Şimdi ticari olarak bakarsanız, yani olayı sadece maddiyat olarak ele aldığınızda adamlar haklılar.
Neden? Çünkü o fabrikadan kazanılacak para, aynı bölgede tarımdan kazanılacaktan kat be kat fazla.
Buna amenna. Zaten içimizden kimsenin de saniyeleşmeye, fabrikalaşmaya kaşı olacağını sanmıyorum ki zaten karşı çıkmak tümü ile mantıksız olur.
Burda sorun, yapılacak üretim tesislerinin hiçbir çevre duyarlılığı gösterilmeden yapılıyor olması.
Bir kapıdan içeri, kapıyı kırarak da girebilirsiniz, duvarı kırarakda. Lakin doğru olan, usulüne uygun şekilde, duvara, kapıya ve içeridekilere, yani odanın gerçek sahiplerine zarar vermeden girmektir içeriye.
Çünkü bazı şeylerin telafisi yok.
Bölgedeki ormanlar kendini yenileyebilir nitelikte ormanlar değil. Kaybederseniz, topta kaybedersiniz. Ebediyete kadar. (Ergene ' nin suyu bir daha hiçbir zaman içilemeyecek mesela. Örneği var önümüzde)
Lakin aç gözlü kapital düzen ner zaman 'en düşük maliyet ile' elde etme ilkesini benimsemiş olduğundan, kapıyı yada duvarı kırarak girmek pek de önemli değil onlar için. Onlar için önemli tek şey 'az paraya mal edebilmek'
Bu durumlarda hep aklıma gelen bi kızılderili atasözü var:
Son ırmak kuruduğunda,
Son ağaç kesildiğinde ve
Son balık öldüğünde
Beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak...
Kapıya, kibarca vurmayı akıl etseler, belki de içeridekiler açacak kapıyı onlara.. Bir farkedebilseler..