Ekli dosyayı görüntüle 22013
Selam arkadaşlar.
Bir abimle tohumluk bakarken konu traktörlerden açıldı. Yeni aldığı kubotayı anlatıyordu. Orası nasıl burası nasıl diye konuşurken traktör nerde diye sordum. Köyde dedi. Bayii yakın değil mi orada göster dedim. Sonuç yukarıdaki resimden anlaşılıyordur.
Ne internetten yaptığım araştırmalar ne de bayii'deki kısa denemem kafamdaki soruları cevaplayamadı. Traktör şimdi 50 saate geldi. Biçok şey artık net, paylaşayım istedim.
Direksiyon yumşaklığı: Direksiyon çok yumşak. İlk 20 saat alışamadım. özellikle son hız giderken traktör yalpalıyor ve yolda geziyor gibi geliyordu. Fakat sonrasında alıştım, 2000 devir son vites tam gaz giderken sorun yaşamıyorum. Lakin şimdi de arabanın direksiyonu çok sert geliyor. İnsan kolaya çabuk alışıyor. Diğer taraftan, tarlada çift sürerken bir çok defa iyiki direksiyonu çok yumşak dediğim oldu. Lastikler tav toprağa girince dahi 2 parmakla dönüyor. İlk önce bunu yazma gereği duydum çünkü mk5000'e fiat 480'den geçtim. Fiat 480'de o direksiyon traktör hafif ileri geri gitmediği sürece hayatta dönmezdi ve yastık başlarında kollarım kopar gece de yattığım yeri bilemezdim. Bunda arkaya bakarken pulluğu indirebiliyor ve direksiyonu da çiziye sokmak için aynı anda çevirebiliyorum.
Direksiyon boşluğu: Direksiyonda boşluk yok. Birkaç milim boşluk varmış gibi boşta oynuyor ancak bu birkaç milimde dahi tekerlekler oynuyor. Lakin 1 saat boyunca asfaltta kullandığımda direksiyonun düz konumunun yarım tur kaydığını gördüm. Yani toplamda düz gidebilmek için milim milim sola çevirdim. Bunun da direksiyonun tasarımından kaynaklandığını düşünüyorum zira direksiyon bir tarafa doğru gelince sona dayanmıyor. Emniyet valfi olduğundan sonsuza kadar döndürmeye devam edebiliyorsunuz. Muhtemelen bu emniyet valflerinden dolayı direksiyonda hafif kayma oluyor.
3 nokta askı sistemi: Arkadan bakınca bana ilk izlenim olarak zayıf gelmişti. Hidrolik kolları falan çok ince görünüyor. Bayii daha kırabilen olmadı, kırarsan bendensin dedi. Tarlada 3x14 aydın pullukla çalıştım. Sağ hidrolik kolunu sınırlayan pim çizilmedi bile. Bi şekil artık güveniyorum. Sonuçta malzeme mühendisliği denen bişey var ve çelik konusunda Japonlar binyıllardır ustadırlar. Zaman umarım bu konudaki güvenimi boşa çıkartmaz.
Manevra ve mekanik shuttle: Çift çekerden sonraki en büyük buluş bence shuttle. Ne traktör alırsınız bilmem ama mutlaka shuttle olsun. Küçük traktörlerde mekanik büyük elekronik beyinli traktörlerde power shuttle olsun. Yastık başlarında manevra yaparken tekerleklerin dönüş açısı, yumşak direksiyon ve shuttle (ben ileri geri levye diyom ona) resmen keyif veriyor. Bu açıdan bu traktör tt50/55/65 ile değil mutlaka tt4.55/65 ile kıyaslanmalı.
Motor Freni / kompresyon: Motor yeni olduğundan kompresyonu az ancak 50 saat çalıştıktan sonra biraz düzeldi. Frenler boşalsa dahi bi şekil traktörü dizginlerim güvenini vermeye başladı. Arkada tam dolu ve ekstra çuval yüklü mibzer (1 tondan fazladır) takılı iken yokuş aşağı kompresyon ile fren kullanmadan inebildim. Ne kadar iyileşirse iyileşsin Fiat 480/640 serilerinden daha yüksek bir kompresyona ulaşabileceğini zannetmiyorum.
Titreşim: 4 silindirli motorun rolentide bile olsa titreşimi çok az. 480'e kıyasla, yok denebilir.
Gürültü ve kabin konforu: Verim kabin Kubotanın TR'deki atölyesinde (fabrika diyorlar) takılmış. Metal ve cam arasında motor gürültüsü yankı yapıyor. Dışardakinden fazla duyuluyor. Bu konuda iyileştirme yapmayı planlıyorum, bu açıdan memnun değilim. Siz arkadaşlardan gelecek önerilere açığım. Verim Kabin konforu bu segment için dahi olsa daha iyi olabilir. Lakin ısıntması, aydınlatması güzel. Gece toprak soğuktan ağırlaşıncaya kadar çalışabildim.
Pulluk ayarı: Gelelim en önemli mevzuya. Pulluğun hassasiyet ayarı yapılmadan geliyor traktör. Servis tarafından yapılıyor. Eğer bayii'den alıp kullanırsanız kolla oynar durursunuz, bide üstüne batıramassınız deli olursunuz. Tecrube ettim, traktörü nerdeyse geri gönderiyordum. Telefon açtım, servis ertesi gün geldi ve ayarını yaptı. Levye ile sertliğine bakıp bir somunu 5 tur sıkıyor, işin aslı bu. Bu sayede kullandığınız ekipman hassasiyet kolu en hassas konumda iken, konum kolu en dipte olsa dahi ekipman yere değmeyecek halde tatlı bir ayar yakalanıyor. Pulluk değişirse, örneğin 200 kilo daha ağır bir pulluk aldın, bu ayarı tekrarlamak gerekebilir. Sonuç güzel. Hassasiyet ayarını; en ağır toprağı 1'de, normalde 2'de tırmıkta 2-6 arasına (ne kadar batırmak istiyorsam) ayarlıyorum bir daha da sadece yastık başlarında pulluğu indirip kaldırıyorum. Bu şekilde pulluk çok güzel çalışıyor ve pati çekmeden, motor sesi dahi çok değişmeden git gel yapıyorum. Ağaç köküne ve büyük taşa denk geldim sürüm yaparken, bu durumda ellememe bile gerek kalmadan pulluk kendini çekti ve kurtardı. Aslında aynı yerleri işlerim senelerdir ama 480 ile demekki bu derinliğe hiç inememişim. 480'de iki yastık arasında en az 2 defa derinlik ayarı kolu ile oynardım, traktör hep takılırdı.
Yakıt: 23 dönüm + 35km yol 50 litre. Bu bir ölçü değil aslında zira motor rodajda olduğundan motoru boğmamak için 1900 devir altına inmedim hiç. Sabit hızda gideceksem PTO devri olan 2000-2200 devir arasını kullandım.
RODAJ: Çalıştırınca 3+ dk rolentide motorun yağlamasını bekliyorum. Sonrasında da motor ısınıncaya kadar 1800 devir üstüne çıkmıyorum. Motoru asla düşük devirlerde yüksek yük altında boğmuyorum. Güç gerekli ise ve motor sıcak ise yüksek devirli kullanıyorum. İş bitince de 2-3 dakka rolantide çalıştırıp stop ediyorum.
Debriyaj: Hidrolik değil. İlk aldığımda çok sertti. Sonradan yumşadı. Halen 1.6 TDI manuel dizel aracımdan sert. Bana sıkıntı vermiyor.
Frenler ve Ağırlık: Frenler güzel. Islak disk ve yeterince yumşak. Araba gibi. Diceksiniz neden araba ile karşılaştrıyorsun bu traktör. Traktör ama seri atik ve kıvrak olması sebebi ile traktörden daha çok araba gibi. Ağarlıkları ile 1700 kilo falan. Belki kabinden dolayı biraz daha fazla. 1300 kiloluk arabamdan çok farklı değil yani. Hafif ama pancar yeri ve çayır sürdüm pati çeker vaziyette de takılmadı. Biraz farklı bir traktör bu açıdan. Japonlar ile Avrupa traktörün en büyük tasarımsal farkı bu bence. Mesela MK5000 tt50'nin 3300 (ağırlıklar dahil ölçülmüş formda) kiloluk ağırlığının neredeyse yarısı kadar. Bu sadece MK5000'e özgü de değil. M9540'nin tt50 ile ağırlıkları aynı güç iki katı.
Güç: 3x14 Aydın pulluğu (hassasiyet ayarı yapıldıktan sonra) çok rahat 4.cü vites (takviye son) çekiyor. 5.ci vites (seri 1) denedim gidiyor ama devir 1500'lere düşüyor kaba yerlerde. Rodajı yapılmamış traktörü düşük devir yüksek güç boğmak istemediğim için 4.cü vites yüksek devir kullandım. Tahminim 5.ci vites de gideceği yönünde, 200+ saat sonra bakıcaz. Bu tarla ve sürüm derinliğinde 480'de 3'lü pulluğu 2'ye düşürüp kullanırdım. 3 silindir 480'de devir düştüğünde motor bir boğulmaya başladığında geri dönüşü pek olmaz, vites küçültürsün. Bu motor daha küçük, 4 silindir ve karakteri çok farklı. Zorlandığı zaman devir düştüğünde dahi asılmaya devam ediyor, mücadeleyi bırakmıyor. Bu açıdan motorun karakterini çok beğendim.
Yedek parça ve Servis: Servis şimdilik iyi gidiyor işler. 50 saat bakımı yaptırıcam. Biraz daha belli olur o zaman. Ama ayar yapmaya gelmesi ve telefonda sorularıma cevap vermesi ve bilgi birikimi açısından gayet iyi. Yedek parça olayını bilmiyorum, umarım hiç deneyimlemem .
Kubota traktörleri bizim alıştığımızın biraz dışında. Umarım faydası olmuştur arkadaşlar. Ne kadar çok yazdığımı şimdi fark ettim. Yarımcı olabildiysem ne mutlu bana.
Selam arkadaşlar.
Bir abimle tohumluk bakarken konu traktörlerden açıldı. Yeni aldığı kubotayı anlatıyordu. Orası nasıl burası nasıl diye konuşurken traktör nerde diye sordum. Köyde dedi. Bayii yakın değil mi orada göster dedim. Sonuç yukarıdaki resimden anlaşılıyordur.
Ne internetten yaptığım araştırmalar ne de bayii'deki kısa denemem kafamdaki soruları cevaplayamadı. Traktör şimdi 50 saate geldi. Biçok şey artık net, paylaşayım istedim.
Direksiyon yumşaklığı: Direksiyon çok yumşak. İlk 20 saat alışamadım. özellikle son hız giderken traktör yalpalıyor ve yolda geziyor gibi geliyordu. Fakat sonrasında alıştım, 2000 devir son vites tam gaz giderken sorun yaşamıyorum. Lakin şimdi de arabanın direksiyonu çok sert geliyor. İnsan kolaya çabuk alışıyor. Diğer taraftan, tarlada çift sürerken bir çok defa iyiki direksiyonu çok yumşak dediğim oldu. Lastikler tav toprağa girince dahi 2 parmakla dönüyor. İlk önce bunu yazma gereği duydum çünkü mk5000'e fiat 480'den geçtim. Fiat 480'de o direksiyon traktör hafif ileri geri gitmediği sürece hayatta dönmezdi ve yastık başlarında kollarım kopar gece de yattığım yeri bilemezdim. Bunda arkaya bakarken pulluğu indirebiliyor ve direksiyonu da çiziye sokmak için aynı anda çevirebiliyorum.
Direksiyon boşluğu: Direksiyonda boşluk yok. Birkaç milim boşluk varmış gibi boşta oynuyor ancak bu birkaç milimde dahi tekerlekler oynuyor. Lakin 1 saat boyunca asfaltta kullandığımda direksiyonun düz konumunun yarım tur kaydığını gördüm. Yani toplamda düz gidebilmek için milim milim sola çevirdim. Bunun da direksiyonun tasarımından kaynaklandığını düşünüyorum zira direksiyon bir tarafa doğru gelince sona dayanmıyor. Emniyet valfi olduğundan sonsuza kadar döndürmeye devam edebiliyorsunuz. Muhtemelen bu emniyet valflerinden dolayı direksiyonda hafif kayma oluyor.
3 nokta askı sistemi: Arkadan bakınca bana ilk izlenim olarak zayıf gelmişti. Hidrolik kolları falan çok ince görünüyor. Bayii daha kırabilen olmadı, kırarsan bendensin dedi. Tarlada 3x14 aydın pullukla çalıştım. Sağ hidrolik kolunu sınırlayan pim çizilmedi bile. Bi şekil artık güveniyorum. Sonuçta malzeme mühendisliği denen bişey var ve çelik konusunda Japonlar binyıllardır ustadırlar. Zaman umarım bu konudaki güvenimi boşa çıkartmaz.
Manevra ve mekanik shuttle: Çift çekerden sonraki en büyük buluş bence shuttle. Ne traktör alırsınız bilmem ama mutlaka shuttle olsun. Küçük traktörlerde mekanik büyük elekronik beyinli traktörlerde power shuttle olsun. Yastık başlarında manevra yaparken tekerleklerin dönüş açısı, yumşak direksiyon ve shuttle (ben ileri geri levye diyom ona) resmen keyif veriyor. Bu açıdan bu traktör tt50/55/65 ile değil mutlaka tt4.55/65 ile kıyaslanmalı.
Motor Freni / kompresyon: Motor yeni olduğundan kompresyonu az ancak 50 saat çalıştıktan sonra biraz düzeldi. Frenler boşalsa dahi bi şekil traktörü dizginlerim güvenini vermeye başladı. Arkada tam dolu ve ekstra çuval yüklü mibzer (1 tondan fazladır) takılı iken yokuş aşağı kompresyon ile fren kullanmadan inebildim. Ne kadar iyileşirse iyileşsin Fiat 480/640 serilerinden daha yüksek bir kompresyona ulaşabileceğini zannetmiyorum.
Titreşim: 4 silindirli motorun rolentide bile olsa titreşimi çok az. 480'e kıyasla, yok denebilir.
Gürültü ve kabin konforu: Verim kabin Kubotanın TR'deki atölyesinde (fabrika diyorlar) takılmış. Metal ve cam arasında motor gürültüsü yankı yapıyor. Dışardakinden fazla duyuluyor. Bu konuda iyileştirme yapmayı planlıyorum, bu açıdan memnun değilim. Siz arkadaşlardan gelecek önerilere açığım. Verim Kabin konforu bu segment için dahi olsa daha iyi olabilir. Lakin ısıntması, aydınlatması güzel. Gece toprak soğuktan ağırlaşıncaya kadar çalışabildim.
Pulluk ayarı: Gelelim en önemli mevzuya. Pulluğun hassasiyet ayarı yapılmadan geliyor traktör. Servis tarafından yapılıyor. Eğer bayii'den alıp kullanırsanız kolla oynar durursunuz, bide üstüne batıramassınız deli olursunuz. Tecrube ettim, traktörü nerdeyse geri gönderiyordum. Telefon açtım, servis ertesi gün geldi ve ayarını yaptı. Levye ile sertliğine bakıp bir somunu 5 tur sıkıyor, işin aslı bu. Bu sayede kullandığınız ekipman hassasiyet kolu en hassas konumda iken, konum kolu en dipte olsa dahi ekipman yere değmeyecek halde tatlı bir ayar yakalanıyor. Pulluk değişirse, örneğin 200 kilo daha ağır bir pulluk aldın, bu ayarı tekrarlamak gerekebilir. Sonuç güzel. Hassasiyet ayarını; en ağır toprağı 1'de, normalde 2'de tırmıkta 2-6 arasına (ne kadar batırmak istiyorsam) ayarlıyorum bir daha da sadece yastık başlarında pulluğu indirip kaldırıyorum. Bu şekilde pulluk çok güzel çalışıyor ve pati çekmeden, motor sesi dahi çok değişmeden git gel yapıyorum. Ağaç köküne ve büyük taşa denk geldim sürüm yaparken, bu durumda ellememe bile gerek kalmadan pulluk kendini çekti ve kurtardı. Aslında aynı yerleri işlerim senelerdir ama 480 ile demekki bu derinliğe hiç inememişim. 480'de iki yastık arasında en az 2 defa derinlik ayarı kolu ile oynardım, traktör hep takılırdı.
Yakıt: 23 dönüm + 35km yol 50 litre. Bu bir ölçü değil aslında zira motor rodajda olduğundan motoru boğmamak için 1900 devir altına inmedim hiç. Sabit hızda gideceksem PTO devri olan 2000-2200 devir arasını kullandım.
RODAJ: Çalıştırınca 3+ dk rolentide motorun yağlamasını bekliyorum. Sonrasında da motor ısınıncaya kadar 1800 devir üstüne çıkmıyorum. Motoru asla düşük devirlerde yüksek yük altında boğmuyorum. Güç gerekli ise ve motor sıcak ise yüksek devirli kullanıyorum. İş bitince de 2-3 dakka rolantide çalıştırıp stop ediyorum.
Debriyaj: Hidrolik değil. İlk aldığımda çok sertti. Sonradan yumşadı. Halen 1.6 TDI manuel dizel aracımdan sert. Bana sıkıntı vermiyor.
Frenler ve Ağırlık: Frenler güzel. Islak disk ve yeterince yumşak. Araba gibi. Diceksiniz neden araba ile karşılaştrıyorsun bu traktör. Traktör ama seri atik ve kıvrak olması sebebi ile traktörden daha çok araba gibi. Ağarlıkları ile 1700 kilo falan. Belki kabinden dolayı biraz daha fazla. 1300 kiloluk arabamdan çok farklı değil yani. Hafif ama pancar yeri ve çayır sürdüm pati çeker vaziyette de takılmadı. Biraz farklı bir traktör bu açıdan. Japonlar ile Avrupa traktörün en büyük tasarımsal farkı bu bence. Mesela MK5000 tt50'nin 3300 (ağırlıklar dahil ölçülmüş formda) kiloluk ağırlığının neredeyse yarısı kadar. Bu sadece MK5000'e özgü de değil. M9540'nin tt50 ile ağırlıkları aynı güç iki katı.
Güç: 3x14 Aydın pulluğu (hassasiyet ayarı yapıldıktan sonra) çok rahat 4.cü vites (takviye son) çekiyor. 5.ci vites (seri 1) denedim gidiyor ama devir 1500'lere düşüyor kaba yerlerde. Rodajı yapılmamış traktörü düşük devir yüksek güç boğmak istemediğim için 4.cü vites yüksek devir kullandım. Tahminim 5.ci vites de gideceği yönünde, 200+ saat sonra bakıcaz. Bu tarla ve sürüm derinliğinde 480'de 3'lü pulluğu 2'ye düşürüp kullanırdım. 3 silindir 480'de devir düştüğünde motor bir boğulmaya başladığında geri dönüşü pek olmaz, vites küçültürsün. Bu motor daha küçük, 4 silindir ve karakteri çok farklı. Zorlandığı zaman devir düştüğünde dahi asılmaya devam ediyor, mücadeleyi bırakmıyor. Bu açıdan motorun karakterini çok beğendim.
Yedek parça ve Servis: Servis şimdilik iyi gidiyor işler. 50 saat bakımı yaptırıcam. Biraz daha belli olur o zaman. Ama ayar yapmaya gelmesi ve telefonda sorularıma cevap vermesi ve bilgi birikimi açısından gayet iyi. Yedek parça olayını bilmiyorum, umarım hiç deneyimlemem .
Kubota traktörleri bizim alıştığımızın biraz dışında. Umarım faydası olmuştur arkadaşlar. Ne kadar çok yazdığımı şimdi fark ettim. Yarımcı olabildiysem ne mutlu bana.