Kuru üzümde spekülasyona çanak tutmak, ülkemize kaybettiren büyük bir sorumsuzluk örneğidir!
*Üzümümüz Milli Gelir meselesiyken Sezonun 6 TL ile 7 TL arasında seyredeceği iddiasıyla yönlendirilen üreticinin uğradığı zararın hesabını iddia sahipleri verebilecek mi?
Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı’nın kuru üzümle ilgili yaptığı ve dün bazı gazetelerde yer bulan asılsız iddialarına ilişkin, kamuoyunu bilgilendirme zarureti doğmuştur. Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı özetle, kuru üzümde rekolte tahmin çalışmalarının piyasayı yanlış yönlendirdiğini, fiyatların bu yüzden düştüğünü ve çiftçinin zarar ettiğini ileri sürmekte ve sorumsuzca kurumlarımızı suçlamaktadır. Bilinmelidir ki;
1. İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde, aralarında Manisa Ticaret Borsası’nın da bulunduğu Kardeş Kurumlarla birlikte ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kuruluşlarının desteği ile yaklaşık yarım asırdır, üzüm rekoltesi tespit çalışmaları yapılmaktadır. Tarımsal üretim tahminlerinin yapılması; üretici, tüccar, ihracatçı, ithalatçı, sanayici ve tarım politikalarını oluşturan kamu birimleri açısından büyük önem taşımaktadır. Borsalarımızca, rekolte tahmin çalışmalarını tarafsızca yürütmek amacıyla tüm kesimlerin temsilcilerinin katılımı ile rekolte tahmin heyetleri oluşturulmakta ve bu çalışmalar hiçbir etki ve manipülasyon altında kalmadan, tamamen objektif ve bilimsel verilere dayalı olarak büyük bir özveri ile sürdürülmektedir. Yapılan çalışma, adı üstünde “rekolte tahminidir.” İklimsel değişimler, hastalık ve zararlılar nedeniyle olağanüstü yıllarda bir miktar sapma gayet normaldir. Üstelik, hasat ve hasat sonrası zayiatlar ve üreticinin öz tüketimi ölçülemeyecek parametrelerdir. Ancak bugüne kadar rekolte tahminlerimiz ile gerçekleşmeler arasında iddia edildiği oranda bir sapma hiçbir zaman görülmemiştir.
Ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru üzümün iç piyasada tüketimi düşükken ve önemli bir bölümü ihraç edilirken, rekolte tahmin çalışmalarının amacı; iç ve dış piyasanın ihtiyaç dağılımına göre, üzüme dayalı sanayi ve ticaret erbabı ile üreticinin sezon içerisinde gerçekleştirecekleri işlemleri planlayabilmelerini sağlamaktır. Rekoltede en gerçekçi tahmin sonucuna yaklaşmak sektörün tüm halkaları için faydalıdır. Rekolteyi yüksek göstermek iddia edildiği gibi ihracatçının lehine değildir. Tüccar ve ihracatçı sezonun geneline yayılan talep koşullarına göre pazarlama ve lojistik bağlantılarını sağlıklı bir şekilde yürütebilmek için üretim arzını en gerçekçi şekilde bilmek zorundadır. Rekolte az da olsa, çok da olsa artan pazarlama deneyimimiz ile üzümümüz pazarlanabilmektedir. Ortak meselemiz artık tonaj tartışmaları değil kalite ve pazar istikrarı olmalıdır.
2. Üzüm, Ege Bölgesi’nde yaklaşık 100 bin üretici ailenin geçim kaynağı, Bölge Ekonomisinin de önemli bir itici gücüdür. Çekirdeksiz Kuru Üzüm üretiminin yüzde 80 ' den fazlası ihraç edildiği için rekabetçi fiyat çok önemlidir. Bu noktada fiyatları baskı altına alan açıklamalar bizzat Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı tarafından yapılmıştır. Ziraat Odası Başkanlığı, serbest piyasa kurallarını hiçe sayarak çiftçilere ellerindeki ürünü satmamalarını, emanete dökmemelerini tavsiye etmiş ve fiyatın bu yolla 7 lirayı bulacağını iddia etmiştir. Bu spekülatif iddia piyasa gerçekleriyle çürüyünce Sayın Sorman kendi kusurunu örtmek için kendince rekolte heyetini vebal altına sokmaya çalışmaktadır.
Peki; üzüm 5 TL seviyesindeyken, Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı’nın;
“Üreticileri fiyatlar 6TL’ye ulaşıncaya kadar ürünlerini satmamaları yönünde uyardık” şeklindeki, 2013 yılının Eylül ayında basına yansıyan açıklamalarıyla, daha yüksek fiyat beklentisine sokulan ve üzümünü bu nedenle bir yıl boyunca satamayan, ödemeler dengesi bozulan üreticinin yaşadığı sıkıntının vebalini kim ödeyecektir!
Yine benzer şekilde basına yansıyan; “Üreticilerin üzümlerini depolara kaldırdığını, üreticilerin üzümlerini 6TL’ye çıktıktan sonra satmaya başlayacaklarını” belirten açıklamalara karşılık, rekolte tahmini ile gerçekleşen arasındaki farkın hesabını Ziraat Odası Başkanlığı’nın öncelikle kendisine sorması, Kurumsal tutarlılığın öncelikleri arasında olmalıdır!
Ayrıca; 2013-2014 Sezonunda, fiyat üzerinde kesinlikle etki gözetmeyen Rekolte çalışmalarından uzunca bir süre sonra; fiyatların Nisan ayı itibariyle 4 TL eşiğine, Haziran ayı itibariyle de 3 TL eşiğine gerilediği dönemde; önceki sezonlarda rekolte ve fiyat hesaplamalarında %100 başarı gösterdiklerini iddia eden Ziraat Odası Başkanlığı neden analitik bir açıklamada bulunmamıştır. Açıklamada bulunmak için yeni sezonun Rekolte Çalışmasını beklemek ve bir önceki sezonda kendilerinin rekolte çalışması yapmadığını belirtmek, sahadaki herkesin ürününü bildiğini söylemekle yetinmek, kamuoyuna rasyonel bir açıklama getirecek nitelikte değildir!
3. Üzümün değerli olması, üreticimizin kazanması hepimizin arzusudur ancak bir üründe fiyatlar rekabet edemeyecek düzeye gelirse malınızı satamazsınız. Üzümde yaşananlar, tam olarak budur. Türkiye geçen sezon, suni olarak balonlaştırılan fiyatlar yüzünden ihracatta ciddi pazar kayıplarına uğramıştır. Biz 5 TL’yi beğenmeyip mal satmazken bu rakamı olumlu bulan İran ve Amerika gibi üretici ülkeler bizim pazarımızı almıştır. Konuya alıcılar açısından baktığımızda da yüksek kalite beklentisi olmayan alıcılar yurt dışı fiyatlarına göre yüksek durumda olan Türkiye üzümü yerine diğer ihracatçı Ülkelere yönelmiştir. Sonuç olarak kalite kriteriyle koruyabildiğimiz pazarda Alıcı İhracatımız 246.000 tondan 176.000 tona gerilemiştir. Aynı kısır döngünün bu yıl da yaşatılmak istenmesi kabul edilemez. Bu bir kaybet-kaybet oyunudur.
Rekolte tahmin çalışmalarının üretici aleyhine bir sonuç çıkarma kaygısı yoktur. Aksini iddia etmek en hafif ifadesiyle insafsızlıktır ve bu yaklaşım Ziraat Odası Başkanlığı’nın deneyim düzeyi ile samimiyetine yakışmamıştır. Bu çalışmalar pek çok kurumun temsilcilerinden oluşan bir heyetle yapılmaktadır. Ticaret Borsalarından ibaret olmayan, kurumsal ve çoğunluğu konusunda uzman ziraat mühendislerinden oluşan çok katılımlı heyetin, çalışmalarda uyguladığı yöntem teoride ve sahadaki pratikte tamamen açıklanabilir ve ispatlanabilir bir sisteme dayanmaktadır. Rekolteye etken görülen sebepler, elde edilen izlenim ve tespitler ise yapılan son değerlendirme toplantılarıyla isteyen herkesin incelemesine açık bir rapor haline getirilmektedir.
4. Bu ülkenin ticaretine güven getiren Asırlık Kurumlar olan Borsalarımızı manipülasyon yapmakla itham etmek büyük bir talihsizliktir. Borsalarımız, alıcıyla satıcının buluştuğu şeffaf piyasalardır.
5. Dünyada ihracatta bir numara olduğumuz çekirdeksiz kuru üzümde fiyatların şeffaf bir şekilde oluştuğu ve tüm dünyanın referans aldığı bir Kuruma ve işbirliği yaptığı Kurumlara bu tür yakışıksız suçlamalar yöneltmek, en hafif tabiriyle sorumsuzluktur.
“Rekolte Heyetine” yıllardır bir ya da birkaç temsilci ile katılarak destek sağlamak ve bildiklerini paylaşmak yerine, yapılan tahmin çalışmasının tekniğini sormadan ve 5 yıldır tuttuğu iddia edilen kendi yöntemini açıklamadan Borsalarımızı, kendilerine ait kayıtlardan yoksun bir yalanlamanın odağına oturtmak, bir faaliyet üretmeden rekolteyi olduğundan düşük göstermek Üretici Temsilcisi olarak faydalı gibi görülse de, hamasetten çok uzak olmayan bu yaklaşım alıcı ülkelerin bu sebeple sezon başında rakip üretici ülkelere yönelmesi, dolayısıyla milli gelir kaybı ve bir sonraki seneye devreden stok riski anlamına gelmektedir. Bunun vebali büyüktür ve üretici lehine bir açıklaması yoktur.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse önümüzdeki süreçte:
Rekolte ile ilgili yersiz tartışmalar yerine bu konudaki işbirliklerini arttırma, üretim kalitesini geliştirme ve markalaşma bilincini ilerletme, arz-talep dengesini esas alan planlı üretim stratejilerini tatbik etme, kimyasal kalıntı barındırmayan ve verimliliği gözeten, çevreye duyarlı ve kaynaklarımızı koruyan üretim tekniklerine dönüşümü sağlama; üreticisiyle, tarıma dayalı işletmeleriyle, ihracatçısıyla, tarımla ilgili kurum ve kuruluşlarıyla hep birlikte odaklanmamız gereken konular olmalıdır. İlgili tüm Kurumların bu bilinçle hareket etmeleri ve daha gerçekçi kampanyalar ve uzun vadeli projeler ile gündeme gelmeye çalışmaları sektörün tüm halkaları için daha kıymetli bir seçenektir.
Kamuoyuna saygıyla sunulur.
*Üzümümüz Milli Gelir meselesiyken Sezonun 6 TL ile 7 TL arasında seyredeceği iddiasıyla yönlendirilen üreticinin uğradığı zararın hesabını iddia sahipleri verebilecek mi?
Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı’nın kuru üzümle ilgili yaptığı ve dün bazı gazetelerde yer bulan asılsız iddialarına ilişkin, kamuoyunu bilgilendirme zarureti doğmuştur. Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı özetle, kuru üzümde rekolte tahmin çalışmalarının piyasayı yanlış yönlendirdiğini, fiyatların bu yüzden düştüğünü ve çiftçinin zarar ettiğini ileri sürmekte ve sorumsuzca kurumlarımızı suçlamaktadır. Bilinmelidir ki;
1. İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde, aralarında Manisa Ticaret Borsası’nın da bulunduğu Kardeş Kurumlarla birlikte ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kuruluşlarının desteği ile yaklaşık yarım asırdır, üzüm rekoltesi tespit çalışmaları yapılmaktadır. Tarımsal üretim tahminlerinin yapılması; üretici, tüccar, ihracatçı, ithalatçı, sanayici ve tarım politikalarını oluşturan kamu birimleri açısından büyük önem taşımaktadır. Borsalarımızca, rekolte tahmin çalışmalarını tarafsızca yürütmek amacıyla tüm kesimlerin temsilcilerinin katılımı ile rekolte tahmin heyetleri oluşturulmakta ve bu çalışmalar hiçbir etki ve manipülasyon altında kalmadan, tamamen objektif ve bilimsel verilere dayalı olarak büyük bir özveri ile sürdürülmektedir. Yapılan çalışma, adı üstünde “rekolte tahminidir.” İklimsel değişimler, hastalık ve zararlılar nedeniyle olağanüstü yıllarda bir miktar sapma gayet normaldir. Üstelik, hasat ve hasat sonrası zayiatlar ve üreticinin öz tüketimi ölçülemeyecek parametrelerdir. Ancak bugüne kadar rekolte tahminlerimiz ile gerçekleşmeler arasında iddia edildiği oranda bir sapma hiçbir zaman görülmemiştir.
Ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru üzümün iç piyasada tüketimi düşükken ve önemli bir bölümü ihraç edilirken, rekolte tahmin çalışmalarının amacı; iç ve dış piyasanın ihtiyaç dağılımına göre, üzüme dayalı sanayi ve ticaret erbabı ile üreticinin sezon içerisinde gerçekleştirecekleri işlemleri planlayabilmelerini sağlamaktır. Rekoltede en gerçekçi tahmin sonucuna yaklaşmak sektörün tüm halkaları için faydalıdır. Rekolteyi yüksek göstermek iddia edildiği gibi ihracatçının lehine değildir. Tüccar ve ihracatçı sezonun geneline yayılan talep koşullarına göre pazarlama ve lojistik bağlantılarını sağlıklı bir şekilde yürütebilmek için üretim arzını en gerçekçi şekilde bilmek zorundadır. Rekolte az da olsa, çok da olsa artan pazarlama deneyimimiz ile üzümümüz pazarlanabilmektedir. Ortak meselemiz artık tonaj tartışmaları değil kalite ve pazar istikrarı olmalıdır.
2. Üzüm, Ege Bölgesi’nde yaklaşık 100 bin üretici ailenin geçim kaynağı, Bölge Ekonomisinin de önemli bir itici gücüdür. Çekirdeksiz Kuru Üzüm üretiminin yüzde 80 ' den fazlası ihraç edildiği için rekabetçi fiyat çok önemlidir. Bu noktada fiyatları baskı altına alan açıklamalar bizzat Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı tarafından yapılmıştır. Ziraat Odası Başkanlığı, serbest piyasa kurallarını hiçe sayarak çiftçilere ellerindeki ürünü satmamalarını, emanete dökmemelerini tavsiye etmiş ve fiyatın bu yolla 7 lirayı bulacağını iddia etmiştir. Bu spekülatif iddia piyasa gerçekleriyle çürüyünce Sayın Sorman kendi kusurunu örtmek için kendince rekolte heyetini vebal altına sokmaya çalışmaktadır.
Peki; üzüm 5 TL seviyesindeyken, Manisa - Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı’nın;
“Üreticileri fiyatlar 6TL’ye ulaşıncaya kadar ürünlerini satmamaları yönünde uyardık” şeklindeki, 2013 yılının Eylül ayında basına yansıyan açıklamalarıyla, daha yüksek fiyat beklentisine sokulan ve üzümünü bu nedenle bir yıl boyunca satamayan, ödemeler dengesi bozulan üreticinin yaşadığı sıkıntının vebalini kim ödeyecektir!
Yine benzer şekilde basına yansıyan; “Üreticilerin üzümlerini depolara kaldırdığını, üreticilerin üzümlerini 6TL’ye çıktıktan sonra satmaya başlayacaklarını” belirten açıklamalara karşılık, rekolte tahmini ile gerçekleşen arasındaki farkın hesabını Ziraat Odası Başkanlığı’nın öncelikle kendisine sorması, Kurumsal tutarlılığın öncelikleri arasında olmalıdır!
Ayrıca; 2013-2014 Sezonunda, fiyat üzerinde kesinlikle etki gözetmeyen Rekolte çalışmalarından uzunca bir süre sonra; fiyatların Nisan ayı itibariyle 4 TL eşiğine, Haziran ayı itibariyle de 3 TL eşiğine gerilediği dönemde; önceki sezonlarda rekolte ve fiyat hesaplamalarında %100 başarı gösterdiklerini iddia eden Ziraat Odası Başkanlığı neden analitik bir açıklamada bulunmamıştır. Açıklamada bulunmak için yeni sezonun Rekolte Çalışmasını beklemek ve bir önceki sezonda kendilerinin rekolte çalışması yapmadığını belirtmek, sahadaki herkesin ürününü bildiğini söylemekle yetinmek, kamuoyuna rasyonel bir açıklama getirecek nitelikte değildir!
3. Üzümün değerli olması, üreticimizin kazanması hepimizin arzusudur ancak bir üründe fiyatlar rekabet edemeyecek düzeye gelirse malınızı satamazsınız. Üzümde yaşananlar, tam olarak budur. Türkiye geçen sezon, suni olarak balonlaştırılan fiyatlar yüzünden ihracatta ciddi pazar kayıplarına uğramıştır. Biz 5 TL’yi beğenmeyip mal satmazken bu rakamı olumlu bulan İran ve Amerika gibi üretici ülkeler bizim pazarımızı almıştır. Konuya alıcılar açısından baktığımızda da yüksek kalite beklentisi olmayan alıcılar yurt dışı fiyatlarına göre yüksek durumda olan Türkiye üzümü yerine diğer ihracatçı Ülkelere yönelmiştir. Sonuç olarak kalite kriteriyle koruyabildiğimiz pazarda Alıcı İhracatımız 246.000 tondan 176.000 tona gerilemiştir. Aynı kısır döngünün bu yıl da yaşatılmak istenmesi kabul edilemez. Bu bir kaybet-kaybet oyunudur.
Rekolte tahmin çalışmalarının üretici aleyhine bir sonuç çıkarma kaygısı yoktur. Aksini iddia etmek en hafif ifadesiyle insafsızlıktır ve bu yaklaşım Ziraat Odası Başkanlığı’nın deneyim düzeyi ile samimiyetine yakışmamıştır. Bu çalışmalar pek çok kurumun temsilcilerinden oluşan bir heyetle yapılmaktadır. Ticaret Borsalarından ibaret olmayan, kurumsal ve çoğunluğu konusunda uzman ziraat mühendislerinden oluşan çok katılımlı heyetin, çalışmalarda uyguladığı yöntem teoride ve sahadaki pratikte tamamen açıklanabilir ve ispatlanabilir bir sisteme dayanmaktadır. Rekolteye etken görülen sebepler, elde edilen izlenim ve tespitler ise yapılan son değerlendirme toplantılarıyla isteyen herkesin incelemesine açık bir rapor haline getirilmektedir.
4. Bu ülkenin ticaretine güven getiren Asırlık Kurumlar olan Borsalarımızı manipülasyon yapmakla itham etmek büyük bir talihsizliktir. Borsalarımız, alıcıyla satıcının buluştuğu şeffaf piyasalardır.
5. Dünyada ihracatta bir numara olduğumuz çekirdeksiz kuru üzümde fiyatların şeffaf bir şekilde oluştuğu ve tüm dünyanın referans aldığı bir Kuruma ve işbirliği yaptığı Kurumlara bu tür yakışıksız suçlamalar yöneltmek, en hafif tabiriyle sorumsuzluktur.
“Rekolte Heyetine” yıllardır bir ya da birkaç temsilci ile katılarak destek sağlamak ve bildiklerini paylaşmak yerine, yapılan tahmin çalışmasının tekniğini sormadan ve 5 yıldır tuttuğu iddia edilen kendi yöntemini açıklamadan Borsalarımızı, kendilerine ait kayıtlardan yoksun bir yalanlamanın odağına oturtmak, bir faaliyet üretmeden rekolteyi olduğundan düşük göstermek Üretici Temsilcisi olarak faydalı gibi görülse de, hamasetten çok uzak olmayan bu yaklaşım alıcı ülkelerin bu sebeple sezon başında rakip üretici ülkelere yönelmesi, dolayısıyla milli gelir kaybı ve bir sonraki seneye devreden stok riski anlamına gelmektedir. Bunun vebali büyüktür ve üretici lehine bir açıklaması yoktur.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse önümüzdeki süreçte:
Rekolte ile ilgili yersiz tartışmalar yerine bu konudaki işbirliklerini arttırma, üretim kalitesini geliştirme ve markalaşma bilincini ilerletme, arz-talep dengesini esas alan planlı üretim stratejilerini tatbik etme, kimyasal kalıntı barındırmayan ve verimliliği gözeten, çevreye duyarlı ve kaynaklarımızı koruyan üretim tekniklerine dönüşümü sağlama; üreticisiyle, tarıma dayalı işletmeleriyle, ihracatçısıyla, tarımla ilgili kurum ve kuruluşlarıyla hep birlikte odaklanmamız gereken konular olmalıdır. İlgili tüm Kurumların bu bilinçle hareket etmeleri ve daha gerçekçi kampanyalar ve uzun vadeli projeler ile gündeme gelmeye çalışmaları sektörün tüm halkaları için daha kıymetli bir seçenektir.
Kamuoyuna saygıyla sunulur.