sebazios link=topic=84109.msg1005286#msg1005286 date=1433146011' Alıntı:
Fiyatı arttıran unsurlar arge ve kalite.
Şöyle anlatayım:
Bizde bir pulluk markası tasarım ile uğraşmaz. Keza zaten çoğu Avrupa ' nın 1960 ' larda terk etmiş olduğu tasarımları kullanır. Gelişime en açık olanlar, dünyada rağbet gören bazı modelleri kopyalar. O kadar. Özgün tasarım diye bi şey söz konusu değil.
Bu adamlar, hengisinin daha iyi işçilik çıkartacak diye 10 ' larca, hatta yüzlerce yeni model tasarlarlar. Her modelim tasarlanması ayrı bir süreç ve emek ister. Ardından bu tasarımların tek tek prototipleri üretilir. Yalnız yeni bir modelin üretilmesi o kadar önemli değil. Önemli olan belki sadece bir kez kullanılacak bir tasarım için komple sıfırdan kalıpların, tezgahların, üretim bandının hazırlanması.
Sonraki aşama her prototip sağlamlık, yakıt ekonomisi, iş kalitesi, bakımından değerlendirilmesi. Bi yazıda okumuştum. Lemken ' in pulluğun taşıma esnasında alacağı hasarları incelemek için yaptırdığı sadec test cihazının fiyatı, 25 pulluk fiyatındaydı. Pulluğu, vatandaşı deneme tahtası olarak kullanıp test etmiyorlar. Kendileri deniyor.
Kısaca ideal bir pulluğun toprağı 135 derece çevirmesi gerekiyorsa o kadar çeviriyor. 140 yada 130 değil. 135 derece. Bizdeki 'toprağı yana devirmelyen aciz' pulluklarda kıyaslamak hata olur.
Sonuç, arge masrafı denilen ve maliyete eklenen önemli bir gider kaleminin oluşması.
Ikinci kısım da kaliteye yönelik harcamalar. Bu adamların, pulluğa sadece çamur yapışmaması için yaptıkları işlem, bizim pulluğun tüm boya maliyetinden yüksek.
Yahut bizdeki pulluk firmaları, sadece pulluğun bıçaklarına uyguladıkları için kocaman kocaman 'ISIL İŞLEM GÖRMÜŞTÜR' yazarken, bu adamları pulluğun hemen hemen tüm parçalarına bu işlemi uygularlar.
Özetle, bizde 8-10 yıl yoğun kullanılan bir pulluğun değişme zamanı gelir. Yukarıdaki pulluk ise evladınıza kalır. Evladınız kullanırken de arada sorarlar: 'hayırlı olsun, pulluğu yeni mi aldın?' Diye.