Ülke gündeminde adları ’terör’ olayları ve operasyon haberleriyle anılan Şırnak’daki ’Cudi’ ve ’Küpeli’ dağlarının zirvelerinde, meyve veren ve kültür bitkisi olduğu açıklanan zeytin ağaçları keşfedildi. Böylece, meyve veren zeytin ağaçlarının, bu yükseklikte de yetişebildiği ortaya çıkmış oldu.
Devlet Planlama Teşkilatı’ndan 300 bin lira destek alan ’GAP ve Doğu Akdeniz Bölgelerinde Zeytin Çeşit ve Tiplerinin Belirlenmesi ve Moleküler İşaretleyiciler Yardımıyla Genetik Tanımlanması’ adlı proje kapsamında, GAP ve Doğu Akdeniz Bölgeleri’nde gruplar halinde çeşitli araştırmalar yapıldı. Şırnak’ın yüksek rakımlı dağlarında araştırma yapan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Ulaş ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Mücahit Taha Özkaya, araştırma sırasında Cudi ve Küpeli dağlarının 1157 rakımlı bölgesinde meyve veren zeytin ağaçları buldu.
’BU YÜKSEKLİKTE OLMASI ŞAŞIRTICI’Adana’da düzenlenen ’Tarımsal Eğ
itim’ ile ilgili bir seminere katılan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu uzmanı Mehmet Ulaş, bu yükseklikte meyve veren zeytin ağacına rastlanmasının ’şaşırtıcı’ olduğunu söyledi. Ulaş şöyle dedi:
'12 araştırma görevlisiyle yürüttüğümüz proje kapsamında Türkiye’nin zeytin yetiştirmeye elverişli alanlarını ortaya çıkarmayı hedefledik. İncelemelerimiz sırasında bulduğumuz zeytin ağacı, bizleri şaşırttı. Çünkü 700- 800 metreden sonra meyve veren zeytin ağacına çok rastlanmaz.'
DAĞLARIN ZİRVESİNDE ZEYTİNLİKLER
700- 800 metreden sonra bulunan zeytin ağaçlarının genelde yabani olduğunu ve meyve vermediğini belirten Mehmet Ulaş şöyle devam etti:
'Ancak bizim bulduğumuz ağaçlar, yetiştiriciliği yapılan kültür bitkileri. O iklim ve sıcaklık değerlerinde, böyle zeytin ağaçlarının yetişmiş olması gerçekten şaşırtıcı. Bu ağaçlar tamamen farklı ırk ve türe ait. Yükseklik ve iklim koşulları, bitkilerin yayılımını en çok sınırlayan koşullardır. Bu kadar yüksek rakımlarda bu ağaçlar yetişiyorsa, dağların zirvesinde yeni bahçeler oluşturulabilir.'
GENETİK AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Mücahit Taha Özkaya da, araştırma yaptıkları bölgenin terör olaylarının yoğun olduğu bölgeler olması nedeniyle özel izinler alındığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
'Bu bölgeler çok yüksek bölgeler olduğu için henüz insan tahribatına uğramadığını düşünüyoruz. Hayvancılık olmadığı için hayvan tahribatı da yok. O yüksekliklerde böylesine meyve veren ağaçlarla da ilk defa karşılaştık. Bu sonuçlar genetik açıdan çok önemli. Çünkü bu tip bitki çeşitleri geliştirilerek, iklim koşulları sınırlı olan bir bölgede zeytinciliğin yayılması söz konusu olabilir. Zeytin tarımı, diğer bahçe bitkileri gibi çok yoğun istekleri olan bitkiler değil. Zeytin yetiştiricisine baktığınızda, çiftçileri genelde düşük ölçeklidir. En fazla 100 ağacı olan insanlardır. Onlar için arazi şekilleri de önemli değildir. Bitkiye yetecek kadar toprak olması yeterli. Ekonomik açıdan da bulmuş oluğumuz çeşitlerin geliştirilmesi, özelliklerinin belirlenmesi ve karakterize edilmesi çok önemli.'
Devlet Planlama Teşkilatı’ndan 300 bin lira destek alan ’GAP ve Doğu Akdeniz Bölgelerinde Zeytin Çeşit ve Tiplerinin Belirlenmesi ve Moleküler İşaretleyiciler Yardımıyla Genetik Tanımlanması’ adlı proje kapsamında, GAP ve Doğu Akdeniz Bölgeleri’nde gruplar halinde çeşitli araştırmalar yapıldı. Şırnak’ın yüksek rakımlı dağlarında araştırma yapan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Ulaş ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Mücahit Taha Özkaya, araştırma sırasında Cudi ve Küpeli dağlarının 1157 rakımlı bölgesinde meyve veren zeytin ağaçları buldu.
’BU YÜKSEKLİKTE OLMASI ŞAŞIRTICI’Adana’da düzenlenen ’Tarımsal Eğ
itim’ ile ilgili bir seminere katılan Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu uzmanı Mehmet Ulaş, bu yükseklikte meyve veren zeytin ağacına rastlanmasının ’şaşırtıcı’ olduğunu söyledi. Ulaş şöyle dedi:
'12 araştırma görevlisiyle yürüttüğümüz proje kapsamında Türkiye’nin zeytin yetiştirmeye elverişli alanlarını ortaya çıkarmayı hedefledik. İncelemelerimiz sırasında bulduğumuz zeytin ağacı, bizleri şaşırttı. Çünkü 700- 800 metreden sonra meyve veren zeytin ağacına çok rastlanmaz.'
DAĞLARIN ZİRVESİNDE ZEYTİNLİKLER
700- 800 metreden sonra bulunan zeytin ağaçlarının genelde yabani olduğunu ve meyve vermediğini belirten Mehmet Ulaş şöyle devam etti:
'Ancak bizim bulduğumuz ağaçlar, yetiştiriciliği yapılan kültür bitkileri. O iklim ve sıcaklık değerlerinde, böyle zeytin ağaçlarının yetişmiş olması gerçekten şaşırtıcı. Bu ağaçlar tamamen farklı ırk ve türe ait. Yükseklik ve iklim koşulları, bitkilerin yayılımını en çok sınırlayan koşullardır. Bu kadar yüksek rakımlarda bu ağaçlar yetişiyorsa, dağların zirvesinde yeni bahçeler oluşturulabilir.'
GENETİK AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Mücahit Taha Özkaya da, araştırma yaptıkları bölgenin terör olaylarının yoğun olduğu bölgeler olması nedeniyle özel izinler alındığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
'Bu bölgeler çok yüksek bölgeler olduğu için henüz insan tahribatına uğramadığını düşünüyoruz. Hayvancılık olmadığı için hayvan tahribatı da yok. O yüksekliklerde böylesine meyve veren ağaçlarla da ilk defa karşılaştık. Bu sonuçlar genetik açıdan çok önemli. Çünkü bu tip bitki çeşitleri geliştirilerek, iklim koşulları sınırlı olan bir bölgede zeytinciliğin yayılması söz konusu olabilir. Zeytin tarımı, diğer bahçe bitkileri gibi çok yoğun istekleri olan bitkiler değil. Zeytin yetiştiricisine baktığınızda, çiftçileri genelde düşük ölçeklidir. En fazla 100 ağacı olan insanlardır. Onlar için arazi şekilleri de önemli değildir. Bitkiye yetecek kadar toprak olması yeterli. Ekonomik açıdan da bulmuş oluğumuz çeşitlerin geliştirilmesi, özelliklerinin belirlenmesi ve karakterize edilmesi çok önemli.'