Libya'da bir devrin sonu: Kaddafi öldürüldü


Ynt: Libya'da bir devrin sonu: Kaddafi öldürüldü

'BEN SİZİN BABANIZIM'

Kaddafi öldürülmeden önce; 'Bana yaptığınız haramdır, siz günah işliyorsunuz evlatlarım ben sizin babanızım, bu olamaz haram nedir bilmiyorsunuz?' dediği ortaya çıktı
VURMAYA DEVAM ETTİLER

Görüntülerde önce bir grup devrimci ayakkabıları ile Kaddafi'nin kafasına vuruyor. Kaddafi'nin 'Bana yaptığınız haramdır, siz günah işliyorsunuz' gibi sözlerine rağmen devrimciler kafasına öldüresiye vurmaya devam ediyorlar.
EVLİLİK YÜZÜĞÜNÜ ÇALDILAR

Diğer bir görüntüde ise bir isyancı Kaddafi'nin üstünden kanlı ceketini ve parmağından 'eşi Safiye1970' yazılı evlilik yüzüğünü çalmış olarak gözüküyor. Arkadaşları isyancıya 'Sakın bunu kimseye verme gelecekte 1 milyon dolardan fazlaya satarsın' diyor.

http://videonuz.ensonhaber.com/izle/kaddafi-nin-son-sozleri
 
Ynt: Libya'da bir devrin sonu: Kaddafi öldürüldü

[size=14pt]Kaddafi'nin ölüm tutanağı
[/size]

kaddafi2.jpg


Hastane doktorlarından Mecdi Hasan'ın imza ve kaşesini taşıyan 'ölüm tebliğ tutanağı'na göre Kaddafi, başının sol tarafı ve göğsünün ortasından vurularak hayatını kaybetti. Bu iki yara dışında karın bölgesinin sağ ve sol tarafında çok önceden kalma ameliyat izlerinin bulunduğu belirtilen tutanakta, ölüm yeri olarak 'hastane dışı' yazıldı. Ölüm tarihi, 20 Ekim 2011 Perşembe diye kaydedilirken, saat verilmiyor. Öldürülmeden önce çekilen görüntülerde Kaddafi'nin, kendisini yakalayan geçici hükümet güçlerince dövüldüğü ve sürüklendiği görülüyordu.

Kafa ve göğsündeki yaralar dışında ölüm sebebi olarak darp veya başka bir hal tutanakta yok. Öldürülmeden önce çekilen amatör kamera görüntüleri, devrik liderin, kendisini yakalayan geçici hükümet güçlerince dövüldüğünü ve sürüklendiğini gösteriyordu. Tutanakta ölüm yeri 'hastane dışı' olarak kayda geçirilmiş. Ölüm keşfini yapan ise tutanakta imzası olan doktor Mecdi Hasan. Ölümü bildiren kişi ise Salah Naci olarak geçiyor. Ölüm tutanağında Muammer Kaddafi'nin baba adı Muhammed, dede adı Ebu Teyyar, yaşadığı yer Trablus, dini İslam olarak yer alıyor. Bu arada, Libya Milli Geçiş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Mahmud Cibril, ülkede 8 ay içinde seçime gideceklerini söyledi. Cibril dün Ürdün'de yaptığı açıklamada, bir çeşit parlamento görevi görecek olan bir milli kongre oluşturmak için yapılacak ilk seçimin en fazla 8 ay içinde olması gerektiğini belirtti. Ülkede istikrar sağlanması için de öncelikle sokaklardaki silahların toplanmasının mühim olduğunu kaydetti.
 
Ynt: Libya'da bir devrin sonu: Kaddafi öldürüldü

kaddafi.jpg


[size=18pt]Kaddafi defnedildi[/size]


Libya'nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi'nin cenazesinin neresi olduğu açıklanmayan bir yere defnedildiği bildirildi.

El Cezire'nin, Libya yönetiminden bir yetkiliye dayanarak verdiği haberde, Kaddafi'nin cenazesinin sabaha karşı gömüldüğü belirtildi.

Kaddafi geçen perşembe günü doğum yeri olan Sirte'den kaçarken yakalanmış, ancak daha sonra öldürülmüştü.

Cenaze, birkaç gündür Misrata'daki bir soğuk hava deposunda tutuluyordu.

Kaddafi, oğlu ve yardımcısı defnedildi


Misrata Askeri Konseyi, Libya'nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi'nin yanı sıra oğlu Mutassım ve önde gelen yardımcılarından birinin cenazelerinin de açıklanmayan bir yere defnedildiğini belirtti.

Konsey yetkilisi İbrahim Beytalmal, cenazelerin yalnızca birkaç akraba ve yetkilinin katıldığı bir törenle İslami usullere uygun şekilde sabaha karşı toprağa verildiğini bildirdi.

Beytalmal, olası saldırıların önlenmesi amacıyla mezarların yerinin gizli tutulacağını kaydetti.

Kaddafi, perşembe günü doğum yeri olan Sirte'den kaçarken yakalanmış, ancak daha sonra öldürülmüştü.

Kaddafi ile oğlu ve yardımcısının cenazeleri, birkaç gündür Misrata'daki bir soğuk hava deposunda tutuluyordu.

Kaddafi'nin son günleri nasıl geçti?


Libya'yı 42 yıl boyunca yöneten ancak geçen hafta hazin bir sonla tarihteki yerini alan Muammer Kaddafi, hayatının son günlerini memleketi Sirte'de bir yerden bir yere gizlenerek ve öfke ile melankoli arasında gidip gelerek geçirmiş.

Kaddafi'nin son günlerine kadar en yakınında bulunan isimlerden birinin verdiği bilgiye göre; Kaddafi, oğlu Mutassım ve beraberindeki 20'den fazla sadık asker ile birlikte dolaşıyordu ancak bu kaçak hayatı sırasında televizyon, telefon ve hatta elektriği bile bulunmayan evlerde dünya ile bağlantıları kesik olarak yaşıyordu.

Sirte'de çatışmaların başlamasının ardından kent halkının terk ettiği evlerde kalan Kaddafi ve yakınındakiler, muhaliflerin ilerlemesi ve NATO hava saldırıları nedeniyle her 4 günde bir yer değiştiriyordu.

Kaddafi ile birlikte yakalanan ve şu anda UGK güçlerinin elinde bulunan Libya Devrim Muhafızları'nın başındaki isim olan Mansur Dav, Kaddafi'nin bu süre zarfında daha çok okuyarak ve yazarak vakit geçirdiğini, hatta kömür sobası üzerinde her gün kendi çayını demlediğini söyledi.

'Çatışmaları Kaddafi yönetmiyordu' diye konuşan Dav, bu görevi oğullarının yerine getirdiğini, Kaddafi'nin hiçbir plan yapmadığını anlattı.

Dav, 'Kaddafi stresliydi. Gerçekten çok kızgındı, hatta bazen kızgınlığından deliye dönüyordu. Ama daha çok üzgündü' diye konuştu.

NATO'nun Sirte'de düzenlediği hava saldırılarından korktuklarını söyleyen Dav, 'Ama Kaddafi'nin bundan korktuğunu sanmıyorum' dedi.

Dav'ın sorgusu sırasında verdiği bilgiye göre, Kaddafi başkent Trablus'taki karargahını 18 ya da 19 Ağustos'ta muhalif güçlerin kente girmesinden hemen önce terk etti. Başkentin düşmesi üzerine doğruca Sirte'ye giden Kaddafi'ye oğlu Mutassım eşlik etti. Kaddafi'den sonra yönetimi devralacağı düşünülen Seyfülislam ise Beni Velid'e sığındı.

Dav ise, Kaddafi'ye bir hafta sonra katıldı. Bu sırada, Libya istihbarat örgütünün başındaki isim olan ve yeri hala tespit edilemeyen Abdullah El Senussi, Sirte ile güneydeki Sebha kenti arasında mekik dokuyordu.

Kaddafi'nin yanındakiler, Libya'nın eski liderine bu mücadeleden vazgeçmesini ve ülkeyi terk etmesini önerdi ancak o 'Atalarımın toprağında öleceğim' diyerek bu öneriyi reddetti.

Dav, 'Onun için çok üzülüyorum. Kaddafi durumun ciddiyetinin farkına varamadı. Bırakıp gidebilir ve mutlu bir hayat sürebilirdi. Trablus'un işgal edildiğini söylememize rağmen, Libya halkının hala kendisini sevdiğini düşünüyordu' dedi.
 
Ynt: Libya'da bir devrin sonu: Kaddafi öldürüldü

Cumhuriyet gazetesinin deneyimli dış politika yazarı Ergin Yıldızoğlu, Muaamer Kaddafi sonrası Libya’nın Afrika’daki ilk hedef olmadığını yazdı.

Yıldızoğlu’nun makalesinden bir bölüm şöyle:

(...)Libya’ya demokrasinin gelmesi şüpheli ama, bir şeylerin geleceği kesin. Örneğin, petrol, maden çıkarma şirketleri, bankalar, müteahhitlik firmaları, hatta süpermarket zincirleri de Libya’ya gelecektir. Ayrıca, 30 yıldır inşası süren dev “yapay nehir” geçen yıl tamamlanarak Libya’yı, Afrika’nın ekmek teknesi konumuna yükseltecek bir tarımsal Rönesans’ın eşiğine getirmişti. Dünya piyasalarında gıda fiyatlarının arttığı bir dönemde, “yeni Libya” bu açıdan da dev “agri-business” şirketlerine büyük olanaklar sunuyor.

Libya’da istikrarlı bir merkezi idare yapısının kurulması uzun süreceğinden, özel güvenlik şirketlerinin de Libya’ya doluşmasını bekleyebiliriz. Ama Libya’ya geleceklerin içinde bence en önemlisi, Kaddafi’nin onay vermeyi reddettiği AfriCom olacaktır.

Gerçekten de Afrika, ABD açısından giderek önem kazanıyor, yeni bir yayılma alanı olarak öne çıkıyor. 10 Mayıs 2010’da ABD Kongresi Kuzey Uganda Kurtarma Akti’ni yasalaştırdı. Bu yasa, o bölgede faaliyet gösteren “Tanrının Direniş Ordusu” (TDO) aslı örgütün varlığına son vermeyi ve lideri Joseph Konyi’yi yakalamayı amaçlıyordu. Önceki cuma günü, Obama, bu amaçla Uganda’ya 100 Özel Harekât Personeli gönderdiğini Kongre’ye bildirdi.

TDO, Kongo, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun topraklarında da etkin olduğundan ABD, benzer yardımları bu ülkelere de yapacak (Reuters 14/10). Geçen hafta, New York Times, ABD’nin büyük bir konsolosluk ve askeri varlık bulundurduğu Kenya’nın askerleri birliklerinin yeniden Somali’ye girdiğini de bildiriyordu.

ABD, Çin’in Afrika’daki yayılmasının bir aşamasında getirmeye başlayacağı askeri yapılanmaları karşılayacak bir konumda olmak için (örneğin, Holslag, Parameters, yaz 2009) kurduğu AfriCom’un merkezini de Libya’ya getirebilir. Bu bağlamda Libya, ABD’ye, halen Cibuti’deki 1300 personel kapasiteli askeri üsse ek olarak paha biçilmez yeni olanaklar sunabilecektir. Böylece önümüzdeki dönemde ABD’nin Afrika’ya girişinin, Libya üzerinden yeni bir ivme kazanmasını bekleyebiliriz.(...)

Alıntıdır, ama görüşlerim aynı yöndedir,bu şekilde düşünen bir tek ben değilmişim.:)
Hızla artan insan nüfusu ve bunların beslenmesine, teknolojik gelişmeler ışığında bilim adamlarınca buluşu yapılacak olan tabletler , serumlar v.s ile devam edileceği beklensede, doğadaki 3 elementin olmadan tarımın yapılması ve insanlığın aç karnını doyurması imkansızdır.. Afrika her ne kadar çöl olarak bilinsede; Amerika için şu an nadasa bırakılmış devasa bir tarım arazisidir. Günümüz enerji kaynağı petrol 1. işgal göz koyma nedeni olabilir ama 2. side topraklardır..
 

Benzer Konular