KÜTÜKLÜ NASİHAT
Bir gün Harûn Reşîd, kulubesinin önünde oturan Behlül ' ün yanına gelir ve nasihat ister. Mübârek, ona iri bir hurma kütüğünü gösterir:
- Tut şunun ucunu, haydi kaldırmayı dene.
Halife zor da olsa kütüğün bir kenarını kaldırmayı becerir.
- Şimdi de öbür ucundan tut, tamam kaldır bakayım
Halife denileni yapar ama nefes nefese kalır.
- Şimdi ortaya geç iki ucunu da havalandır.
- Ama bu mümkün değil ki.
- Bak bu ucuna dünya diyelim, öbür ucu ahiret olsun...
Hazret-i Behlül dönüp giderken Hârun Reşid önünü keser ' İyi ama ' der, ' nasihat bunun neresinde? '
- Sen, sen ol ikisini birden kaldırmayı deneme.
Bir gün Harûn Reşîd, kulubesinin önünde oturan Behlül ' ün yanına gelir ve nasihat ister. Mübârek, ona iri bir hurma kütüğünü gösterir:
- Tut şunun ucunu, haydi kaldırmayı dene.
Halife zor da olsa kütüğün bir kenarını kaldırmayı becerir.
- Şimdi de öbür ucundan tut, tamam kaldır bakayım
Halife denileni yapar ama nefes nefese kalır.
- Şimdi ortaya geç iki ucunu da havalandır.
- Ama bu mümkün değil ki.
- Bak bu ucuna dünya diyelim, öbür ucu ahiret olsun...
Hazret-i Behlül dönüp giderken Hârun Reşid önünü keser ' İyi ama ' der, ' nasihat bunun neresinde? '
- Sen, sen ol ikisini birden kaldırmayı deneme.