Organik Tarım Dünyayı Doyurur!
California Üniversitesi Berkeley Gıda Enstitüsünün Eş Direktörü ve Çevre Bilimleri Öğretim üyesi Claire Kremen, Dünyadaki açlığı yok etmek için üretimi değil, gıdaya erişimi arttırmak gerekir diyor.
**********
İngiltere ' de yayınlanan yeni bir çalışma, organik çiftçilerin neredeyse konvansiyonel tarım uygulamaları yapan meslektaşları kadar verim alabildiğini gösteriyor. Araştırmacı Emily Cassidy yeni araştırmayı yorumladığı yazısında, organik tarımın dünyayı doyurmaya yeteceğine bir kez daha dikkat çekiyor.
Organik tarım, sadece ayrıcalıklı bir kesim için niş bir pazar değil.
10 Aralık tarihinde Proceedings of the Royal Society of Londonda yayınlanan yeni bir çalışma, organik çiftçilerin neredeyse konvansiyonel tarım uygulamaları yapan meslektaşları kadar verim alabildiğini gösteriyor. Üstelik organik tarım yapan çiftçiler, yeraltı sularını kirleten ve deniz yaşamını tehlikeye atan son derece zehirli böcek ilaçları ve sentetik gübre kullanmadan ürün yetiştirebiliyorlar.
California Üniversitesi (UC), Berkeleydeki araştırmacılar önderliğinde yürütülen bu yeni çalışma, her mevsim farklı ürünler ekildiği takdirde, organik ve konvansiyonel tarımın verimi arasındaki farkın %8e kadar inebileceği sonucuna vardı. Bu, önceden tahmin edilen %25ten çok daha düşük.
Konvansiyonel tarımın savunucuları, konvansiyonel tarımın dünyayı besleyemeyeceğini kanıtlamak için uzun süredir organik ve konvansiyonel tarım arasındaki geniş bir fark olduğunu iddia eden çalışmaları kaynak gösteriyorlar. Berkeleydeki çalışma doğru ise, çevreyi tahrip etmeden dünyayı besleyebiliriz.
Aslında verimlilik üzerine odaklanmak, modern toplumların yüzleştiği en büyük sorunlardan olan küresel açlık ve obezite için bir çözüm değil. Amerikan tarımında mısıra yapıldığı gibi verimliliği arttırmaya odaklanılırsa, elde edilen ürün insanları değil, inekleri ve arabaları besleyecek. Şu anda Amerikanın tarlalarından elde edilen kalorilerin %75inden fazlası hayvan yemi ve biyolojik yakıt olarak kullanılıyor. Toprağa zarar veren, su kaynaklarına karışan ve sadece küçük bir miktarı yenebilir gıda sağlayacak, verimliliği daha yüksek mısır tarlalarına gerçekten ihtiyacımız var mı?
Çalışmanın baş yazarı, çevre bilimleri öğretim üyesi ve California Üniversitesi Berkeley Gıda Enstitüsünün eş direktörü Claire Kremen, Dünyadaki açlığı yok etmek için üretimi değil, gıdaya erişimi arttırmak gerekir diyor. Sürdürülebilir, organik tarım yöntemlerinin oranını arttırmak artık bir seçim değil, bir gereklilik. Kısacası, topraklarımız, sularımız ve biyolojik çeşitliliğimize özen göstermeden uzun vadeli olarak gıda üretmeye devam edemeyiz.
Kremen ve ekibi, organik tarımın veriminin, konvansiyonel tarım veriminden genellikle %19,2 daha düşük olduğunu buldu. Ancak organik çiftçiler aynı araziye farklı ürünlerin ekildiği çoklu-ürün tekniğini kullanırlarsa, organik ve konvansiyonel tarım arasındaki verim farkı %9a düşüyor. Ve eğer her mevsim değişik ürün ekerlerse, aradaki fark %8e iniyor.
Organik tarımın biyolojik çeşitliliği arttırdığı, toprak sağlığını güçlendirdiğini ve enerji kullanımını azalttığı gösterilmiş durumda. UC Berkeleydeki çalışma, hem dünyayı doyurup hem de gezegeni koruyabilecek tarım sistemlerine dair umudun var olduğunu gösteriyor.
* Yazının orjinalini (ingilizce) buradan okuyabilirsiniz.
http://www.ewg.org/agmag/2014/12/organic-can-feed-world
California Üniversitesi Berkeley Gıda Enstitüsünün Eş Direktörü ve Çevre Bilimleri Öğretim üyesi Claire Kremen, Dünyadaki açlığı yok etmek için üretimi değil, gıdaya erişimi arttırmak gerekir diyor.
**********
İngiltere ' de yayınlanan yeni bir çalışma, organik çiftçilerin neredeyse konvansiyonel tarım uygulamaları yapan meslektaşları kadar verim alabildiğini gösteriyor. Araştırmacı Emily Cassidy yeni araştırmayı yorumladığı yazısında, organik tarımın dünyayı doyurmaya yeteceğine bir kez daha dikkat çekiyor.
Organik tarım, sadece ayrıcalıklı bir kesim için niş bir pazar değil.
10 Aralık tarihinde Proceedings of the Royal Society of Londonda yayınlanan yeni bir çalışma, organik çiftçilerin neredeyse konvansiyonel tarım uygulamaları yapan meslektaşları kadar verim alabildiğini gösteriyor. Üstelik organik tarım yapan çiftçiler, yeraltı sularını kirleten ve deniz yaşamını tehlikeye atan son derece zehirli böcek ilaçları ve sentetik gübre kullanmadan ürün yetiştirebiliyorlar.
California Üniversitesi (UC), Berkeleydeki araştırmacılar önderliğinde yürütülen bu yeni çalışma, her mevsim farklı ürünler ekildiği takdirde, organik ve konvansiyonel tarımın verimi arasındaki farkın %8e kadar inebileceği sonucuna vardı. Bu, önceden tahmin edilen %25ten çok daha düşük.
Konvansiyonel tarımın savunucuları, konvansiyonel tarımın dünyayı besleyemeyeceğini kanıtlamak için uzun süredir organik ve konvansiyonel tarım arasındaki geniş bir fark olduğunu iddia eden çalışmaları kaynak gösteriyorlar. Berkeleydeki çalışma doğru ise, çevreyi tahrip etmeden dünyayı besleyebiliriz.
Aslında verimlilik üzerine odaklanmak, modern toplumların yüzleştiği en büyük sorunlardan olan küresel açlık ve obezite için bir çözüm değil. Amerikan tarımında mısıra yapıldığı gibi verimliliği arttırmaya odaklanılırsa, elde edilen ürün insanları değil, inekleri ve arabaları besleyecek. Şu anda Amerikanın tarlalarından elde edilen kalorilerin %75inden fazlası hayvan yemi ve biyolojik yakıt olarak kullanılıyor. Toprağa zarar veren, su kaynaklarına karışan ve sadece küçük bir miktarı yenebilir gıda sağlayacak, verimliliği daha yüksek mısır tarlalarına gerçekten ihtiyacımız var mı?
Çalışmanın baş yazarı, çevre bilimleri öğretim üyesi ve California Üniversitesi Berkeley Gıda Enstitüsünün eş direktörü Claire Kremen, Dünyadaki açlığı yok etmek için üretimi değil, gıdaya erişimi arttırmak gerekir diyor. Sürdürülebilir, organik tarım yöntemlerinin oranını arttırmak artık bir seçim değil, bir gereklilik. Kısacası, topraklarımız, sularımız ve biyolojik çeşitliliğimize özen göstermeden uzun vadeli olarak gıda üretmeye devam edemeyiz.
Kremen ve ekibi, organik tarımın veriminin, konvansiyonel tarım veriminden genellikle %19,2 daha düşük olduğunu buldu. Ancak organik çiftçiler aynı araziye farklı ürünlerin ekildiği çoklu-ürün tekniğini kullanırlarsa, organik ve konvansiyonel tarım arasındaki verim farkı %9a düşüyor. Ve eğer her mevsim değişik ürün ekerlerse, aradaki fark %8e iniyor.
Organik tarımın biyolojik çeşitliliği arttırdığı, toprak sağlığını güçlendirdiğini ve enerji kullanımını azalttığı gösterilmiş durumda. UC Berkeleydeki çalışma, hem dünyayı doyurup hem de gezegeni koruyabilecek tarım sistemlerine dair umudun var olduğunu gösteriyor.
* Yazının orjinalini (ingilizce) buradan okuyabilirsiniz.
http://www.ewg.org/agmag/2014/12/organic-can-feed-world