Mesela mâlum bakanın kendini yeni dünya düzenini kuruyor zannederek "Biraz bekleyin, size nasıl ucuz et yedirilir göstereceğim." demesi, kasaptaki fiyatı düşüreceğine üreticiye zarar ettirişini bir sebep sayabiliriz; hasat zamanı gümrük vergisinde indirime gidilmesi yüzünden yine pazardaki değil, çiftçideki fiyatın düşmesini de. Bunlar her meslek grubundan, her zekâ seviyesine sahip insanın gözüne sokulabilecek sebepler.
Arkaplana baktığımızda da bu 8 nedenle birlikte belirttiğiniz gibi devletin işleyişine genel olarak duyulan güvensizlik, halkın gıda fiyatlarında indirim istediğini bilen devletin sorunun temeline inmemekteki ısrarı; buna bağlı olarak sorunu geçici yöntemlerle ve halkın gözünü boyamak suretiyle bir süre tepkilerini yatıştırmak üzere rafa kaldırması da dahil edilebilir.
Normalde azdan az, çoktan çok gitmesi lazım ama Türkiye'de azdan çok, çoktan az gidiyor. Gübre fiyatları, destekleme için zorunlu tuttukları tohumların fiyatı ortada; "Şirket kazansın çiftçi ne halt ederse etsin biz çiftçiye bilmem kaç milyar destek veriyoruz nasıl olsa"
Evet bir diğer nokta:
Çiftçiye para verince iş bitiyor sanıyorlar ama sorun bu şekilde çözülmez elbette. Masaya oturalım şu tarıma bir el atalım üzerine düşünelim nasıl daha iyi olabilir diye ama yok. Adamlar mâlum emirden sonra 2 gün içinde üniversite sınavını lise sınavını kaldırdı biz de sanıyoruz ki önceden bir sistem düşünmüşler de yerine o gelecek. Tarihi kaldırdık dediler. Ders notlarını kaldırdık attık ders de kalktı iki hafta işlemedik. Ertesi hafta çıktı tarihi koyduk dediler hem de eskisinden daha fazla soru sayısıyla. Ne oldu bizim notlar, iki haftalık ders? -Banane.
Senin keyfine mi mezuna bıraktım ben bir senemi harcadım dürzü?
Sorunların babası sorun da yönetim kademesinde bulunanların dürzü olmasıdır; kabalığım için bağışlayınız
(umarım ceza almam)