasılığı, kuru otlarda ishal daha düşük ihtimal, silajın hayvanlarda çok fazla kullanılmasının çok da iyi olmayacağını düşünenlerdenim ;)
 
Gürsel söylediklerin doğru ama silajın yerine konabilecek derecede düşük maliyetli bir alternatif yok. Bu maliyet düşüklüğü ise fayda-masraf oranını lehine çeviriyor.

Bugün olsa uçsuz bucaksız ıslah edilmiş meralar önümde, silajın 's'sini kapıma bastırmam. Ama yok. Başka çare de yok.

Madem kullanmak zorunlu, en azından dikkatli kullanmak lazım. Mesela geç gebelerde ve laktasyonun başında azaltmak vb.
 
Ynt: Yoncayi KURUTMADAN BALYA YAPMAK

İyi Günler Ben Rulo balya Makinası ve Streçleme hakkında detaylı bilgi verebilirim.Kayhan Ertuğrul Makinanın Satış Sorumlusuyum, KE 1250 Rulo Balya makinası hem kuru mahsül hem yaş mahsül(yonca,korunga,fiğ,yulaf v.b.)yapabiliyorsunuz.Balya ağırlıkları yaş mahsülde 800-1000kg arası,kuru mahsülde 250-300kg arasındadır.Makinada istenen traktör güçü 60 BG yeterli, isteğe göre hem haşbaylı hem haşbaysız kullanma olanagı bulunmaktadır.Ayrıca streçleme makinasını bilerek ayrı yaptık.Eğer ki bu iki makina birlikte kombine olursa istenen traktör güçü 120bg ve üzeri.Diğer önemli avantajı ise tarlada rulo haline getirilen balyaları kombine makinalar streçleyerek bıraktıgı için yere düşerken yada nakliye esnasında yırtılmalar oluyor ve tekrar streçleyemiyorsunuz.Bizim imal ettiğimiz makinalarada ise rulo haline getirdikten sonra istif yapacagınız yere getirdikten sonra strçleme yaparsanız hiçbir kaybınız olmaz.Teşşekkürler...
 
Güncel fiyat bilgileri için teşekkürler. Makinaların her ikisine de 5 ' er bin zam gelmiş. Son aradığımda 70 ve 20 ' ydi.

Yalnız güç gereksinimi konusunda aklıma yakılan birşey oldu:

Yaş otu yerden almak, kıymak, silaja çevirmek, ve rulo balya yapmak..

Bunların tamamı için sadece 60 hp yeterli mi? Yoksa PTO ' dan minimum 60hp güç veren bir traktör mü gerekli?

Bunu şu nedenle soruyorum: Birçok ekipman üreticisi, ürünlerini kullanabilen traktör yelpazesini genişletmek için, (arge harcaması yerine) ürünün gerçekte ihtiyaç duyduğu güç gereksiniminden (ciddi oranda) daha düşük güç beyanlarında bulunuyorlar.

Traktör Parkı ' nın yarıdan fazlası, 65 hp ve altı traktörlerin oluşturduğu bir ülkede yaşıyoruz. Doğal olarak üreticilerin düşük güç gereksinimi beyanları satışlarını arttırıyor ama olayın bir de diğer yanı var. Bu da aşırı zorlanmaya dayalı olarak kullanılan traktörlerin motor ömürlerinde ciddi azalma. En iyi ihtimal arıza olasılığını arttırma.

Kısaca tarafsız olarak, bu balya makinasının nominal verimlilikte çalıştırılabilmesi için gerekli güç nedir?

Ayrıca streç sarma makinaları kesinlikle düşündüğünüz kadar güç ihtiyac olan ekipmanlar değil.

Sizin öngörünüze göre kombine makinada güç ihtiyacı '120hp ve üzeri'.

Ama bi yanlışlık var.

Yukarıda da bahsettim:

Yaş otu yerden almak, kıymak, silaja çevirmek, ve rulo balya yapmak için 60hp!

Sadece sarmak için 60 hp!

Size de tuhaf gelmiyor mu?

Kombine rulo balya makinalarında dünyanın en iyilerinden olan Krone ' nin Combi Pack 1250 modelinin çalışma videolarına youtube üzerinden ulaşabilirsiniz. Birçok 90-100 hp aralığı traktörde kullanılıyor.

Hatta bahsi büyütelim, 3 silindir bir motor olan NH TD80 ile gayet verimli bir çalışma videosu:

http://youtu.be/xMELZpSg_zE


Not: Krone ile iletişime geçtiğimde, makinanın minimum güç gereksinimi için (80-90 hp ile çalışabildiğini bildikleri halde) '100 hp olması lazım' beyanında bulundular. Hakkı o çünkü.

Özetle, çalışmalarınız çok güzel. Tüm makinalarınızı yakından takip ediyor, hatta yerli bir firma bunları yapabiliyor diye gurur duyuyorum ama 'güç gereksinimi' konusundaki bu çifte standardı bırakmamız lazım.
 
Ynt: Yoncayi KURUTMADAN BALYA YAPMAK

BEYLER VİDEODA ANLATILDIĞI GİBİ YONCA BALYALAMA OLMAZ.
ÖNCELİKLE YONCA BALYASINI UZUN SÜRE DEPODA MUHAFAZA EDEBİLMEK İÇİN RUTUBETİ %15 İLE %20 ARASINDA OLMALIDIR. BEN ÇİFTLİKTE 400 KG LIK BÜYÜK BALYA KULLANIYORUM VE BU ŞEKİLDE BALYA YAPTIĞIMDAN OT KAYBI YAŞAMIYORUM.
VİDEOYA DEĞİNECEK OLURSAK YAŞ VE RUTUBETLİ PAKETLENEN YONCA VE OT BALYALARI 1-2 AY SONRA KIZIŞMA YAPACAĞINDAN İÇTEN İÇE YANMA VEYA KÜF(AFRATOKSİN) OLACAKTIR.
BU ŞEKİLDE DEPOLARI ALEV ALIP YANAN YERLER BİLE GÖRDÜM.
YONCA BALYALANIRKEN YÖRENİN İKLİM ŞARTLARINA GÖRE HAFİF ÇİĞDE PAKETLENİR VE SÜREKLİ BALYALAR KONTROL EDİLMELİDİR,RUTUBET ORANI %20 Yİ GEÇERSE BIRAKILMALIDIR.(BALYALAMA İÇİN EN UYGUN ZAMAN AKŞAM 21.00 İLE 24.00 ARASIDIR.
 

Benzer Konular