Yerli Oto 20 Litrelik Yakıtla 1.000 Kilometre Yol Gidecek

Kompozisyon deyince benim aklıma giriş, gelişme ve sonuç geliyor. Buda bence tam bir kompozisyon. Konuyla ne alaka derseniz bakalım...

Bu habere yerli otomobil haberi gibi tek noktaya odaklanarak bakmayalım neydi eee, ha "büyük resme bakalım"...

Giriş bölümü... Tarihimizdeki iyi niyetli bazı işlerin bir sebeple ( bizi çekemeyenler yaptı galiba ) akamete uğratıldığından bahsediliyor. Bu bölümde anlatılmaya çalışılan Ellimizde bir proje var. Bu proje bizi dünyada gündem yapacak, kıskançlıktan çatlatacak bir proje... Bunun adı yerli otomobil...

Gelişme bölümü... Bu araba bizden akıllı pardon daha medeni. Memlekette meclisten sokağa hatta evde eşler arasında bile millet birbirini yerken bu otomobil öndekine duramayacak kadar hızlı yaklaşırsa kimse incinmesin diye "hacım müsaitsen az ilerler misin arkadan gelene yer açalım dışarda cemaat kalmasın" edasıyla hızlanmasını rica edecek kadar medeni üstelik. Dahası var, 2 liraya 100km şehir içi 20 tl ye ise 1000 km 200 tl ye 10.000km... ( Her iki rakamın sonuna "0" koyarak örnekler çoğaltılabilir.) 4 tekerlekli bilgisayar, vs vs uzatmayalım yukarıda yazıyor. Gelişme daha heyecanlı.

E bu kadar güzel şeyler olurken içim içime sığmıyor sabırsızlanıyorum bana düşen görev var mı derken "haberin" sonuna gelmişim. Galiba son paragrafta subliminal mesaj var... Gelin bir olalım iri olalım diri olalım... İsterseniz haberi tekrar okuyun, özellikle giriş ve sonuç kısmını.

2 soru, 1 not ekleyeyim.

Soru 1 : Yakında bizim "bir, iri ve diri olmamızı" gerektirecek bir gelişme olacak mı?
Soru 2 : Bu proje 2020 de hayata geçecekmiş yani en azından şu milli otomobil yollara çıkana kadar bir, iri, diri mi kalalım?

Not : ( Bunu soru olarak yazmadım çünkü idarecilerime güveniyorum! ) Biliyorsunuz burada ve her yerde eleştirilen bir konu var. Akaryakıt üzerindeki yüksek vergiler. Bu vergiler devletin önemli gelir kapısı. Çünkü asıl toplaması gerektiği yerlerden bir şekilde akamate uğrayıp vergiyi toplayamıyor. Şimdi ben 1.000km yi 250 tl yakıt ile giderken artık 20 tl ye gideceğim ya yakıtım %92 düşüyor. Böylece %92 daha az yakıt alacağım. Peki devlet baba bu az yakıttan kaynaklı vergi gelirlerinin düşmesini sineye çekecek ve herhangi bir kaynak sıkıntısı yaşamayacak mı?... Pardon soru değildi! Düşünmüşlerdir elbette hep art niyetli olmayayım. Neyse temenni ile notu bitireyim. İnşallah bu vergi kaybı asgari ücrete son dakika verdikleri zam meselesine dönmez. Malum SGK primleri vs kalemlere koydukları zamlarla asgari ücretliye zam verenler olmasakta ödeyenler bizleriz. Umarım bu vergi farkını biz çekmeyizde, başkalarına da bizim cebimizden ağalık yapmak düşmez.
 
Son düzenleme:
Kompozisyon deyince benim aklıma giriş, gelişme ve sonuç geliyor. Buda bence tam bir kompozisyon. Konuyla ne alaka derseniz bakalım...

Bu habere yerli otomobil haberi gibi tek noktaya odaklanarak bakmayalım neydi eee, ha "büyük resme bakalım"...

Giriş bölümü... Tarihimizdeki iyi niyetli bazı işlerin bir sebeple ( bizi çekemeyenler yaptı galiba ) akamete uğratıldığından bahsediliyor. Bu bölümde anlatılmaya çalışılan Ellimizde bir proje var. Bu proje bizi dünyada gündem yapacak, kıskançlıktan çatlatacak bir proje... Bunun adı yerli otomobil...
Diğer kısımları üstüme alınmam. Kompozisyonun giriş bölümü ile açıklama yaptığım için, bu bölümle ilgili birkaç kelam edeyim.
"Tarihimizdeki iyi niyetli bazı işlerin bir sebeple ( bizi çekemeyenler yaptı galiba )"
Hem "Devrim" arabalarında hem de "Nu.D-36" larda ( bu arada "Devrim Arabaları" sinema filminde verilen mesaja gülüp geçtim) O günün tarihi gerçeklerini göz önüne koyup değerlendirdiğimizde, kimin kimi çekemediğini dışarıdan değil içeriden aramak gerektiğini düşünüyorum.
Bu kadar enerjiye ihtiyacımız olduğu günlerde Mesela Kayserili kanepecilerin, Rüzgar enerji santrali ruhsatının iptal edilmesi, bu hissedici bakan değiştirmeden önce, vatan-millet-sakarya- dumlupınar iştiyakıyla yurt dışındaki rahatını bozup, ülkesine gelmiş olan, eski tübitak başkanının, bi ara hapisteydi şimdi dışarıda galiba (suçsuzluğu anlaşıldı herhalde. bu arada, vatan-millet-sakarya- dumlupınar iştiyakının nelere maal olduğunu öz yurdunda daha iyi anlamıştır o da Nuri Demirağ bey gibi.) ve bunun gibi olaylar, 40lı, 60lı yıllarda yaşananları anlamamıza daha çok yardım eder herhalde. Vatan-millet-sakarya- dumlupınar iştiyakıyla dolu, Rahmetli Nuri Demirağ beyin başına gelenler bugünü ve kendimizi tanımamıza daha çok yardım ediyor.
Bizim millette Sorun şurada bence, "Niye benden değilsin".
BMCye oturan Şems veya milletin bi tarafına koyanlar, ya da millet fakir, kendisi zengin olduğu için milletin acısının üstüne karanfil yerine daha pahalı bişey koyanlar, yaparsa sorun yok. en kötü ürünü de üretse, daha üretmeden, alım garantisi bile verilir. Bugün yapılan, uçak inse de inmese de kar eden hava alanları, 120 liraya köprü geçişleri (istemeyen geçmesin) beni böyle düşündürüyor. yani hava alanı ve köprü yapılmıyor değil.
Bunlar da böyle bir şey üretecekler diye düşünüyorum. Fakat Aslında İtalyanların Fiatı olan, Koç'un kuş serisine yerli demesi gibi bi şey olacak.
derken bunu düşünüyorum. Yürüyen bilgisayar, bilmem şu kadar benzine şu kadar yol lafları, Özalın "çağ atlıyoruz" bunların da "Dünya Lideriyiz" gibi lafları, benim yaşımdakiler gülüp geçer bu laflara, gençler daha heyecanlı tartışıyor tabi.
Diyelim ki şu dönemde, daha iyisini, aynı yağmurda ıslandıkları Kanepeciler, ya da 3 sene önceye kadar evlerinde misafir oldukları, birbirlerine, teyze, abi diye hitap ettikleri, Davetiyeciler yapmış olsaydı, Rahmetli Nuri beyin başına gelenden azı mı gelirdi sizce?
2- 40lı, 60lı yıllardan bu yana 50-70 yıl geçmiş, millet olarak değişmiş miyiz?
 
Son düzenleme:
Yapılsın tabii en azından parayı 2. boğaz gibi rant dışında hiçbir getirisi olmayacak işlere yatırmaktan iyidir. Yalnız başlangıç noktası bana çok doğru gelmiyor. 20 litreyle 1000 km yolu jenaratör ile gidemezsin. Bunu yapman için örneğin common rail gibi içten yanmalı motor teknolojisinde devrim yapacak bir şeyler bulmak gerek ki böyle bir şey çok mümkün görünmüyor. İçten yanmalı motorlar artık teknolojik sınırlara ulaştı. Yürüyen bilgisayar konusuna gelince otomobiller artık zaten birer yürüyen bilgisayar. ESP, airbag, ABS gibi güvenlik sistemleri, yakıt sistemleri v.s. hep bilgisayarla kontrol ediliyor. Hatta otonom sürüş konusunda prototipler var. Yeni bir şey üretip patentini almadıktan sonra gerekli katma değeri yaratmak zor.

Diğer bir konu pazarlama. KOrelilerin başarısından bahsediyoruz ancak koreliler araçlarını önce iç pazarda satarak büyüdüler. Korede satılan otomobillerin büyük çoğunluğu kore malıdır. Halkı tutucudur ithal mal pek almaz. Bizde ise durum pek öyle değil. Ne yapacaksınız özel sektöre yıllık 1 milyon araç alım garantisi mi vereceksiniz? Araçları ihraç etmek için gerekli distribütor ve servis ağını nasıl kuracaksınız? Prototip üretmiyoruz ki, dünyaya satıp para kazanılacak bir araçtan bahsediyoruz.

Yerli otomobil duygusal yaklaşılacak bir konu değil büyük yatırım yapıp zarar etmek de var. Yapılmasın diyen yok ama çok yönlü zor bir iş.

Biz treni 80-90 lı yıllarda kaçırdık. Gümrük duvarı nedeniyle iç pazarda yerli otomobiller satılırken Anadol u geliştirip %100 yerli ve çağdaş bir araç haline getirmek yerine Almanların, İtalyanların üretimden kaldırdığı araçları üretmeyi tercih ettik. Şu anda yerli otomobile gümrük koruması getirmek imkansız. Bir başka zorluk da bu.
 
Sahte ( taklit ) ürün imalatında dünya ikincisi olan bir ülke çıkıp "Ben bir üretim yapacağım, bu özgün ve tamamen kendi ürünüm olacak. Üstelik bu ürün barındırdığı teknoloji bakımından çok üst düzey bir üretim olacak." dese gülüp geçer, inanmayız herhalde. Ama maalesef görüyorum ki inananlar az değil.

Mülkiyet hakkının ayaklar altına alındığı bir ülkede, özgün bir şey yapamazsınız! Yapsanız bile satamazsınız! Çünkü ucuz ve sahteye alışmış bir müşteri kitlesi ile karşı karşıyasınız. Öyle olmasa taklitte değil övünülecek şeylerde dünya sıralamalarına girerdik. [MENTION=74139]KüreLee[/MENTION] abi yolcu garantili sistemden bahsetmiş. ( Duymayanlar olmuştur bu vesile ile duymuş oldular. İsteyenler bir zahmet havuzdan çıkıp google yazarlarsa öğrenirler durumu. ) Ben katılmıyorum. En azından özgün ve patentli bir otomobili, "milli" bir zihniyet nakli yapmadan üretemeyiz. Ha sahte olur, çakma olur, alım garantili olur ona bir şey demem, zaten böyle bir durumda memlekette "babayiğitten" bol bir şey yok.

Gaybı şüphesiz sadece Allah bilir. Ben "yapamazlar" derken gaybdan değil görünen köyden bahsediyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: KüreLee
Yerli otomobil konusuna duygusal yaklaşıyoruz. Bizim de otomobilimiz olsun mantığıyla yaklaşıyoruz. Üretim anlamında otomotiv çok katma değerli bir sektör değil. Ar-ge kısmı katma değerli ancak orada da küresel otomotiv devleriyle rekabet etmek zor. Yerli otomobille uğraşmak yerine savunma sanayiine yüklenmeliyiz diye düşünüyorum. Hem otomotivden daha fazla katma değer üretir hem de aselsan, havelsan, mke gibi savunma sanayiinde ciddi birikimi olan kuruluşlarımız var. Yani sıfırdan başlamıyoruz. 10 bin dolar milli geliri klasik sanayi ya da hizmet sektörü yatırımlarıyla aşmak çok zor. Yüksek teknolojili, yüksek katma değerli üretime yönelmek gerek ki savunma sanayii bu konuda çok cazip.
 
  • Beğen
Tepkiler: ofas ve KüreLee

Military indastri diyosun yani [MENTION=74421]egemena[/MENTION] kardeşim. sen de benim gibi derinlerde yüzmüşsün epey. o olmadan "Dünya Lideri" lafları çok sığ kalıyor demi. Fakat kaptan kusto olmasak da amatörce dalgıçlık yapmış biri bile çok ızdırap çekiyor bu memlekette. Bilgi azaptır, arttırdıkça kendi acılarını artırdığın, bi azap. Neyse tarıma dönelim biz. Bitki ve hayvanları çok seviyorum. Yediklerini inkar etmiyorlar. Ya da şarkı söyleyeyim kendime "Çileli doğmuşum zaten ben ezelden" :D
 

Benzer Konular