dünyada et-süt üretimi-tüketimi



dünyada, ülkeler ne kadar et-süt üretiyor-tüketiyor...
hangi ülkeler, hangi hayvanlardan ne kadar et süt üretiyor...
son 50 yılda, et-süt üretiminde ne kadar artış oldu...

türkiyede et süt üretimi-tüketimi ne kadar...
dünyada/başka ülkelerde, türkiyede yıllık kişi başına hesaplanan et süt tüketimi ne kadar...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ismail_17
Web sitesini inceledim. Oradan benzer sitelere de baktım. Yem i ete dönüşüm oranları ve yılda alınan yavru oranlarına bakıldığında 1. sırada domuz, 2. sırada kümes hayvanları var. Kısaca dünyada domuz en önemli besi hayvanı olmuş. Domuz yem seçmeden yediği yemi en iyi ete dönüştüren ve 1 yılda verdiği yavru oranı ile açık ara önde.

Türkiye'de kümes hayvancılığı gelişmiş diye biliyoruz ama baktığımızda Çin, ABD, Rusya gibi ülkelere kıyasla hem az üretiyoruz hemde az tüketiyoruz. Kısaca Türkiye olarak "ET" yiyemiyoruz. Balık konusuna hiç girmiyorum bile. Et, süt, balık tüketimi ülkemizde çok az. Gelişmiş ülkelerde bu oran çok yüksek.

Bu ülkeler et ve balık tükettikleri için mi zengin yoksa zengin oldukları için mi balık ve et çok tüketiyor.
 
Eti sütü paketlenmis yemden üretmek var
Birde doğada meradaki ottan cayirdan üretmek var
Ben hem meradan hem paketlenmiş yemden faydalanmaya çalışıyorum
Modern ciftliklerde hazır yemleme imkan ve enerjiye dayalı bizde imkan iyi toprak uygun yağış herzaman olmuyor
Mera hayvanciligida artik yeni nesil için zor görünüyor
Kim yatar dağın başında çoluk çocuk
Çocuk okutacak 1600 tl bağkur pirimi ödeyecek
Ben 52 yaşındayim benim yaşadığım kasabada yeni nesil çiftçi hayvanci bir elin parmakları kadar az
Benden sonrakiler gider askari ücretle çalışır hanımda çalışır tarim hayvancılık yapmayız diyorlar
Tarimı hayvancılığı yönetenler çok iyi görmeli bazı şeyleri
Kıtlık kuraklık Allah tan yapacak birşey yok ama
Bu gün yapılan ihmaller hatalar yarın çıkacak
Dün yapılan ihmal ve hatanın sonucunu bu gün yaşıyoruz
Tarım hayvancılık uzun soluklu iştir istikrar ister
Bilmiyorum belkide bolluk hatadır bu dünyanın çevre şartlari bu kadar bolluğa yetmeyecek
Eti daha az isiracagiz yerken peyniride az isiracagiz
 
İsmail Bey "Eti daha az isiracağız yerken peyniri de az isiracagiz" demişsiniz ama Türkiye de bir çok aile et ve peynir yeterince tüketemiyor. Yetersiz besleniyoruz. Biz yemek yemiyoruz. Biz aç kalmamaya çalışıyoruz. Türkiye'ye yemek kültürü yok. Sosyal hayat yok. Kültür, sanat etkinliği yok. Ot gibi hayvan gibi yaşıyoruz. Çalışıyoruz çalışıyoruz , karnımızı doyuracak kadar yemek yiyoruz ve yatıyoruz. Ülkenin yarısından fazlasının aktivitesi yok. Kaçımız oğlumuzu alıp bir balık tutmaya gittik. Kaçımız kızımızı alıp onunla çocuklar gibi oynadık. Kaçımız eşimizi alıp bir sinemaya, tiyatroya gittik.

Misal; Japonya'yı ele alalım. Bizden daha mı büyük tarım alanları var. Bizden daha mı çok petrolü, madeni var. Bizden daha mı çok hayvancılığı var. Ya da bizden daha mı genç nüfusu var. Bizden daha mı çok çalışıyorlar. Hiç bir değil. Ama bizden 20 kat daha fazla gelirleri var. Bizden kat ve kat fazla insani şekilde yaşıyor ve besleniyorlar.

Sizce sorun nerede ?
 
İsmail Bey "Eti daha az isiracağız yerken peyniri de az isiracagiz" demişsiniz ama Türkiye de bir çok aile et ve peynir yeterince tüketemiyor. Yetersiz besleniyoruz. Biz yemek yemiyoruz. Biz aç kalmamaya çalışıyoruz. Türkiye'ye yemek kültürü yok. Sosyal hayat yok. Kültür, sanat etkinliği yok. Ot gibi hayvan gibi yaşıyoruz. Çalışıyoruz çalışıyoruz , karnımızı doyuracak kadar yemek yiyoruz ve yatıyoruz. Ülkenin yarısından fazlasının aktivitesi yok. Kaçımız oğlumuzu alıp bir balık tutmaya gittik. Kaçımız kızımızı alıp onunla çocuklar gibi oynadık. Kaçımız eşimizi alıp bir sinemaya, tiyatroya gittik.

Misal; Japonya'yı ele alalım. Bizden daha mı büyük tarım alanları var. Bizden daha mı çok petrolü, madeni var. Bizden daha mı çok hayvancılığı var. Ya da bizden daha mı genç nüfusu var. Bizden daha mı çok çalışıyorlar. Hiç bir değil. Ama bizden 20 kat daha fazla gelirleri var. Bizden kat ve kat fazla insani şekilde yaşıyor ve besleniyorlar.

Sizce sorun nerede ?
Sorunu ben şöyle görüyorum
Tarım alanı var 300 kg ürün veriyor tarim alanı var 900 kg ürün veriyor hububat yada ot
Bazi ülkeler pirinç tüketiyor iklimi gereği bazıları buğday
Bizde ikiside üretilebiliyor
Bize bizim toprağımızı iklimimizi daha iyi degerlendirecek bilgi ve tecrübe lazim
Bazı ülkelerde obezite sorunu var bazi ülkelerde açlık
 
  • Beğen
Tepkiler: keltaşlı
büyüyen hayvanların protein ihtiyacı çok, gelişimini tamamalamış/büyümüş/ergin hayvanların protein ihtiyacı az...
benzer, sekilde, çocukların protein ihtiyacı (et, süt-peynir, yumurta, baklagiller-nohut, fasülye, mercimek, bezelye) çok,
enerji ihtiyacı az...

çocukların-gençlerin ve yaşlı insanların, yedikleri proteinlerden faydalanmaları için proteini sindirmeleri (proteini amino asitlere parçalamaları) gerekir...
bunun için, sindirim kanalına salınan (mideden, barsaktan, pankreas bezinden), yapısı protein olan, enzim denen proteinlere ihtiyaç var...
bu enzimlerin devamlı (her gün) sindirim sistemine salınması gerekir...vücut bu işi kendisi yapar...böyle yaratılmış
bu durumda, her insanın, hergün belli miktarda protein (et, süt, yumurta, balık yanında kuru fasülye,nohut, mercimek) tüketmesi gerekir...
insanlar enerji ihtiyacını nişastadan-yağdan karşılar...
insanları, proteinli yiyecekler yanında, nişastalı yiyecekleri (pirinç-bulgur, patates vb) yemeleri gerekir...
vitamin, mineral, selüloz ihtiyacını (sindirim sisteminde-barsaklardaki faydalı mikroplar için) karşılamak için sebze-meyve yemeleri gerekir..

insanlar, bu şekilde beslenirse, sağlıklı yaşarlar....
hayat için, yaşamak için,
demek ki, üretmekten ve tüketmekten başka çare yok...

bunun için, pilan yapmak ve destek/teşvik şart...

zengin/kalkınmış ülkeler bunu başarmış...

ziraat ve hayvancılık, yaşamanın/hayatın temeli...
 
Son düzenleme:
İsmail Bey "Eti daha az isiracağız yerken peyniri de az isiracagiz" demişsiniz ama Türkiye de bir çok aile et ve peynir yeterince tüketemiyor. Yetersiz besleniyoruz. Biz yemek yemiyoruz. Biz aç kalmamaya çalışıyoruz. Türkiye'ye yemek kültürü yok. Sosyal hayat yok. Kültür, sanat etkinliği yok. Ot gibi hayvan gibi yaşıyoruz. Çalışıyoruz çalışıyoruz , karnımızı doyuracak kadar yemek yiyoruz ve yatıyoruz. Ülkenin yarısından fazlasının aktivitesi yok. Kaçımız oğlumuzu alıp bir balık tutmaya gittik. Kaçımız kızımızı alıp onunla çocuklar gibi oynadık. Kaçımız eşimizi alıp bir sinemaya, tiyatroya gittik.

Misal; Japonya'yı ele alalım. Bizden daha mı büyük tarım alanları var. Bizden daha mı çok petrolü, madeni var. Bizden daha mı çok hayvancılığı var. Ya da bizden daha mı genç nüfusu var. Bizden daha mı çok çalışıyorlar. Hiç bir değil. Ama bizden 20 kat daha fazla gelirleri var. Bizden kat ve kat fazla insani şekilde yaşıyor ve besleniyorlar.

Sizce sorun nerede ?
çare, eğitimde, çalışmakta, ahlaklı - dürüst olmakta...
sanırım onlar, bunu başarmış...

bunu, bir süre sonra biz de başaracağız...
 
  • Beğen
Tepkiler: Stronger

Behçet hocam
Bize bizim imkanimiza uygun beslenme şekli lazim
Falan ülke şunu şu kadar tüketiyormuş filan ülke bunu bu kadar tüketiyormuş
Bizim santral inşaatına Çinliler geldi kaldi burada süt ürünü tuketmiyorlarmis allerji yapıyormuş diye söylediler onların mutfağını ayri tuttular
Bizde onların yediğini yiyemeyiz zaten
Insan oğlu yaradılışı öyle değilimdir zaten fıtratı kendi bölgesinin ürünlerine uygun beslenir
Bize bizim toprağımızı iklimimizi en iyi değerlendirecek bilgi tecrübe lazim
Koyun yerinde koyun urermeliyiz
Koyun yerinde inek yapmaya çalışıyorsak bazı şeyler zor
Başkasının doğrusu bize yanlış olabiliyor
Bize bizim doğrumuz lazim
 
Behçet hocam
Bize bizim imkanimiza uygun beslenme şekli lazim
Falan ülke şunu şu kadar tüketiyormuş filan ülke bunu bu kadar tüketiyormuş
Bizim santral inşaatına Çinliler geldi kaldi burada süt ürünü tuketmiyorlarmis allerji yapıyormuş diye söylediler onların mutfağını ayri tuttular
Bizde onların yediğini yiyemeyiz zaten
Insan oğlu yaradılışı öyle değilimdir zaten fıtratı kendi bölgesinin ürünlerine uygun beslenir
Bize bizim toprağımızı iklimimizi en iyi değerlendirecek bilgi tecrübe lazim
Koyun yerinde koyun urermeliyiz
Koyun yerinde inek yapmaya çalışıyorsak bazı şeyler zor
Başkasının doğrusu bize yanlış olabiliyor
Bize bizim doğrumuz lazim
ismail bey,
doğru söylersin...
kurak bölgelerde, sulama imkanı olmayan, meraların zayıf olduğu yerlerde koyun keçi yetiştiriciliği...
sulama imkanı olan yerlerde, sığırcılık (et-süt hayvancılığı) yanın da yemlemeye dayalı (entansif) koyun keçi yetiştiriciliği yapılmalı...

yemlemeye dayalı hayvancılık, pahalı, makina - ekipman ihtiyacı var, emek çok...
buna karşılık üretilen ürün (et, süt) çok...verim daha iyi...

bunun için kaliteli yem bitkilerinden, balya otlar (arpa-buğday-yulaf-trikale, yonca vb) ile bunların silajları, mısır silajı üretimi yapılmalı...
yemlemede, ithalata dayalı (fabrika yemlerine dayanan) yemlemeyi değiştirmek gerek...
ürün bir miktar az olabilir, verim azalabilir...
ancak, işletmelerin karı ve devamlılığı bakımından bu gerekli....
örnek..yeni zelanda da, avustralya da süt hayvancılığı meraya dayalı yemleme ile yapılır... ortalama süt verimi 25 litre

samana dayalı, süt hayvancılığı zor...sıkıntılı
süt hayvancılığını iyi kaliteli kaba yemlerle yapmak (tahıl otları, yonca-burçak, mısır silajı vb) gerekir...
etırkı hayvanlar samana dayalı (yonca-saman-mısır silajı) yemlenebilir...

türkiyede, verim 30-35 litrede (büyük çiftliklerde) ancak, yemleme ithal kepek-küspeye dayalı....pahalı yemleme var

yonca üretimini, tahıl otu üretimini, silajlık mısır üretimini artırmak şart...
hayvan ithalatını durdurup,...hayvanlarımızdan damızlık hayvan elde edilmeli...
bunu, ögrenmek ve öğretmek sorumluluk alan kişilerin görevi....
çiftçinin eğitilmesi gerekir, yaptığı işi bilerek yapması gerekir...

ayrıca, ürün fiyatının (üreticiden alınan fiyat, tüketiciye satılan fiyat değil) ve yem fiyatının, damızlık hayvan fiyatının makul seviyelerde olması,
bu işin yapılmasında temel şart...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ismail_17
Yeni zelandadaki meralar otlar bizim bozkır ülkemizde öyle meralar yokki, yani bişeyi beklerken mantıklı beklemek lazımdır.

En geç Haziranın 15 inde bozkırda otlar bir kurur her yer sapsarı küçükbaş tozun içinde kalır toz yutar ciğerleri mahvolur.

Yeni zelanda yağışı yer yılın 12 ayı koyunlar boyunda ot var koyunlar sürüler kaybolur içinde neredeyse, uçsuz bucaksız meralar.
 
45 günde yetişen tavuğu kim yiyor yada yemek isteyen kaç kişi var misal?

ABD nin 1955 yılında yasakladığı ilaçların bu ülkede satışının yapıldığı zamanlar oldu kanatlıda, hala devam ediyormu bilmiyorum

Meselenin özünde üretim var ama üretenin kazancında gözü var milletin, hatta şimdilerde girdi sektörlerininde gözü var dersek doğru olur, birinci olumsuzluk bu.

Üretimde aksaklıklara açık bir toplum yapısı var ikinci olumsuzluk bu.

Tüketicininde bilinçli olmamasından mütevellit, genel üretimde standardizasyonsuzlukla üretim tüketim belirli noktadan öteye geçemiyor portakal orda kal oluyor,

Hep aynı kısır döngü devirdaim ediyor, yeni üretime geçen bir süre sonra piyasaya ayak uyduruyor dejenerasyon sözkonus, istisnalar hariç tabikide..

Büyükbaş yada küçükbaş ne şekilde olursa olsun sektör dışından hayvancılığa anlamadan bilmeden sermayem var diye giren yeni yatırımcılarda aslında çok azı üretimi layıkı ile yapmanın peşinde, çoğunluk sade kazanç peşinde, bu yüzden umduğunu bulamayan çok oluyor.

Kökten işi yapagelenlerin işi geliştirmeside kendini geliştirmeside zor, sermaye yetersizlikten ya zora düşüyor yada büyüdüğünde işi yapabilecek potansiyeli yok destek alamıyor bu konuda, bir süre sonra yerine yapan yeni nesilde gelmeyince işi büyütemiyor.

Bunların hepsinin çözümü yok, ama öncelikle kar marjının üreticide düşmemesi gerekir, buda yüksek enflasyon ve devalüasyon sarmalı ile büyüme hastalığı peşindeki ülkemizde olacak şey değil, büyümeyide istikrar içinde yapamayacağından orta uzun vadede hiç beklenti içine girilmeyecek sektör hayvancılıktır bana göre.

Son pişmanlık fayda etmez, hayvancılığı sevmek üreticilik yapmak yada bu işi yaparım hayali kurmak yüzde 90 hüsran olacaktır, yüzde10 için sermaye yeterli bu işe yatırım yapmış vede pazarı hedeflemiş bu işi bizzat yapan disiplinli olanları hariç tutmak lazım, onlar istisna olurlar ama toplam üretimde istisnalar kaideyi bozmaz, ülke geneli tüketimi değiştirecek olanlar istisnalar değildir, olamazda, kaldıki istisnalara sorarsanız bu işi yapamıyorum demeyecektir zaten, tıpkı bugünlerde olduğu gibi sadece ürün fiyatlarına satış baskısı uygulanmasından şikayet edeceklerdir, adam işi layıkıyla yapacak ama piyasaya ezdirilecek, bu nerede görülmüş şeydirki zaten? Sorsanız bir daha sıfırdan aynı şekilde para gömer gece gündüz uğraşır yapar bu noktaya gelmek istermiydiniz diye? 40 kere düşünse 1 kere yapmaz noktasındadır vesselam.Kim ister o kadar uğraşıdan masraftan sonra ikide birde zora girmeyi sıfır sıfır üreticilik yapmayı?

Koltukta fiyat baskılayanlara sorun bakalamı senenin 3 ayı maaş alsonraki 3 ya alma sonraki 3 ay yarım maaaş al sonraki 3 ay maaaş al, bu şekilde geliri istermi?

Üretici bu sene kazansın seneye kazanmasın sonraki sene yarım kazansın ondan sonraki sene biraz daha kazansın sonra hoop bi daha vatandaşın geliri düşük olmaz zam yapılmasın denirse bu işler kabak tadı verir gerçektende, üretim maliyeti denen bişey var.

Enflasyonda iki sebepten olur, 1- talep enflasyonu 2- maliyet enflasyonu

üretici maliyet enflasyonu yaşıyorsa ürün fiyatlanmalıdırki kar marjı düşmesin.

Ha koltukta oturanlar diyebilirki fiyatlar artınca maliyet enflasyonu enflasyon rakamını çok artırıyor, haklıdırlar ama üretimin devamlılığı için bu maliyet enflasyonu olmuşsa fiyatlara raflara yansımalıdır,

Tabi yanlış kararalar alan yönetimlere kimse bişey demiyor, illaki harcamalardan kısmadan büyümeye gitmek istiyorlar, ama esas çözüm zor zamanda önceliği olmayan harcamalardan kısmak ve paranın değerini korumaktır, dikkat edersiniz bunu kimse konuşmadı ve direk maliyet enflasyonu fiyatlara yansımasın diyerek market ve raf fiyatlarına baskılama politikası yapıldı.Hemde aklınıza gelen her kurumdan bu baskı yapılmya çalışıldı.

Yahu zabıtanın görevimi marketlerde gıda fiyatı denetlemek, bunuda gördük, o zaman bizden daha bişey olmaz vesselam.

Üreteme ama fiyatı düşük tut, bunu başaracak dünya üzerinde bir zengin devlet yok, olamazda, üretimin bir maliyeti vardır, her işinde bir kar marjı vardır, serbest piyasanın mantığında bu marjların afaki yükselmesini piyasanın kartelleşmesini engelleyebilirsin, ama fiyat maliyet karşısında eridiyse fiyat baskıladğında üretimsizliğe çanak tutar çöküşe gidersin.
 
Yeni zelandadaki meralar otlar bizim bozkır ülkemizde öyle meralar yokki, yani bişeyi beklerken mantıklı beklemek lazımdır.

En geç Haziranın 15 inde bozkırda otlar bir kurur her yer sapsarı küçükbaş tozun içinde kalır toz yutar ciğerleri mahvolur.

Yeni zelanda yağışı yer yılın 12 ayı koyunlar boyunda ot var koyunlar sürüler kaybolur içinde neredeyse, uçsuz bucaksız meralar.
bizde de, konya-çumra ovaları, çukurova, denizli, aydın, söke ovası, amasya ovası, ceylanpınar, urfa, harran, maraş ve ülkenin geniş düzlükleri var, ayrıca, artvin, kars, ığdır, sivas, erzurum kentlerinin yaylalarında otlaklar var, kayseride, yozgatta, kırşehirde, aksarayda, karamanda, izmirde birçok yerde ekilip-biçilen geniş tarlalar var, trakyada geniş ekilir düzlükler topraklar mevcut...

bir yerde eksik kalan, başka yerlerden tedarik edilebilir...

belkide, eksiklik bilgide-finansta, pilanlamada olabilir...
yaşanan, istikrarsızlık (devalüasyon-enfilasyon) da işleri zorlaştırmakta,
(örnek, su anda (şubat, 2022 itibarıyla), ülkedeki beside mevcut sığır sayısına erişmek mümkün değil...)
hayvan mevcudu ile ilgili istatistiklerde, birkaç yıl öncesine ait...son rakamlar?
türkiyede, tarım potansiyelinin (kullanılmayan imkanların), çok büyük olduğu açık...
iyi pilanlanıp, imkanların kullanılması halinde, hayvan ihracatı yapan bir ülke haline gelmek mümkün...

enerji (elektrik-gaz) ve petrol (akaryakıt) fiyatının yüksek olması...bir başka sıkıntı
 
yaşanan, istikrarsızlık (devalüasyon-enfilasyon) da işleri zorlaştırmakta,

EN büyük yüzde 80 sebep bu işte, devalüasyon, beraberinde getirdiği enflasyon sarmalıdır.

Haaa alışmış millet yutar bunu yuttukça dahada hiç bişey olmaz,

korkunç olanda bu zaten bilmeden yediğin kazıktır esasen,

hani kazıklanınca anlamadan öylece kalırsın bişeyde yapamazsın olan olmuştur ya öyle işte.
 
Yurtdisinda mera verimleri ortalama 600-700 kg bizde 45 kg meralarimiz boş duruyo kurak yerlere sonbahardan ot ekilse kış yağişlariyla baharin biçip değerlendirilebilir bence
bu alanların, burçak-fiğ, tahıl (yulaf, tritikale) ekilmesi ile gerçekten birim alndan elde edilen ot-yem miktarı (kuru ot miktarı) önemli ölçüde artar...
kaba yem (otyem), mümkün olan her yerde üretilmeli, kullanılmalı (otlatma, balyalama, silaj yapma)...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: beyfendi01

EN büyük yüzde 80 sebep bu işte, devalüasyon, beraberinde getirdiği enflasyon sarmalıdır.

Haaa alışmış millet yutar bunu yuttukça dahada hiç bişey olmaz,

korkunç olanda bu zaten bilmeden yediğin kazıktır esasen,

hani kazıklanınca anlamadan öylece kalırsın bişeyde yapamazsın olan olmuştur ya öyle işte.
yapılan devalüasyon, enfilasyon sonunda halk fukaralaşır, fakir hale gelir...
(patlıcan 35 lira olur, domates, hıyar 25 lira olur, peynir 80 lira olur, süt 18 lira olur vb para pul olur)
bu da, bir tür hırsızlıktır, çalmadır...halk böyle soyulur...
birileri, vurgun yapar, zenginleşir...para eldeğiştirir...

önemli olan bunun yaşanmasına, fırsat vermemektir...
üretmek, makul olmak, dürüst olmak, çalmamak, başkasının hakkına el atmamaktır...
sıkınkılı dönemler (savaş, kuraklık, afet, yangın, dolu vurması, sel baskını vb), elbet, bazen yaşanır...
 
bu alanların, burçak-fiğ, tahıl (yulaf, tritikale) ekilmesi ile gerçekten birim alndan elde edilen ot-yem miktarı (kuru ot miktarı) önemli ölçüde artar...
kaba yem (otyem), mümkün olan her yerde üretilmeli, kullanılmalı (otlatma, balyalama, silaj yapma)...
Bu ekme biçme işiyle olursa maliyet denen bişey var işte, yine dönüp dolaşıp maliyetsiz bişey elde edememeye varır sonu.,

Maliyet oluşturmayan yemyeşil meraları olan yeni Zelanda nın fiyatından üretim yapamazsınız, etiniz maliyetten dolayı yüksek olur vesselam.

Bizim sorunumuz geliri olmayan halka ucuza et süt yediremeyecek olmamızdır, maliyetsiz yapamayız bunun iyice idrak edilmesi iyi bilinmesi gerekir.
 
  • Beğen
Tepkiler: ismail_17

Benzer Konular