Bitkiler, yapraktan verilen tüm maddeleri 'stoma' denen, insan dudağını andıran gözeneklerden alır. Şekil olarak birleştirilmiş iki tane fasulyeyi gör, onu görme. O kadar benzer.
Bu spomalar sanılanın aksine her zaman aynı miktarda açık değildir. Aynı insan dudağının refleksleri gibi, çevre şartlarına göre açılır ve kapanırlar.
Mesela?
- Yağışlı, nemli dönemlerde, yaprak yüzeyindeki sudan tam faydalanabilmek için bolca açılırlar.
- Tam tersi olarak kuraklık varsa kapanırlar.
- Fotosentez yaparken açılırlar.
- Fotosentez yapamayacağı için karanlıkta (akşamları) kapanırlar.
- Hava sıcaklığının düştüğü (buğdayda bu 8-10c derece civarlarındadır) durumlarda kapanır,
- Sıcaklığın yükseldiği (+32c derece) durumlarda bünyesindeki sıvıyı kaybetmemek için yine kapanırlar.
- Bitkiye göre, bitkinin dönemine göre açılma kapanma oranları değişir.
- bu açılıp kapanmalar temelli olmaz. Her zaman az yada çok bi açıklılık, kapalılık vardır. Netekim tamamen kapanırlarsa bitki solunum yapamaz.
Ayrıntıları uzun.
Şimdi bunu neden anlattım?
Bitkilere uygulanan tüm ilaçlar, ortalama şartlara, yani spomaların normal açıklık derecesine göre hesaplanıyor. Ama sizin ilacı atım zamanınız, spomaların tam performans ile çalıştığı bir ana denk gelmişse, ilacın alınımı normalin üzerinde oluyor.
Özetle istemsiz bir doz aşımı yapmış oluyorsunuz. Bu yüksek dozu tolere edemeyen bitki de zehirleniyor.
Bu olayın literatürdeki adı da 'şiddetli fitotoksisite'dir. Bu şekilde araştırırsanız bolca bilgi bulabilirsiniz.
Bu yıl gibi yağışlı geçen senelerde fitotoksisite vakalarının görülme sıklığındakş artışın nedeni budur. Lakin bu durum, yaprak gübrelerden görülecek faydanın artmasına neden olur. Yani avantajı da var.
Özetle kullandığınız ilaçların dozu değil, bitkinin bunları alımı arttı.
Çözüm için stes önleyici özelliği ile yapraktan potasyum uygulaması.
Not: bitkide fitotoksisitenin yanında azot ve potasyum noksanlığı da var.
Bu spomalar sanılanın aksine her zaman aynı miktarda açık değildir. Aynı insan dudağının refleksleri gibi, çevre şartlarına göre açılır ve kapanırlar.
Mesela?
- Yağışlı, nemli dönemlerde, yaprak yüzeyindeki sudan tam faydalanabilmek için bolca açılırlar.
- Tam tersi olarak kuraklık varsa kapanırlar.
- Fotosentez yaparken açılırlar.
- Fotosentez yapamayacağı için karanlıkta (akşamları) kapanırlar.
- Hava sıcaklığının düştüğü (buğdayda bu 8-10c derece civarlarındadır) durumlarda kapanır,
- Sıcaklığın yükseldiği (+32c derece) durumlarda bünyesindeki sıvıyı kaybetmemek için yine kapanırlar.
- Bitkiye göre, bitkinin dönemine göre açılma kapanma oranları değişir.
- bu açılıp kapanmalar temelli olmaz. Her zaman az yada çok bi açıklılık, kapalılık vardır. Netekim tamamen kapanırlarsa bitki solunum yapamaz.
Ayrıntıları uzun.
Şimdi bunu neden anlattım?
Bitkilere uygulanan tüm ilaçlar, ortalama şartlara, yani spomaların normal açıklık derecesine göre hesaplanıyor. Ama sizin ilacı atım zamanınız, spomaların tam performans ile çalıştığı bir ana denk gelmişse, ilacın alınımı normalin üzerinde oluyor.
Özetle istemsiz bir doz aşımı yapmış oluyorsunuz. Bu yüksek dozu tolere edemeyen bitki de zehirleniyor.
Bu olayın literatürdeki adı da 'şiddetli fitotoksisite'dir. Bu şekilde araştırırsanız bolca bilgi bulabilirsiniz.
Bu yıl gibi yağışlı geçen senelerde fitotoksisite vakalarının görülme sıklığındakş artışın nedeni budur. Lakin bu durum, yaprak gübrelerden görülecek faydanın artmasına neden olur. Yani avantajı da var.
Özetle kullandığınız ilaçların dozu değil, bitkinin bunları alımı arttı.
Çözüm için stes önleyici özelliği ile yapraktan potasyum uygulaması.
Not: bitkide fitotoksisitenin yanında azot ve potasyum noksanlığı da var.