TARIMSAL BİLGİ PAYLAŞIMI YAPALIM BİRAZDA OLMAZMI ARKADAŞLAR.hER TÜRLÜ TARIMSAL BİLGİYİ BIRBIRIMIZLE PAYLAŞALIM
KALİTELİ ŞEKER PANCARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE
ÇİFTÇİNİN EL KİTABI
İnsan yaşamının her döneminde çok önemli bir besin maddesi olan şeker, ülkemizde şeker pancarından üretilmektedir.
Şeker pancarı diğer ürünlere göre dekar başına yüksek verim ve gelir getirmektedir.
Şeker pancarının bir başka yönü de çok yüksek önemli bir ön bitki (münavebe bitkisi) etkisine sahip olmasıdır. Bu yönü ile toprak verimliğinin yükselmesini dolayısı ile kendinden sonra ekilecek bitkilerin veriminin artmasını sağlar.
Bu kadar önemli olan şeker pancarının bol ve kaliteli olması için Yetiştirme tekniğinin iyi bilinmesi, sonbahar sürümünden hasada kadar olan ilgili işlemlerin nasıl ve ne zaman yapılması gerektiğinin üreticiler tarafından çok iyi bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir.
1. MÜNAVEBE:
Münavebe, pancar tarımının en önemli organizasyonu olup, birden fazla değişik bitkinin aynı tarlada yıllara göre sıraya konularak ekilmesi sistemidir. Toprak verimliliğinin korunması, verimli ve kaliteli üretim yapılması, iş gücünün daha ekonomik kullanılması ve kuraklık, don, dolu gibi iklim faktörlerine karşı üretici riskinin azaltılması münavebe uygulaması ile mümkün olmaktadır. (örnek 1-2)
Örnek 1 Örnek 2
1. Yıl : Pancar 1. Yıl : Mısır
2. Yıl : Buğday 2. Yıl : Sebze
3. Yıl : Kabak 3. Yıl : Buğday
4. Yıl : Arpa 4. Yıl : Pancar
Şeker pancarı, münavebe de kendisinden sonra yetiştirilecek bitkiye
• Gölge tavı ve derin köklenmesi ile, yapısı oldukça düzgün ve sağlam
• Derin toprak işleme ve yoğun çapa işlemleri ile yabancı otları geniş çapta temizlenmiş
• Yaprağın toprağa işlenmesi ile organik gübreleme yapılmış
• Aynı zamanda bir bölüm Azot ve Potasyum verilmiş bir tarla bırakır.
2. TOPRAK İŞLEMESİ:
Şeker pancarı, derin köklenen bir bitki olarak, derin gevşetilmiş bir toprak ister. Aksi takdirde kökleri çatallaşır, yeterince büyüyüp gelişemez, kök verimi ve teknolojik kalitesi düşer.
a) Anız Bozma:
Amacı, miktarı az da olsa yaz sonu ve sonbahar yağışlarını toprakta tutmak, anız ve sapın biyolojik bozulmasına olanak sağlamak, çimlendirip yeşillendirerek yabancı ot baskısını azaltmak ve böylece derin sürüme zemin oluşturmaktır.
Anız bozma işlemine başlamadan önce 8-10 kg/dk üre gübresi atıp anızıboz, bu anız bozma işlemini hububat hasadından hemen sonra, 8-10 cm derinliğinde Anız Pulluğu, Diskaro ve Külküvatör gibi aletler ile yap, atılan üre gübresi anızın toprak altında çürümesini hızlandırıcı etkisi olacak ve besin maddesince zenginleşecektir.
Bu şekilde, anız bozma işlemi ile toprak derinliklerinde su ve havanın oluşması sağlanmakta, kimyasal ve biyolojik faaliyetler arttırılmakta, anız artıklarının çürümesini, yabancı otların çıkışı artırılmaktadır. Dolayısıyla ilkbaharda daha uygun bir tohum yatağı hazırlamaya elverişli temiz tarla imkanı sağlanmaktadır.
b) Sonbahar Derin Sürümü
Toprağın derin sürülmesi (25-30 cm), çok yıllık derin köklü yabancı otların yok edilmesi ve taban gübrelerinin toprağa karıştırılmasının yanında, ilkbaharda şeker pancarına uygun tohum yatağı hazırlanabilmesi için önemli yan şartları hazırlamaktır. Sonbahar derin sürümü Ekim – Kasım aylarında, mevsim uygun gider ise Aralık ayında da pulluk, külküvatör, kazayağı v.b. aletler çekilerek yapılır. Su tutma kapasitesinin azaldığı ve verim düşüklüğü tespiti yapılan tarlalarda pulluk tabanı oluşmuştur. Bu gibi tarlalarda dip kazan pullukla 100 cm aralıkla 40-80 cm derinlikte tarlalarda oluşan pulluk tabanı (sert tabaka)her 4-5 yılda bir Temmuz, Ağustos aylarında patlatılmalıdır ki tarla sonbahar ve kış yağmurlarından gereği gibi faydalansın, gerekli suyu tutabilsin.
c) İlk Bahar Tohum Yatağı Hazırlığı
İlkbaharda tarla tava geldiğinde tohum ekimi için (10-25cm.) derinliğinde işlenmelidir. Hazırlıkta mutlaka Kombi kürümler kullanılmalıdır. Normal bir intaşın, sağlanabilmesi için tohum yatağının taş, kesek ve bitki artıklarından temizlenmesi gerekir. Ağır tavda kesinlikle tohum yatağı hazırlığı, gübre ve herbisit uygulaması yapılmamalıdır. Pancar ekimine hazır bir tarlada şunlar gözlemlenmelidir:
Göz ile yapılacak tespitler:
a) Tarla yanaşık düzende sürülmüş olmalıdır.
b)Sürülmemiş çiğ yer bulunmamalı.
c)Tarlaya geriden bakıldığında tepe, tümsek ve çukurlar görülmemeli.
d) Derin pulluk çizisi görülmemelidir.
f) Bir önceki yıldan kalan kök ve bitki artıkları bulunmamalıdır.
El ile veya fiziki olarak yapılacak tespitler:
a) Kombikürüm ile Tohum yatağı hazırlanıp hazırlanmadığına bakılmalı.
b) İntaşın mütecanis olması için mutlaka merdane çekerek tohum yatağı sıkıştırılmalı.
c)Tarla çapraz olarak yürünmeli (yürürken dokuma halıda çorap ile yürürken hissedilen yaylanma hissi duyulmalı)
d) Elle toprak tavı kontrolü yapılmalı ağır tavda ve tav yokluğunda ekim yapılmamalıdır. (Normal toprak tavı : 4-5 cm derinlikten bir avuç toprak alınır ve sıkılır. Boy hizasından bırakılır. Sıkılmış toprak dağılmıyor ise tav ağır, sıkılmıyor ise tav yoktur.)
e) Tav yok ise ne yapılmalıdır? Ekim öncesinde tarla tavını temin etmek için yüzey sulaması yapılmalı, 1-2 gün içinde tava gelince ekim yapılmalıdır.
3. TOHUM
Şeker pancarı tarımında, toprak işleme, gübreleme bakım işleri ve sulama gibi önlemlerin beklenen düzeyde verim ve kaliteye dönüşmesi her şeyden önce Bölgenin iklim ve toprak şartlarına uygun, verim ve kalite gücü yüksek, hastalıklara dayanıklı üstün nitelikli çeşitlerin ekimi ile gerçekleşir.
Şeker pancar tohumu seçilirken şu hususlara dikkat edilmelidir.
a) Seçilen çeşit ekilen yörenin iklim ve toprak yapısına uygun olmalıdır.
b) Çeşitli hastalıklara ve tohuma kalkmaya dayanıklı olmalıdır.
c) Çeşidin kök ve yaprak verimi ile şeker varlığının hem çiftçiyi, hem Şeker Fabrikasını memnun edici yükseklikte olmalıdır.
d) Tohumun çimlenme gücü ve tarla çıkışı çok iyi olmalıdır.
e) Standartlara göre hazırlanmış ve gerekli ilaçlarla ilaçlanmış olmalıdır.
4. BESLENME ve GÜBRELEME
Gübreler genel olarak iki kısımda incelenir.
1- Çiftlikte elde edilen gübreler
a) Ahır Gübresi (Hayvancılık yapılan işletmelerde)
b) Yeşil Gübreler (Ara bitki ekip, sürerek toprağa karıştırma))
c) Kompost (Çiftlikte çeşitli organik bitki artıklarının çürümesi)
Bunların en önemlisi ahır gübresidir. Ahır gübresinin yerini hiçbir ticari gübre tutamaz. Ahır gübresi, yeşil gübre, kompost ve anız artıkları kullanılarak toprakların organik maddece zenginleştirilmesi çok önemlidir.
Organik madde ile toprakların kaymak bağlaması önlenir, su tutma kapasiteleri artar, toprakların tava gelmesi kolaylaşır ve erozyon önlenmiş olur.
2- Ticari gübreler
a) Azotlu gübreler,
b) Fosforlu gübreler,
c) Potaslı gübreler,
d) Kompoze gübreler.
Toprakta eksik olan bitki besin maddelerinin tamamlanması için ticari gübreler kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre çiftçilerimiz de bitkilerin ihtiyaç duyduklarından fazla gübre kullanma alışkanlıkları vardır. Unutulmamalıdır ki hiçbir zaman, fazla gübre vermekle fazla mahsul alınmaz. Önemli olan bitkinin ihtiyacı kadar gübreyi zamanında toprağa verebilmektir.
Önemli bitki besin maddeleri kimya dilinde harflerle kısaltılmıştır. Buna göre N Azot, P Fosfor, K Potas olarak kullanılır.
Şeker Pancarının beslenmesinde ana besin maddeleri Azot(N), Fosfor(P2O5) ve Potasyum(K2O) büyük önem taşır. Bitkiler kök ve yaprakları ile birlikte topraktan yüksek miktarlarda azot, fosfor ve potasyum kaldırır. Tarlanın verimlilik düzeyinin korunabilmesi ve sürdürülebilmesi için toprağın ve bitkinin bu ana besin maddelerince desteklenmesi gerekir.
Tarlanın Pancar Verimine Göre Verilecek Gübre Miktarları;( )
Tarlanın
Pancar Verimi
Ton/Dekar Derin Sürüm veya Ekim Öncesi Tırmık Altına Kom. 10.25.20 Kg/Dk. Çapa Altına Baş Gübresi Olarak %33’lük Amonyum Nitrat Kg/Dk.
4. 40 20
5. 50 25
6. 60 27
7. 70 30
Şeker pancarı azot ihtiyacının %70’e varan kısmını Mayıs, Haziran aylarında alır. Şeker Pancarının gübreden yeterince faydalanabilmesi için azotlu gübre 2 aşamada verilir.
Öngörülen gübrenin yarısı tohum yatağı hazırlığından birkaç gün önce tırmık altına, diğer yarısı da baş gübresi olarak en geç son ot çapasının altına atılır. Haziran ortasından sonra verilen azotlu gübreler şeker pancarının teknolojik kalitesini olumsuz etkiler. Azotlu gübre uygulamasına hasattan en az 2,5 ay önce son verilmelidir.
Kompoze gübre ile verilen fosfor şeker pancarında yan ve kılcal kök oluşumunu teşvik ederek genç bitkilerin büyüme ve gelişmesini hızlandırır. Fosfor ayrıca aşırı miktarda verilen azot gübresinin pancarın teknolojik kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Yeterli düzeyde fosfor beslenmesi, şeker pancarında kök veriminin korunması için gereklidir.
Fosforun toprakta hareketsiz olması nedeniyle, bitkilerin istifade edebilmeleri için gübrenin ana kök bölgesi derinliğinde toprağa iyice karıştırılması dolayısıyla köklerin gübre fosforuna doğrudan değme olasılığının arttırılması gerekir.
Fosforlu gübrelerin ’ü (30kg. 10.25.20) Sonbaharda taban gübresi olarak derin sürümden birkaç gün önce pulluk altına diğer ’ü (15.kg. 10.25.20) İlkbahar ilk hız gübresi olarak azot gübresi ile birlikte tohum yatağı hazırlığından birkaç gün önce tırmık altına atılır.
Potasyumlu gübreler(Ör. 10.25.20) enzimleri aktifleştirir, su düzenini ve bilânçosunu (Don ve kuraklık zararlarına karşı dayanıklılık) ayarlar. Şeker pancarının teknolojik kalitesini arttırır.
Potasyumlu gübreler, genel olarak Sonbaharda fosforlu gübreler ile birlikte son sürümden önce pulluk derinliğinde (15-20 cm) toprağa karıştırılmalıdır.
5. EKİM ZAMANI VE EKİM
İlkbaharda toprak sıcaklığı 0,5cm derinlikte istikrarlı olarak 5-7 0C’yi bulduğunda tohum yatağı hazırlığı yapılmalı, Toprak yüzeyi işleme tavında, tırmıkla işlenmeli, ekim tavına geldiğinde ekime başlanmalıdır. Erken ekim her zaman pancarın teknolojik değerini artırır.
Ekim hızı 4-5km/saat ‘i geçmemelidir. Çapa ve hasat makinaları ile uyumlu olabilmesi için sıra aralıkları 45cm olmalıdır. Ekim derinliği 2-5 cm derinliğinde olmalıdır. Ülkemiz şartlarında sıra üzeri ekim aralığı 5-8 ve 15 cm olmaktadır. Tarla Sahibi, ekim süresince tarlalarında bulunarak ekim makinasının çalışmasını, tohum atışını, ekim aralığını ve derinliğini kontrol etmelidir.
Normal ekimden sonra, intaş noksanlığı, don, dolu, su basması, rüzgar erozyonu, haşere ve hastalık tahribatı gibi nedenlerle pancar sayısında %40 dan fazla azalma olduğu takdirde tarla ikinci defa ekilmelidir.
6. BAKIM
Ekimden sonra pancarın gelişmesini, yabancı otlardan, hastalık ve haşereden korunmasını sağlayan tüm işlere bakım denir.
Bakım işleri;
• Seyreltme tekleme
• Çapalama
• Yabancı ot mücadelesi
• Hastalık ve haşere mücadelesi
• Sulama
Seyreltme Tekleme;
Bir pancar tarlasında birim alandaki bitki sayısı, bu bitkilerin yüzeye uygun bir şekilde dağılmış olması, verim ve kaliteye etki eden önemli bir faktördür. 5-8 veya 15 cm sıra üzeri aralıkta ekilen pancarlar bir dekarda ortalama 9000-12000 bitki kalması amacıyla, pancarlar 4-5 yapraklı döneme ulaştıklarında seyreltme ve tekleme işlemi yapılır. Sıra üzeri aralıkların 20-25 cm olması yeterlidir. Teklerken pancarların zedelenmemesine dikkat edilmelidir.
Çapalama;
Yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılıyorsa pancarlar sadece toprağın havalandırılması için çapa yapılır.
Çapa;
• Toprağın havalandırılmasını
• Buharlaşmanın önlenmesini (Toprak taban tavının korunması)
• Toprağın daha çok ısınmasını
• Yağmur sularının düzenli bir dağılımla toprağa işlemesini sağlar.
Ülkemiz şartlarında 1-2 çapa yeterlidir.
Bunun dışında yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılmıyorsa veya ilaçla yok edilmeyen otlar mevcutsa, yağmurdan sonra pancarları sıkıştıracak baskı yapacaktır. Kuvvetli kaymak tabakası oluşmuşsa mutlaka çapa yapmak gerekir.
Ülkemizde pancar çapası elle veya makine ile yapılmaktadır. Daha ucuz olanı tercih edilebilir. Çapalamada pancarların yan köklerinin zedelenmemesine, fazla kesek çıkarılmamasına ve pancarların çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.
Yabancı Ot Mücadelesi;
Tarlada yetiştirmek istediğimiz bitkinin dışında çıkan diğer bitkiler ile tohuma kalkan ve sıra aralarında çıkan pancarlar yabancı ot sayılır. Yabancı otlar pancarın besinlerine, suyuna havasına ve güneşine ortak olur ve onu bastırarak gelişmesini engellerler. Bu nedenle pancarın çimlenmesinden hasadına kadar yabancı otlarla mücadele etmek gerekir.
Yabancı ot mücadelesi
1. Çapa ile,
2. İlaçlama ile yapılır.
Bu iki metottan yöre şartlarına göre ucuz olanı seçilir. İşçi bulmanın kolay ve ucuz olduğu yerde el veya makine çapası ilacın yerini alır.
İlaçlı yabancı ot mücadelesi ekim öncesi koruyucu mücadele ve ekim sonrası yapılan mücadele ile yapılır. Kullanılan ilaçlara herbisit adı verilir. İlaç seçimi Bölge Müdürlüklerine veya ilaçlama uzmanlarına sorularak yapılmalıdır.
Ot ilaçları ile mücadelenin başarılı olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
• Tarla hazırlığının çok iyi yapılmış olması ve tarla tavın uygun olması,
• Tarladaki yabancı otların çok iyi bilinmesi ve bu otlara etki edecek, yabancı ot ilacının seçiminin yapılması,
• Yabancı ot ilacının zamanında ve uygun dozda kullanılması,
• Yabancı ot ilacı kullanma talimatının çok iyi okunması ve nasıl kullanılacağının iyice öğrenilmesi gerekmektedir.
Ayrıca:
• Kullanılacak pülverizatör temiz suyla güzelce yıkanmalıdır.
• Pülverizatör ve memelerin ayarı düzgün yapılmalıdır.
• İlaç hazırlığı üzerindeki tarifeye göre yapılmalıdır.
• Çok sıcak ve rüzgarlı günlerde ilaçlama yapılmamalıdır.(20°C üstü)
• İlaç çeşme yanlarında hazırlanmamalıdır.
• Yanlışlıkla ilaç yutulduğunda yutan kişi derhal kusturulmalı ve yoğurt yedirmelidir.
7. HASTALIK VE HAŞERE MÜCADELESİ;
Pancarın, özellikle tohum çıkışı ve gelişme dönemlerinde Zararlı ve hastalıklara karşı etkin bir mücadele programı ile korunması, verim ve kaliteyi önemli ölçüde etkilemektedir.
Türkiye’de şeker pancarı ekim alanlarında görülen ve ekonomik önem taşıyan hastalıklar;
• Cercospora yaprak lekesi
• Rhizomania kök sakallanması
• Kök yanıklığı
• Külleme olarak belirlenmiştir.
Cercospora Yaprak Leke Hastalığı
Yapraklarda 2-3mm çapında, yuvarlakça, ortada açık gri, kenarlara doğru koyu kahverengi lekeler görülür. Hastalığın ileri devrelerinde yapraklar önce sararır, sonra kahverengileşir ve tamamen kururlar.
Mücadele;
• Dayanıklı çeşitlerin ekilmesi
• En az 4 yıllık münavebe
• Fungusit kullanımı.
Fotoğraf 2:Cercospora Yaprak Lekesi
Rhizomania Kök Sakallanması
Kök bodurlaşır ve kökte sakallanmalar olur. Kökün uzunlamasına kesitinde kahverengiye dönüşmüş ve lifleşmiş iletim boruları kolayca göze çarpar. Yapraklar yer yer sararır ve tarlada yer yer solmalar ve çökmeler görülür.
Mücadele;
• Dört yıllık münavebe uygulaması
• Ön bitki hasadından sonra Dipkazan çekilmesi
• Ekimin zamanında yapılması
• Aşırı dozda gübre ve herbisit kullanılmaması
• Dayanıklı çeşitlerin ekilmesi
• Zamanında ve ölçülü sulama yapılması.
Şeker Pancarı Zararlıları
Tel KurduAgriotes)
Rutubetli taban arazilerde, çiftlik gübresi ile gübrelenmiş tarlalarda bulunur. Yeni intaş eden pancar fidesini gövdesinden, toprak içinde kesmek suretiyle zarar verir.
Mücadele:
• Tohum ilaçlaması ve çapa ile toprağın havalandırılması
pancar PiresiChaetocnema)
Parlak siyah renkte, 1,5-2 mm büyüklüğünde ülkemizin hemen her tarafında bulunan bir zararlıdır. Pancar ekim mevsimi ile ortaya çıkar ve pancarın intaş etmesiyle birlikte zarar vermeye başlarlar, sıcak ve yağışsız geçen günlerde zararı daha da artar.
Mücadele:
• Tohum ilaçlaması
• İlaçlama
DanaburnuGryllotalpa)
Çiftlik gübresi ile gübrelenmiş, hafif topraklı taban arazilerde sık rastlanan bir zararlıdır. Toprak altına açtığı dehlizlere rastlayan pancarlar, kesilmek suretiyle tahribe uğrar.
mücadele:
• İlaçla karıştırılarak hazırlanmış nemli kepeklerin güneşin batmasına yakın saatlerde, danaburnunun bulunduğu yere konması.
Toprak KurduAgrotis)
Toprak kurtları şeker pancarı tarımı için büyük tehlike oluştururlar. Larvalar gündüzleri toprağın 2-3 cm altında, kıvrık vaziyette kalır, gceleri yüzeye çıkarak pancarları toprak hizasından keserler.
Mücadele:
• Vakit geçirilmeden ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Çapalama esnasında larvaların öldürülmesi de mücadeleye yardımcı olur.
Kalkan BöceğiCassida)
Ülkemizin geniş bir bölümünde mevcut olup, 5-6 mm boyunda canlılardır. Nisan ortalarından Temmuz sonlarına kadar larva ve erginleri pancar yapraklarının, yaprak ayarlarının etli kısımlarını kemirirler. Kemirilen kısımlar bir zar halini alır. Kasida zararı, yaprakların uzaktan parlayan zarları ve delikleri ile kolayca tanınırlar.
Mücadele:
• İlaçlamak suretiyle zarar yapmaları önlenir.
Yaprak KurtlarıCaradrina)
Ülkemizin hemen her tarafında bulunan ve pancar için büyük tehlike oluşturan bir zararlıdır. Karadrina larvasının sırtı koyu yeşil, karın kısmı açık yeşil, baş kısmı yeşil kahverengidir.
Mayıs ayından Ağustos ayına kadar zarar yapabilir. Pancar yapraklarının damarlarını bırakarak, damar aralarındaki yeşil kısmı yer.
Geç kalındığı zaman çok büyük zararlar meydana getirir. Bu nedenle Nisan ayından itibaren dikkatle gözlenmeli ve ilk nesil ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Vakit geçirilmeden ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
8. SULAMA
Şeker pancarı su ihtiyacı yüksek bir bitki olup, yalnızca yeterli yağış ve düzenli sulama şartlarında yüksek miktarda şeker üretir.
Sulamaya, genç bitkileri erken suya alıştırmamak ve kazık kökün derinlere gitmesini teşvik etmek amacıyla en erken tarla kapanmasından ve genelde gün dönümünden sonra başlanır. Diğer yandan, sıcak öğle saatlerinde solup pörsüyen ve kendilerini yere bırakan yapraklar, serin akşam ve sabah saatlerinde doğrulmadıklarında şeker pancarının sulama zamanı gelmiş demek olup yaşlı dış yaprakların kuruyup ölmesini beklememek gerekir.
Sulama Yöntemleri;
Şeker pancarı Türkiye’de genel olarak salma sulama ve yağmurlama sulama yöntemleri ile sulanır. Ayrıca damlama sulama yöntemi üzerinde de araştırma ve geliştirme çalışmaları başlamıştır.
Salma sulamada su tarla yüzeyine belirli aralıklarla eğim doğrultusunda ve buna dik olarak açılan küçük karıklardan iletilerek uygulanır. İlkel bir sistem olup tarlada düzgün bir su dağılımı çok zor sağlanır ve erozyona yol açabilir. Bu yöntem, öncelikle eğimi düz ve düze yakın tarlalarda yalnızca küçük çiftçilere tavsiye edilebilir.
Yağmurlama sulama her bakımdan en çağdaş ve bitkilere en yarayışlı sulama yöntemidir. Bu yöntemle su tarla yüzeyine, her hangi bir alan kaybı, erozyon ve eğim söz konusu olmaksızın çok düzgün bir dağılımla uygulanır. Yalnızca sürükleme hızının 25km/saat olduğu rüzgârlı havalarda yağmurlamaya ara verilir. Sistemin ilk yatırım harcamaları oldukça yüksektir. Bununla birlikte çok kısa bir dönemde kendisini öder.
ideal sulama pancarların zarar görmemesi için 11:00 – 16:00 saatleri dışında yapılır. En uygunu ve yarayışlısı gece yapılan sulamalardır.
Damlama sulama daha çok, su kaynaklarının çok yetersiz olduğu bölgelerde tavsiye edilen ve yağmurlama sulamaya rakip bir sulama yöntemidir. Bu sistemde başlangıçta yatırım gerektirir. Su etkinliği, yağmurlama sulamaya kıyasla daha yüksek olan damlama sulama ülkemizde henüz deneme aşamasındadır.
Tohum Çıkış Sulaması
Şeker pancarının su ihtiyacı, tohumun çimlenme ve çıkışı sırasında da oldukça yüksektir. Tohum çıkışları, kuruya yapılan ekimlerde kuraklığın uzunluğu kadar gecikir.
İlkbahar kuraklığı yaşanan yıllarda kuruya yapılan ekimler ile tohum çıkışları duraklayan tarlalar, gecikmeksizin 1 veya 2 kez 15-20 mm su uygulanarak kaymak bağlamaya yol açmayacak şekilde(yağmurlama sistemi) sulanır.
Söküm Sulaması
Tarla ayrıca kurak hasat yıllarında pancarların az bir güç kullanılarak çok örselenmeden ve kökleri kırılıp yaralanmadan sökülebilmesi için toprakta yeterli düzeyde söküm tavı sağlayacak şekilde sulanır. Ancak hasattan çok kısa bir zaman önce yapılan ve kökün su ile şişmesi anlamına gelen bu uygulamada, bitkilerce telafi edilmeyecek şekilde, kökün şeker varlığının düşeceği de unutulmamalıdır. Söküm sulaması söküm tarihinde 2-3 hafta önce yapılmalıdır. Sulamadan hemen sonra sökülerek teslim edilen pancarların şeker oranı düşük çıkar.
9. HASAT VE SİLOLAMA
HASAT
9.1. Hasat Zamanı
Pancar köklerinin sökülmesi temizlenmesi, pancarın başındaki yeşil aksamın kesilmesi işlemine HASAT denir.
Ülkemizde normal iklim şartlarında pancarın olgunlaşması Eylül sonu ile Ekim ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Hasat mevsimini başlatırken, pancarın olgunluğu yanında, mevsim sonundaki kötü hava şartlarının da dikkate alınması gerekir. Yağışlı ve soğuk hava iş randımanını düşürür, işçilik masraflarını yükseltir. Sıcaklığın düşmesi ile pancarların tarlada donma tehlikesi ortaya çıkar.
9.2. Hasat Şekli
Pancar tarımının diğer bütün işletmelerde olduğu gibi, hasat işlemleri de Avrupa ülkelerinde el değmeden yapılmaktadır. Ülkemizde ise pancar hasadı giderek makinalaşmakta olup küçük işletmelerde elle yapılmaktadır.
Elle yapılan hasatta pancarın kırılması ve pörsümesi şeklinde meydana gelecek kayıpları en aza indirebilmek için hasattan belirli bir süre önce tarla tavlı değilse sulanmalı ve söküm esnasında kolaylıkla dağılabilir bir tava getirilmelidir. Sökme beli ile sökülen pancarlar, büyük öbekler halinde toplanmalı, toplanan bu pancarların başları vakit geçirmeden kesilmeli, kök üzerindeki toprak, bıçağın sırtı ile temizlenmelidir. Öbeklerin üzerleri pancar yaprakları ile örtülmelidir.
Pancarın baş tabir edilen yaprakların bulunduğu bölge şeker varlığı yönünden fakir, kimyasal zararlı maddeler yönünden zengindir. Pancarın kalitesinin düşmemesi için baş kesimi mutlaka en alttaki yaprak sapı hizasından kesilmelidir.
Elle hasadın çok sayıda işçiye ihtiyaç göstermesi, işçi bulma güçlüğü ve işçilik maliyetinin yüksek olması nedeniyle üreticiler makinalı hasada geçmeye başlamışlardır.
Makinalı hasadın elle yapılan hasada göre olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Kısa sürede az masrafla geniş alanların hasadı, makinalı hasadın olumlu yönleridir. Makina temin masraflarının yüksek olması, hasat esnasında daha çok pancarın kırılması, zedelenmesi dolayısı ile kayıpların artması makinalı hasadın olumsuz yönleridir. Ancak iyi çalışan ve dikkatli çalıştırılan bir makina ile hasat kayıpları en aza indirilebilir.
Hasat esnasında toprağın tav durumu, pancarın sıklığı ve dağılımı, pancarın toprak üstünde kalan kısmının durumu, hasat makinasının tipi ve makinayı kullanan kişinin becerisi, tarlanın tesviye edilmiş olması, yabancı otların bulunmaması, makinelı hasadın kolaylıkla yapılmasını sağlamaktadır.
10. SİLOLAMA
Silolama ve Fabrikaya Teslim
Hasadı yapılmış olmasına rağmen, hemen işlenmesi mümkün olmayan ve bir süre beklemesi gereken pancarların, fiziksel ve kimyasal özelliklerini değiştirmeden, yığınlar halinde muhafaza edilmesine SİLOLAMA ve pancar yığınlarına da SİLO denilmektedir.
Bir program dahilinde sökülen pancarların tamamının aynı anda işlenmesi mümkün olmadığından, fazla pancarların silolara alınarak korunması durumu önem kazanmaktadır. Siloya alınan pancarların bozulmadan uzun süre korunmasında en büyük görev çiftçilerimize düşmektedir. Ülkemizin ekonomisine büyük zarar veren kayıpları en aza indirebilmek için çiftçilerimizin dikkat etmesi gereken önemli hususları şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Pancarların hasat, nakliye, doldurma ve boşaltma işlemleri yapılırken mümkün olduğu kadar kırılmalarını ve yaralanmalarını önleyici tedbirler alınmalıdır.
2- Pancar baş kesimleri mutlaka düzgün yapılmalıdır, bu husus siloya alınacak pancarlar için de çok önemlidir.
3- Çamurlu-kirli pancar teslim edilmemesi için azami gayret gösterilmelidir.
4- Silodaki yapraklar, yabancı otlar ve pancar kırıkları çürüme ve bozulmayı hızlandırdıkları için mutlaka temizlenmelidir.
5- Hasadı yapılan pancarlar, tarlada bekletildikleri süre içerisinde pörsümelerine meydan vermemek için, büyük öbekler halinde, üzerleri örtülmüş olarak tarla içi silolarda korunmalıdır.
6- Fazla azotlu gübre kullanmadan, hastalıksız, normal irilikte pancar yetiştirmeye özen gösterilmelidir.
Silo ve nakliye kayıplarını önlemek, pancarlardaki kırılma ve ezilmeleri azaltmak için çiftçiler tarafından hasat edilen pancarların çiftçi tarafından direkt fabrika merkezine getirmeleri arzu edilen bir durumdur.
Tarlada direkt fabrika merkezine getirilen pancarların nakliye bedeli o yıl oluşacak nakliye ihale bedeline ek olarak köyün kantara olan uzaklığı da hesap edilerek teslim ettiği net pancar üzerinden ödenir, köyü ile kantar arasında yakacağı yakıt bedeli de cebinde kalır.
Emek ver ki ürün alasın.
KALİTELİ ŞEKER PANCARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE
ÇİFTÇİNİN EL KİTABI
İnsan yaşamının her döneminde çok önemli bir besin maddesi olan şeker, ülkemizde şeker pancarından üretilmektedir.
Şeker pancarı diğer ürünlere göre dekar başına yüksek verim ve gelir getirmektedir.
Şeker pancarının bir başka yönü de çok yüksek önemli bir ön bitki (münavebe bitkisi) etkisine sahip olmasıdır. Bu yönü ile toprak verimliğinin yükselmesini dolayısı ile kendinden sonra ekilecek bitkilerin veriminin artmasını sağlar.
Bu kadar önemli olan şeker pancarının bol ve kaliteli olması için Yetiştirme tekniğinin iyi bilinmesi, sonbahar sürümünden hasada kadar olan ilgili işlemlerin nasıl ve ne zaman yapılması gerektiğinin üreticiler tarafından çok iyi bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir.
1. MÜNAVEBE:
Münavebe, pancar tarımının en önemli organizasyonu olup, birden fazla değişik bitkinin aynı tarlada yıllara göre sıraya konularak ekilmesi sistemidir. Toprak verimliliğinin korunması, verimli ve kaliteli üretim yapılması, iş gücünün daha ekonomik kullanılması ve kuraklık, don, dolu gibi iklim faktörlerine karşı üretici riskinin azaltılması münavebe uygulaması ile mümkün olmaktadır. (örnek 1-2)
Örnek 1 Örnek 2
1. Yıl : Pancar 1. Yıl : Mısır
2. Yıl : Buğday 2. Yıl : Sebze
3. Yıl : Kabak 3. Yıl : Buğday
4. Yıl : Arpa 4. Yıl : Pancar
Şeker pancarı, münavebe de kendisinden sonra yetiştirilecek bitkiye
• Gölge tavı ve derin köklenmesi ile, yapısı oldukça düzgün ve sağlam
• Derin toprak işleme ve yoğun çapa işlemleri ile yabancı otları geniş çapta temizlenmiş
• Yaprağın toprağa işlenmesi ile organik gübreleme yapılmış
• Aynı zamanda bir bölüm Azot ve Potasyum verilmiş bir tarla bırakır.
2. TOPRAK İŞLEMESİ:
Şeker pancarı, derin köklenen bir bitki olarak, derin gevşetilmiş bir toprak ister. Aksi takdirde kökleri çatallaşır, yeterince büyüyüp gelişemez, kök verimi ve teknolojik kalitesi düşer.
a) Anız Bozma:
Amacı, miktarı az da olsa yaz sonu ve sonbahar yağışlarını toprakta tutmak, anız ve sapın biyolojik bozulmasına olanak sağlamak, çimlendirip yeşillendirerek yabancı ot baskısını azaltmak ve böylece derin sürüme zemin oluşturmaktır.
Anız bozma işlemine başlamadan önce 8-10 kg/dk üre gübresi atıp anızıboz, bu anız bozma işlemini hububat hasadından hemen sonra, 8-10 cm derinliğinde Anız Pulluğu, Diskaro ve Külküvatör gibi aletler ile yap, atılan üre gübresi anızın toprak altında çürümesini hızlandırıcı etkisi olacak ve besin maddesince zenginleşecektir.
Bu şekilde, anız bozma işlemi ile toprak derinliklerinde su ve havanın oluşması sağlanmakta, kimyasal ve biyolojik faaliyetler arttırılmakta, anız artıklarının çürümesini, yabancı otların çıkışı artırılmaktadır. Dolayısıyla ilkbaharda daha uygun bir tohum yatağı hazırlamaya elverişli temiz tarla imkanı sağlanmaktadır.
b) Sonbahar Derin Sürümü
Toprağın derin sürülmesi (25-30 cm), çok yıllık derin köklü yabancı otların yok edilmesi ve taban gübrelerinin toprağa karıştırılmasının yanında, ilkbaharda şeker pancarına uygun tohum yatağı hazırlanabilmesi için önemli yan şartları hazırlamaktır. Sonbahar derin sürümü Ekim – Kasım aylarında, mevsim uygun gider ise Aralık ayında da pulluk, külküvatör, kazayağı v.b. aletler çekilerek yapılır. Su tutma kapasitesinin azaldığı ve verim düşüklüğü tespiti yapılan tarlalarda pulluk tabanı oluşmuştur. Bu gibi tarlalarda dip kazan pullukla 100 cm aralıkla 40-80 cm derinlikte tarlalarda oluşan pulluk tabanı (sert tabaka)her 4-5 yılda bir Temmuz, Ağustos aylarında patlatılmalıdır ki tarla sonbahar ve kış yağmurlarından gereği gibi faydalansın, gerekli suyu tutabilsin.
c) İlk Bahar Tohum Yatağı Hazırlığı
İlkbaharda tarla tava geldiğinde tohum ekimi için (10-25cm.) derinliğinde işlenmelidir. Hazırlıkta mutlaka Kombi kürümler kullanılmalıdır. Normal bir intaşın, sağlanabilmesi için tohum yatağının taş, kesek ve bitki artıklarından temizlenmesi gerekir. Ağır tavda kesinlikle tohum yatağı hazırlığı, gübre ve herbisit uygulaması yapılmamalıdır. Pancar ekimine hazır bir tarlada şunlar gözlemlenmelidir:
Göz ile yapılacak tespitler:
a) Tarla yanaşık düzende sürülmüş olmalıdır.
b)Sürülmemiş çiğ yer bulunmamalı.
c)Tarlaya geriden bakıldığında tepe, tümsek ve çukurlar görülmemeli.
d) Derin pulluk çizisi görülmemelidir.
f) Bir önceki yıldan kalan kök ve bitki artıkları bulunmamalıdır.
El ile veya fiziki olarak yapılacak tespitler:
a) Kombikürüm ile Tohum yatağı hazırlanıp hazırlanmadığına bakılmalı.
b) İntaşın mütecanis olması için mutlaka merdane çekerek tohum yatağı sıkıştırılmalı.
c)Tarla çapraz olarak yürünmeli (yürürken dokuma halıda çorap ile yürürken hissedilen yaylanma hissi duyulmalı)
d) Elle toprak tavı kontrolü yapılmalı ağır tavda ve tav yokluğunda ekim yapılmamalıdır. (Normal toprak tavı : 4-5 cm derinlikten bir avuç toprak alınır ve sıkılır. Boy hizasından bırakılır. Sıkılmış toprak dağılmıyor ise tav ağır, sıkılmıyor ise tav yoktur.)
e) Tav yok ise ne yapılmalıdır? Ekim öncesinde tarla tavını temin etmek için yüzey sulaması yapılmalı, 1-2 gün içinde tava gelince ekim yapılmalıdır.
3. TOHUM
Şeker pancarı tarımında, toprak işleme, gübreleme bakım işleri ve sulama gibi önlemlerin beklenen düzeyde verim ve kaliteye dönüşmesi her şeyden önce Bölgenin iklim ve toprak şartlarına uygun, verim ve kalite gücü yüksek, hastalıklara dayanıklı üstün nitelikli çeşitlerin ekimi ile gerçekleşir.
Şeker pancar tohumu seçilirken şu hususlara dikkat edilmelidir.
a) Seçilen çeşit ekilen yörenin iklim ve toprak yapısına uygun olmalıdır.
b) Çeşitli hastalıklara ve tohuma kalkmaya dayanıklı olmalıdır.
c) Çeşidin kök ve yaprak verimi ile şeker varlığının hem çiftçiyi, hem Şeker Fabrikasını memnun edici yükseklikte olmalıdır.
d) Tohumun çimlenme gücü ve tarla çıkışı çok iyi olmalıdır.
e) Standartlara göre hazırlanmış ve gerekli ilaçlarla ilaçlanmış olmalıdır.
4. BESLENME ve GÜBRELEME
Gübreler genel olarak iki kısımda incelenir.
1- Çiftlikte elde edilen gübreler
a) Ahır Gübresi (Hayvancılık yapılan işletmelerde)
b) Yeşil Gübreler (Ara bitki ekip, sürerek toprağa karıştırma))
c) Kompost (Çiftlikte çeşitli organik bitki artıklarının çürümesi)
Bunların en önemlisi ahır gübresidir. Ahır gübresinin yerini hiçbir ticari gübre tutamaz. Ahır gübresi, yeşil gübre, kompost ve anız artıkları kullanılarak toprakların organik maddece zenginleştirilmesi çok önemlidir.
Organik madde ile toprakların kaymak bağlaması önlenir, su tutma kapasiteleri artar, toprakların tava gelmesi kolaylaşır ve erozyon önlenmiş olur.
2- Ticari gübreler
a) Azotlu gübreler,
b) Fosforlu gübreler,
c) Potaslı gübreler,
d) Kompoze gübreler.
Toprakta eksik olan bitki besin maddelerinin tamamlanması için ticari gübreler kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre çiftçilerimiz de bitkilerin ihtiyaç duyduklarından fazla gübre kullanma alışkanlıkları vardır. Unutulmamalıdır ki hiçbir zaman, fazla gübre vermekle fazla mahsul alınmaz. Önemli olan bitkinin ihtiyacı kadar gübreyi zamanında toprağa verebilmektir.
Önemli bitki besin maddeleri kimya dilinde harflerle kısaltılmıştır. Buna göre N Azot, P Fosfor, K Potas olarak kullanılır.
Şeker Pancarının beslenmesinde ana besin maddeleri Azot(N), Fosfor(P2O5) ve Potasyum(K2O) büyük önem taşır. Bitkiler kök ve yaprakları ile birlikte topraktan yüksek miktarlarda azot, fosfor ve potasyum kaldırır. Tarlanın verimlilik düzeyinin korunabilmesi ve sürdürülebilmesi için toprağın ve bitkinin bu ana besin maddelerince desteklenmesi gerekir.
Tarlanın Pancar Verimine Göre Verilecek Gübre Miktarları;( )
Tarlanın
Pancar Verimi
Ton/Dekar Derin Sürüm veya Ekim Öncesi Tırmık Altına Kom. 10.25.20 Kg/Dk. Çapa Altına Baş Gübresi Olarak %33’lük Amonyum Nitrat Kg/Dk.
4. 40 20
5. 50 25
6. 60 27
7. 70 30
Şeker pancarı azot ihtiyacının %70’e varan kısmını Mayıs, Haziran aylarında alır. Şeker Pancarının gübreden yeterince faydalanabilmesi için azotlu gübre 2 aşamada verilir.
Öngörülen gübrenin yarısı tohum yatağı hazırlığından birkaç gün önce tırmık altına, diğer yarısı da baş gübresi olarak en geç son ot çapasının altına atılır. Haziran ortasından sonra verilen azotlu gübreler şeker pancarının teknolojik kalitesini olumsuz etkiler. Azotlu gübre uygulamasına hasattan en az 2,5 ay önce son verilmelidir.
Kompoze gübre ile verilen fosfor şeker pancarında yan ve kılcal kök oluşumunu teşvik ederek genç bitkilerin büyüme ve gelişmesini hızlandırır. Fosfor ayrıca aşırı miktarda verilen azot gübresinin pancarın teknolojik kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Yeterli düzeyde fosfor beslenmesi, şeker pancarında kök veriminin korunması için gereklidir.
Fosforun toprakta hareketsiz olması nedeniyle, bitkilerin istifade edebilmeleri için gübrenin ana kök bölgesi derinliğinde toprağa iyice karıştırılması dolayısıyla köklerin gübre fosforuna doğrudan değme olasılığının arttırılması gerekir.
Fosforlu gübrelerin ’ü (30kg. 10.25.20) Sonbaharda taban gübresi olarak derin sürümden birkaç gün önce pulluk altına diğer ’ü (15.kg. 10.25.20) İlkbahar ilk hız gübresi olarak azot gübresi ile birlikte tohum yatağı hazırlığından birkaç gün önce tırmık altına atılır.
Potasyumlu gübreler(Ör. 10.25.20) enzimleri aktifleştirir, su düzenini ve bilânçosunu (Don ve kuraklık zararlarına karşı dayanıklılık) ayarlar. Şeker pancarının teknolojik kalitesini arttırır.
Potasyumlu gübreler, genel olarak Sonbaharda fosforlu gübreler ile birlikte son sürümden önce pulluk derinliğinde (15-20 cm) toprağa karıştırılmalıdır.
5. EKİM ZAMANI VE EKİM
İlkbaharda toprak sıcaklığı 0,5cm derinlikte istikrarlı olarak 5-7 0C’yi bulduğunda tohum yatağı hazırlığı yapılmalı, Toprak yüzeyi işleme tavında, tırmıkla işlenmeli, ekim tavına geldiğinde ekime başlanmalıdır. Erken ekim her zaman pancarın teknolojik değerini artırır.
Ekim hızı 4-5km/saat ‘i geçmemelidir. Çapa ve hasat makinaları ile uyumlu olabilmesi için sıra aralıkları 45cm olmalıdır. Ekim derinliği 2-5 cm derinliğinde olmalıdır. Ülkemiz şartlarında sıra üzeri ekim aralığı 5-8 ve 15 cm olmaktadır. Tarla Sahibi, ekim süresince tarlalarında bulunarak ekim makinasının çalışmasını, tohum atışını, ekim aralığını ve derinliğini kontrol etmelidir.
Normal ekimden sonra, intaş noksanlığı, don, dolu, su basması, rüzgar erozyonu, haşere ve hastalık tahribatı gibi nedenlerle pancar sayısında %40 dan fazla azalma olduğu takdirde tarla ikinci defa ekilmelidir.
6. BAKIM
Ekimden sonra pancarın gelişmesini, yabancı otlardan, hastalık ve haşereden korunmasını sağlayan tüm işlere bakım denir.
Bakım işleri;
• Seyreltme tekleme
• Çapalama
• Yabancı ot mücadelesi
• Hastalık ve haşere mücadelesi
• Sulama
Seyreltme Tekleme;
Bir pancar tarlasında birim alandaki bitki sayısı, bu bitkilerin yüzeye uygun bir şekilde dağılmış olması, verim ve kaliteye etki eden önemli bir faktördür. 5-8 veya 15 cm sıra üzeri aralıkta ekilen pancarlar bir dekarda ortalama 9000-12000 bitki kalması amacıyla, pancarlar 4-5 yapraklı döneme ulaştıklarında seyreltme ve tekleme işlemi yapılır. Sıra üzeri aralıkların 20-25 cm olması yeterlidir. Teklerken pancarların zedelenmemesine dikkat edilmelidir.
Çapalama;
Yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılıyorsa pancarlar sadece toprağın havalandırılması için çapa yapılır.
Çapa;
• Toprağın havalandırılmasını
• Buharlaşmanın önlenmesini (Toprak taban tavının korunması)
• Toprağın daha çok ısınmasını
• Yağmur sularının düzenli bir dağılımla toprağa işlemesini sağlar.
Ülkemiz şartlarında 1-2 çapa yeterlidir.
Bunun dışında yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılmıyorsa veya ilaçla yok edilmeyen otlar mevcutsa, yağmurdan sonra pancarları sıkıştıracak baskı yapacaktır. Kuvvetli kaymak tabakası oluşmuşsa mutlaka çapa yapmak gerekir.
Ülkemizde pancar çapası elle veya makine ile yapılmaktadır. Daha ucuz olanı tercih edilebilir. Çapalamada pancarların yan köklerinin zedelenmemesine, fazla kesek çıkarılmamasına ve pancarların çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.
Yabancı Ot Mücadelesi;
Tarlada yetiştirmek istediğimiz bitkinin dışında çıkan diğer bitkiler ile tohuma kalkan ve sıra aralarında çıkan pancarlar yabancı ot sayılır. Yabancı otlar pancarın besinlerine, suyuna havasına ve güneşine ortak olur ve onu bastırarak gelişmesini engellerler. Bu nedenle pancarın çimlenmesinden hasadına kadar yabancı otlarla mücadele etmek gerekir.
Yabancı ot mücadelesi
1. Çapa ile,
2. İlaçlama ile yapılır.
Bu iki metottan yöre şartlarına göre ucuz olanı seçilir. İşçi bulmanın kolay ve ucuz olduğu yerde el veya makine çapası ilacın yerini alır.
İlaçlı yabancı ot mücadelesi ekim öncesi koruyucu mücadele ve ekim sonrası yapılan mücadele ile yapılır. Kullanılan ilaçlara herbisit adı verilir. İlaç seçimi Bölge Müdürlüklerine veya ilaçlama uzmanlarına sorularak yapılmalıdır.
Ot ilaçları ile mücadelenin başarılı olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
• Tarla hazırlığının çok iyi yapılmış olması ve tarla tavın uygun olması,
• Tarladaki yabancı otların çok iyi bilinmesi ve bu otlara etki edecek, yabancı ot ilacının seçiminin yapılması,
• Yabancı ot ilacının zamanında ve uygun dozda kullanılması,
• Yabancı ot ilacı kullanma talimatının çok iyi okunması ve nasıl kullanılacağının iyice öğrenilmesi gerekmektedir.
Ayrıca:
• Kullanılacak pülverizatör temiz suyla güzelce yıkanmalıdır.
• Pülverizatör ve memelerin ayarı düzgün yapılmalıdır.
• İlaç hazırlığı üzerindeki tarifeye göre yapılmalıdır.
• Çok sıcak ve rüzgarlı günlerde ilaçlama yapılmamalıdır.(20°C üstü)
• İlaç çeşme yanlarında hazırlanmamalıdır.
• Yanlışlıkla ilaç yutulduğunda yutan kişi derhal kusturulmalı ve yoğurt yedirmelidir.
7. HASTALIK VE HAŞERE MÜCADELESİ;
Pancarın, özellikle tohum çıkışı ve gelişme dönemlerinde Zararlı ve hastalıklara karşı etkin bir mücadele programı ile korunması, verim ve kaliteyi önemli ölçüde etkilemektedir.
Türkiye’de şeker pancarı ekim alanlarında görülen ve ekonomik önem taşıyan hastalıklar;
• Cercospora yaprak lekesi
• Rhizomania kök sakallanması
• Kök yanıklığı
• Külleme olarak belirlenmiştir.
Cercospora Yaprak Leke Hastalığı
Yapraklarda 2-3mm çapında, yuvarlakça, ortada açık gri, kenarlara doğru koyu kahverengi lekeler görülür. Hastalığın ileri devrelerinde yapraklar önce sararır, sonra kahverengileşir ve tamamen kururlar.
Mücadele;
• Dayanıklı çeşitlerin ekilmesi
• En az 4 yıllık münavebe
• Fungusit kullanımı.
Fotoğraf 2:Cercospora Yaprak Lekesi
Rhizomania Kök Sakallanması
Kök bodurlaşır ve kökte sakallanmalar olur. Kökün uzunlamasına kesitinde kahverengiye dönüşmüş ve lifleşmiş iletim boruları kolayca göze çarpar. Yapraklar yer yer sararır ve tarlada yer yer solmalar ve çökmeler görülür.
Mücadele;
• Dört yıllık münavebe uygulaması
• Ön bitki hasadından sonra Dipkazan çekilmesi
• Ekimin zamanında yapılması
• Aşırı dozda gübre ve herbisit kullanılmaması
• Dayanıklı çeşitlerin ekilmesi
• Zamanında ve ölçülü sulama yapılması.
Şeker Pancarı Zararlıları
Tel KurduAgriotes)
Rutubetli taban arazilerde, çiftlik gübresi ile gübrelenmiş tarlalarda bulunur. Yeni intaş eden pancar fidesini gövdesinden, toprak içinde kesmek suretiyle zarar verir.
Mücadele:
• Tohum ilaçlaması ve çapa ile toprağın havalandırılması
pancar PiresiChaetocnema)
Parlak siyah renkte, 1,5-2 mm büyüklüğünde ülkemizin hemen her tarafında bulunan bir zararlıdır. Pancar ekim mevsimi ile ortaya çıkar ve pancarın intaş etmesiyle birlikte zarar vermeye başlarlar, sıcak ve yağışsız geçen günlerde zararı daha da artar.
Mücadele:
• Tohum ilaçlaması
• İlaçlama
DanaburnuGryllotalpa)
Çiftlik gübresi ile gübrelenmiş, hafif topraklı taban arazilerde sık rastlanan bir zararlıdır. Toprak altına açtığı dehlizlere rastlayan pancarlar, kesilmek suretiyle tahribe uğrar.
mücadele:
• İlaçla karıştırılarak hazırlanmış nemli kepeklerin güneşin batmasına yakın saatlerde, danaburnunun bulunduğu yere konması.
Toprak KurduAgrotis)
Toprak kurtları şeker pancarı tarımı için büyük tehlike oluştururlar. Larvalar gündüzleri toprağın 2-3 cm altında, kıvrık vaziyette kalır, gceleri yüzeye çıkarak pancarları toprak hizasından keserler.
Mücadele:
• Vakit geçirilmeden ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Çapalama esnasında larvaların öldürülmesi de mücadeleye yardımcı olur.
Kalkan BöceğiCassida)
Ülkemizin geniş bir bölümünde mevcut olup, 5-6 mm boyunda canlılardır. Nisan ortalarından Temmuz sonlarına kadar larva ve erginleri pancar yapraklarının, yaprak ayarlarının etli kısımlarını kemirirler. Kemirilen kısımlar bir zar halini alır. Kasida zararı, yaprakların uzaktan parlayan zarları ve delikleri ile kolayca tanınırlar.
Mücadele:
• İlaçlamak suretiyle zarar yapmaları önlenir.
Yaprak KurtlarıCaradrina)
Ülkemizin hemen her tarafında bulunan ve pancar için büyük tehlike oluşturan bir zararlıdır. Karadrina larvasının sırtı koyu yeşil, karın kısmı açık yeşil, baş kısmı yeşil kahverengidir.
Mayıs ayından Ağustos ayına kadar zarar yapabilir. Pancar yapraklarının damarlarını bırakarak, damar aralarındaki yeşil kısmı yer.
Geç kalındığı zaman çok büyük zararlar meydana getirir. Bu nedenle Nisan ayından itibaren dikkatle gözlenmeli ve ilk nesil ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Vakit geçirilmeden ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
8. SULAMA
Şeker pancarı su ihtiyacı yüksek bir bitki olup, yalnızca yeterli yağış ve düzenli sulama şartlarında yüksek miktarda şeker üretir.
Sulamaya, genç bitkileri erken suya alıştırmamak ve kazık kökün derinlere gitmesini teşvik etmek amacıyla en erken tarla kapanmasından ve genelde gün dönümünden sonra başlanır. Diğer yandan, sıcak öğle saatlerinde solup pörsüyen ve kendilerini yere bırakan yapraklar, serin akşam ve sabah saatlerinde doğrulmadıklarında şeker pancarının sulama zamanı gelmiş demek olup yaşlı dış yaprakların kuruyup ölmesini beklememek gerekir.
Sulama Yöntemleri;
Şeker pancarı Türkiye’de genel olarak salma sulama ve yağmurlama sulama yöntemleri ile sulanır. Ayrıca damlama sulama yöntemi üzerinde de araştırma ve geliştirme çalışmaları başlamıştır.
Salma sulamada su tarla yüzeyine belirli aralıklarla eğim doğrultusunda ve buna dik olarak açılan küçük karıklardan iletilerek uygulanır. İlkel bir sistem olup tarlada düzgün bir su dağılımı çok zor sağlanır ve erozyona yol açabilir. Bu yöntem, öncelikle eğimi düz ve düze yakın tarlalarda yalnızca küçük çiftçilere tavsiye edilebilir.
Yağmurlama sulama her bakımdan en çağdaş ve bitkilere en yarayışlı sulama yöntemidir. Bu yöntemle su tarla yüzeyine, her hangi bir alan kaybı, erozyon ve eğim söz konusu olmaksızın çok düzgün bir dağılımla uygulanır. Yalnızca sürükleme hızının 25km/saat olduğu rüzgârlı havalarda yağmurlamaya ara verilir. Sistemin ilk yatırım harcamaları oldukça yüksektir. Bununla birlikte çok kısa bir dönemde kendisini öder.
ideal sulama pancarların zarar görmemesi için 11:00 – 16:00 saatleri dışında yapılır. En uygunu ve yarayışlısı gece yapılan sulamalardır.
Damlama sulama daha çok, su kaynaklarının çok yetersiz olduğu bölgelerde tavsiye edilen ve yağmurlama sulamaya rakip bir sulama yöntemidir. Bu sistemde başlangıçta yatırım gerektirir. Su etkinliği, yağmurlama sulamaya kıyasla daha yüksek olan damlama sulama ülkemizde henüz deneme aşamasındadır.
Tohum Çıkış Sulaması
Şeker pancarının su ihtiyacı, tohumun çimlenme ve çıkışı sırasında da oldukça yüksektir. Tohum çıkışları, kuruya yapılan ekimlerde kuraklığın uzunluğu kadar gecikir.
İlkbahar kuraklığı yaşanan yıllarda kuruya yapılan ekimler ile tohum çıkışları duraklayan tarlalar, gecikmeksizin 1 veya 2 kez 15-20 mm su uygulanarak kaymak bağlamaya yol açmayacak şekilde(yağmurlama sistemi) sulanır.
Söküm Sulaması
Tarla ayrıca kurak hasat yıllarında pancarların az bir güç kullanılarak çok örselenmeden ve kökleri kırılıp yaralanmadan sökülebilmesi için toprakta yeterli düzeyde söküm tavı sağlayacak şekilde sulanır. Ancak hasattan çok kısa bir zaman önce yapılan ve kökün su ile şişmesi anlamına gelen bu uygulamada, bitkilerce telafi edilmeyecek şekilde, kökün şeker varlığının düşeceği de unutulmamalıdır. Söküm sulaması söküm tarihinde 2-3 hafta önce yapılmalıdır. Sulamadan hemen sonra sökülerek teslim edilen pancarların şeker oranı düşük çıkar.
9. HASAT VE SİLOLAMA
HASAT
9.1. Hasat Zamanı
Pancar köklerinin sökülmesi temizlenmesi, pancarın başındaki yeşil aksamın kesilmesi işlemine HASAT denir.
Ülkemizde normal iklim şartlarında pancarın olgunlaşması Eylül sonu ile Ekim ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Hasat mevsimini başlatırken, pancarın olgunluğu yanında, mevsim sonundaki kötü hava şartlarının da dikkate alınması gerekir. Yağışlı ve soğuk hava iş randımanını düşürür, işçilik masraflarını yükseltir. Sıcaklığın düşmesi ile pancarların tarlada donma tehlikesi ortaya çıkar.
9.2. Hasat Şekli
Pancar tarımının diğer bütün işletmelerde olduğu gibi, hasat işlemleri de Avrupa ülkelerinde el değmeden yapılmaktadır. Ülkemizde ise pancar hasadı giderek makinalaşmakta olup küçük işletmelerde elle yapılmaktadır.
Elle yapılan hasatta pancarın kırılması ve pörsümesi şeklinde meydana gelecek kayıpları en aza indirebilmek için hasattan belirli bir süre önce tarla tavlı değilse sulanmalı ve söküm esnasında kolaylıkla dağılabilir bir tava getirilmelidir. Sökme beli ile sökülen pancarlar, büyük öbekler halinde toplanmalı, toplanan bu pancarların başları vakit geçirmeden kesilmeli, kök üzerindeki toprak, bıçağın sırtı ile temizlenmelidir. Öbeklerin üzerleri pancar yaprakları ile örtülmelidir.
Pancarın baş tabir edilen yaprakların bulunduğu bölge şeker varlığı yönünden fakir, kimyasal zararlı maddeler yönünden zengindir. Pancarın kalitesinin düşmemesi için baş kesimi mutlaka en alttaki yaprak sapı hizasından kesilmelidir.
Elle hasadın çok sayıda işçiye ihtiyaç göstermesi, işçi bulma güçlüğü ve işçilik maliyetinin yüksek olması nedeniyle üreticiler makinalı hasada geçmeye başlamışlardır.
Makinalı hasadın elle yapılan hasada göre olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Kısa sürede az masrafla geniş alanların hasadı, makinalı hasadın olumlu yönleridir. Makina temin masraflarının yüksek olması, hasat esnasında daha çok pancarın kırılması, zedelenmesi dolayısı ile kayıpların artması makinalı hasadın olumsuz yönleridir. Ancak iyi çalışan ve dikkatli çalıştırılan bir makina ile hasat kayıpları en aza indirilebilir.
Hasat esnasında toprağın tav durumu, pancarın sıklığı ve dağılımı, pancarın toprak üstünde kalan kısmının durumu, hasat makinasının tipi ve makinayı kullanan kişinin becerisi, tarlanın tesviye edilmiş olması, yabancı otların bulunmaması, makinelı hasadın kolaylıkla yapılmasını sağlamaktadır.
10. SİLOLAMA
Silolama ve Fabrikaya Teslim
Hasadı yapılmış olmasına rağmen, hemen işlenmesi mümkün olmayan ve bir süre beklemesi gereken pancarların, fiziksel ve kimyasal özelliklerini değiştirmeden, yığınlar halinde muhafaza edilmesine SİLOLAMA ve pancar yığınlarına da SİLO denilmektedir.
Bir program dahilinde sökülen pancarların tamamının aynı anda işlenmesi mümkün olmadığından, fazla pancarların silolara alınarak korunması durumu önem kazanmaktadır. Siloya alınan pancarların bozulmadan uzun süre korunmasında en büyük görev çiftçilerimize düşmektedir. Ülkemizin ekonomisine büyük zarar veren kayıpları en aza indirebilmek için çiftçilerimizin dikkat etmesi gereken önemli hususları şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Pancarların hasat, nakliye, doldurma ve boşaltma işlemleri yapılırken mümkün olduğu kadar kırılmalarını ve yaralanmalarını önleyici tedbirler alınmalıdır.
2- Pancar baş kesimleri mutlaka düzgün yapılmalıdır, bu husus siloya alınacak pancarlar için de çok önemlidir.
3- Çamurlu-kirli pancar teslim edilmemesi için azami gayret gösterilmelidir.
4- Silodaki yapraklar, yabancı otlar ve pancar kırıkları çürüme ve bozulmayı hızlandırdıkları için mutlaka temizlenmelidir.
5- Hasadı yapılan pancarlar, tarlada bekletildikleri süre içerisinde pörsümelerine meydan vermemek için, büyük öbekler halinde, üzerleri örtülmüş olarak tarla içi silolarda korunmalıdır.
6- Fazla azotlu gübre kullanmadan, hastalıksız, normal irilikte pancar yetiştirmeye özen gösterilmelidir.
Silo ve nakliye kayıplarını önlemek, pancarlardaki kırılma ve ezilmeleri azaltmak için çiftçiler tarafından hasat edilen pancarların çiftçi tarafından direkt fabrika merkezine getirmeleri arzu edilen bir durumdur.
Tarlada direkt fabrika merkezine getirilen pancarların nakliye bedeli o yıl oluşacak nakliye ihale bedeline ek olarak köyün kantara olan uzaklığı da hesap edilerek teslim ettiği net pancar üzerinden ödenir, köyü ile kantar arasında yakacağı yakıt bedeli de cebinde kalır.
Emek ver ki ürün alasın.