Yanlış anlaşılmasın ama, ben hala bi toprak neden nadasa bırakılır anlamış değilim.
- 'Su' derseniz kabul etmem. Ortalama 400-500mm yağış ile yetişen o kadar çok ürün var ki, yazmaya kalksam sayfalar almaz.
- Bana hiç 'sizin tuzunuz kuru, suyunuz bol, konuşmak kolay' demeyin. Son iki yıldır yağışlı olmakla birlikte Trakya ' da ortalama yağış 550-600mm ' dir. Ama adı üzerinde, bu 'ortalama'. Meteoroloji işleri genel müdürlüğünün sitesindeki 30 yıllık yağış istatistiklerini incelediğinizde, 450-470mm arası yağışın alındığı bir çok senenin olduğunu görebilirsiniz ama ben hiç nadasa bırakma tartışmaları yaptığımızı hatırlamıyorum. En ama en kötü ihtimal, 3-5 yılda bir, o da iklim dolayısı ile Ekim ' in mümkün olmadığı durumlarda toprak dinlenmeye bıraktım diye mazeret üretenler olur. İşin özü yetiştiremedik diye Itiraf edemez.
Demir ' den insana, hayvandan toprağa değişmez:
İşleyen herşey ışıldar.
http://www.trakkulup.net/yag-bitkileri/2-mahsul-kuruya-gec-ekim-aycicegi/?nowap
Yukarıdaki konuda geçen tarla şu an buğday ekili. Paylaşımlarını yapmıştım. Yıl da yardım etti, 1 yıl içinde 3. Mahsülü gördü tarla.
'Su sadece gökten gelen. Sulama yok.'
Aynı şeyi yapan hem siteden, hem reelden birçok arkadaşımız oldu. Münferit bi örnek değil yani.
- Topraklarımız kötü ' de demeyin. Bu da mazeret değil. Az önce @hacimmt konu paylaştı. 28 dekara 250 ton hayvan gübresi!
Bu adam, bu yıl dekardan 980kg arpa, 13 ton Mısır biçti.
Doğal sınırları mazeret etse, Türkiye ' nin belki de en tuzlu, en çorak arazileri bu bölgede. Ama yapınca oluyor.
Nevşehir ' de 2 yıl,
Aksaray ' da 4 ay,
Isparta ' da 8 ay,
Burdur ' da 2 ay,
Denizli ' de 1 ay bulundum ve tek işim gezmekti.
Misal Isparta ' da Burdur ' ' dan tutun, Şarkikarağaç ' a, Dinardan tutun Ağlasun ' a (Sagallassos hayranıyım) gitmediğim tek ilçe 'Sütçüler'dir herhalde.
Öyle çok farkımız yok. İklim olarak da, toprak olarak da uçurumlar yok.
Özetle, daha çalıştığımız toprağı iyileştiremiyor, ıslah edemiyorsak, tekrar oturup düşünmek lazım.
Yazdıklarım umarım yanlış anlaşılmamıştır. Lakin tartışmamız gereken şey, nadasa bırakılacak tarlaların işlenmesi değil, o tarlaları nadasa bırakmaktan nasıl kurtaracağımız olmalı.
Bulunduğumuz yerde, daha açıkçası baktığımız açıda bir yanlışlık var.