Harman Sonu Değerlendirmesi

12.06.2017
1,812
1
5,070
22
Aksaray

Merhaba trakkulup ailesi. Bundan 2 sene önce benzer bir konu açmıştım. Toplamda 3 farklı tarlada 57 dekar sulu arpamız vardı.

*Toplam Verim: 43 ton
*Toplam Saman: 25,3 ton
*Toplam Arazi: 57 dekar
*Ortalama Dane Verimi: 754kg/1000m²
*Ortalama Saman Verimi: 443kg/1000m²

***Aşırı detay vereceğim için vakti olmayan burdan sonra okumayabilir, saygı duyarım.


---------------------------TARLA 1-----------------------------
-Toplam Verim: 8 ton
-Toplam Saman Verimi: 4.800kg
-Ortalama verim: 470kg/1000m²
-Ortalama Saman Verimi: 282kg/1000m²

-Bu parseli 14 Ekim 2019'da 2 sıralı Novadsadski sertifikali tohum dekara ile 21kg tohum ve 18kg DAP ile ektik. 2 kere 2-3'er saatten çıkış suyu verdik.Yeri yonca yeri olduğundan dolayı organik madde, katyon değişim kapasitesi, su tutma kapasitesi, azot varlığını düşününce 1200kg verim bekliyorduk. Ancak Novadsadski ekmek en büyük pişmanlığımız oldu. Çiftçilerin tabiriyle mantar, benim tabirimle "Pyrenopora teres , Rhyncosporium secalis" türü funguslar arpayı yedi bitirdi.

Üniversiteler eğitime başlayıp bende bir ziraat mühendisi adayı olduktan sonra bitki besin eksikliklerinin belirtileri hakkında araştırma yapmıştım. Babam "Arpaya bi bak neyi var? Rengi bozlaşmış" demesinden sonra, Kasım ayında tarla kontrolüne gittiğim de arpa bana baktı ben arpaya... 🙂 O vakit sadece besin eksiklikleri hakkında yüzeysel bilgim olduğu için arpada gördüğüm yaprak lekesini hiç bir kalıba oturtamadım ama hastalık olduğu kanısına vardım. Tarım bakanlığının yayınladığı pdf'lere bakıyorum ama yeterli resimler bulunmadığı için kesinleştiremiyordum ve tecrübenin şart olduğunu anladım. Ama farklı bir kaynaktan " Rhyncosporium secalis" belirtilerini gördüğümde bu olabilir dedim. En sonunda fakültedeki hocalara göstermeye karar verdim. 2 bayan hocam profesöre yönlendirdi, kapısını çalıp girdim. Profesörde aynı benim gibi Tarım bakanlığının pdf'sini açtı baktı. Aynen dediki " bak şu olabilir yada şu olabilir". Kafayı yiyecektim, bakar bakmaz tanı koyacak kadar akademik tecrübeye sahip birisi neden 2 aylık bir öğrenci gibi yorum yapıyordu? Profesörün odasından çıktıktan sonra kendi kendime " Bunlar hep koltuk sevdalısı. Bende mezun olduğumda böyle bi b.k bilmeyeceksem hiç okumadan bırakayım en iyisi" diye düşündüm.

Son çare olarak daha önceden ününü duymuş olduğum, değerli Prof. Dr. Süleyman Soylu hocamın odasına girip, numuneyi koyar koymaz herif nokta atışı yaptı. Biliyorum sizde merak ettiniz en iyisi resmini bırakayım. (Yaprak uçlarında bulunan, ortası beyaz, dışı kahverengi olan bölgeler bu hastalığı tanımlıyor. Alt yapraklarda daha fazla oluyor)
FB_IMG_1598174725813.jpg


Daha sonra hocam; tarlanın yonca yeri ve bu tohum cinsinin erkenci olduğundan dolayı kardeşlenme dönemine çok erken girdiğini, ancak havaların hafif soğumasından dolayı bitki metabolizmasinın yavaşlayıp, mantarın halâ ideal üreme şartlarını sağlaması yüzünden gitgide arttığını, yağmur ve yağmurlama ile tarlanın sulanmasının mantari hastalıklari tetiklediğini; yonca yerinde tekrar bu arpayı ekeceksek daha geç ekmem gerektiğini söyledi. Daha sonra derslerde öğrendiklerim ve araştırmalarım sayesinde toprağa fazla verilen azotun hücre duvarını zayıflattığını ( arpada yatma bu yüzden oluyor) ve buna istinaden fungus (mantar) ve virüslerin bitki dokularına kolayca giriş yaptığını, hangi mantari hastalık olursa olsun tarla kontrolünde görülür görülmez kimyasal mücadele yapılması gerektiğini öğrendim. Kimyasal mücadele için hangi aktif maddeyi kullanacağıma geldi sıra. Tarım Bakanlığının Bitki Koruma Ürünleri Veritabanından "Pyraclostrobin, Fluaxpyroxad, Prothioconazole, Spiroxamin" etken maddelerinin kullanılması gerektiğini öğrendim. Daha sonra babama gerekli raporu verdim. Bana " amaaan boşver, şimdi ilaç felan alamam; bahar gelincede bi bordo bulamacı sallarım bişeyi kalmaz" dedi. Düşünsenize okadar profosör kapısı aşındırdığımı, saatlerce araştırmalarımı adam 1 cümlede çürüttü gitti 🙂. Tıpkı şuan ülkemizin tarımda gelişmeme nedeni olan, babasından gördüğünden başkasını tanımayan, aşırı muhafakâr zihniyetli +40yaş üzerindeki kesim gibi ( herkes üzerine alınmasın lütfen). Aradan bir kaç ay geçip, mart ayına gelip, hava ısındıktan sonra bizim arpada "Rhyncosporium secalis" yetmiyormuş gibi birde başka bir mantari hastalık çıktı, havalarında ısınmasıyla ikisi arpanın direncini daha fazla kırıp, yaprak yüzeylerini daha fazla kapladı. Toprak aşırı nemli olmasına rağmen arpa sanki bayılmış, susamış gibiydi. Babama sakın atma diye ısrar etmeme rağmen gitti bide dekara 24kg Üre attı. Aradan bir kaç gün daha geçtikten sonra dediğime geldi. Eee ne demişler, "Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin"...

2.mantari hastalığın kimyasal mücadelesi hakkında bilgi sahibi olduktan sonra babama tekrar rapor verecektim.Bu sefer kararlıydım, hastalığı kendim tespit edecektim. Gel gör ki, şansıma Tarım Bakanlığı bu hastalığa pdf'inde yer vermemiş, hatta adamlar hastalığı tanımıyor bile! Bitki Koruma Ürünleri Veritabanında bu hastalığa uygun ilaç ruhsatlamamışlar. Yani anlayacağınız şyanda satılan hiç bir mantar ilacının arkasında bu hastalık ismi, kullanılacak doz yazmıyor. Daha sonra yabancı kaynaklardan araştırarak "Drechslera leke grubundan Pyrenopora teres" olduğuna kesin tanı koydum.
unnamed.png


A yazan resim fungusun yaprakta gelişim gösterdiği ilk hali, yaprak ağ lekesi deniliyor. Resimdeki formundaki (eşeyli) ismi ise "Helmintosporium Teres". Daha sonra yayılıp eşeysiz hale geldikten sonra ise B'deki gibi içi-dışı kahverengi hal alıyor ve ona da "Pyrenopora teres" diyoruz. Hangi aktif maddelerin işe yaradığını ise başka bir yabancı kaynaktan öğrendim; "Pyraclostrobin, Propiconazole". Bunlar ilk gördüğüm hastalıktada kullanılıyordu. Yani bir taşla 2 kuş vuracaktık vurmasına da babam yüzünden geç müdahale edebildik. Bir zirai bayiden BASF'ın ürünü olan, "Pyraclostrobin, Fluaxpyroxad" içeren Priaxor'u 800TL'ye aldık. Gereken dozda, uygun sıcaklık ve rüzgarda ilaçladıktan sonra arpamız toparladı. Ancak bu tarlada güney cephede 1-2 dekarlık yer hasata kadar kel kaldı, orada ilaçlama gününe kadar hastalık çok ilerlediği için geri dönüş olmadı. O kısımda bulunan arpanın %90'ı başak bile açamadan kurudu. Daha sonra ot ilacı olarak "2-4D Ester " içerikli herbisit kullandım, o da güzel iş çıkardı.

Ardından yağmurun kesilmesi ile sulamaya başladık. 2 kere toplamda 10 saat suladıktan sonra arpa zararı kurtardı. Ama pek iştahı olmadığı için babam sulattırmadı, daneler cılız kaldı. 9 Haziranda komşunun yeni aldığı CX6.080 biçerdövere biçtirdik. 11 sezonluk çiftçilik hayatımdaki en düşük verimi sırf +40yaş muhafakâr zihniyet yüzünden almış olmak çok zoruma gitti. Bu tarlanın arkasına 2.ekim olarak yağlık ayçiçeği ekildi.
20200609_092021.jpg


Mesajdaki karakter sayısı 14binden fazla olduğu için sistem 10 bin karakter hatası verdi. Bu yüzden konuyu 2 mesaja bölmek zorundayım.
 
----------------------TARLA 2------------------------------
-Toplam Arpa Verimi: 17.5 ton
-Toplam Saman Verimi: 9.5 ton
-Toplam Alan: 19 dekar
-Ortalama Arpa Verimi: 921kg/1000m²
-Ortalama Saman Verimi: 500kg/ Dekar

Bu tarlamızı yine 14 ekimde ektik. Aslında bu tarla komple 40 dekardı. Fakat kalan 21 dekarda hala pancar sökülmediği için ilk burayı ekebildik. Zaten kalan 21 dekarı da TARLA 3 olarak anlatacağım. Buranın 2.5 dekar kadar yerine, yonca yerinden arta kalan dekara 21kg Novadsadski ile beraber 20kg civarında dap ile ektik. Novadsadski bittikten sonra her zamanki kullandığımız tohumluk olan Ramata'yı dekara 30kg ektik ( tohumluk vasfı tam olmayıp daneler cılız olduğu için fazla kullandık).Mibzer yan köyden birinindi ve o kullandı. Karadüzen eski olduğu için istediğimiz taban gübresini atmadı.

Babama daha önceden " Gel bi Şanzımanlı mibzer alalım, seni beni mezara gömsün, daha evdeyken bile tarlaya gitmeden kalibrasyon sayesinde o anki ayarla kaç kg gübre ve tohum gideceğini öğrenelim, markörle tertemiz ekelim" diye söylemiştim ama herzamanki gibi tercihini yine karadüzen tarımdan yana kullandı. Bende eksik kalan taban gübresini çıkış suyu vermeden önce fırfırla dekara 20kg gelecek şekilde üstten attım. Ardından 2 kere 3'er saat cıkış suyu verdim. Yine kasım ayı geldiğinde Nova'nın ekili olduğu kısımda "Rhyncosporim secalis" i gördüm. Bahar geldiğinde yonca yeri olmadığı için yonca yeri kadar mantar zararı yoktu. Ama mart ayında yaptığım kontrolde, 1.tarladaki 2.gördüğüm hastalık olan "Pyrenopora Teres"i Nova'nın ekili olduğu alanda yine gördüm, neyseki dengeli azottan dolayı aşırı ilerlememişti. Yine Priaxoru buraya da kullandım. Yine 1 dekar Güneyde bulunan bi alanda, babam sözümü dinleyip gerekli fungusiti ( mantar ilacı) alana kadar mantar ilerlemiş. Priaxor yine bu tarladada güzel çalıştı fakat o 1 dekar yerde arpaların %40'ı başak açamadı.

Sapa kalkma dönemi: ( Nova tarafından çektim, farkettiyseniz hem "Rhyncosporim secalis" hem de " Pyrenopora teres" var fakat alt yapraklarda kalmış. Üst yapraklarda ilaç sayesinde bir belirti yok.
20200405_173253.jpg


Nisan başında tarlanın durumu. Sağ taraftaki Nova, soldaki Ramata. Erkenci olduğu için başlarda hızlıydı.
20200428_185208.jpg

20200514_175722.jpg

Mart ayında dekara 28kg Üre kullandık. Ardından nisan ayında yağmurlamaya başladık, toplamda 3 kere sulayarak 20saat su verdim. Sapa kalkma - başaklanma öncesi dönemde yağmurlamayla dekara 20-25kg Amonyum Sülfat verdim:
20200426_183746.jpg

Ot ilacı olarak yine "2-4D Ester" kullanmıştım. Yine mart ayında bizim alışveriş yaptığımız bayi babamı kandırmış, tarlamızda çinko eksikliği olmadığı halde aldırmış. Ben alt-üst yapraklara bakarak hangi besin elementi eksikliği olduğunu bildiğimden ( kesinlikle yaprak ve toprak analizi şart ama geç de olsa bu yöntemle de gözlemlenebilir.) "Bunu ver çinko eksikliğimiz yok, bize demir lazım" dememe rağmen zorla ot ilacı ile çinkoyu attırdı. Yine sonraki yaptığım araştırmalarda öğrendim ki ot ilacını atarken besinde kullanırsak, ot ilacındaki aktif madde bizim yetiştirmek için uğraştığımız ana kültür bitkisi tarafından alınıyor ve zarar veriyor. Hatta bu durumu pancarda gördüm. Adam yakıcı gruptan (tess, drago, betanal) ot ilacı ve kurt ilacını beraber aynı holderde karıştırmış. Pancar aktif maddeyi tanıyarak sınırlı miktarda alacakken, sistemik kurt ilacını bünyesine tamamen aldığı icin kurunun yanında yaş da yanmış ve pancarı ölmüş.

Neyse konumuza, babamı ve benim gibi nicelerinin tarımsal bilgisi zayıf babasını yanlış yönlendiren bayilere geri dönelim. Size soruyorum bu zirai bayilerin % kaçı çiftciyi kazıklamadan , doğru bilgiyle iş yapar? 1 gram bilgi olmadan insanları bilerek yanlış yönlendiriyorlar. Bu sene bizim ilçeye sanki hiç yokmuş gibi 4-5 tane bayi açıldı. Bunlardan sadece 1 tanesi ziraat mühendisiydi ve kendinin "Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Belgesi" sayesinde açtı. Ötekilerde belge kiralayıp çiftçiyi sömüredursunlar...

Bu tarlayı da 26 Haziran'da CX6.080'e biçtirdik.
20200626_224058.jpg





-------------------------TARLA 3--------------------------
-Toplam Verim: 17.5 ton
-Toplam Saman Verimi: 11 ton
-Ortalama verim: 833 kg/1000m²
-Ortalama Saman Verimi: 523kg/1000m²

-Bu Kasımın sonlarına doğru merdaneli mibzer ile ekildi. Ben ara sınavlara hazırlanirken babam bizim köyden birinin mibzerini alıp Ramata cinsi arpayı kendi ekmiş, tohum ve gübre miktarı hakkında bilgim yok.Bu parsel 19 dekarın hemen yanındakiydi. Bu parselde hala sökülecek pancar kaldığı için geç ekildi. 1 kere 3 saatten çıkış suyu verdik, ardından yağmurlar başladı. Ama aralık ayına girdiğimizde bu arpa halâ 2-3 parmak boydaydı. Dolayısıyla kışın dondan çok etkileceğini düşündüm. Fakat kışın aşırı soğuk geçmedi ve kar yağmadı. Mart ayında 30kg Üre kullandık, ot ilacı + çinko ( malum mevzu ) kullandık. Bu parsel geç ekildiği için geç olgunlaştı ve fazladan 1 su sulayarak, 4 suda toplamda 27 saat sulayarak bitirebildik. 3. suda, sapa kalkma dönemindeyken 20-25kg Amonyum Sülfat vermiştim. 2.suyu sulanacakken kuyu ortağı fazla suladığı için arpanın bir kısmı yanmıştı.

Açıkçası benim bu tarladaki verim beklentim 1000kg üstüydü. Son 2 suda sıklık ve boy yüzünden 1.20m'ye kadar su içinde kalıp, yağmurlama değiştirirken güçlük çekiyordum. Azotlu gübreleme daha uygun zamana denk geldiği için son suda yaptığım kontrollerde daneler daha dolu gibiydi. Fakat hasat akşamı gördüm ki, ekim tarihinin geç olması 1000 dane ağırlığını da düşürüyor.

Erken ekilen 2.tarla soldaki, 3.tarla sağdaki. Sağdaki 15cm daha boyanmıştı.
20200515_183705.jpg


Bizim köy cıvarından başka yere gitmeyen, oldukça kolay ulaşabileceğimiz T56 sahibi biçerci bu sene aşırı döKdüğünden, nispeten uzakta çalışan komşumuzu bekledik. O gelene kadar bu arazide kuruyunca 2 tarlayıda 26 Haziranda beraber biçtirdik.

Balya bağlarken çektiğim video:


--------------------DEĞERLENDİRME----------------------
Bu sezon meslek hayatıma çok şey kattım. Eğer ben size bundan 2 sene öncesi gibi +1000kg verimler yazıp, yetiştirme sürecinde herşeyin sorunsuz yürüdüğünü söyleseydim bana tecrübe olarak hiç bir şey katmazdı. Beni maddi ve manevi üzen 1.tarla sayesinde çok zor olduğuna inandığım ve benim mensubu olduğum Ziraat Fakültesi/ Bitki Koruma bölümünün ana amacı olan "Fitapatoloji" dalına giriş yaptım. Ayrıca 2.sınıfta göreceğim "Bitki Besleme" dersinde göreceğimiz noksanlıların çoğunu bölge bölge de olsa görme şansım oldu.

Ders başlamadan önce üst sınıfların ne işlediklerini tahtada incelerdim. İlaçlarda bulunan aktif maddeleri ezberlemek, tahtada formülüzasyonları ile beraber görünce sanki imkansızmış gibi geliyordu, sanki klavyede rastgele harflere basılmış gibiydi [emoji846]. Ama babamın yaptığı hatalar ve akabinde kazandığım tecrübeler benim bu önyargımı kırdı.Ancak doğanın bize verdiği yer altı suyu gitgide azaldığından dolayı, tüm parsellerw yetiştirebilmek için sulama kalitesinden ödün vererek yapılan hatalar malesef hiç bir tecrübe katmıyor, maddi zarara yol açıyor.

Bu yazıyı paylaştıktan sonra gübreleme programımı yazanlar, daha detaylı bilgi isteyenler olacaktır. 2 sene önceki açtığım konuda olmuştu. Bu süreçte geçen bilgi birikimime dayanarak söylüyorum ki; çok gübre çok ürün değildir, yüksek verim alan x kişisi şu kadar attıysa kimse o dozu tutturmak zorunda değil. Besin ihtiyacı her tarlaya özeldir. Ki benim programım bile doğru sayılmaz. Toprak analizi konusunun ne kadar üzerinde dursamda babam onu da yaptırmadığı için bende 1 ayağı yalın, yapraklara bakarak program yapabiliyorum.

Fakültemize gelip şu cümleleri kuran Sencer Solakoğlu'nun dediği gibi, " Türkiye tarımla kalkınacak ama bu zihniyetle değil"...
 
Son düzenleme:
Zaman sizin zamanıniz Akif kardeşim
Ne güzel hem teorik hem pratik bilgi sahibi olmak
Toprak besleme bitki besleme en önemli konu ama malesef bu konuda çok ihmalkal davraniyoruz
Baban senin baban onu ikna etmek onun güvenini sağlamak senin için çok önemli sabırlı ol
Baban sana güvenecek merak etme yine söylüyorum sabirli ol baban senin ne kadar büyük adam olduğunu görsün bunu sen her konuda gerekeni anlatarak bilginle ona anlatacaksin o sana güvenecek
Çıktıgin yolda başarılar dilerim dediğim gibi zaman sizin zamanıniz cok bilgi lazim
Bilgini tecrübeni pratiğe dökebilmek için babana ihtiyacin var onun sana inanması güvenmesi için sabırlı ol onu ikna et
Sonunda kazanacaksin hem babani hem kendi işinde başarıyı
 
Son düzenleme:
Merhaba trakkulup ailesi. Bundan 2 sene önce benzer bir konu açmıştım. Toplamda 3 farklı tarlada 57 dekar sulu arpamız vardı.

*Toplam Verim: 43 ton
*Toplam Saman: 25,3 ton
*Toplam Arazi: 57 dekar
*Ortalama Dane Verimi: 754kg/1000m²
*Ortalama Saman Verimi: 443kg/1000m²

***Aşırı detay vereceğim için vakti olmayan burdan sonra okumayabilir, saygı duyarım.


---------------------------TARLA 1-----------------------------
-Toplam Verim: 8 ton
-Toplam Saman Verimi: 4.800kg
-Ortalama verim: 470kg/1000m²
-Ortalama Saman Verimi: 282kg/1000m²

-Bu parseli 14 Ekim 2019'da 2 sıralı Novadsadski sertifikali tohum dekara ile 21kg tohum ve 18kg DAP ile ektik. 2 kere 2-3'er saatten çıkış suyu verdik.Yeri yonca yeri olduğundan dolayı organik madde, katyon değişim kapasitesi, su tutma kapasitesi, azot varlığını düşününce 1200kg verim bekliyorduk. Ancak Novadsadski ekmek en büyük pişmanlığımız oldu. Çiftçilerin tabiriyle mantar, benim tabirimle "Pyrenopora teres , Rhyncosporium secalis" türü funguslar arpayı yedi bitirdi.

Üniversiteler eğitime başlayıp bende bir ziraat mühendisi adayı olduktan sonra bitki besin eksikliklerinin belirtileri hakkında araştırma yapmıştım. Babam "Arpaya bi bak neyi var? Rengi bozlaşmış" demesinden sonra, Kasım ayında tarla kontrolüne gittiğim de arpa bana baktı ben arpaya... 🙂 O vakit sadece besin eksiklikleri hakkında yüzeysel bilgim olduğu için arpada gördüğüm yaprak lekesini hiç bir kalıba oturtamadım ama hastalık olduğu kanısına vardım. Tarım bakanlığının yayınladığı pdf'lere bakıyorum ama yeterli resimler bulunmadığı için kesinleştiremiyordum ve tecrübenin şart olduğunu anladım. Ama farklı bir kaynaktan " Rhyncosporium secalis" belirtilerini gördüğümde bu olabilir dedim. En sonunda fakültedeki hocalara göstermeye karar verdim. 2 bayan hocam profesöre yönlendirdi, kapısını çalıp girdim. Profesörde aynı benim gibi Tarım bakanlığının pdf'sini açtı baktı. Aynen dediki " bak şu olabilir yada şu olabilir". Kafayı yiyecektim, bakar bakmaz tanı koyacak kadar akademik tecrübeye sahip birisi neden 2 aylık bir öğrenci gibi yorum yapıyordu? Profesörün odasından çıktıktan sonra kendi kendime " Bunlar hep koltuk sevdalısı. Bende mezun olduğumda böyle bi b.k bilmeyeceksem hiç okumadan bırakayım en iyisi" diye düşündüm.

Son çare olarak daha önceden ününü duymuş olduğum, değerli Prof. Dr. Süleyman Soylu hocamın odasına girip, numuneyi koyar koymaz herif nokta atışı yaptı. Biliyorum sizde merak ettiniz en iyisi resmini bırakayım. (Yaprak uçlarında bulunan, ortası beyaz, dışı kahverengi olan bölgeler bu hastalığı tanımlıyor. Alt yapraklarda daha fazla oluyor)
Ekli dosyayı görüntüle 51820

Daha sonra hocam; tarlanın yonca yeri ve bu tohum cinsinin erkenci olduğundan dolayı kardeşlenme dönemine çok erken girdiğini, ancak havaların hafif soğumasından dolayı bitki metabolizmasinın yavaşlayıp, mantarın halâ ideal üreme şartlarını sağlaması yüzünden gitgide arttığını, yağmur ve yağmurlama ile tarlanın sulanmasının mantari hastalıklari tetiklediğini; yonca yerinde tekrar bu arpayı ekeceksek daha geç ekmem gerektiğini söyledi. Daha sonra derslerde öğrendiklerim ve araştırmalarım sayesinde toprağa fazla verilen azotun hücre duvarını zayıflattığını ( arpada yatma bu yüzden oluyor) ve buna istinaden fungus (mantar) ve virüslerin bitki dokularına kolayca giriş yaptığını, hangi mantari hastalık olursa olsun tarla kontrolünde görülür görülmez kimyasal mücadele yapılması gerektiğini öğrendim. Kimyasal mücadele için hangi aktif maddeyi kullanacağıma geldi sıra. Tarım Bakanlığının Bitki Koruma Ürünleri Veritabanından "Pyraclostrobin, Fluaxpyroxad, Prothioconazole, Spiroxamin" etken maddelerinin kullanılması gerektiğini öğrendim. Daha sonra babama gerekli raporu verdim. Bana " amaaan boşver, şimdi ilaç felan alamam; bahar gelincede bi bordo bulamacı sallarım bişeyi kalmaz" dedi. Düşünsenize okadar profosör kapısı aşındırdığımı, saatlerce araştırmalarımı adam 1 cümlede çürüttü gitti 🙂. Tıpkı şuan ülkemizin tarımda gelişmeme nedeni olan, babasından gördüğünden başkasını tanımayan, aşırı muhafakâr zihniyetli +40yaş üzerindeki kesim gibi ( herkes üzerine alınmasın lütfen). Aradan bir kaç ay geçip, mart ayına gelip, hava ısındıktan sonra bizim arpada "Rhyncosporium secalis" yetmiyormuş gibi birde başka bir mantari hastalık çıktı, havalarında ısınmasıyla ikisi arpanın direncini daha fazla kırıp, yaprak yüzeylerini daha fazla kapladı. Toprak aşırı nemli olmasına rağmen arpa sanki bayılmış, susamış gibiydi. Babama sakın atma diye ısrar etmeme rağmen gitti bide dekara 24kg Üre attı. Aradan bir kaç gün daha geçtikten sonra dediğime geldi. Eee ne demişler, "Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin"...

2.mantari hastalığın kimyasal mücadelesi hakkında bilgi sahibi olduktan sonra babama tekrar rapor verecektim.Bu sefer kararlıydım, hastalığı kendim tespit edecektim. Gel gör ki, şansıma Tarım Bakanlığı bu hastalığa pdf'inde yer vermemiş, hatta adamlar hastalığı tanımıyor bile! Bitki Koruma Ürünleri Veritabanında bu hastalığa uygun ilaç ruhsatlamamışlar. Yani anlayacağınız şyanda satılan hiç bir mantar ilacının arkasında bu hastalık ismi, kullanılacak doz yazmıyor. Daha sonra yabancı kaynaklardan araştırarak "Drechslera leke grubundan Pyrenopora teres" olduğuna kesin tanı koydum.
Ekli dosyayı görüntüle 51821

A yazan resim fungusun yaprakta gelişim gösterdiği ilk hali, yaprak ağ lekesi deniliyor. Resimdeki formundaki (eşeyli) ismi ise "Helmintosporium Teres". Daha sonra yayılıp eşeysiz hale geldikten sonra ise B'deki gibi içi-dışı kahverengi hal alıyor ve ona da "Pyrenopora teres" diyoruz. Hangi aktif maddelerin işe yaradığını ise başka bir yabancı kaynaktan öğrendim; "Pyraclostrobin, Propiconazole". Bunlar ilk gördüğüm hastalıktada kullanılıyordu. Yani bir taşla 2 kuş vuracaktık vurmasına da babam yüzünden geç müdahale edebildik. Bir zirai bayiden BASF'ın ürünü olan, "Pyraclostrobin, Fluaxpyroxad" içeren Priaxor'u 800TL'ye aldık. Gereken dozda, uygun sıcaklık ve rüzgarda ilaçladıktan sonra arpamız toparladı. Ancak bu tarlada güney cephede 1-2 dekarlık yer hasata kadar kel kaldı, orada ilaçlama gününe kadar hastalık çok ilerlediği için geri dönüş olmadı. O kısımda bulunan arpanın %90'ı başak bile açamadan kurudu. Daha sonra ot ilacı olarak "2-4D Ester " içerikli herbisit kullandım, o da güzel iş çıkardı.

Ardından yağmurun kesilmesi ile sulamaya başladık. 2 kere toplamda 10 saat suladıktan sonra arpa zararı kurtardı. Ama pek iştahı olmadığı için babam sulattırmadı, daneler cılız kaldı. 9 Haziranda komşunun yeni aldığı CX6.080 biçerdövere biçtirdik. 11 sezonluk çiftçilik hayatımdaki en düşük verimi sırf +40yaş muhafakâr zihniyet yüzünden almış olmak çok zoruma gitti. Bu tarlanın arkasına 2.ekim olarak yağlık ayçiçeği ekildi.
Ekli dosyayı görüntüle 51822

Mesajdaki karakter sayısı 14binden fazla olduğu için sistem 10 bin karakter hatası verdi. Bu yüzden konuyu 2 mesaja bölmek zorundayım.
Pixagor yerine operamax kullanilsaydi acaba geri donus olurmuydu
 
  • Beğen
Tepkiler: Akifİnanç68
Akifim valla güzel yazmışın tebrikler. Araştırman ve kayıt tutmanda için ayrı bir tebrik ederim zaten mühendisin asıl işi araştırmak kayıt tutmak ve çözüm üretebilmektir sen daha okul bitmeden olmuşun bile.

Bişey diyecem 40 yaş üstü ile değil ben bilirim ben bilirim diyen kişilerden dolayı böyle oluyor ben 24 yaşındayım büyük abilerim 34 ile 32 yaşındalar eskiden onlar babamdan şikayet ederler hiç bizi dinlemiyor şöyle yapsaydık daha iyi olurdu felan derlerdi şimdi abilerde bana aynısı yapıyorlar yav diyorum şöylesi daha doğru diyorum susuyorlar hiç cevap dahi vermiyorlar tabi baba başta bak harman zamanı tam 5 konuda böyle yapalım dedim birini dahi yapmadılar ama sonra mecburen benim dediğimi yapmak zorunda kaldılar hatta çok dalga geçtim anca prof derler gene aynılar değişmediler zaten gönlüme kırıldım şimdi hiçbir işlerine karışmıyorum bişey soracak olsalar ben anlamam diyorum geçiyorum zamanı gelince söyleyecek lafı bilirim.
Sen Selçuk üniversitesi bitki koruma okuyordun bende Çanakkale onsekiz Mart üniversitesi Tarla bitkileri 2019 mezunuyum aynı yıl yüksek lisansada başladım ama dondurup geri geldim evde biraz durayım işleri toparlayalım diye ama boşuna kime yaranacaksın iste.
 
  • Beğen
Tepkiler: Akifİnanç68

Hem geçmiş olsun, hemde bereketli olsun.
Cok güzel bir konu olmuş , bizde okuyanlar olarak birseyler kazandık, teşekkür ediyorum.
Baban ile ilgili durum ülkemizin buyuk kismi böyle, yavas yavas konusa konusa senin istediğin noktaya gelir inşallah, gelmezsede hic üzülme gelecek gençlerin, o işler ve duzen eninde sonunda sana kalacak o zaman daha istediklerini yaparsın inşallah.
 
  • Beğen
Tepkiler: Akifİnanç68
Kardeşim emeğine yüreğine sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş yüksek lisans tezini tamamlamişsın sen geçmiş olsun [emoji6]
Tebrikler kardeşim en azından bu yıl bir tecrübe kazanmış sin artık daha emin adımlarla yol alırsın babaya da selamlar seni dinlesin artık kara düzeni bıraksın slm lar
Zaman sizin zamanıniz Akif kardeşim
Ne güzel hem teorik hem pratik bilgi sahibi olmak
Toprak besleme bitki besleme en önemli konu ama malesef bu konuda çok ihmalkal davraniyoruz
Baban senin baban onu ikna etmek onun güvenini sağlamak senin için çok önemli sabırlı ol
Baban sana güvenecek merak etme yine söylüyorum sabirli ol baban senin ne kadar büyük adam olduğunu görsün bunu sen her konuda gerekeni anlatarak bilginle ona anlatacaksin o sana güvenecek
Çıktıgin yolda başarılar dilerim dediğim gibi zaman sizin zamanıniz cok bilgi lazim
Bilgini tecrübeni pratiğe dökebilmek için babana ihtiyacin var onun sana inanması güvenmesi için sabırlı ol onu ikna et
Sonunda kazanacaksin hem babani hem kendi işinde başarıyı
Pixagor yerine operamax kullanilsaydi acaba geri donus olurmuydu
Akif güzel ilerliyorsun İnş daha ıyı olursun
Kardeşim tebrik ederim.
İnşallah Allah emeklerinin karşılığını fazlasıyla verir.
Akifim valla güzel yazmışın tebrikler. Araştırman ve kayıt tutmanda için ayrı bir tebrik ederim zaten mühendisin asıl işi araştırmak kayıt tutmak ve çözüm üretebilmektir sen daha okul bitmeden olmuşun bile.

Bişey diyecem 40 yaş üstü ile değil ben bilirim ben bilirim diyen kişilerden dolayı böyle oluyor ben 24 yaşındayım büyük abilerim 34 ile 32 yaşındalar eskiden onlar babamdan şikayet ederler hiç bizi dinlemiyor şöyle yapsaydık daha iyi olurdu felan derlerdi şimdi abilerde bana aynısı yapıyorlar yav diyorum şöylesi daha doğru diyorum susuyorlar hiç cevap dahi vermiyorlar tabi baba başta bak harman zamanı tam 5 konuda böyle yapalım dedim birini dahi yapmadılar ama sonra mecburen benim dediğimi yapmak zorunda kaldılar hatta çok dalga geçtim anca prof derler gene aynılar değişmediler zaten gönlüme kırıldım şimdi hiçbir işlerine karışmıyorum bişey soracak olsalar ben anlamam diyorum geçiyorum zamanı gelince söyleyecek lafı bilirim.
Sen Selçuk üniversitesi bitki koruma okuyordun bende Çanakkale onsekiz Mart üniversitesi Tarla bitkileri 2019 mezunuyum aynı yıl yüksek lisansada başladım ama dondurup geri geldim evde biraz durayım işleri toparlayalım diye ama boşuna kime yaranacaksın iste.
Hem geçmiş olsun, hemde bereketli olsun.
Cok güzel bir konu olmuş , bizde okuyanlar olarak birseyler kazandık, teşekkür ediyorum.
Baban ile ilgili durum ülkemizin buyuk kismi böyle, yavas yavas konusa konusa senin istediğin noktaya gelir inşallah, gelmezsede hic üzülme gelecek gençlerin, o işler ve duzen eninde sonunda sana kalacak o zaman daha istediklerini yaparsın inşallah.
Güzel anlatmışsın Akif eline yüreğine sağlık bizleride bilgilendirdin teşekkür ederim.
İnşAllah bu sene istediğin gibi eker gübreler sin.
Akif Hocam, seni tebrik ederim. Bu işin akademik yönüyle ilgili güzel bir paylaşım yapmışsın. Bu çalışmalar ders niteliğinde olmuş.
Kardeşim Akif, tebrik ederim.akıl yaşta değil başta,dır. diye boşuna dememiş atalar.basarilar[emoji122][emoji122]
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bilim ve emekle benim henüz bulunduğum düşük seviyeyi umarım katlarsınız.

İsmail abi, Sinan abi, Yunus abi, Beytullah abi, erkuntçu abim; maalesef ben babamla uzlaşma ümidini yitirdim. Özel hayatımı anlatmak gibi olmasın fakat benim gibi gençlere ideal olsun diye yazıyorum; defalarca bana aynı konuyu farklı zamanlarda sorup, ben araştırdıktan sonra gerekli bilgileri vermeme rağmen halâ bildiğini yapıyor.

Mesela pancarda ağustos başından itibaren; mısırda koçan çıkıp,vejetasyonun sonlanıp, generasyonun başladığı zamandan itibaren toprakta azot kalmayacak şekilde gübreleme yapalım, son amonyum sülfatıda bu tarihlere kadar etkisinin bitmesini düşünerek uygun zamanda atalım ki; pancarda yüksek polar, mısırdada gereksiz gübre kullanmayalım diye defalarca istişare ettiğimiz halde dün 2 ton amonyum sülfat yıktırdı. Bana da zorla hem pancara hem mısırın bu suyunda ( daneler neredeyse doldu, bu sondan 2.suyu olacak) atacaksın diyor. Eski traktörler yüzünden bedenim ve sağlığım hem onunun hem benim bir hiç olmuşken, değişime ikna ettiğim halde kafasına esince 1 sene daha idare et, inek alalım diyor; inekler hastalanıp ölünce de 7 aylık emeğim her seneki gibi hiç oluyor. Tam 8 senedir o 1 seneler bitmedi. Daha nice anlaşamadığımız konular...

Ben bu şartlarda çalışamam. Zaten yer altı suları da her geçen gün azalıyor. Suyu yetiştireceğiz diye az suluyoruz bir kaç gün sonra mahsüller yanıyor, sezon başından beri 4 yeni kuyu için yaptığımız 40bin lira masrafta uçtu gitti. Dolayısıyla bu saatten sonra köyde gözüm yok.Ama ilerde köye sulama projesi getirirlerse, herşey benim kontrolüme gelecek vaziyete gelirse gelebilirim. Açıkçası kesin iş hayatında hedeflerimde yok, ama bilgi manasında herşeyi bilmek istiyorum. Belki "work and travel" programına katılabilirim diye Ingilizce'ye adadım. Zaten yabancı ülkelere gitmesem bile diğer meslektaşlarımdan 1 adım önde olmam için şart. Konuşacak kimse olmadığı içinde Google Asistan'ın dilini İngilizceye çevirip arada sohbet ediyorum [emoji16]. Elimden geldiğince bitki besleme ve koruma alanında kendimi geliştirmeye çalışacağım, yapabilirdem bitki beslemeden yandal veya çift anadal yapacağım.

@karga bence çözüm sadece fungisiti değiştirmek değil. Köyden bir abim arpasına bakmam için çağırmıştı. Sadece "Pyrenopora Teres" belirtileri görüp ona da o aktifli ilaçları tavsiye etmiştim. Onun tarlasındaki arpanında bitki direncini düşük görmüştüm. Priaxor almış ve bu yazın tarla sahibinin komşusundan duydum, "arkandan çok dua etti" dedi. Yani kuruma- ölüm evresinden önce atılırsa arpanın kurtardığını 2 kere tecrübe etmiş olduk. Pülverizatör - holderin içindeki suyun pH'ı, su sertliği, anlık hava sıcaklığı ,hastalık görülür görülmez ilaçlama gibi etkenler illaki etkide farklılık yaratacaktır.

Beytullah abi inan meslektaşım olmana çok sevindim. Değerli bilgi ve tecrübelerinden yararlanmak isterim. Bizlerden esirgeleme [emoji846]
 
Gerçekten bu platformda böyle bilgili ve hatta işinin ehli olan kişiler görmek beni çok mutlu etti.. Akif gerçekten seni yürekten tebrik ediyorum. Yolun açık olsun her daim. Baban ile aranızda yaşamış olduğunuz problemler ne yazık ki bizlerde de var. Ben 30 yaşındayım ve daha yeni yeni beni dinlemeye hatta işi bana bırakmaya başladı. Sabır zamanla seninde öyle olacaktır..
 
Gerçekten bu platformda böyle bilgili ve hatta işinin ehli olan kişiler görmek beni çok mutlu etti.. Akif gerçekten seni yürekten tebrik ediyorum. Yolun açık olsun her daim. Baban ile aranızda yaşamış olduğunuz problemler ne yazık ki bizlerde de var. Ben 30 yaşındayım ve daha yeni yeni beni dinlemeye hatta işi bana bırakmaya başladı. Sabır zamanla seninde öyle olacaktır..
Ugur sen nerelerdesin ya ilk form arkadaşim
İsmailde kayboldu deişörenli [emoji3]
 
Akif kardeş, hala böyle bilgi açlığı olan genç var mıymış dedirttin bana. Work&travel fikrin güzel. Yalnız onunla bırakma ve İngilizceni akademik olarak da geliştir. Amerika'da bir üniversitede tarım master'ı yapmanı şiddetle tavsiye ederim.

Tarım konusunda Türkçe bir makale bulabiliyorsan (bulabilirsen tabii) İngilizce yüz tane bulursun. Bir çok tarımsal üründe bu işin merkezi Amerika. Sadece ürünler de değil... Yenilikler orada başlıyor. Yaz google'a 'cover crop', 'soil health', 'no-till' bak bakalım neler çıkıyor karşına.

Babanla ilgili durumu kafana takma. Bu durum sadece babana mahsus değil, bu memlekette herkes her şeyi bildiğini zannediyor. Bir soru sorulduğunda bilmiyorum diyen yok. Sen önündeki 20'li yaşlarını kendini geliştirip bir dünya vatandaşı olmaya çalışarak geçir, emin ol döndüğünde babanın da sana karşı tavrı değişir. Babanla didişerek geçirme bu yılları, dünyaya açıl.
 
  • Beğen
Tepkiler: Akifİnanç68

Gerçekten bu platformda böyle bilgili ve hatta işinin ehli olan kişiler görmek beni çok mutlu etti.. Akif gerçekten seni yürekten tebrik ediyorum. Yolun açık olsun her daim. Baban ile aranızda yaşamış olduğunuz problemler ne yazık ki bizlerde de var. Ben 30 yaşındayım ve daha yeni yeni beni dinlemeye hatta işi bana bırakmaya başladı. Sabır zamanla seninde öyle olacaktır..
Akif kardeş, hala böyle bilgi açlığı olan genç var mıymış dedirttin bana. Work&travel fikrin güzel. Yalnız onunla bırakma ve İngilizceni akademik olarak da geliştir. Amerika'da bir üniversitede tarım master'ı yapmanı şiddetle tavsiye ederim.

Tarım konusunda Türkçe bir makale bulabiliyorsan (bulabilirsen tabii) İngilizce yüz tane bulursun. Bir çok tarımsal üründe bu işin merkezi Amerika. Sadece ürünler de değil... Yenilikler orada başlıyor. Yaz google'a 'cover crop', 'soil health', 'no-till' bak bakalım neler çıkıyor karşına.

Babanla ilgili durumu kafana takma. Bu durum sadece babana mahsus değil, bu memlekette herkes her şeyi bildiğini zannediyor. Bir soru sorulduğunda bilmiyorum diyen yok. Sen önündeki 20'li yaşlarını kendini geliştirip bir dünya vatandaşı olmaya çalışarak geçir, emin ol döndüğünde babanın da sana karşı tavrı değişir. Babanla didişerek geçirme bu yılları, dünyaya açıl.

Her ikinize de teşekkür ederim abiler. Altın taviyeleriniz çok önemli. İngilizcenin peşini bırakmadım ama epey zor olacak gibi. Bundan bir kaç sene önce bu tür yazılı ve sözlü motive edici şeyler beni pek etkilemezdi. Fakat ne zaman bir şeyler başarmaya başladım, o zaman başarının verdiği tatmin olma hissi geldi, ön yargılarımı kırmaya başladım ve o motive edici içeriklerin her kelimesi bende bir anlam taşımaya başladı; bu konuda abilerimce yazılan tüm tavsiye mesajlarının bir kulağımdan girip, öteki kulağımdan çıkmadığına emin olabilirsiniz. Work and Travel için 3-4k dolar civarı para gerektiği ve son günlerde dövizin tavan yapması yüzünden pek olumlu bakamıyorum. O paraları hasat zamanları anca görüyoruz :) . Üniversiteden hocalar zaman zaman ders dışı canlı söyleşiler yapıyor ve bu haftanın konusu Erasmus değişim programı. WaT ihtimali düşük olduğundan dolayı bu söyleşiyi asla kaçırmayacağım. İngilizce içeriklerin çok daha fazla olması tecrübe ettiğim bir durum. Bazı derslerde vize ve final ödevlerini world belgelerinde atıf yaparak yazdım. İngilizce makaleler çok işime yaradı. Zamanında Sencer Solakoğlu fakülteye geldiğinde bu durumu dile getirmişti ama o zamanki global dünyaya bakış açım nedeniyle pek kulak asmamıştım.
 

Benzer Konular