Türkiye nin tarımsal ürün ithalatı, ihracattan daha hızlı artarak 5 milyar doları geçti.
--------------------------------------------------------------------------------
2007’de sebze meyve ve tarıma dayalı ürün ihracatı 3 milyar 724 milyon dolarken; 2008’de 4 milyar dolar sınırına kadar geldi. Buna karşılık ithalat ise 4 milyar 640 milyon dolardan 6.4 milyar dolara ulaştı. Tarımda dış ticaret açığı 916 milyon dolardan 2.5 milyar dolara çıktı. Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu, meyve-sebze ihracatı ve tarımsal ürün ihracatının birlikte 3-4 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, “Sadece tarımsal ürün ihracatı 1 milyar dolar. Biz bu rakamı 2014 yılında 5 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz. Yeter ki devlet arkamızda dursun” dedi.
3-5 dönümle olmaz
İhracatçıların 250 bin anlaşmalı çiftçiden ürün sağladığını ifade eden Gençoğlu, şunları söyledi: “Hedeflerimiz arasında bu istihdamı artırmak da var. Anlaşmalı çiftçi sayısını 5’e katlayabilir, bu yolla 5-6 milyon kişi istihdam edebiliriz. Türkiye yılda 4.5-5 milyar TL tarımsal destek veriyor; ancak bu desteklerin belki de yüzde 80’i binlerce dönüm arazisi olan toprak ağalarına gidiyor. Devlet yanlış destekleme ile ‘ekmeyene’ prim veriyor. Anlamak güç... Biz üretemediğimiz için ihlatata mahkum olduk. Türkiye ekmesin, ABD’den para mı alsın? Bu desteklerin yüzde 1’ini ihracata, rekabet gücü olan ürünlere vresinler ihracatı 5 yılda 5’e katlarız. Toprak reformu da şart. 3-5 dönümlük tarlada üretim olmaz. Tarım topraklarını bölünmeden kurtaracak, optimum işletme büyüklüğü sağlayacak düzenleme yok.”
Pazarı kaptırmayalım
Doğru politikalarla tarım ihracatının önemli noktaya ulaşacağını söyleyen Gençoğlu, şu uyarıları yapıyor: “Tarımda en az tekstil ve otomotiv kadar önemli noktaya ulaşabilecek potansiyel var. Tarımsal ürünlerde ihracat iadesi artırılmalı. Türkiye özellikle salça, kornişon salatalık ve kapya biber ürünlerinde (dondurulmuş ve konservede) dünyada çok önemli pazar elde etti. Bu pazarları rakip ülkelere kaptırmayalım. Bunun için Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kapsamındaki teşvikler önemli ölçüde artırılmalı. Yaş meyve sebzeye verilen teşvikler, katma değeri yüksek mamul ihracatına sekte vurmayacak şekilde olmalı. Makineli hasat özendirilmeli, verimliliği sağlayacak alet, ekipman alımı teşvik kapsamına alınmalı.”
İhracat yaptığımız ülkeler bizim denetimlere inanmıyor
ULUDAĞ Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği (UİB) Başkanı Dr. Salih Çalı, tarım ürünlerinde kullanılan ilaçların denetiminin yetersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi: “İhracat ürünlerinde gerekli kontroller yapılıyor. Bazı ürünlerde Türkiye kötü tecrübeler yaşadı. Üzüm örneği vereceğim. Bizzat yaşadım. Almanya’dan ünlü bir market zinciri üzüm ithal edecekti. Tarlayı beraber gezdik. Üzümleri alıp kendileri analiz ettirdi. Bağımsız bir analizci buldular. İhracat yaptığımız ülkeler denetimlerimize inanmıyor.”
--------------------------------------------------------------------------------
2007’de sebze meyve ve tarıma dayalı ürün ihracatı 3 milyar 724 milyon dolarken; 2008’de 4 milyar dolar sınırına kadar geldi. Buna karşılık ithalat ise 4 milyar 640 milyon dolardan 6.4 milyar dolara ulaştı. Tarımda dış ticaret açığı 916 milyon dolardan 2.5 milyar dolara çıktı. Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu, meyve-sebze ihracatı ve tarımsal ürün ihracatının birlikte 3-4 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, “Sadece tarımsal ürün ihracatı 1 milyar dolar. Biz bu rakamı 2014 yılında 5 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz. Yeter ki devlet arkamızda dursun” dedi.
3-5 dönümle olmaz
İhracatçıların 250 bin anlaşmalı çiftçiden ürün sağladığını ifade eden Gençoğlu, şunları söyledi: “Hedeflerimiz arasında bu istihdamı artırmak da var. Anlaşmalı çiftçi sayısını 5’e katlayabilir, bu yolla 5-6 milyon kişi istihdam edebiliriz. Türkiye yılda 4.5-5 milyar TL tarımsal destek veriyor; ancak bu desteklerin belki de yüzde 80’i binlerce dönüm arazisi olan toprak ağalarına gidiyor. Devlet yanlış destekleme ile ‘ekmeyene’ prim veriyor. Anlamak güç... Biz üretemediğimiz için ihlatata mahkum olduk. Türkiye ekmesin, ABD’den para mı alsın? Bu desteklerin yüzde 1’ini ihracata, rekabet gücü olan ürünlere vresinler ihracatı 5 yılda 5’e katlarız. Toprak reformu da şart. 3-5 dönümlük tarlada üretim olmaz. Tarım topraklarını bölünmeden kurtaracak, optimum işletme büyüklüğü sağlayacak düzenleme yok.”
Pazarı kaptırmayalım
Doğru politikalarla tarım ihracatının önemli noktaya ulaşacağını söyleyen Gençoğlu, şu uyarıları yapıyor: “Tarımda en az tekstil ve otomotiv kadar önemli noktaya ulaşabilecek potansiyel var. Tarımsal ürünlerde ihracat iadesi artırılmalı. Türkiye özellikle salça, kornişon salatalık ve kapya biber ürünlerinde (dondurulmuş ve konservede) dünyada çok önemli pazar elde etti. Bu pazarları rakip ülkelere kaptırmayalım. Bunun için Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kapsamındaki teşvikler önemli ölçüde artırılmalı. Yaş meyve sebzeye verilen teşvikler, katma değeri yüksek mamul ihracatına sekte vurmayacak şekilde olmalı. Makineli hasat özendirilmeli, verimliliği sağlayacak alet, ekipman alımı teşvik kapsamına alınmalı.”
İhracat yaptığımız ülkeler bizim denetimlere inanmıyor
ULUDAĞ Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği (UİB) Başkanı Dr. Salih Çalı, tarım ürünlerinde kullanılan ilaçların denetiminin yetersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi: “İhracat ürünlerinde gerekli kontroller yapılıyor. Bazı ürünlerde Türkiye kötü tecrübeler yaşadı. Üzüm örneği vereceğim. Bizzat yaşadım. Almanya’dan ünlü bir market zinciri üzüm ithal edecekti. Tarlayı beraber gezdik. Üzümleri alıp kendileri analiz ettirdi. Bağımsız bir analizci buldular. İhracat yaptığımız ülkeler denetimlerimize inanmıyor.”
