RÜŞTÜ BOZKURT / BUZDAĞININ DİBİ
Kadirli gelecek inşa etmenin kritik eşiğinde...
01 Şubat 2014 Cumartesi 00:30
Kadirli ' den aile işletmelerinde kısa ömürlü ortaklıkların uzun ömürlü işbirliklerine dönüştürülmesini tartışan bir konferans için çağrıldım. Yaşar Kemal ve Kaymakam Mehmet Can ' dan kalma bilgilerimi bir de gözlemlerle test etmek için bu kadim ilçeye gittim.
Elimdeki notlardan üretebildiğim düşüncelerin çok genel bir anlatımıyla Kadirli ' nin geçmişine değineceğim... Sonra Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ı anımsatacağım. En azından zihinlerimiz tortusu olan eşkiyalıkla ilgili kısa bir not düşeceğim. Son bölümde de Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek için hangi tartışmaları yapmamız gerektiği üzerinde başlıklar halinde değinmeler yapacağım.
Dünden ders alalım
Kadirli ' de toplum son yüz elli yılda göçebilikten zoraki iskana, ağalık sisteminden çiftçilik aşamasına,kırsal yaşamdan kentleşmeye,toprak bağımlı yaşamdan bağımsız emek gelirine doğru hızla ilerliyor.
Kadirli ' de Türkmen aşiretleri arasında kavgalar had safhaya ulaşıyor. Osmanlı İmparatornluğu ' nun zor dönemlerinde yöredeki kavgaları kontrol saltına almak için Müşir Derviş Paşa görevlendiriliyor; düzen yeniden kuruluyor.
Düzenin kurulması, aynı zamanda güçlü aşiret reislerinin toprağın önemini kavraması ve ovada yermleşmesi dönemidir. Merkezi devlet kontrolünün zayıflaması nedeniyle yerel yöneticileri de kontrolleri altına alan büyük aşiret reisleri tapulu topraklarını genişletmenin yanında hazine topraklarını da kontrol edebilmek için kimi zaman çatışma içinde olmuş, kimi zaman da işbirliği yapmışlardır.
Güçlü aşiret reislerinin toprağın zenginlik yaratmasını farketmesi, çeltik üretiminden para kazanmaları süreci, ondukuzuncu yüzyılın son çeyreğinden yetmişli yılların sonlarına kadar yörenin sosyo-ekonomik yaşamının odağıdır. Sanayinin gelişmesi, parasal gücün topraktan endüstriyel alana kayması Kadirli ' de toprağa dayalı güç ilişkilerini de dönüştürmüştür.
Yön Dergisi, 4 Nisan 1962 günü yayınladığı 'Kadirli Ağaları Nasıl Sömürüyor?' başlıklı inceleme ayrıntılı bilgi aktarıyor. Çeltik için o zaman bir dönüm toprak 100 liraya kiralanıyor. Eğer 10 bin dönüm kiralarsanız, 1 milyon lira ödeme yapıyorsunuz. Çeltik ekimini kendileri yaparlarsa, dönüm başına yılda 600 lira net kar elde ediyor, 10 bin dönümden yılda 6 milyon lira cebe girebiliyordu. Bu hesabın, hazine arazilerini tapulama ya da üzerinde zilyed yaratmada önemini gösterdiğinin altı çizililyor.
Kadirli ' de 25 ile 30 bin dönüm arasında toprakta çeltik ekimi yapılmaktadır. Çeltik komisyonu ark, ruhsat ve sulama işlerini yönlendiridiği için önemli bir yapıdır. Yarım yüzyıl önce Kadirli ' deki çıkar çatışması, bir arka sahip olma ya da kiralama üzerine odaklıydı.
Çeltik komisyonu başkanı ilçenin kaymakamı olduğu için, ilçe yönetimi her zaman sorunlu olmuştur. Yön Dergisi ' ndeki araştırma verilerine göre, 1947-50 arasındaki üç yılda 11 kaymakam ve vekili değişmiş, en uzun kalanı bir yıl, diğerleri altı aydan az çalışmıştır.1950-60 arasında 14 kaymakam ve vekil değişmiş, sadece bir kaymakam üç yıl üç ay,bir diğeri iki yıl iki ay çalışabilmiş, diğerleri sekiz aydan daha az görev yapmıştır.
Yarım yüzyıl önce Kadirli ' de, devlet düzeninin boşluklarından yararlanma,suları kontrol altında tutma, devlet otoritesinin yerel temsilcilerine boyun eğdirme ve köylüleri sindirime çabaları güçlü kesimlerin temel politikalarıdır.
Anadolu ' nun birçok yerlerinde olduğu gibi Kadirli ' de mütegallibe çok partili siyasi düzene uyum sağlamış, ailelerin bir bölümü iktidar partisinde ise diğer yarısı da muhalefette yer almıştır. Referans olarak gösterdiğimiz araştırma Kadirli ' de güçlü toprak ağalarının siyasi mekanizma içinde nasıl yer aldıklarını ayrıntılarıyla aktarmaktadır.
Kaymakamların değişmesi siyasi gücün etkileri, korkutma ve yıldırma, şantaj vb. yolları kullanarak gerçekleştiriliyor.
Dünden ders alarak daha sağlıklı gelecek kurmak isteyenlerin tarih bilincine sahip olduklarını söyleyebiliriz. Çukurova düzlüğüne inip ilk kez Kadirli ' ye giderken arşivimdeki bütün bilgileri gözden geçirdim. Ağalık, eşkıyalık ve yönetim ilişkilerini kavramadan yörenin geçmişini iyi okumamız mümkün olmaz, diye düşündüm.
Kaymakam Mehmet Can
Unutmanın kör karanlığında yitip gitmesin diye, genç nesillerin zihninden silindiğini düşündüğüm bir insanımızı anımsatmak istiyorum: Kadirli Kaymakamı Mehmet Can.
Kadirli ' den Adana ' ya doğru giderken Soğanlı ' dan güneye sapın, Öksüzlü ' yü geçin Aydınlar ' dan sonra Çıplaklar ' a ulaşırsınız. Şimdiki gençler anımsamaz ama bizim kuşağın gençlerinden Yön Dergisi ' nde Yaşar Kemal ' ın yazısını okuyanların Çıplaklar ' ı anımsayanların hiç de az olmadıklarını biliyorum. Kendine gelen bir mektup vesilesiyle Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ın katkılarıyla kurutulan, 700 dönüm araziyi kazanan yoksul köylülerin öyküsü anlatılır. Oradaki köylüler varlık sahibi olmadıkları için yerleşim yerinin adına da Çıplaklar denmesi uygun bulunmuştur.
Yaşar Kemal ' ın yazısında yoksul köylülerin elinden toprakların sahte tapu ile ellerinden alınmasının öfkesi yansır.
Dönemin kahraman yöneticisi Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ı anımsatmak, iyi yetişmiş, işine adanmış, insanlara hizmet etmeyi sevdaya dönüştürmüş olanların unutulmayacağını, unutturulamayacağını kanıtlar. Gelecek kurma iddiası olan insanlara güç verir, kuvvet verir.
Ülkemizin yarım yüzyılda nereden nereye geldiğini anlamak, kadim ilçemliz Kadirli ' nin geleceğini daha sağlıklı inşa etmek isteyenler, 1962 yılına dönüp Yön Dergisi ' nin sayfaları arasında epey zaman harcamalı:
1. Yaşar Kemal ' ın 'Çıplaklar, Ağalar ve Kadirli Kaymakamı Üstüne/Bir Mektup', 28 Mart 1962, Sayı: 15.
2. 'Kadirli Ağaları Nasıl Sömürüyorlar?' 4 Nisan 1962, Sayı:16
3. Yaşar Kemal, 'Ağalar' 4 Nisan 1962, Sayı: 16
4. 'Mehmet Can Konuşuyor' 11 Nisan 1962 , Sayı:16
5. 'Ağalar susuyor, uşaklar konuşuyor' 11 Nisan 1962, Sayı: 16
6. ' Bir Ağa, Kadirli ' deki ağa saltanatını anlatıyor: Halkı ve Devleti Nasıl Sömürüyorlar?' 25 Nisan 1962, Sayı:19
7. 'Ağaların Ağası Tevfik Coşkun' 25 Nisan 1962, Sayı:19
8. 'Ağalardan Biri Konuştu' 2 Mayıs 1962, Sayı: 20
9. Abdi Keçeli, 'Kabukçuoğuların Cevabı' 2 Mayıs 1962, Sayı:20
10. Yaşar Kemal, 'Kasaba Politikacıları' 14 Mayıs 1962, Sayı:22
11. Nimet Arzık,'Cavit Oral Ağa' 6 Haziran 1962, Sayı:25
12. 'Cavit Oral ' ın Cevabı' 13 Haziran 1962, Sayı:26
13. Nimet Arzık, 'Cavit Oral Ağaya Cevap' 20 Haziran 1962, Sayı:2
Bugün Kadirli ' nin yakın geçmişi üzerinde bilgi sahibi olanlar üç insanın adını birlikte anar: Yaşar Kemal, Mehmet Can ve Karatepe kazılarının unutulmaz öncüsü Halet Çambel.
Kadirli Kaymakamı Mehmet Can, 1960 askeri yönetimi sonrasında belediye başkanlığı da yaptığı için, Savrun suyu üzerinde iki köprü, kente güzellik katan iki ormanlık alan, park yapımı, su kanallarının yapımı ve vihtiyaca olana tahsisi gibi çalışmaları ile hala bugün insanların kalbinde yaşıyor.
Kadirli ' den kuzeye yoksul köylerin bulunduğu dağlık yörede 33 kilometre uzaklıkta eski adı Mezi olan, şimdilerde Yeşilyayla diye bilinen köyde, bir yöneticinin en önemli meziyeti olan ikna yeteneği kullanarak yaptırdığı okulun öyküsünü herkes bilmeli ki, işinin hakkını veren bir yöneticinin neler yapabileceğini kavrayabilelim..
Kaymakam Mehmet Can da siyasetle özdeşleşen ağa hışmına uğramıştır. Kadirli ' den Erzurum-Kars Platosu ' nun güneyinde Aras Güneyi Dağları ' nın Aras suyuna indiği vadideki Tuzluca ' ya sürgün edilmiştir. O dönemde Kars ' ın ilçesi olan bu serhad yerine giderken Mehmet Can ' ın neşeli açıklamalarını bugün bile anımsayanlarımız olacaktır. Başta Yön olmak üzere dönemin birçok gazetesi bu sürgüne karşı çıkmıştı.
Kadirli ' de eşkıyalık
Bu bir anımsatma yazısı. Aile işletmelerinde ortaklıkların kısa ömürlü olmasının nedenlerini tartıştığımız bir toplantıya giderken şirin ilçemiz Kadirli ' nin dününü anlamak, bugününü doğru okumak ve geleceğe yönelik sağlıklı önerilerde bulunmak için arşiv taraması yaparken önümüze çıkanları çok genel çizgileri ile paylaşan küçük bir deneme.
Yaşar Kemal ' ın sadece ülkemizde değil bütün dünyaya tanıttığı Kadirli ' nin eşkıyalarından İnce Memet ' i bilmeyenimiz yok...
Yörede Safhia Memet olarak bilinen eşkıyanın öyküsünü İnce Memet adıyla romanlaşınrca çok yaygın bilinen biri ama, Kadirli ' nin tek eşkıyası değil.
Eşkıyalık 1932 yılında çok yaygınlaşıyor. Albay Nazmi Bey özel olarak görevlendiriyor. Eşkıyalığın ağa sisteminden beslendiğini farkeden albay, ağaları topladığı gibi Diyarbakır ' a sürgün ediyor.
Albayın gözlemi doğru çıkıyor, ağalar sürgün edilince eşkıyalık azalıyor. Ağalar sürgünden dönünce eşkıyalık tekrar yaygınlaşıyor.
Ünlü eşkıyalardan biri de Hüseyin Tatlı Tulukçu adında biridir; 12 kişiyi öldürmüştür. Bu azgın eşkıya altı yıl dağda kalmış, eşkıyayı besleyen iki ağa ailesi arasında çatışma olunca ihbar üzerine yakalanmıştır.Yöreye gönderilen yetenekli bir yüzbaşı yakalamada önemli rol oynamıştır.
Eşkıya Tulukçu orman işletmelerini etki altına almış, kaçak olduğu halde TBMM ' ye rahatlıkla girip çıkabilmiş, İstanbul ' da serbestçe dolaşabilmiştir.
Eşkıyalık özellikle Kadirli ' de güçlü çevrelerin halk üzerine baskı kurmasının aracıdıdır.
Yörenin eşkıyalık geleneği romanlara konu olduğu için, sosyal yapının ürünü olan bu olguyu da anımsamak gerekiyor.
Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek
Kadirli ' nin gündeminden toprak sorunu uzaklaşmış gibi... Toprakların insanları zengin ettiği dönem geride kalmış, insanların toprakları zengin ettiği dönem başlamış. Bu süreç, toprak odaklı zenginlik üretimini arka plana itmiştir.
Dizayn Grubu ' nun Kadirli ' de yaptığı su bazlı modern serada dönüm başına 40 ton domates üretiliyor. Açık tarımda ise en verimli yerde bile bu üretiminin onda biri düzeyinde bir verime ulaşılamadığını biliyoruz.
Modern seralardaki üretim verimi, toprakların insanları zengin ettiği dönemin bittiğini, insanların toprakları zengin ettiği dönemde yaşadığımızı kanıtlıyor.
Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek istiyorsak, çeltikten pamuk üretimine, mısır ve buğday yetiştirilmesine ve son dönemlerde turp ile çeşitlenen açık tarım tekniğini aşmamız gerekiyor.
Yılda üç ürün alınabilen, yer yer de dördüncüsünden söz edilen bu mümbit topraklarda gelenek taassubuna saplanıp kalınmamalı... Bir yandan örtülü tarıma geçilerek verim artırılırken, öte yandan modern seracılıkla dünya genelinde üretim merkezi olma hedefine yönelilmelidir.
Kime sorsanız, Andırın ve köyleri ile Kadirli köylerinden insanların göçlerinden beslenen bir nüfus artışı var. Bugün Kadirli ' nin nüfusu 85 bine yaklaşmış ve bir orta ölçek kent ortaya çıkmıştır.
Yerel yöneticiler, Kadirli-Osmaniye, Kadirli-Adana arasında bölünmüş yolu ivedilikli altyapı ihtiyacı olarak gösteriyor. Kadirli ' ye bir de demiryolu bağlantısı isteniyor. Daha uzak bir beklenti ise Karadeniz ' i İskenderun limanına bağlayan yolun yapımı...
Kadirli ' de yaşamı diri tutan gelir yaratan, kentin orta sınıfını oluşturan başta kamu görevlileri, geliri görece yüksek çiftçiler ve esnaf kesimi.
Organize Sanayi Bölgesi ' ne bazı tekstil tesisleri kurulmuş,yeni bir istihdam ve gelir alanı yaratılmıştır ama, beklenen hızda bir gelişme de yok. OSB ' nin gelişme alanının da bir an önce tamamlanımş altyapısı ile bitirilerek yatırımcının ihtiyacına sunulması gerekiyor.
Tarımsal üretimde mısır, buğday, yer fıstığı, turp ve zeytin gibi ürünler için depolama sistemlerinin geliştirilmesi, lisanslı depolarda saklanabilir ürünlerin uygun finansmana erişmesi de gerekiyor. Bugünkü aşamada oluşan stokculuğun yerini alacak bir üretici örgütlenmesi ve çok farklı bir işbirliği üzerine inşa edilmeli.
Kadirli ' de kaba yem yetiştirme potansiyeli olduğu halde, silaj yetişytirenler sınırlı olduğu gibi, yonca üretenlerin ise hiç olmadığını söyleyebileceğimiz kadar az olduğunu ileri sürenler var.
Kaba yem üretimi gelişmediği için Kadirli ' de hayvancılık, geçimlik ve yan iş olma düzeyinde kalmış, örgütlü hayvan işletmelerinde ciddi örnekler oluşmamış.
Elinin menzilindeki kaynakları etkin ve verimli kullanamayan toplumlar, dışardan gelecek kaynaklarla da gelişme yaratamıyor. Elimizin menzili altındaki topraklar zenginlik üretmenin gerek şartıdır, yeter şartı değildir. Yeter şart, yaratıcı-yenilkçi eksende endüstriyel üretimini yaygınlaştırma ve derinleştirmedir.
Derinliğine bir bilimsel araştırmaya dayanmayan ve kişisel gözlemlerimden beslenen bu genellemeleri yaparken her zaman yaptığım bir uyarıyı tekrarlamak istiyorum: Anlattıklarımı onaylamayın ama eksiklerini tamlayarak, yanlışlarını düzelterek tartışmaya katılıp beni anlamaya çalışın ki, varsayımlarımız hayatın gerçeğine uysun, etkili sonuç üretebilecek zihni modeller geliştirebilelim.
Kadirli ' yi ve ülkemizi sevdiğini söyleyen herkesi tartışmaya çağırıyorum: Hiçbir önyargının, yerleşik düşüncenin, kör inancın, kalıp düşüncenin etkisinde kalmadan her ilimizin, her ilçemizin sorunlarını tartışalım, birbirimize aykırı düşüncelerimizi söyleyerek ufkumuzu açalım ki, daha sağlıklı gelecek inşa etmeye katkımız olsun.
Kadirli gelecek inşa etmenin kritik eşiğinde...
01 Şubat 2014 Cumartesi 00:30
Kadirli ' den aile işletmelerinde kısa ömürlü ortaklıkların uzun ömürlü işbirliklerine dönüştürülmesini tartışan bir konferans için çağrıldım. Yaşar Kemal ve Kaymakam Mehmet Can ' dan kalma bilgilerimi bir de gözlemlerle test etmek için bu kadim ilçeye gittim.
Elimdeki notlardan üretebildiğim düşüncelerin çok genel bir anlatımıyla Kadirli ' nin geçmişine değineceğim... Sonra Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ı anımsatacağım. En azından zihinlerimiz tortusu olan eşkiyalıkla ilgili kısa bir not düşeceğim. Son bölümde de Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek için hangi tartışmaları yapmamız gerektiği üzerinde başlıklar halinde değinmeler yapacağım.
Dünden ders alalım
Kadirli ' de toplum son yüz elli yılda göçebilikten zoraki iskana, ağalık sisteminden çiftçilik aşamasına,kırsal yaşamdan kentleşmeye,toprak bağımlı yaşamdan bağımsız emek gelirine doğru hızla ilerliyor.
Kadirli ' de Türkmen aşiretleri arasında kavgalar had safhaya ulaşıyor. Osmanlı İmparatornluğu ' nun zor dönemlerinde yöredeki kavgaları kontrol saltına almak için Müşir Derviş Paşa görevlendiriliyor; düzen yeniden kuruluyor.
Düzenin kurulması, aynı zamanda güçlü aşiret reislerinin toprağın önemini kavraması ve ovada yermleşmesi dönemidir. Merkezi devlet kontrolünün zayıflaması nedeniyle yerel yöneticileri de kontrolleri altına alan büyük aşiret reisleri tapulu topraklarını genişletmenin yanında hazine topraklarını da kontrol edebilmek için kimi zaman çatışma içinde olmuş, kimi zaman da işbirliği yapmışlardır.
Güçlü aşiret reislerinin toprağın zenginlik yaratmasını farketmesi, çeltik üretiminden para kazanmaları süreci, ondukuzuncu yüzyılın son çeyreğinden yetmişli yılların sonlarına kadar yörenin sosyo-ekonomik yaşamının odağıdır. Sanayinin gelişmesi, parasal gücün topraktan endüstriyel alana kayması Kadirli ' de toprağa dayalı güç ilişkilerini de dönüştürmüştür.
Yön Dergisi, 4 Nisan 1962 günü yayınladığı 'Kadirli Ağaları Nasıl Sömürüyor?' başlıklı inceleme ayrıntılı bilgi aktarıyor. Çeltik için o zaman bir dönüm toprak 100 liraya kiralanıyor. Eğer 10 bin dönüm kiralarsanız, 1 milyon lira ödeme yapıyorsunuz. Çeltik ekimini kendileri yaparlarsa, dönüm başına yılda 600 lira net kar elde ediyor, 10 bin dönümden yılda 6 milyon lira cebe girebiliyordu. Bu hesabın, hazine arazilerini tapulama ya da üzerinde zilyed yaratmada önemini gösterdiğinin altı çizililyor.
Kadirli ' de 25 ile 30 bin dönüm arasında toprakta çeltik ekimi yapılmaktadır. Çeltik komisyonu ark, ruhsat ve sulama işlerini yönlendiridiği için önemli bir yapıdır. Yarım yüzyıl önce Kadirli ' deki çıkar çatışması, bir arka sahip olma ya da kiralama üzerine odaklıydı.
Çeltik komisyonu başkanı ilçenin kaymakamı olduğu için, ilçe yönetimi her zaman sorunlu olmuştur. Yön Dergisi ' ndeki araştırma verilerine göre, 1947-50 arasındaki üç yılda 11 kaymakam ve vekili değişmiş, en uzun kalanı bir yıl, diğerleri altı aydan az çalışmıştır.1950-60 arasında 14 kaymakam ve vekil değişmiş, sadece bir kaymakam üç yıl üç ay,bir diğeri iki yıl iki ay çalışabilmiş, diğerleri sekiz aydan daha az görev yapmıştır.
Yarım yüzyıl önce Kadirli ' de, devlet düzeninin boşluklarından yararlanma,suları kontrol altında tutma, devlet otoritesinin yerel temsilcilerine boyun eğdirme ve köylüleri sindirime çabaları güçlü kesimlerin temel politikalarıdır.
Anadolu ' nun birçok yerlerinde olduğu gibi Kadirli ' de mütegallibe çok partili siyasi düzene uyum sağlamış, ailelerin bir bölümü iktidar partisinde ise diğer yarısı da muhalefette yer almıştır. Referans olarak gösterdiğimiz araştırma Kadirli ' de güçlü toprak ağalarının siyasi mekanizma içinde nasıl yer aldıklarını ayrıntılarıyla aktarmaktadır.
Kaymakamların değişmesi siyasi gücün etkileri, korkutma ve yıldırma, şantaj vb. yolları kullanarak gerçekleştiriliyor.
Dünden ders alarak daha sağlıklı gelecek kurmak isteyenlerin tarih bilincine sahip olduklarını söyleyebiliriz. Çukurova düzlüğüne inip ilk kez Kadirli ' ye giderken arşivimdeki bütün bilgileri gözden geçirdim. Ağalık, eşkıyalık ve yönetim ilişkilerini kavramadan yörenin geçmişini iyi okumamız mümkün olmaz, diye düşündüm.
Kaymakam Mehmet Can
Unutmanın kör karanlığında yitip gitmesin diye, genç nesillerin zihninden silindiğini düşündüğüm bir insanımızı anımsatmak istiyorum: Kadirli Kaymakamı Mehmet Can.
Kadirli ' den Adana ' ya doğru giderken Soğanlı ' dan güneye sapın, Öksüzlü ' yü geçin Aydınlar ' dan sonra Çıplaklar ' a ulaşırsınız. Şimdiki gençler anımsamaz ama bizim kuşağın gençlerinden Yön Dergisi ' nde Yaşar Kemal ' ın yazısını okuyanların Çıplaklar ' ı anımsayanların hiç de az olmadıklarını biliyorum. Kendine gelen bir mektup vesilesiyle Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ın katkılarıyla kurutulan, 700 dönüm araziyi kazanan yoksul köylülerin öyküsü anlatılır. Oradaki köylüler varlık sahibi olmadıkları için yerleşim yerinin adına da Çıplaklar denmesi uygun bulunmuştur.
Yaşar Kemal ' ın yazısında yoksul köylülerin elinden toprakların sahte tapu ile ellerinden alınmasının öfkesi yansır.
Dönemin kahraman yöneticisi Kadirli Kaymakamı Mehmet Can ' ı anımsatmak, iyi yetişmiş, işine adanmış, insanlara hizmet etmeyi sevdaya dönüştürmüş olanların unutulmayacağını, unutturulamayacağını kanıtlar. Gelecek kurma iddiası olan insanlara güç verir, kuvvet verir.
Ülkemizin yarım yüzyılda nereden nereye geldiğini anlamak, kadim ilçemliz Kadirli ' nin geleceğini daha sağlıklı inşa etmek isteyenler, 1962 yılına dönüp Yön Dergisi ' nin sayfaları arasında epey zaman harcamalı:
1. Yaşar Kemal ' ın 'Çıplaklar, Ağalar ve Kadirli Kaymakamı Üstüne/Bir Mektup', 28 Mart 1962, Sayı: 15.
2. 'Kadirli Ağaları Nasıl Sömürüyorlar?' 4 Nisan 1962, Sayı:16
3. Yaşar Kemal, 'Ağalar' 4 Nisan 1962, Sayı: 16
4. 'Mehmet Can Konuşuyor' 11 Nisan 1962 , Sayı:16
5. 'Ağalar susuyor, uşaklar konuşuyor' 11 Nisan 1962, Sayı: 16
6. ' Bir Ağa, Kadirli ' deki ağa saltanatını anlatıyor: Halkı ve Devleti Nasıl Sömürüyorlar?' 25 Nisan 1962, Sayı:19
7. 'Ağaların Ağası Tevfik Coşkun' 25 Nisan 1962, Sayı:19
8. 'Ağalardan Biri Konuştu' 2 Mayıs 1962, Sayı: 20
9. Abdi Keçeli, 'Kabukçuoğuların Cevabı' 2 Mayıs 1962, Sayı:20
10. Yaşar Kemal, 'Kasaba Politikacıları' 14 Mayıs 1962, Sayı:22
11. Nimet Arzık,'Cavit Oral Ağa' 6 Haziran 1962, Sayı:25
12. 'Cavit Oral ' ın Cevabı' 13 Haziran 1962, Sayı:26
13. Nimet Arzık, 'Cavit Oral Ağaya Cevap' 20 Haziran 1962, Sayı:2
Bugün Kadirli ' nin yakın geçmişi üzerinde bilgi sahibi olanlar üç insanın adını birlikte anar: Yaşar Kemal, Mehmet Can ve Karatepe kazılarının unutulmaz öncüsü Halet Çambel.
Kadirli Kaymakamı Mehmet Can, 1960 askeri yönetimi sonrasında belediye başkanlığı da yaptığı için, Savrun suyu üzerinde iki köprü, kente güzellik katan iki ormanlık alan, park yapımı, su kanallarının yapımı ve vihtiyaca olana tahsisi gibi çalışmaları ile hala bugün insanların kalbinde yaşıyor.
Kadirli ' den kuzeye yoksul köylerin bulunduğu dağlık yörede 33 kilometre uzaklıkta eski adı Mezi olan, şimdilerde Yeşilyayla diye bilinen köyde, bir yöneticinin en önemli meziyeti olan ikna yeteneği kullanarak yaptırdığı okulun öyküsünü herkes bilmeli ki, işinin hakkını veren bir yöneticinin neler yapabileceğini kavrayabilelim..
Kaymakam Mehmet Can da siyasetle özdeşleşen ağa hışmına uğramıştır. Kadirli ' den Erzurum-Kars Platosu ' nun güneyinde Aras Güneyi Dağları ' nın Aras suyuna indiği vadideki Tuzluca ' ya sürgün edilmiştir. O dönemde Kars ' ın ilçesi olan bu serhad yerine giderken Mehmet Can ' ın neşeli açıklamalarını bugün bile anımsayanlarımız olacaktır. Başta Yön olmak üzere dönemin birçok gazetesi bu sürgüne karşı çıkmıştı.
Kadirli ' de eşkıyalık
Bu bir anımsatma yazısı. Aile işletmelerinde ortaklıkların kısa ömürlü olmasının nedenlerini tartıştığımız bir toplantıya giderken şirin ilçemiz Kadirli ' nin dününü anlamak, bugününü doğru okumak ve geleceğe yönelik sağlıklı önerilerde bulunmak için arşiv taraması yaparken önümüze çıkanları çok genel çizgileri ile paylaşan küçük bir deneme.
Yaşar Kemal ' ın sadece ülkemizde değil bütün dünyaya tanıttığı Kadirli ' nin eşkıyalarından İnce Memet ' i bilmeyenimiz yok...
Yörede Safhia Memet olarak bilinen eşkıyanın öyküsünü İnce Memet adıyla romanlaşınrca çok yaygın bilinen biri ama, Kadirli ' nin tek eşkıyası değil.
Eşkıyalık 1932 yılında çok yaygınlaşıyor. Albay Nazmi Bey özel olarak görevlendiriyor. Eşkıyalığın ağa sisteminden beslendiğini farkeden albay, ağaları topladığı gibi Diyarbakır ' a sürgün ediyor.
Albayın gözlemi doğru çıkıyor, ağalar sürgün edilince eşkıyalık azalıyor. Ağalar sürgünden dönünce eşkıyalık tekrar yaygınlaşıyor.
Ünlü eşkıyalardan biri de Hüseyin Tatlı Tulukçu adında biridir; 12 kişiyi öldürmüştür. Bu azgın eşkıya altı yıl dağda kalmış, eşkıyayı besleyen iki ağa ailesi arasında çatışma olunca ihbar üzerine yakalanmıştır.Yöreye gönderilen yetenekli bir yüzbaşı yakalamada önemli rol oynamıştır.
Eşkıya Tulukçu orman işletmelerini etki altına almış, kaçak olduğu halde TBMM ' ye rahatlıkla girip çıkabilmiş, İstanbul ' da serbestçe dolaşabilmiştir.
Eşkıyalık özellikle Kadirli ' de güçlü çevrelerin halk üzerine baskı kurmasının aracıdıdır.
Yörenin eşkıyalık geleneği romanlara konu olduğu için, sosyal yapının ürünü olan bu olguyu da anımsamak gerekiyor.
Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek
Kadirli ' nin gündeminden toprak sorunu uzaklaşmış gibi... Toprakların insanları zengin ettiği dönem geride kalmış, insanların toprakları zengin ettiği dönem başlamış. Bu süreç, toprak odaklı zenginlik üretimini arka plana itmiştir.
Dizayn Grubu ' nun Kadirli ' de yaptığı su bazlı modern serada dönüm başına 40 ton domates üretiliyor. Açık tarımda ise en verimli yerde bile bu üretiminin onda biri düzeyinde bir verime ulaşılamadığını biliyoruz.
Modern seralardaki üretim verimi, toprakların insanları zengin ettiği dönemin bittiğini, insanların toprakları zengin ettiği dönemde yaşadığımızı kanıtlıyor.
Kadirli ' nin geleceğini inşa etmek istiyorsak, çeltikten pamuk üretimine, mısır ve buğday yetiştirilmesine ve son dönemlerde turp ile çeşitlenen açık tarım tekniğini aşmamız gerekiyor.
Yılda üç ürün alınabilen, yer yer de dördüncüsünden söz edilen bu mümbit topraklarda gelenek taassubuna saplanıp kalınmamalı... Bir yandan örtülü tarıma geçilerek verim artırılırken, öte yandan modern seracılıkla dünya genelinde üretim merkezi olma hedefine yönelilmelidir.
Kime sorsanız, Andırın ve köyleri ile Kadirli köylerinden insanların göçlerinden beslenen bir nüfus artışı var. Bugün Kadirli ' nin nüfusu 85 bine yaklaşmış ve bir orta ölçek kent ortaya çıkmıştır.
Yerel yöneticiler, Kadirli-Osmaniye, Kadirli-Adana arasında bölünmüş yolu ivedilikli altyapı ihtiyacı olarak gösteriyor. Kadirli ' ye bir de demiryolu bağlantısı isteniyor. Daha uzak bir beklenti ise Karadeniz ' i İskenderun limanına bağlayan yolun yapımı...
Kadirli ' de yaşamı diri tutan gelir yaratan, kentin orta sınıfını oluşturan başta kamu görevlileri, geliri görece yüksek çiftçiler ve esnaf kesimi.
Organize Sanayi Bölgesi ' ne bazı tekstil tesisleri kurulmuş,yeni bir istihdam ve gelir alanı yaratılmıştır ama, beklenen hızda bir gelişme de yok. OSB ' nin gelişme alanının da bir an önce tamamlanımş altyapısı ile bitirilerek yatırımcının ihtiyacına sunulması gerekiyor.
Tarımsal üretimde mısır, buğday, yer fıstığı, turp ve zeytin gibi ürünler için depolama sistemlerinin geliştirilmesi, lisanslı depolarda saklanabilir ürünlerin uygun finansmana erişmesi de gerekiyor. Bugünkü aşamada oluşan stokculuğun yerini alacak bir üretici örgütlenmesi ve çok farklı bir işbirliği üzerine inşa edilmeli.
Kadirli ' de kaba yem yetiştirme potansiyeli olduğu halde, silaj yetişytirenler sınırlı olduğu gibi, yonca üretenlerin ise hiç olmadığını söyleyebileceğimiz kadar az olduğunu ileri sürenler var.
Kaba yem üretimi gelişmediği için Kadirli ' de hayvancılık, geçimlik ve yan iş olma düzeyinde kalmış, örgütlü hayvan işletmelerinde ciddi örnekler oluşmamış.
Elinin menzilindeki kaynakları etkin ve verimli kullanamayan toplumlar, dışardan gelecek kaynaklarla da gelişme yaratamıyor. Elimizin menzili altındaki topraklar zenginlik üretmenin gerek şartıdır, yeter şartı değildir. Yeter şart, yaratıcı-yenilkçi eksende endüstriyel üretimini yaygınlaştırma ve derinleştirmedir.
Derinliğine bir bilimsel araştırmaya dayanmayan ve kişisel gözlemlerimden beslenen bu genellemeleri yaparken her zaman yaptığım bir uyarıyı tekrarlamak istiyorum: Anlattıklarımı onaylamayın ama eksiklerini tamlayarak, yanlışlarını düzelterek tartışmaya katılıp beni anlamaya çalışın ki, varsayımlarımız hayatın gerçeğine uysun, etkili sonuç üretebilecek zihni modeller geliştirebilelim.
Kadirli ' yi ve ülkemizi sevdiğini söyleyen herkesi tartışmaya çağırıyorum: Hiçbir önyargının, yerleşik düşüncenin, kör inancın, kalıp düşüncenin etkisinde kalmadan her ilimizin, her ilçemizin sorunlarını tartışalım, birbirimize aykırı düşüncelerimizi söyleyerek ufkumuzu açalım ki, daha sağlıklı gelecek inşa etmeye katkımız olsun.