PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftlikler - Köyler
KÖYDE HAYAT VARMIŞ BİZİM HABERİMİZ YOKMUŞ
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="Kaan_K" data-source="post: 1153172" data-attributes="member: 77721"><p>Arkadaşlar ben 34 yaşındayım ve hayatımın tümü şehirde geçti. Ben köyü hep çamurlu kirli veya resimlerde görülen yaşlı teyzelerin ve amcaların çalı çırpı tarla ot ve bunun gibi işlerle uğraşarak ve yaşayarak ellerine geçen iki kuruş para ile kıt kanaat geçindiklerini düşünerek bilirdim. Taaa ki değerli Eşimle tanışıp Kayın Validem ve Kayın Pederimin bahçesine girip meyveyi, sebzeyi dalından toplayana kadar. Ve o gün fark ettim ki 17 yıldır çırpınıp durduğum kazandığımın benden çok ev sahibimin, yediğim, içtiğim oturduğum eğlendiğim restaurantın, cafenin vs. nin, marketin, bakkalın değil avm'nin ve dev marketlerin faiş fiyatlarla sattıkları ürünlerin ve parasına para katan godamanların mağazalarının, gittiğim yolun otobüsün, dolmuşundan daha ziyade mecbur kaldığım ve bir türlü bulamadığım taksinin vs. nin ve benim dahi olmayan işletmenin sahibi patronumun benden daha çok sahip olduğu paramın ve tiksinti bıkkınlık ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayan ve bir o kadar da gereksiz stres ve anlatamayacağım kadar kavganın, gürültünün sesin ve gereksiz bir karmaşanın içinde yaşamak. Birden bire her şey bir anda anlam kazandı bence o bahçede çalışmaya başladığımda. Hayatımda marketten ve pazardan alınan meyve, sebze, süt ürünleri haricinde (çocukluğumun ilk 10 yılını saymıyorum!onda da hatırladığım tek doğal şey süttü başka bir şey hatırlamıyorum zaten) bir kez olsun tarlaya girmemiş ben sevgili eşim sayesinde tarımın, toprağa, saksıya attığımız tohumun kendi kendine büyümesinin beklemek olmadığını öğrendim. Belki çok kazanmıyorlar yada karşılaştırıldığında mal varlıkları belki şu koca İstanbul'da ki bir daireyi bile satın almaya yetmez inanın ama bence benden zenginler. Çünkü biz şehirlerde günlük yaşıyoruz.Yaşamak için elindekini avucundakini buraya harcamak zorundasın. Benim bir günde yaptıklarımı akşama anlatsam yarısını hatırlamıyor olurum. Keza zaten yarısı yollarda geçiyordur. Kalan yarının bir parçası hesap kitap olsa geri kalanı da her halde hesap vermekle geçiyordur. Yani orada olup buradaki şehir hayatına özenen onlarca insan var evet, şehirde çok iyi kazanırsınız. Hatta eşin varsa birde çocuğunda çalışıyorsa oradan bakınca ooooo zenginsin. Yok arkadaş, az kazaniyim öz kazaniyim ben, beni ailemi evimi geçindirsin. Ne yaptığımı biliyim! Toprağı nasıl işleyeceğimi, güneşin sıcaktan, fenalıktan başka bir şey olmadığını, yada yaz olunca tatile çıkma düşüncesinin doğmaktan öte olduğunu ne işe yaraması gerektiğini, soğuğun kış örtüsünün doğada neye yaradığını, yağmurun sel felaketi mazgal taşkını çatı akmasından öte ektiğim tohumun nasıl büyüyeceğini, büyüteceğini biliyim. Yaptığım şeyle hesap vereceğim kişi ben, alacağım kişi ben olayım. Bir projenin yazısı yetişmedi, bir projenin şurası tutmadı, yok şu iş niye bu gün olmuyor. Zamanından evvel yapılmalı. Gününde ödenmeyen maaşla, gününde ödenmesi gereken kira, kredi, kredi kartı, patrona hesap sorulmuyor. Üstüne o sana hesap soruyor. Denetim desen yalan zaten, kim kimi tutarsa! kim ne yakalarsa! Ya arkadaş şehir birilerinin anlattığı gibi değildir öyle... Adama 5 veriyosa 100 alır 1000 alır bir milyon alır. Hiç bir şey alamadı kanını alır, oda olmadı canını alır, ruhunu emer adamın. 30 yaşında sizin oralarda 60 yaşında çıkmayan hastalıklar şehirde çıkar adamda. Şehir böyledir. Belki sert konuşuyorum ama hayat burada çok zor onu anlatmak istiyorum. 5 lira maaş kazanırsın 2 lira kira 2 lira kredi bide kredi kartlarına 1 lira faturalar 1 lira ancak geçim parası dersin e daha bunun benzini var, yolu var, otu var püsürü var. Hesap oldu 7 lira sen her ay yine içerdesin. Sen patronun sana vereceği ve hiç bir zaman zamanında ödenmeyen paraya taki seni kovuyorum diyene yada şansın (pardon artık referansın oldu)varsa daha iyisini bulana kadar ne derse ona muhtaçsın işte. Sigorta tam yatıyormuş ben adıma konuşiyim 17 nin üstünde firma değiştirmişimdir. Ben kendimce şanslı olanlardanım ama şunu söyleyebilirim ya ünvanım farklı gösterilmiş yada işim. Hiç olmada arada girdi çıktı yapmışlar. Toplasan bir elin 5 parmağı kadar yerde sigortam doğru ve eksiksiz yatmıştır. E ne olacak mahkeme var aç davayı al, kaç tanesine hangi bütçeyle dava açıcan arkadaş. Hadi geçtim açtın diyelim hepsine. Eee ne zaman sonuçlanacak hangi davayı nasıl takip edicen. Çıktığın işyerlerinde verilen tazminatların hala usulsüzce ödendiği şu ülkemizde neye doğru rivayet edicen? Tohumda bedava değil ki arkadaş bizde ekiyoruz, mazot bedava mı bizde yakıyoruz. Alet edevat işçi derken biz ne yiyecez diyorsunuz. Haklısınız ama bize baksana hiç değilse senin elinde aletin edevatın hiç bir şeyin yoksa tarlan var. Oturduğun evin sana aitse birde, yemede yanında yat. Ben işten çıksam elimde ne var? Koca bir hiç bu şehir hayatının içinde sana verilen ve birkaç ay zar zor yetecek kadar tazminat. O da şansın varsa tabi. Kızıyorsunuz belki bize ama sizinle bizim bir farkımız yok aslında, tek fark ne biliyor musun. Siz yaşamak için savaşıyorsunuz, biz ise yaşamak için kendimizden kesip birilerini yaşatma savaşı veriyoruz. Sonuç emekli olunca al bir yazlık otur. Yok öyle bir şey, o dediğin zenginde olur. Benim babam 70 ine merdiven dayadı Allah eksikliğini gösetermesin uzun ömürler versin hala çalışıyo. Sen durduğun anda şehir seni yutar, çiğner, tükürür işte bence şehir hayatı içinden yaşayan biri olarak budur. Ha paran vardır koymaz istediğin işi kurarsın altına da alırsın 10 tane eleman koşsunlar senin için, diyecem ama oda öyle olmuyor. Onunda stresi ayrı yaşayan akrabamdan bilirim. Şehirde hayat yok bensize diyim. Var diyende bence yalan söylüyor, o televizyonlar da görünen süslü püslü hayatlarda sadece göstermelik. Şehir adamın bir yerinden kan almadan adamı yaşatmaz bunu bilin yeter. Ben 34 senedir İstanbul da yaşıyorum. Kendi mesleğimde kendimce profesyonelim, Şu anda Allah'a şükürler olsun belki bir çok insanın gıpta ile baktığı bir şirkette ortalamanın üstünde diye tabir edilen lakin şehir dediğimiz bu yaşantıda fakirlik sınırını ancak yakalayan bir maaşla çalışıyorum. Yok arkadaş büyük şehirlerde o dediğiniz hayat ya ananızdan babanızdan kalmış hada haydan gelmiş huya giden parayla olur. Alnın teriyle kazananlar istisnadır, çok azdır belki.O yüzden şehirde yaşayıp debelenmekten bıkan ben toprağımla uğraşıp az kazanıp öz kazanarak ne yaptığımı bilerek yaşamayı tercih ederim arkadaş. Hiç değilse hesabını soracak bir Allah olur. Bırak yağmur için ben debeleneyim, en büyük derdim bu olsun. Bu şehrin stresini, ev sahibinin kirasının derdini, kredinin borcunu, benim olmayan kazandığım maaşın tasasını, bunca derdin gereksiz stresinin üzerine tuz biber olan şehrin kalabalığını ve kahrını çekeceğime bırak bunları ben dert edeyim kardeş.Halime bin şükür, ama şehirden bıktım artık.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kaan_K, post: 1153172, member: 77721"] Arkadaşlar ben 34 yaşındayım ve hayatımın tümü şehirde geçti. Ben köyü hep çamurlu kirli veya resimlerde görülen yaşlı teyzelerin ve amcaların çalı çırpı tarla ot ve bunun gibi işlerle uğraşarak ve yaşayarak ellerine geçen iki kuruş para ile kıt kanaat geçindiklerini düşünerek bilirdim. Taaa ki değerli Eşimle tanışıp Kayın Validem ve Kayın Pederimin bahçesine girip meyveyi, sebzeyi dalından toplayana kadar. Ve o gün fark ettim ki 17 yıldır çırpınıp durduğum kazandığımın benden çok ev sahibimin, yediğim, içtiğim oturduğum eğlendiğim restaurantın, cafenin vs. nin, marketin, bakkalın değil avm'nin ve dev marketlerin faiş fiyatlarla sattıkları ürünlerin ve parasına para katan godamanların mağazalarının, gittiğim yolun otobüsün, dolmuşundan daha ziyade mecbur kaldığım ve bir türlü bulamadığım taksinin vs. nin ve benim dahi olmayan işletmenin sahibi patronumun benden daha çok sahip olduğu paramın ve tiksinti bıkkınlık ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayan ve bir o kadar da gereksiz stres ve anlatamayacağım kadar kavganın, gürültünün sesin ve gereksiz bir karmaşanın içinde yaşamak. Birden bire her şey bir anda anlam kazandı bence o bahçede çalışmaya başladığımda. Hayatımda marketten ve pazardan alınan meyve, sebze, süt ürünleri haricinde (çocukluğumun ilk 10 yılını saymıyorum!onda da hatırladığım tek doğal şey süttü başka bir şey hatırlamıyorum zaten) bir kez olsun tarlaya girmemiş ben sevgili eşim sayesinde tarımın, toprağa, saksıya attığımız tohumun kendi kendine büyümesinin beklemek olmadığını öğrendim. Belki çok kazanmıyorlar yada karşılaştırıldığında mal varlıkları belki şu koca İstanbul'da ki bir daireyi bile satın almaya yetmez inanın ama bence benden zenginler. Çünkü biz şehirlerde günlük yaşıyoruz.Yaşamak için elindekini avucundakini buraya harcamak zorundasın. Benim bir günde yaptıklarımı akşama anlatsam yarısını hatırlamıyor olurum. Keza zaten yarısı yollarda geçiyordur. Kalan yarının bir parçası hesap kitap olsa geri kalanı da her halde hesap vermekle geçiyordur. Yani orada olup buradaki şehir hayatına özenen onlarca insan var evet, şehirde çok iyi kazanırsınız. Hatta eşin varsa birde çocuğunda çalışıyorsa oradan bakınca ooooo zenginsin. Yok arkadaş, az kazaniyim öz kazaniyim ben, beni ailemi evimi geçindirsin. Ne yaptığımı biliyim! Toprağı nasıl işleyeceğimi, güneşin sıcaktan, fenalıktan başka bir şey olmadığını, yada yaz olunca tatile çıkma düşüncesinin doğmaktan öte olduğunu ne işe yaraması gerektiğini, soğuğun kış örtüsünün doğada neye yaradığını, yağmurun sel felaketi mazgal taşkını çatı akmasından öte ektiğim tohumun nasıl büyüyeceğini, büyüteceğini biliyim. Yaptığım şeyle hesap vereceğim kişi ben, alacağım kişi ben olayım. Bir projenin yazısı yetişmedi, bir projenin şurası tutmadı, yok şu iş niye bu gün olmuyor. Zamanından evvel yapılmalı. Gününde ödenmeyen maaşla, gününde ödenmesi gereken kira, kredi, kredi kartı, patrona hesap sorulmuyor. Üstüne o sana hesap soruyor. Denetim desen yalan zaten, kim kimi tutarsa! kim ne yakalarsa! Ya arkadaş şehir birilerinin anlattığı gibi değildir öyle... Adama 5 veriyosa 100 alır 1000 alır bir milyon alır. Hiç bir şey alamadı kanını alır, oda olmadı canını alır, ruhunu emer adamın. 30 yaşında sizin oralarda 60 yaşında çıkmayan hastalıklar şehirde çıkar adamda. Şehir böyledir. Belki sert konuşuyorum ama hayat burada çok zor onu anlatmak istiyorum. 5 lira maaş kazanırsın 2 lira kira 2 lira kredi bide kredi kartlarına 1 lira faturalar 1 lira ancak geçim parası dersin e daha bunun benzini var, yolu var, otu var püsürü var. Hesap oldu 7 lira sen her ay yine içerdesin. Sen patronun sana vereceği ve hiç bir zaman zamanında ödenmeyen paraya taki seni kovuyorum diyene yada şansın (pardon artık referansın oldu)varsa daha iyisini bulana kadar ne derse ona muhtaçsın işte. Sigorta tam yatıyormuş ben adıma konuşiyim 17 nin üstünde firma değiştirmişimdir. Ben kendimce şanslı olanlardanım ama şunu söyleyebilirim ya ünvanım farklı gösterilmiş yada işim. Hiç olmada arada girdi çıktı yapmışlar. Toplasan bir elin 5 parmağı kadar yerde sigortam doğru ve eksiksiz yatmıştır. E ne olacak mahkeme var aç davayı al, kaç tanesine hangi bütçeyle dava açıcan arkadaş. Hadi geçtim açtın diyelim hepsine. Eee ne zaman sonuçlanacak hangi davayı nasıl takip edicen. Çıktığın işyerlerinde verilen tazminatların hala usulsüzce ödendiği şu ülkemizde neye doğru rivayet edicen? Tohumda bedava değil ki arkadaş bizde ekiyoruz, mazot bedava mı bizde yakıyoruz. Alet edevat işçi derken biz ne yiyecez diyorsunuz. Haklısınız ama bize baksana hiç değilse senin elinde aletin edevatın hiç bir şeyin yoksa tarlan var. Oturduğun evin sana aitse birde, yemede yanında yat. Ben işten çıksam elimde ne var? Koca bir hiç bu şehir hayatının içinde sana verilen ve birkaç ay zar zor yetecek kadar tazminat. O da şansın varsa tabi. Kızıyorsunuz belki bize ama sizinle bizim bir farkımız yok aslında, tek fark ne biliyor musun. Siz yaşamak için savaşıyorsunuz, biz ise yaşamak için kendimizden kesip birilerini yaşatma savaşı veriyoruz. Sonuç emekli olunca al bir yazlık otur. Yok öyle bir şey, o dediğin zenginde olur. Benim babam 70 ine merdiven dayadı Allah eksikliğini gösetermesin uzun ömürler versin hala çalışıyo. Sen durduğun anda şehir seni yutar, çiğner, tükürür işte bence şehir hayatı içinden yaşayan biri olarak budur. Ha paran vardır koymaz istediğin işi kurarsın altına da alırsın 10 tane eleman koşsunlar senin için, diyecem ama oda öyle olmuyor. Onunda stresi ayrı yaşayan akrabamdan bilirim. Şehirde hayat yok bensize diyim. Var diyende bence yalan söylüyor, o televizyonlar da görünen süslü püslü hayatlarda sadece göstermelik. Şehir adamın bir yerinden kan almadan adamı yaşatmaz bunu bilin yeter. Ben 34 senedir İstanbul da yaşıyorum. Kendi mesleğimde kendimce profesyonelim, Şu anda Allah'a şükürler olsun belki bir çok insanın gıpta ile baktığı bir şirkette ortalamanın üstünde diye tabir edilen lakin şehir dediğimiz bu yaşantıda fakirlik sınırını ancak yakalayan bir maaşla çalışıyorum. Yok arkadaş büyük şehirlerde o dediğiniz hayat ya ananızdan babanızdan kalmış hada haydan gelmiş huya giden parayla olur. Alnın teriyle kazananlar istisnadır, çok azdır belki.O yüzden şehirde yaşayıp debelenmekten bıkan ben toprağımla uğraşıp az kazanıp öz kazanarak ne yaptığımı bilerek yaşamayı tercih ederim arkadaş. Hiç değilse hesabını soracak bir Allah olur. Bırak yağmur için ben debeleneyim, en büyük derdim bu olsun. Bu şehrin stresini, ev sahibinin kirasının derdini, kredinin borcunu, benim olmayan kazandığım maaşın tasasını, bunca derdin gereksiz stresinin üzerine tuz biber olan şehrin kalabalığını ve kahrını çekeceğime bırak bunları ben dert edeyim kardeş.Halime bin şükür, ama şehirden bıktım artık. [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftlikler - Köyler
KÖYDE HAYAT VARMIŞ BİZİM HABERİMİZ YOKMUŞ
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt