Geri toplumlar, hayatlarının önemli bir bölümünü siyaseti tartışarak geçirirler çünkü siyaset fakirlere değil iktidar sahibi güçlü kişilere para kazandırır. Kenan Evrenin değine atıf yapmak istiyorum, '' Biz bir İskandinav ülkesi değiliz onlar gibi ileri demokrasimiz yok.'' Uzun yıllar geçti ama hala aynı, unutmayın arkadaşlar her siyasetçi önce kendi menfaatlerini düşünür bu sebeple herhangi bir siyasetçinin fanatiği olmayın.
Durmuş saat misali doğru söylemiş. İskandinav ülkelerinde 1 kişi ortalama 8 farklı STK örgütüne aktif üye. Bizde ise 8 kişiden 1'i sadece STK üyesi ve aktif değil genelde.
Demokrasinin ön şartı hakkını aramak ve kullanmaktır. Bunun içinde İskandinav ülkelerinde ki gibi örgütlü mücadele gerekir.
Kağıt üzerinde yazdığı gibi değildir hayat, inandığın değerler için mücadele veriyor musun? Yani emanete sahip çıkıyor musun? Yoksa münafıklık yapıp çıkarını mı düşünüyorsun? Gavur dediklerimiz Kur'an'ı özümsemiş sanki, birliğimiz öyle bozulmuş ki artık onlara gıpta eder olduk.
Oysa
Peygamber Efendimiz (s.a.v) daha peygamberlik gelmeden önce gençliğinde Hılfıl Fudul Cemiyetine üyedir. Ve
haksızlıklara karşı savaşır.
Parti ayırt etmeksizin, çiftçinin esnafın memurun kısaca vatandaş olarak haksızlıklara karşı gelelim. Vesselam..
Not: Okumak isteyenler için..
Hilful Fudul Cemiyeti nedir?
Hilfü'l-Fudûl (Erdemliler İttifakı) sadece tarihsel bir kurum değil, aynı zamanda, farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da, temel ahlâkî ilkelerde anlaşan insanların zulmü engellemek için uzlaşmalarının bir toplumsal zorunluluk olduğunun ifadesidir...
Hılful Fudul nedir yani Hılful Fudul kavramının anlamı nedir ve Hılful Fudul niçin kurulmuştur? İşte Hılful Fudul cemiyeti hakkında bilgi.
Hilful Fudul Cemiyeti, Hz. Peygamber yirmi yaşlarında iken, Mekke'deki bozulmuş olan toplum düzenini sağlamak ve haksızlığa uğrayanların hakkını aramak için kurulmuş olan bir cemiyettir.
Hılful Fudul veya Hilful Füdul (Arapça: حلف الفضول, Türkçesi: Erdemliler İttifakı), 580'li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen başta
Ficâr savaşları sonrasında ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Muhammed'in de bir ara toplantılarına katıldığı barış cemiyeti. Hicretten Sonra İslam Devletinin Tek Yasal Siyasi Partisi olup Osmanın ölümünden sonra kapanmıştır.
Erdemliler İttifakı sadece tarihsel bir kurum değil, aynı zamanda, farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da, temel ahlâkî ilkelerde anlaşan insanların zulmü engellemek için uzlaşmalarının bir toplumsal zorunluluk olduğunun ifadesi olarak değerlendirilmektedir.
Antlaşma yemini şöyledir.
1- Mekke’de, ister oranın halkından olsun isterse dışarıdan gelen insanlardan olsun, bir kişinin zulme uğradığını gördükleri zaman onunla birlikte olacaklardı.
2- Mazlumun hakkı zalimden alınıncaya kadar zalimin karşısında olacaklardı. Başka bir ifadeyle mazluma hakkı iade edilinceye kadar mazlumla bir tek el gibi -yekvücut- olacaklardı.
3- Deniz, bir tek tüyü ıslatıncaya kadar, Sebir ve Hira dağları yerlerinde kaldığı müddetçe ve maişette (mali durumda) tam bir eşitlik sağlanana dek bu maddeler geçerli olacaktır.