Balıkçıların Mehdi Eker’e mektubu…

Balıkçıların Mehdi Eker’e mektubu…
Kayıt : 25 Aralık 2014
Yazan : Ali Ekber Yıldırım Kategori : Destekleme, Dışticaret, Su ürünleri

Avrupa Birliği’nin anti damping soruşturmaları nedeniyle balıkçılık sektörünün karşı karşıya olduğu tehlikeyi dün yazdık. Sorunun kaynağında balıkçılık sektörüne verilen doğrudan devlet destekleri var.Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, balık üreticilerinin destekleri istediğini ihracat lobisinin bunu engellemeye yönelik lobi yaptığını iddia ediyor.

Balık üreticileri, üretici ve ihracatçılar desteğe karşı olmadıklarını ısrarla vurguluyor. Sadece doğrudan destek olarak verilmesine karşı çıkıyor. Balıkçılar sadece sorunu değil, çözüm önerilerini de yazılı olarak Bakan Mehdi Eker’e sundu. Bodrum ve Milas Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği’nin 18 kasım 2014 tarihinde Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e gönderdiği yazı aynen şöyle:

*****
T.C. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Sayın Mehdi Eker

Ülkemizde özellikle 2000′li yılların başından itibaren çok hızlı gelişme gösteren su ürünleri yetiştiriciliği sektörü 2013 yılında yaklaşık 234.000 tonlara ulaşan üretim rakamı ile bir önceki yıla esasen yüzde 11′lik büyüme, 2002 yılı üretimine esasen (61.000 ton) yüzde 284 büyüme kaydederek tüm sektörler içerisinde en fazla büyüyen sektör olma özelliğini göstermiştir. Halen avcılık ve yetiştiricilik dahil ülkemizin toplam su ürünleri üretiminin (2013 verisi 607.512 ton) Yüzde 38′i balık çiftliklerinden elde edilmektedir.

2002 yılında 50 milyon dolar olan ihracat bütçesi, 2013 yılında 564,5 milyon dolar bütçe ve 25 bin kişiye doğrudan istihdam sağlar pozisyonuyla ülkemizde önemli sektörler arasındaki haklı konumuna gelmiştir.

Ancak Avrupa Birliği akvakültür organizasyonu FEAP üyesi Danimarka, Polonya gibi bazı ülkelerin şikayetleri üzerine Şubat 2014′te başlatılan “Anti damping”(maliyetinin altına satış) ve ” Anti Subsidies”(sübvansiyon) soruşturmaları sonuçlanmış, sektörümüzün devlet tarafından desteklendiği ve bu durumun AB üreticisi aleyhine haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle 06.11.2014 tarihi itibarıyla ülkemizden AB ye ithal edilen gökkuşağı alabalığına ortalama %8.2 telafi edici ithalat vergisinin uygulanmasına karar verilmiş ve şu an itibarıyla uygulama başlamıştır.

Ülkemizin yine lider durumda olduğu çipura ve levrek üretiminde de doğrudan destek aldığı malumdur ve bu konuda AB’den gelen çeşitli şikayetler bulunmaktadır. Benzer bir durumun yakında çipura ve levrek üretimi/ihracatı konusunda da ortaya çıkması kaçınılmazdır, acil tedbir alınmazsa benzer vergi bu sektöre de uygulanabilir.

Bu durum ülkemiz üreticisi ve ihracatçısı için felakettir. Bu sürecin devamı halinde takip eden 1 yıl içerisinde çoğu firma kapanacak, üretim yapamaz hale gelecektir.

Bu nedenle sektöre devlet desteğinin sürmesini ancak; doğrudan desteklemenin tüm akvakültür; sektöründen derhal kaldırılarak bunun yerine dolaylı desteklerin sağlanması gerekmektedir.

Başta AB olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yetiştiricilik sektörü çeşitli argümanlarla desteklenmektedir. Bunlar daha çok yatırım, işletme, işleme-değerlendirme, ihracat, kalite kontrol, girdi desteği şeklinde uygulanmaktadır. Ülkemizde ise, doğrudan ürün desteği sistemi benimsenmiştir. İhracatımızın gelişiminin desteklenmesi için sektörümüze doğrudan verilen ürün desteklemelerinin yerine AB ülkelerindeki gibi farklı yöntemlerle desteklemeye devam edilmelidir.

Bu kapsamda;
– İyi tarım uygulaması yapan işletmelere ve organik balık yetiştiren işletmelere yeni ve ilave destekleme verilebilir,

– Global GAP (Gıda güvenliği üretim standartı), Çevre Yönetim Sistemi, Kalite Yönetim Sistemi gibi Belgelere sahip işletmeler destekleme kapsamına alınabilinir,

– Yeni balık türleri üretimine verilen destekleme miktarları artırılabilir,

– İhracata giden ürüne navlun desteği vb. ilave destekler verilebilir,

– Yenilenebilir enerji {güneş, rüzgar, termal v.b) kullanan işletmelere ek destek sağlanabilir,

– Girdilerdeki yüksek maliyetleri azaltabilmek için hammaddeye uygulanan ithalat vergisi, gümrük vergisi, ardiye, demuraj, analiz maliyetleri gibi kalemler düşük rakamlara indirgenebilir,

– İstihdama yönelik giderlerin (SSK işveren payı, iaşe, servis yardımı vs.) karşılanması sağlanabilir,

– Çevrenin korunmasına yönelik yatırımlar(arıtma, analiz vs) kapalı devre üretim yatırımları desteklenebilir,

– Enerji maliyetleri (tüm akaryakıt ÖTV’siz kullanılabilir, elektrik tarifeleri yüzde 50 indirimli olabilir) desteklenebilir,

– Markalaşma, pazar araştırmaları, ürün ve iş geliştirmeye yönelik tüm giderler desteklenebilir,

– Kültür balığı tüketimini artırıcı ve tanıtıcı kampanya ve reklamlar desteklenebilir,

– Sektörümüze dair tüm Ar-Ge yatırımları ve çalışmalarına yüzde 100 destek verilebilir.

Su ürünleri yetiştiriciliği sektörü sayesinde denizlerimizden ve iç sularımızdan ekonomik fayda sağlandığı görülmektedir. Sektörün uzun yıllardır çabalayarak iyi yerlere geldiği, deniz kaynaklarının azalmasına karşılık, yetiştiricilik sayesinde Türkiye’nin yıldız sektörlerinden biri olduğu bilinmektedir. “Gökkuşağı Alabalığı” için uygulanacak olan sübvansiyon, yetiştiricilik konusu olan çipura ve levrek balıkları gibi çok önemli ihraç ürünlerimize de uygulanabileceği olasılığı bulunmaktadır. Ülkemiz adına ihraç pazarında önemli bir yere gelerek lokomotif olan sektörümüzün, ihracatta çok ciddi kayıplara uğrayacağı düşünüldüğünden ülkemizdeki destekleme modelinin AB ülkelerindeki benzer şekliyle uygulanması gerektiği düşünülmektedir.

Bilgilerinize sunar, yardım ve destekleriniz için şükranlarımızı arz ederiz.
Saygılarımızla.

*****
Hem sorunu hem de çözümü bu kadar net ortaya koyan böyle bir talebe kimse kayıtsız kalamaz. Umarız Bakan Mehdi Eker’de kalmaz.