Et ucuzlamaz besicilik ölür


Et ucuzlamaz besicilik ölür

29.01.2016 - 02:30

Olayların içinden | Güngör Uras
guras@milliyet.com.tr


Et fiyatlarını aşağıya çekmek için Et ve Süt Kurumu gene kesilmiş, donmuş et ithalatına başlıyor.

Et ve Süt Kurumu şimdilerde üretimi artırarak fiyatları aşağıya çekmeye çalışacak yerde, üretimin zarar görmesini göze alarak et ithal ederek fiyatları aşağıya çekmeye çalışıyor.

Sonuç olumsuz. Her ithalatta fiyatlar düşecek bekleyişinde besiciler hayvanları kesiyor. Hayvan kesimi artınca fiyatlar biraz düşüyor. Fakat kesilen hayvanların yerine yenileri yetişmeyince fiyatlar gene tırmanışa geçiyor. Bundan önce kaç defa oldu. Ama ithalat ile hayvan üreticilerini terbiye etme sevdası bitmedi.

15 milyon sığır, 30 milyon koyun varlığımız var. Yılda 4 milyon baş sığır kesiliyor, 900 bin ton et elde ediliyor. Yılda 5 milyon koyun kesiliyor, 100 bin ton et elde ediliyor. Son yıllarda koyun eti üretimi olduğu yerde duruyor. Sığır eti üretimi yılda 10 bin ton kadar artıyor.

Çayır ve mera kalmadı

Koyun ve sığır varlığımızın artmama nedeni, ülkede hayvanların besleneceği meraların kalmaması. Doğu Anadolu’da terör var. Batı’daki meralar kararname ile toplu konutlara tahsis edildi. 1990‘larda 24 milyar hektar, 2000’in başında 16 milyar hektar olan kullanılabilir çayır, mera alanı 9-10 milyar hektara geriledi.

Sığırlarımız yem ile besleniyor. Hazır yemin girdisi ise dolar. Dolar artınca büyükbaşların besleme maliyeti de artıyor.

Hayvancılıkta öne çıkan ülkelerde beslenmede mera payı yüzde 50. Tarım kaynaklı kaba yem payı yüzde 25. Bu nedenle o ülkelerde büyükbaş fiyatı ucuz.

Biz ise çayır ve mera olmadan hazır yeme dayalı olarak hayvancılık yapmaya çalışıyoruz. Yıllık 60 milyon ton dolayındaki kaba yem tüketiminde çayır ve meranın payı 12 milyon ton dolayında. Kaba yemin sadece yüzde 20’si, toplam yemin sadece yüzde 10’u çayır ve meradan karşılanıyor. Çayır ve meraya çıkamayan büyükbaş hayvanlar kapalı alanlarda kaba yem ve karma yem yiyor.

Kaba yem üretimimiz de talebi karşılayamıyor. Karma yem veya fabrika yemi en az yüzde 50 ithal girdiyle üretiliyor. Beş yıl önce besiciler 1 kg et satarak 32 kg besi yemi alabiliyordu. Şimdilerde 1 kg et karşılığı 18-20 kg besi yemi alabiliyorlar. Yem fiyatları et fiyatlarından çok daha hızlı arttı. Dolara bağlı olarak büyükbaşların beslenme maliyetleri yükselince, et fiyatı da artıyor.

Yem fiyatları pahalı

Yemde KDV yüzde 8’den yüzde 1’e düşürüldü ama, yılbaşından bu yana yem fiyatları devamlı arttı. Artıyor.

Tarım ekonomisinde olan biteni en iyi izleyenlerden Ali Ekber Yıldırım diyor ki, “Hayvan yeminin ana girdilerinden kepek KDV dahil 475 TL’ya satılıyordu, şimdilerde indirimli KDV ile 520 TL oldu.

Pamuk küspesinin tonu aynı dönemde 815 liradan 881 liraya, arpanın tonu 685 liradan 725 liraya, mısırın fiyatı 650 liradan 700 liraya, ayçiçeği küspesinin tonu 635 liradan 675 liraya yükseldi.

Şap hastalığının da etkisi ile hayvan sevkiyatı durdu. Doğu’da hayvan varlığı azaldı. Yapılan her ithalat göçü hızlandırıyor. Üretim yapan insanlar göç edince tüketici konumuna geçiyor. İthalat devam ederse 1-2 yıla kadar Doğu’da hayvan besleyerek geçimini temin eden kimse kalmaz.”

Görülüyor ki, “Aç kapıları, getir ithal eti... Bak et fiyatları nasıl ucuzluyor... Enflasyon nasıl düşüyor” şeklinde kolay çözümler yok. Esas olan üretimin artması. Üretici, ikide bir ithalat kapısının açılmasının rüzgârında üretimi artıramıyor. Mera kalmadı. Doğu’da hayvan beslenemiyor.

Fabrika yeminde ithalat girdisi büyük. Dolar fiyatı arttıkça yem fiyatı artıyor. Besici, ya hayvanlarının tamamını kesime yollayarak besicilikten vazgeçecek, ya da maliyeti arttıkça et fiyatını artıracak. Tek çözüm, besicilerin yem yükünü azaltacak ekonomi politikalarının uygulanması.


http://www.milliyet.com.tr/et-ucuzlamaz-besicilik-olur/ekonomi/ydetay/2185967/default.htm
 
  • Beğen
Tepkiler: poyraz51
Uruguay'dan Sivas'a ithal besilik dana

29.01.2016

SİVAS’ta faaliyet gösteren kırmızı et üreticisi Rüstem Altınküpe, et fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle Uruguay’dan 300 besilik dana ithal etti.

Uruguay'dan Sivas'a ithal besilik dana

Türkiye’de kırmızı et fiyatlarında artış yaşanması nedeniyle geçtiğimiz günlerde hayvan ithalatına izin verildi. Bununla birlikte Sivas’taki bir kırmızı et üreticisi, Sivas Kırmızı Et Üreticileri Birliği’nin öncülüğünde 300 besilik dana ithal etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Sivas Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Çetin Yıldırım, ithalat hakkında bilgi vererek şunları söyledi:

"Üyemiz olan Rüstem Altınküpe için 300 tane Angus, Hereford ve Simental karması olan 8-12 aylık dana ithalatı yaptık. Bu hayvanlar 6-7 ay sonra kesime girecek. Et fiyatlarını dengede tutabilmek için, yerli hayvan tedariğinde problem olduğu için ve fiyatlar standart olmadığı için birliğimiz tarafından her ay 14 bin hayvan ithalatı yapılıyor. Bu partide bizler 5 dolar liman teslimi fiyatıyla 300 tane hayvan getirdik. İsteyen üyelerimize yüzde 30’u peşin, yüzde 70’i de limanda teslim olmak üzere her ay gelen gemiden besi danası vereceğiz."

"CANLI KİLO 16 LİRAYA MAL OLUYOR"

Uruguay’dan getirilen kırmızı etin daha ucuza mal olduğunu belirten Yıldırım, "Normalde canlı kilo olarak 16 liraya mal oluyor. Şu anda Türkiye’deki piyasa fiyatları 17-18 lira. Bir de bunlar etçil ırk. Yani et verimleri daha yüksek. Günlük 1 kilo 700 gram, 1 kilo 800 gram gibi canlı ağırlık artışları oluyor bu hayvanların. Piyasayı düşürme anlamında değil de en azından sabit kalır. 300 hayvanın Sivas piyasasına fazla etkisi olmaz ama diğer üyelerimizde talep ettiği zaman fiyatlar standart bir fiyata oturabilir" dedi.
 
Bu haberdeki nedenlerin çoğu hikaye, asıl neden bunların olmadığı apaçık ortada
Sorun mera alanlarının yok olması değildir. Eğer dün yayınlanan 2015 nüfus rakamlarına bakılırsa asıl sorunun kaynağı daha net anlaşılır.
Ülke nüfusunun %92'si İl ve ilçelerde yaşıyor. Ancak %8'i kırsal alanda yaşıyor. İç Anadolu bölgesinde meralar olduğu gibi duruyor. En ufak bir azalma yok ama hayvan sayısında %80-85 azalma var. Buda insanların şehirde yaşama hevesinden kaynaklanıyor

Arpanın Tonu 725 TL deniliyor, çok merak ettim bu arpa fiyatları nerede? Malum bu sene 580 TL'den zor satıldı
 
Son düzenleme:
Bu haberdeki nedenlerin çoğu hikaye, asıl neden bunların olmadığı apaçık ortada
Sorun mera alanlarının yok olması değildir. Eğer dün yayınlanan 2015 nüfus rakamlarına bakılırsa asıl sorunun kaynağı daha net anlaşılır.
Ülke nüfusunun %92'si İl ve ilçelerde yaşıyor. Ancak %8'i kırsal alanda yaşıyor. İç Anadolu bölgesinde meralar olduğu gibi duruyor. En ufak bir azalma yok ama hayvan sayısında %80-85 azalma var. Buda insanların şehirde yaşama hevesinden kaynaklanıyor

Arpanın Tonu 725 TL deniliyor, çok merak ettim bu arpa fiyatları nerede? Malum bu sene 580 TL'den zor satıldı

Bu insanlar neden kırsaldan şehirlere göç ediyorlar? Daha iyi bir yaşam için.. tarım ve hayvancılıktan yeterli gelir elde edemediği için.. adam bokla çamurla uğraşarak sadece yaşamaya devam edebiliyor tatmin edecek bi para kazanamıyor. Haklı olarak ta şehir cazip gelebiliyor. Çayır meralarımız ve tarım yapıkabilen arazilerimiz giderek küçülüyor, yok oluyor. Bu şekilde besleme ile hayvancının girdi maliyeti çok yükseliyor. ( tarih hatırlamıyorum ama tarım bakanı açıklamıştı: 1 kg dana etinin üretim maliyeti 23,5 tl) yem fiyatı çok yüksek ve sürekli yükseliyor. Et fiyatlarının düşmesi üreticinin bitmesi demek. İthalat yerine üretimin desteklenmesi, girdi fiyatlarının kontrol altına alınması gerekli. Bu şekilde ithalat devam ederse sorun daha da büyüyecek. Hatta mecburi ithalata yönelmemiz olası. Yem firması bazen ithal ediyor çünkü daha ucuz. Ee bunun sebebi mısur üreten çiftçimizin yüksek kar marjıyla satması mı? Çiftöi de mısır yetiştirerek para kazanamıyor çünkü maliyet çok yüksek. Tohum ithal, nazot çok pahalı gübre pahalı...
 
  • Beğen
Tepkiler: sürücü
Bu insanlar neden kırsaldan şehirlere göç ediyorlar? Daha iyi bir yaşam için.. tarım ve hayvancılıktan yeterli gelir elde edemediği için.. adam bokla çamurla uğraşarak sadece yaşamaya devam edebiliyor tatmin edecek bi para kazanamıyor. Haklı olarak ta şehir cazip gelebiliyor. Çayır meralarımız ve tarım yapıkabilen arazilerimiz giderek küçülüyor, yok oluyor. Bu şekilde besleme ile hayvancının girdi maliyeti çok yükseliyor. ( tarih hatırlamıyorum ama tarım bakanı açıklamıştı: 1 kg dana etinin üretim maliyeti 23,5 tl) yem fiyatı çok yüksek ve sürekli yükseliyor. Et fiyatlarının düşmesi üreticinin bitmesi demek. İthalat yerine üretimin desteklenmesi, girdi fiyatlarının kontrol altına alınması gerekli. Bu şekilde ithalat devam ederse sorun daha da büyüyecek. Hatta mecburi ithalata yönelmemiz olası. Yem firması bazen ithal ediyor çünkü daha ucuz. Ee bunun sebebi mısur üreten çiftçimizin yüksek kar marjıyla satması mı? Çiftöi de mısır yetiştirerek para kazanamıyor çünkü maliyet çok yüksek. Tohum ithal, nazot çok pahalı gübre pahalı...

İç anadoluda mera alanlarının azaldığını çanakkaleden daha mı iyi gözüküyor?
 
Bu insanlar neden kırsaldan şehirlere göç ediyorlar? Daha iyi bir yaşam için.. tarım ve hayvancılıktan yeterli gelir elde edemediği için.. adam bokla çamurla uğraşarak sadece yaşamaya devam edebiliyor tatmin edecek bi para kazanamıyor. Haklı olarak ta şehir cazip gelebiliyor. Çayır meralarımız ve tarım yapıkabilen arazilerimiz giderek küçülüyor, yok oluyor. Bu şekilde besleme ile hayvancının girdi maliyeti çok yükseliyor. ( tarih hatırlamıyorum ama tarım bakanı açıklamıştı: 1 kg dana etinin üretim maliyeti 23,5 tl) yem fiyatı çok yüksek ve sürekli yükseliyor. Et fiyatlarının düşmesi üreticinin bitmesi demek. İthalat yerine üretimin desteklenmesi, girdi fiyatlarının kontrol altına alınması gerekli. Bu şekilde ithalat devam ederse sorun daha da büyüyecek. Hatta mecburi ithalata yönelmemiz olası. Yem firması bazen ithal ediyor çünkü daha ucuz. Ee bunun sebebi mısur üreten çiftçimizin yüksek kar marjıyla satması mı? Çiftöi de mısır yetiştirerek para kazanamıyor çünkü maliyet çok yüksek. Tohum ithal, nazot çok pahalı gübre pahalı...

Köyde tarım ve hayvancılığı birlikte yaptığı halde geçinemeyen insan şehirde sürünür, acından ölür. Şehirde çalışana 1300 lira veriyorlar ama adımın anasından emdiği sütü burnundan geri getiriyorlar. Ben şehirde fabrikada yada bir işletmede çalışan kişinin, fabrikada çalıştığının 1/3'ünü köyde kendi işinde çalışsa şehirde kazandığının 3 katını kazanacağına inanıyorum.
 

Bazı arkadaşlar nedense sorunun gerçek nedenleriyle değilde işin bahane tarafıyla uğraşıyorlar. Sonrada sorunlar neden sürekli devam ediyor diye dert yanıyorlar
Eğer bir genç okuyup iyi bir meslek sahibi oluyorsa tabiki şehire gitsin orada çalışsın buna kimse ihtiraz etmez. Ama okumadıkları vede meslek sahibi olmadıkları halde sırf şehirde yaşıyor dedirtmek için bir çoğu şehire gidiyor.
Benim çevremde bu tarzda yüzlerce insan var, ya inşaat'de amelelik yapıyorlar yada asgari ücretin altında bir rakama çalışmak zorunda kalıyorlar. Köyde daha iyi şartlarda geçinebilecek şartlara sahip olmasına rağmen, köyde kalmak istemiyorlar. Aslında çoğu insan söyleyemiyor ama aslında asıl neden belki bazılarınıza tuhaf gelecek ama bunun en önemli nedeni "Kız anneleri"nden kaynaklanıyor.
Bu yazıyı yazmadan 10 dk önce ilçe tarımın yayınladığı destekleme listesine baktım, listede yer alan insanların %80 ni köyde yaşamıyor, tarlasınıda ekmiyor ama buna rağmen destekleme alıyorlar
Buda gösteriyorki
1- Şehirdeki kazançlar yetmiyor
2- Asıl tarlayı ekenlerin neden para kazanmadığı daha net ortaya çıkıyor
3- yazınca bazı arkadaşlarımızın zoruna gidiyor ama milletçe dürüst değiliz
 
iç anadoludaki mera varlığı, ucuz maliyetli hayvancılık yapmak için yeterli midir? konya ve civarı ülkemizin en az yağış alan bölgesi diye biliyorum, meradan kasıt, kaliteli mera olmalı herhalde...

Bundan 20-30 sene önce bizim köyde 30-35 bin küçük baş hayvan vardı. Bugün bu oran 5-6 bin civarındadır. Bizim bölge Küçük baş hayvan yetiştiriliği için çok ideal bir yer. 20 Mart itibari ile meraya çıkmaya başlarlar iklimin durumuna göre Aralık- ocak ayına kadar merada kalırlar. Ortalama 8-9 ay merada kalır
Bizim arazilerin %70-80'i sulamaya müsait, bazı yerlerde sulama bedava ama bizim arazilerde sulama oranı %1 bile değil
2014 yılında yağış miktarı az olduğundan buğday ekili tarlamı sulayınca, buğday sulanır mı diye akıllarınca dalga geçiyorlardı. Hele hele birisinin bir lafı varki evlere şenlikti, bizim burada ekili buğdaylar sulamaya alışkın olmadığı için sulama yapılsa dahi bir faydası olmaz diyordu. Ama ben bir kere sulamama rağmen o sene o bölgedeki alınan verimlerden %50 daha fazla verim aldım
 
  • Beğen
Tepkiler: sürücü
En ucuz maliyet meracılık ama ona göre hayvan ve ona göre mera , bize hayvan satan ve kırmızı et satan ülkeler ona göre iklim ona göre hayvan ırkları var , diğer bizdeki fenni sisteme gelirsek bizim kendi hatalarımızın başında yanlış bakım buzağı ölümleri , uygun ırk seçimi hala hosteine et ırkı tohum yasak neden yasak bilmiyorum birde fenni sistemde yem sorunu neden hala soya ve mısırın büyük bir kısmını ithal ediyoruz ben neden soya ekmiyorum hem tarlaya azot hem hayvanlara protein soya , çok eksiklerimiz var.
 
2013 yılında yaklaşık olarak 1 ay içinde 300-350 kuzu ölümü olmasına rağmen ilçe tarım müdürlüğünden bir veteriner gelipte ne oluyor diye sormadı. Bu durumdan dolayı ilçe tarım müdürlüğünü başbakanlığa şikayet ettiğimde, verilen cevap belirtilen tarihlerde köyü karantinaya aldık diye başbakanlığa cevap yazmışlar. Bırakın köyü karantinaya almalarını, köye dahi adım atmadılar
Bu ülkede bazı şeylerin değişmesi için mutlaka ama mutlaka 657 yasanın değişmesi gerekiyor. Veterinerler ahıra, ziraat mühendisleri tarlaya girmeden rahatça maaş alıyorlar
 
2013 yılında yaklaşık olarak 1 ay içinde 300-350 kuzu ölümü olmasına rağmen ilçe tarım müdürlüğünden bir veteriner gelipte ne oluyor diye sormadı. Bu durumdan dolayı ilçe tarım müdürlüğünü başbakanlığa şikayet ettiğimde, verilen cevap belirtilen tarihlerde köyü karantinaya aldık diye başbakanlığa cevap yazmışlar. Bırakın köyü karantinaya almalarını, köye dahi adım atmadılar
Bu ülkede bazı şeylerin değişmesi için mutlaka ama mutlaka 657 yasanın değişmesi gerekiyor. Veterinerler ahıra, ziraat mühendisleri tarlaya girmeden rahatça maaş alıyorlar
Oda birsey mi burada verem patladı kimse ben gördüm duydum demedi. Halbuki büyük olaydı
 
  • Beğen
Tepkiler: sürücü
köyler mahalle oldu bilmem haberiniz varmı polatlıya bağlı tüm köyler mahalle olarak geçiyor şu anda... ve birgün zabıta ekipleri köye geldiler dışarıya hayvan gübresi dökmek yasak dediler bilmem şu tarihe kadar temizlemeniz ve birdaha dökmememiz gerektiğini söylediler... aksi takdirde cezai işlem uygulanacağını bildirdiler.... ben sadece güldüm :D bu baskılar sonucu zaten dar boğazda birçok aile hayvan beslemedi ve çocukları asgari ücrete işe girdiler... ozamanki zabıta memuruna böle devam edin bakalım bu eti kaç liraya sofranıza alacaksınız göreceğim dedim ozaman etin kilosu 16 liraydı.... başbakanlık iletişim ( BİMER) sitesine ŞİKAYET istek dilekçesi doldurdum... madem mahalle olduk madem toplu yerleşim yerinde hayvan beslemek yasak diyonuz ozaman yer gösterin, bu işi yapan köydeki kişilere meralardan belli bir yer tahsis edin belli bir ücret karşılığında oralara cıkaralımişletmemizi dedim.... gelen cevap o bölgede imar yapılanması devam etmekte meralar sadece hayvanların otlaması için bulunan yerlerdir diye cevap geldi.... ee biz ne yapalım şimdi kardeşim göğemi cıkalım yoksa kapıya kilit vurup bizde 1300 liraya kapitalist düzene köle mi olalım vallahi şaşırdım bizim ülkede çiftçilik yapmak kadar zor zanaat bi iş yok....
 
  • Beğen
Tepkiler: entelmaganda

bakan çıkmış hala diyor ki üreticiyi üzecek spekülatif yükselmeler olursa 50000 ton daha et ithal ederiz diyor
ithal et yapınca asıl üzülen üretici birde çıkıp üreticiden yana tavır sergiliyor gibi davranıyorlar
et ithal sözü bile piyasaları 1 tl geri çekti bukadar oynak bir piyasa olamaz borsa oynuyoruz sanki
 
  • Beğen
Tepkiler: sürücü
Ben bu hafta köye yerleştim ve şuan maaşlı bir işe başladım. Amacım yazın büyükbaş besi işine girmekti. Arpa ve bugday ektim, ota biçeceğim bugdayımda var, köye 12 km yağ fabrikası var, ordanda ayçiçeği küspesini alırım, ihtiyacımdan çok daha fazla samanimda var. 20 tane kadar buzağı alayım diyorumda, inanın korkuyorum bu işten. Piyasa oynak, simental buzağı olmuş 2800-3000. Birtanesi hastalansa kaybetsek halimiz ne olur. Köy merası var kocaman ama gelin görün ki merada ot yok ot(trakya buluşmasına gelenler görebilir, irtemin fabrikasına 8 dk). Heryer çatak olmuş, bakım yok. Köyde mahalle oldu, hayvancılığa izin verirlermi onuda bilmem. Lafın kısası dertsiz başına dert alma, git fabrikaya çalış diyorum kendime. Bu sistem, bu politika, bu düzen bir şekilde bizi köleliğe mecbur ediyor.
 

Benzer Konular