Tabi ilaçlamadan daha önemli husular da var. Mesela yabancı ot mücadelesi en önemli husus.
Arazideki yabancı otlar, akla gelebilecek her alanda kültür bitkisi ile rekabete girer. Mesela araziden alınacak toplam rekolteden tane iriliğine, yağ oranından hastalık dayanıklılığına kadar her alanda zeytinin düşmanıdır.
- Ot, topraktaki azotu tüketir, azot ' un tükenmesi, doğrudan verimin tükenmesi demek.
- Ot, topraktaki nemi tüketir, bu, bitkinin en ihtiyaç duyduğu zamanda gerekli olan suyu bulamayarak strese girmesi demek.
- Ot, topraktaki fosforu tüketir, bu da daha az çiçeklenme ve dolayısı ile daha az meyva tutumu demek.
- Ot, topraktaki potasyumu tüketir, potasyum noksanlığı, hastalık, soğuk, kuraklı gibi tüm olumsuz etkenlere karşı savunmasız ve dayanıksız zeytin (hem vejitatif aksam, hem de tane) demek
- Ot, topraktaki çinkoyu tüketir, manganı tüketir, organik maddeyi tüketir, magnezyumu tüketir, boru tüketir, kalsiyumu tüketir.......... (Liste gerçekten çok uzar ve bu maddelerin her birinin bir görevi var)
- Yani ot tüketir, hem tarlayı, hem mahsülü..
İşin diğer asıl önemli yanı ise, çiftlik gübresi ile zeytinlik gübreleme, en az 2-2,5 kat daha fazla yabancı ot mücadelesi gerektirir. Yani otla mücadele etmeyeceksiniz, çiftlik gübresi işine hiç girmemeniz daha hayırlı olacaktır. Aksi taktirde onca masraf ve emek harcayarak zeytini değil, otu beslemiş de olabilirsiniz.
Özetle, 'delik çuvala darı konmaz.'
Yukarıda anlatılanlar, bitki sağlığı ve besleme ile ilgili tedbirlerdi. Otun bir de çok kişinin bilmediği zararları vardır.
Mesela zeytinlik adam boyu ot olur, içerisine o kadar az girilmiştik ki, otlar, bırakın biçilmeyi, çiğnenmemiştir bile. Temmuz ' un sonuna doğru tatlı bir lodos eserken nereden geldiği bilinmeyen bir kıvılcım çıkar:
'15 yıl önce elleriniz ile diktiğiniz zeytinlik yanar'
Mecazen yada azot fazlalığından değil.. Gerçekten yanar.
Ot konusunda da diğer deneyimli arkadaşların görüşlerini paylaşması faydalı olur.
Bunun dışındakiler zaten sıradan/standart şeyler:
1-) Mantar ve hastalık mücadelesi:
- Hastalık görülme durumuna göre 1 ve üstü sayıda bordo bulamacı
- Hastalık şartlarının oluşumunu takiben (toprak işleme, yağmur sonrası vb.) yeni riskli koşullar oluştuğunda uygun sistemik fungusitler
- Extrem iklim koşullarında hasad öncesi çürüme engelleyiciler
2-) Böcek ve zararlılar ile mücadele:
- Herkesin malumu zeytin sineği. Sistemik etkili ilaçların risk dönemi başında önleyici olarak kullanımı. Artı yine risk dönemlerinde (özellikle yağmur sonraları) hızlı ve etkili ilaçlamalar
- olası diğer zararlılar için, zararlının türüne göre seçilmiş uygun insektisitler.
3-) Besleme / Gübrleme:
Bu konu, toprak-yaprak analizleri, verim beklentisi, bitkinin yaş ve vejitatif kondisyonu, iklim, yağış miktar ve rejimi gibi birçok değişken tarafından ortaklaşa belirleneceğinden kesin birşey söylemek zor. Lakin 30 dekar bi zeytinliğin toplam ihtiyacı, 2 koyun parasını geçmez
Söylemeyi unuttum. Senin işin en önemli nokta 'atakan' zararlısı ile mücadele. O sorunu aşamadığın sürece beklentini düşük tut..