Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin, 1 Haziran Dünya Süt Günü münasebetiyle Çiftçi TV'ye konuşmuştu. Konuşmanın tamamı bugün bir YouTube kanalında paylaşıldı. Bizler de bu konuşmayı sizler için yazılı hale getirdik. Aşağıdaki eleştirilerin 1 Haziran'a ait olduğunu ve ş
uanda girdi maliyetlerinin daha fazla arttığını da hesaba katmak lazım...
"Tabi zor şartlarda üretiyoruz. Çok sıkıntılar var. Her toplantıda bunu dile getiriyoruz, anlatıyoruz.
Maliyetler belli, aslında yapılacaklar belli. Ama sistemi değiştirmemiz lazım. Üreticilerin kazançlarını belli bir sisteme göre ayarlamak lazım. İşte, üreticinin kafasında "
yarın yeme zam geldi" problemini oluşturmamamız lazım."
"Ben istiyorum ki, hiç bir girdi artmasın, fiyatlar da 1 yılda bir açıklansın isterim. Ama hep üretici geriden geliyor, zarar ediyoruz.
Şimdi 7,50 TL destek ve 20 kuruş devlet desteği açıklandı. Tamam, iyi ama konseyde
yaptğımız tabloda maliyeti 7,40 TL olarak belirledik. Yani ş
imdiden 7,50 TL bitti. Daha 7,50 TL'lik paramızı almadık, nasıl yapacağız? Biz de üretici gibi temsilciler olarak tükendik,
aynı şeyi konuşuyoruz. Bakanlığın çözüm bulması lazım. Bunlar hep konuşuluyor
, Bakanlık "üreticimizi mağdur etmeyeceğiz" kafasında sağolsun. Bunlar söylenmesi güzel şeyler. Belki görülmüyor bunlar ama biz üreticinin haklarını koruma noktasında yetkilerle görüşüyor ve onları rahatsız ediyoruz. Yani bişeyler yapılıyor.
Eskiden böyle bişey yoktu, serbest piyasa belirler deniliyordu. Sistem üzerinden konuşmak lazım, irdelemek lazım. Gıda Komite'sini sorgulamak lazım. Neden? Süt çok acil karar verilme noktasında olduğu için Gıda Komitesi'nin toplanması farklı olarak bakılıyor.
Mesela maliyeciler ve Merkez Bankası farklı bakıyor. Ama Tarım Bakanlığı da burda sıkışıyor, zor durumda kalıyor. Aslında burda tarımı bilen kim? Tarım ve Orman Bakanlığı ve biz. Fakat diğer arkadaşlar farklı bakabilirler, ondan dolayı burda sıkıntı çekiyoruz."
"
Eskiden Konsey, Tarım Bakanlığı doğrultusunda konseyde karşılıklı pazarlık yapıyordu. Eğer
bir sıkıntı olursa Bakanlık devreye giriyordu. Sonuçta ortaya bir fiyat çıkıyordu.
Bu fiyat yetersiz kalırsa, bakana gidiyordum, "Ne yapacağız" diyordu bana, destekleri arttırıyorduk. Şimdi zorlanıyoruz,
herkes bana yükleniyor. Burda bazı şeyleri düzeltmemiz lazım. Mağdem sütün sorunlusu Süt Birliğiyse eğer, bazı şeylerin bizim yetkimizde olması lazım. Şimdi yetkiler parçalana parçalana üretici grubu yetkisiz hale getirildi
. Şimdi bu birilerine yarıyor, buna dikkat etmek lazım".
"Süt Birliğinin asıl görevi kalite, pazarlama ve kayıt tutmadır. Kooperatifler sözleşme ile sütü toplasınlar hiç sıkıntı yok. Olmayan yerde birbirimizi tamamlamamız lazım. Örgüt oplarak bütün örgütler süt pazarlıyor, sen pazarlayacaksın ben pazarlayacağım... Aslında niye ters düşelim birbirimize, hepimiz aynıyız.
Bir aidat meselesi var üreticimizin kafasını karıştıran. Normalde sendikalar gibi olunması lazım. İşçiden para kesiliyor, sendikaya yatırılıyor.
Üretici bana bu aidat nedir böyle diyor, bana kızıyor. Ayrıldığı zaman
neler kaybettiğinin farkında değiller. Aidat meselesini gündemden çıkarmak lazım.
Bunu bakanlık desteklemeden kesecek, beni muhatap ettirmeyecek. Şimdi ne yapılıyor, dosya parasını üreticiden topluyorum ve müdürlüklere veriyorum.
Yani bir yerde taşeron gibi oluyoruz biz. Ama üreticiden aidat toplamaya geldi mi, Bakanlık sen kendin topla diyor. Üretici örgütlerine daha fazla değer ve yetki verilmesi lazım.
Ardından Bakanlık beni takip edecek, yanlışım varsa hesabını bana vereceksin. Çünkü ben hem üreticiye, hem herkese hesap veriyor ve bundan şeref duyuyorum. Ama
ben ne üreticiyle ne de başka biriyle aidat gibi olmayacak şeylerle karşı karşıya gelmekten usandım."
"
Dağ köylerinde bundan sonraki süreçte onlara maaş verilse de onları tutamayacağız. Hayvan bakmaya adam bulamıyoruz bugün.
Afgan, Türkmen ve diğer yabancı insanlara muhtaç hale geldik. İşin gerçeği tarla var, balya yüklemek indirmek var. Bunları bizler yaptık, sabah hayvan bakmanın ne anlama geldiğini bilmezsek ve
bunu bilmeyenler süt fiyatı verirse böyle oluruz işte..."
"Bizim beklentimiz çok, umudumuz yüksek. Ama biz daha iyi olsun diye uğraşıyoruz. Haklı olarak da üretici grubu olarak bunları söylemek zorundayız.
Yarın öbür gün başımıza taş düştü mü kimse 'ne oluyor' demez. Onun için üreticiye üretme noktasında destek vermek lazım. Dünya da şöyle bir cümle vardır
; "Et yiyenler, ot yiyenleri yönetir". Onun için et olmadan da süt, süt olamdan et olmaz.
Normalde fiyat konusunu hiç konuşmamamız lazım" dedi.
