Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bugün yaptığı paylaşımlarla dünya ve Türkiye tarımını değerlenirerek çiftçi sorunlarına dikkat çekti.
"Rusya ve Ukrayna arasındaki buhrandan dolayı ithalatta sorun çıkması, başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarını olumsuz etkileyecektir. Bu buhran, özellikle stratejik ürünlerde ithalata bağımlı olmanın ülkemize verdiği zararları göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle yerli üreticimiz bu bağımlılıktan en fazla olumsuz etkilenen kesim olmaktadır."
"TZOB olarak sürekli ithalata dayanan tedarik politikasına her zaman karşı olduk, yerli üretimi artırmanın önemini ıslarla vurguladık. Dünyada gıda ile ilgili yaşanan gelişmeler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. İhtiyacımız olan buğday ve arpayı rahatlıkla verilecek desteklerle ülkemizde üretebiliriz. Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz."
"Ülkemizde ekilmedik arazi bırakılmamalı, üreticiye yeterli destekler hızlı bir şekilde ulaştırılmalıdır. Gıda enflasyonunu önlemek için üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur. Geçen yıl ülkenin her tarafında yaşanan kuraklık nedeniyle sattığı maldan kazanamayan üreticilerimiz, artan girdi maliyetlerine hazırlıksız yakalandı. Çok hızlı bir şekilde artan girdi fiyatları üreticilerimizi ekime başlarken yakaladı. Üreticilerimizin önümüzdeki aylarda yeterli gübre kullanabilmeleri için gübre fiyatları biran önce makul seviyelere çekilmeli, verilen destekler artırılmalıdır."
"Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 111 oranında arttı. Üreticilerimize verilen mazot desteği bu artış karşısında yetersiz kaldı. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı. Üreticilerimiz üretim yapamaz hale gelmekten büyük endişe duyuyor. Destekleme bütçesi milli gelirin yüzde 1’in altına düşmeyecek şekilde oluşturulmalıdır. Bu yıl gıda yokluğu yaşamak istemiyorsak çiftçimizi tarımda tutmalıyız ve üretmesini sağlamalıyız. Ayrıca üreticilerimizin topraklarını üretim değil, yatırım ve rant amaçlı satın almak isteyenlere satmasının önüne geçilmelidir."
"Kar yağışı barajların ve yer altı sularının beslenmesi açısından önem arz ediyor. Ancak kuraklık için konuşmak erken, kuraklık riskinin azaldığını söylemek için mart-nisan dönemindeki yağışları görmek gerekir. Ülke olarak dikkatli olmalıyız. Kuraklıkla ilgili tedbirleri hayata geçirmeliyiz" dedi.
"Rusya ve Ukrayna arasındaki buhrandan dolayı ithalatta sorun çıkması, başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarını olumsuz etkileyecektir. Bu buhran, özellikle stratejik ürünlerde ithalata bağımlı olmanın ülkemize verdiği zararları göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle yerli üreticimiz bu bağımlılıktan en fazla olumsuz etkilenen kesim olmaktadır."
"TZOB olarak sürekli ithalata dayanan tedarik politikasına her zaman karşı olduk, yerli üretimi artırmanın önemini ıslarla vurguladık. Dünyada gıda ile ilgili yaşanan gelişmeler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. İhtiyacımız olan buğday ve arpayı rahatlıkla verilecek desteklerle ülkemizde üretebiliriz. Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz."
"Ülkemizde ekilmedik arazi bırakılmamalı, üreticiye yeterli destekler hızlı bir şekilde ulaştırılmalıdır. Gıda enflasyonunu önlemek için üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur. Geçen yıl ülkenin her tarafında yaşanan kuraklık nedeniyle sattığı maldan kazanamayan üreticilerimiz, artan girdi maliyetlerine hazırlıksız yakalandı. Çok hızlı bir şekilde artan girdi fiyatları üreticilerimizi ekime başlarken yakaladı. Üreticilerimizin önümüzdeki aylarda yeterli gübre kullanabilmeleri için gübre fiyatları biran önce makul seviyelere çekilmeli, verilen destekler artırılmalıdır."
"Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 111 oranında arttı. Üreticilerimize verilen mazot desteği bu artış karşısında yetersiz kaldı. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı. Üreticilerimiz üretim yapamaz hale gelmekten büyük endişe duyuyor. Destekleme bütçesi milli gelirin yüzde 1’in altına düşmeyecek şekilde oluşturulmalıdır. Bu yıl gıda yokluğu yaşamak istemiyorsak çiftçimizi tarımda tutmalıyız ve üretmesini sağlamalıyız. Ayrıca üreticilerimizin topraklarını üretim değil, yatırım ve rant amaçlı satın almak isteyenlere satmasının önüne geçilmelidir."
"Kar yağışı barajların ve yer altı sularının beslenmesi açısından önem arz ediyor. Ancak kuraklık için konuşmak erken, kuraklık riskinin azaldığını söylemek için mart-nisan dönemindeki yağışları görmek gerekir. Ülke olarak dikkatli olmalıyız. Kuraklıkla ilgili tedbirleri hayata geçirmeliyiz" dedi.