Yaşlı adam tüm hayatı boyunca çalışmıştı. Emekli olduğunda, oğlunun işletmesi için bir çiftlik satın aldı, kendisi de kalan günlerini bu büyük evin verandasında oturarak geçirmeye karar verdi.
Oğlu çiftliği üç yıl çalıştırdı. Sonra yavaş yavaş bir kızgınlık duymaya başladı:
“Babam hiçbir şey yapmıyor” diyordu arkadaşlarına; “Tüm zamanını verandada oturup bahçeyi seyrederek geçiriyor, oysa ben onun karnını doyurmak için köle gibi çalışıyorum.”
Bir gün bu haksız duruma bir son verme kararı aldı. Büyük tahta bir kutu çaktı ve verandaya gidip şöyle dedi:
“Baba, bu kutunun içine girebilir misin?”
Babası söylediğini yaptı. Oğul kutuyu kamyonetinin arkasına yerleştirdi ve uçurumun kenarına sürdü. Tam kutuyu uçurumdan aşağı atacakken babasının içeriden gelen sesini duydu:
“Oğlum, eğer gerekiyorsa beni uçurumdan at ama kutuyu saklamayı unutma. Sen bir örnek oluşturuyorsun ve hiç şüphesiz senin çocukların da senin için bu kutuya ihtiyaç duyacak.”
Oğlu çiftliği üç yıl çalıştırdı. Sonra yavaş yavaş bir kızgınlık duymaya başladı:
“Babam hiçbir şey yapmıyor” diyordu arkadaşlarına; “Tüm zamanını verandada oturup bahçeyi seyrederek geçiriyor, oysa ben onun karnını doyurmak için köle gibi çalışıyorum.”
Bir gün bu haksız duruma bir son verme kararı aldı. Büyük tahta bir kutu çaktı ve verandaya gidip şöyle dedi:
“Baba, bu kutunun içine girebilir misin?”
Babası söylediğini yaptı. Oğul kutuyu kamyonetinin arkasına yerleştirdi ve uçurumun kenarına sürdü. Tam kutuyu uçurumdan aşağı atacakken babasının içeriden gelen sesini duydu:
“Oğlum, eğer gerekiyorsa beni uçurumdan at ama kutuyu saklamayı unutma. Sen bir örnek oluşturuyorsun ve hiç şüphesiz senin çocukların da senin için bu kutuya ihtiyaç duyacak.”