sebazios link=topic=76091.msg899390#msg899390 date=1402514181' Alıntı:
Aslında açılmak için geç kalınmış bir konu olsa da bu yıl için vakti tam vakti.
Elimden geldiğince duyurmaya çalışıyorum. Birkaç arkadaştan da soru geldi haliyle. 'Neden' diye sormuşlar
Sorulara cevap vermek için yazdığım özel mesajlardan alıntılar yaptığım için birebir konuşma üslubu ile yazılmıştır. Kusuruma bakılmasın.
En kısa en net hali ile cevap vereyim.
Neden haşbaysız saman?
1-) Verim: İstatistiklere göre, haşbay ile bağlanan bir araziden, haşbaysız bağlanana göre %17-23 arasında az sap alınıyor. Sebebi, haşbayın sapı kıyıp samana dönüştürmesi esnasında, bazı parçaları paketleyeneyecek kadar küçük parçalara ayırması. Bu parçalar çoğunlukla toza dönüşüp balya yerine havaya yada toprağa karışıyor.
Haşbaylı makine ile saman bağlayan bir traktörü aklına getir. Herzaman arkasında beyaz bir toz/duman bulutu vardır. İşte o toz/duman, bizim kaybolup giden, ziyan olan mahsulümüz aslında.
Sırf kıyıcaz diye ortalama 5 balyadan 1 ' ini çöpe atıyoruz. Senede 40.000 balya bağlayan bir makina 8.000 balyayı ziyan ediyor. Ülke çapındaki kaybı bir düşün.
Ayrıca haşbayla bağlanmış balyaların nakliye ve depolama esnasında da kayıpları korkunç yüksek.
Saman yüklü bir kamyonun yolda giderken arkasına yanaşmışsındır. Resmen gökten saman yağar. Sebebi ipler vasıtası ile zaptedilemeyen ince kıyılmış samanın rüzgarın etkisi ile balyadan ayrılmasıdır. 8 ton saman yüklü bir kamyon, 100 km gittiğinde, ortalama 300-500 kg arasında samanı döküyor. 2. Tartımda bunu net görebilirsin.
Bu kayıp konusunda rulo balya makinaları daha avantajlıdır. Yapılarından dolayı haşbay kullansalar da, kullanmasalar da kaybı minimuma indiriyorlar.
2-) Kalite: Organik maddeler doğada çözülürken, mikroorganizmalar tarafından parçalara ayrılırlar. Bunun amacı, çözülecek parçalar küçülterek her parça yüzeyinde daha çok mikroorganizma çalışabilmesini sağlamaktır.
Yani parça boyutu küçüldükçe, çözülme hızlanır.
30 cm çapında 2 metre boyunda bir ağaç tomruğu bütün halde iken, toprağın üzerinde olsa bile 25-30 yıl çözülmeden formunu koruyabiliyor. Ama aynı ağaç parçasını 1-2 cm ' lik parçalara, yani talaşa çevirip toprağa bıraktığımızda, en fazla 6 içinde tamamı ile çözüp toprak oluyor. Yani yok oluyor.
Peki bizim amacımız ne? Elimizdeki samanı en kaliteli hali ile, yani besin değerini kaybetmeden muhafaza etmek.
Bunun için yapabileceğimiz en kolay şey ise organik yem maddelerini olabildiğince büyük parçalar halinde saklamaktır.
Peki biz ne yapıyoruz? Sapı haşbay ile kıyarak çok küçük parçalara ayırıyor, Yani samanımızı yiyecek olan, yani onunla beslenen mikroorganizmaların işini kolaylaştırıyoruz.
Normalde görsel olarak fark algılanamaz ama kıyılmış saman, kıyılmamış sapa göre, aynı sürelerde bekletildiğinde, özellikle de laboratuvar ortamında incelendiğinde protein, enerji, nişasta ve karbonhidrat gibi önemli besin öğeleri açısından büyük kayıba uğrar.
Eğer bu teknik veriler işe yaramazsa basit bir deney önereyim. Onu yaptığınızda daha rahat anlarsınız.
2 tane ekmek alın. 1 ' ini küçük küçük doğrayın, diğerini bütün bırakın. Ikisini de aynı oda içerisinde, yan yana ama farklı kaplarda, açıkta bekletin. 1 hafta sonra ikisini de inceleyin.
Parçalanmış ekmeğin heryeri yemyeşil küf olmuşken bütün ekmeğin sadece dış yüzeyinde hafif bir küflenme görülür. Hatta ekmeği keserseniz, içinin hala yenebilir durumda olduğunu görürsün.
İşte hayvanların ekmeği olan sapa da aynısını yapıyoruz.
Küçük parçalara ayırma, sadece fermantasyona uğratılmak istenen besinlerde makbuldür. Tüm silaj türleri buna örnek. Çünkü baştan da dediğimiz gibi partikül boyutu düştükçe fermantasyon hızlanır. Yani rula balya yapıp streçe şansınız yoksa, haşbaylı bağlama size zarar yazar.
Eğer daha önce denemediyseniz, bu yıl küçük bir tarlanızı, sırf denemek için haşbaysız makinaya, özellikle de gece çiğde bağlatın. 5 ay sonra aynı o balyayı açtığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Kısaca ot-sap bütün olarak depolanmalı, kıyılacaksa, hayvana vermeden hemen önce kıyılmalıdır.
3-) Maliyet: bir nesneyi parçalamak ayrı bir iştir, onu paketlemek ayrı bir iş. Biz haşbaylı makine ile balya yaptırırken ikisini aynı anda yapmasını istiyoruz. Bu da daha fazla güç ve yakıt sarfiyatı demek. Yani maliyet.
'Bu maliyet balyacıyı ilgilendirir, beni değil' diyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü balya başı (misal) 10 lira paketleme ücreti isteyen bir balyacıya, aynı sapı haşbaysız olarak 8 liraya paketlettirebilirsiniz. Türkiye ' nin neresine giderseniz gidin, küçük istisnalar dışında her zaman haşbaysız bağlama, haşbaylıdan ucuzdur.
Bu da aslında maliyetin balyacıya değil, doğrudan size yansıdığının kanıtıdır.
Yukarıda sıraladığım nedenlerden dolayı şu an dünyada (özellikle gelişmiş ülkelerde) haşbaylı prizmatik balya makinaları neredeyse tamamen terkedilmiştir. Lakin ince-toz samana olan sevdamızdan dolayı bizde azalma yerine maalesef ki artış göstermiştir.
Gallagnani bile prizmatik balya makinası üretim fabrikasını Türkiye ' ye taşıdı ise, durumun vehametini siz düşünün.