İsrail ' de Süt Hayvancılığı
İSRAİLDE SÜT HAYVANCILIĞI
TÜSEDAD olarak 25-30 Mayıs tarihleri arasında dernek üyelerimizle birlikte 12 üye çiftliğimizi de temsilen, İsrailde TMR(Toplam Yem Rasyonu) makineleri üretimi yapan RMH Lachish firmasının misafiri olarak, İsraildeki süt hayvancılığını incelemek üzere bir gezi düzenledik.
İsrail hayvancılıkta kısıtlı imkanlara sahip olmasına rağmen, verim açısından en ileri ülkelerden biri. Ülkede 110.000 adet Holştayn cinsi inek mevcut. Ülke genelinde 1994 yılında hayvan başına 10.250 litre olan süt ortalaması, 2006 yılında 11.500 litreye kadar çıkmış.1995 yılında % 3,21 olan süt yağı 2006 yılında %3,66ya yine aynı şekilde 1995 yılında % 3,03 olan protein oranı 2006 yılında % 3,26ya çıkarak büyük bir gelişme göstermiş.
Yıllık süt üretimleri 1.150.000.000 litre. İsrailde üretilen sütlerin % 71,5 gibi bir oranı premium kalite, somatik hücre sayısı 220.000den aşağı. A kalite süt oranı % 22,2 somatik hücre sayısı 220.000 ile 290.000 arasında.
B ve C kalite süt oranı ise % 6,3 somatik hücre sayısı 290.000den fazla. Aynı şekilde bakteri sayısı baz alındığında % 84,5 gibi büyük bir oranın bakteri sayısı 20.000inin altında, % 14,5luk bir oranda ise 20.000 ile 99.000 arasında, % 1lik bir bölümü ise 100.000inin üzerinde. Somatik hücre sayısı 1995 yılında 426.000 iken 2006 yılında bu rakam 196.000lere kadar gelmiş.
İsraildeki çiftçilerle birebir yaptığımız görüşmelerde, ülkede artan enerji ve yem maliyetlerine rağmen ürettikleri çiğ sütün satış fiyatının da artmakta olması sebebiyle çok mutlu olduklarını gözlemledik.
Ülkede süt taban fiyatları devlet tarafından her 3 ayda bir belirleniyor. Çiftçiler bu taban fiyatı üzerinden ürettikleri sütün kalitesine göre prim alıyorlar. Şu anda ülkedeki çiğ sütün fiyatı 0,58 $(yaklaşık 0,7 YTL) civarındadır. Çiftçilerin toplam hammadde maliyetlerine bakıldığında ise bir çiftçinin 1 kg süt satarak 2,8 kg konsantre yem alabildiği görülmektedir. Ülkemizde ise bu oran 1 kg süte karşılık yaklaşık 0,8 kg konsantre yem şeklindedir. Yapılan bu basit oran bile İsrailde ki çiftçilerin ürettikleri sütten neden bu kadar mutlu oldukları açıklar niteliktedir.
Diğer bir konu ise İsrail hükümetinin aldığı teşvik kararı ile 2000 senesinden itibaren hayvancılığı yeniden yapılandırarak ve çiftçilerini yeni desteklemelerden faydalandırarak süt üreten çiftliklerin büyük bir kısmını yeniletmiş olmasıdır.
En çarpıcı özellik ise bizim gördüğümüz çiftliklerin planlarının, mimari ve konstrüksiyon yapılarının birebir benzer olmasıydı. Yeni kurulan çiftliklerde temel prensip ise en az yatırım maliyeti ile en yüksek verimliliktir. Gezdiğimiz çiftliklerin hiçbirinde beton bina, hayvan durağı, hayvan yatağı ve karmaşık gübre sistemleri görmedik. Bunların yerini çok basit ve ucuz sistemler almış. Dolayısıyla hayvan başına düşen inşaat yatırım maliyeti minimuma inmiştir.
İsrailde daha önce gördüğüm ve bu gezide tekrar şahit olduğum diğer bir önemli nokta ise yem hazırlama merkezleridir. Yem hazırlama merkezleri kapasitelerine göre günde 1000 baştan 15000 başa kadar olan hayvanların toplam yemini(kaba ve konsantre yem olmak üzere) hazırlayan merkezlerdir. Bu merkezlerde ufak bir çiftçinin hazırlayabileceği toplam yem rasyonundan çok daha kaliteli hammaddeler içeren ve detaylı rasyon programlarına göre hesaplanmış rasyonlar yapılmaktadır. Üstelik bu yem merkezlerinde hammadde alımları büyük çapta olduğu için hazırlanan rasyon daha ucuza mal edilmekte ve dolayısıyla çiftçide bu rasyonları daha ucuza alabilmektedir.
Normal bir çiftçinin kendi imkanlarıyla hazırladığı rasyonu, yem merkezlerinden alınan rasyonlarla aynı fiyat ve aynı kaliteden hayvanlarına sunması neredeyse imkansızdır. Bana göre İsrailde süt verim ortalamasının laktasyonda 11.500 ltye kadar çıkmış olmasının altındaki en büyük etken ülkede var olan bu yem merkezleridir. Umarım İsraildeki bu yem merkezleri örnek alınarak, Türk çiftçisine de daha kaliteli ve daha ucuz yem alma imkanı biran önce sağlanır.
İsraile yaptığımız bu gezi kapsamında 600 sağmal kapasiteye sahip ve toplam 1000 baş hayvanı bulunan Neugba Süt Sığırı Çiftliği, 420 sağmal kapasiteye sahip ve 850 baş hayvanı bulunan Zigim Çiftliği, 860 sağmal kapasiteye sahip ve 1300 baş hayvanı bulunan Revivim Çiftliği, 450 sağmal kapasiteye sahip ve toplam 800 baş hayvana sahip olan Timurim Çiftliği, 450 sağmal kapasiteye sahip ve 800 baş hayvana sahip Nizzanim Çiftliği, 130 sağmal kapasiteye sahip Mares Çiftliği, 780 sağmal kapasiteye sahip Shoval Çiftliği, 80 sağmal kapasiteye sahip ve 170 hayvana sahip Beer Tuvia Çiftliği ile Ruhama Kompost Merkezi, Shoval Yem Merkezi ve Beer Tuvia Yem Merkezi ziyaret edilmiştir. İsrail gezimizin 1 günü ise kültürel geziye ayrılmış, ülkenin tarihi ve coğrafi konumu hakkında bilgiler alınıp, Kudüs, Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı, Masada ile deniz seviyesinden 450 mt aşağıda bulunan ve %38 tuz içeren hiçbir canlının yaşayamadığı Ölü Deniz ziyaret edilmiştir.
İsrail gerek kültürel bakımdan, gerekse hayvancılık bakımından sahip olduğu özelliklerle, bu sektörde yer alan diğer arkadaşlarımız tarafından da mutlaka gezilip görülmesi gereken bir ülke. Umarım İsraildeki meslektaşlarımız hayvanlarından aldıkları verim ve süt fiyatı bakımından sahip oldukları mutluluğa bizlerde Türk çiftçisi olarak en kısa zamanda sahip olabiliriz.
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı
M.Nizam KAĞITÇIBAŞI
Not: Gezi esnasında derneğimiz üyesi, Saray Halı Tarım İletmelerinden Sayın Selim SIRAKAYA ve Sayın Ahmet ATAYın almış oldukları önemli notlar için teşekkür ederiz. Notların özeti ektedir.
Genel Notlar:
-İsraildeki çiftliklerin neredeyse tamamının mimari ve konstrüksiyon yapısı birbirine benzemektedir.
-Çiftlikleredeki çalışan sayıları az. Minumum iş gücü ile en basit ve işlevsel yoldan işlerini yapmaya çalışıyorlar. Çiftlikte çalışan personellerin çoğu Tayland uyruklu.
- Süt çiftlikleri genelde erkek hayvanları 2 ay içinde satmaktadırlar ve çiftliklerde sadece dişi materyal kalmaktadır.
-Tarımsal faliyetler üzerinde Devletin ciddi ölçülerede çok yönlü katkısı bulunmaktadır.
-Sağmal hayvanların genel olarak laktasyon ortalamaları 11.000 litre üzerindedir. Buna karşılık sağmal hayvanlar, ekonomik ömrünün 3 - 3,5 laktasyonda tamamlamaktadır. Ülkede kaba yem sıkıntısı olduğundan % 70e varan oranlarda konsantre yem ile besleme yapıyorlar. Bu besleme mantalitesi karşılığında yüksek verim alıyorlar fakat hayvanların ömürleri biraz daha kısa oluyor.
-Mastitis oranları genelde düşük oranlarda seyretmekte. Bu duruma alınan diğer önlemlerin yanında padokların devamlı olarak vantilatörlerle kuru kalması sağlanarak hayvanların memelerinin çamur ve pislik olmasınının önüne geçilmesi olabilir.
-Yemleme genel olarak yem merkezlerinde işi bilen insanlar tarafından profosyonelce hazırlanması yemleme başarısını ve bunun olumlu etkilerini açıkça ortaya koymaktadır.
-İsraildeki tüm çiftliklerde hayvanların vantilatör ve su püskürtme sistemiyle serinletilmesinin verim artışındaki önemli etkenlerde biri olduğu düşünülebilir.
-Tüm çiftliklerde padoklardaki gübreler 5-6 yıl arayla toplanıyor. Padok içerisindeki gübre yüksekliği 60-70 cmye kadar ulaşabiliyor.
-Sağıma giden veya farklı ahırlara gönderilecek olan hayvanların sağa sola kaçmaması için uygun yerlere konulmuş ve araçların geçişini engellemeyen kalın demir profilli ızgara sisteminini kulanışlılığı ilgi çekici bir sistem.
-Yapılan sistemler çok basit, işlevsel, sonuca çabuk ve pratik gidilebilecek sistemler olması diğer önem arz eden bir konu
-Çiftliklerde silaj olarak mısır silajı yerine buğday silajı kulanılmaktadır. Bunun nedeni su sıkıntısının olması nedeniyle daha az su isteryen bitkilerin yetiştirilmesi.
-Çiğiti genellikle belirli oranlarda kostik soda ile muamele edip kullanıyorlar. Aynı şekilde bütün arpalarıda kostikleyip kullanan işletmeler de mevcut.
-Ülkede su sıkıntısı problemi nedeniyle aklımıza gelebilecek her türlü bitkiyi damlama sulam sistemiyle suluyorlar. Örnek verecek olursak saksıdaki çiçeği bile damlama sulama sistemi ile suluyorlar.
-Her türlü yem hammaddesini, çiftliğin durumuna ve potansiyeline göre kullanıyorlar. Çiftlik bir süt fabrikasına yakınsa mutlaka peynir altı suyu kulanıyor. Eğer bir dondurma fabrikasına yakınsa dondurma sanayi artıklarını kullanıyor. v.s.
-Süt taban fiyatları devlet tarafından her üç ayda bir belirleniyor. Çiftlikler bu taban fiyatın üzerine sütlerinin kalite değerlerine göre pirim alıyorlar. Sütlerin kalite durumlarına göre fiyatlarında değişim olabiliyor. Şu anda ortalama 0,55-0,58 $
-Mısır silajlarının dekara verimi 8 ile 9 ton arasında değişiyor
İSRAİLDE SÜT HAYVANCILIĞI
TÜSEDAD olarak 25-30 Mayıs tarihleri arasında dernek üyelerimizle birlikte 12 üye çiftliğimizi de temsilen, İsrailde TMR(Toplam Yem Rasyonu) makineleri üretimi yapan RMH Lachish firmasının misafiri olarak, İsraildeki süt hayvancılığını incelemek üzere bir gezi düzenledik.
İsrail hayvancılıkta kısıtlı imkanlara sahip olmasına rağmen, verim açısından en ileri ülkelerden biri. Ülkede 110.000 adet Holştayn cinsi inek mevcut. Ülke genelinde 1994 yılında hayvan başına 10.250 litre olan süt ortalaması, 2006 yılında 11.500 litreye kadar çıkmış.1995 yılında % 3,21 olan süt yağı 2006 yılında %3,66ya yine aynı şekilde 1995 yılında % 3,03 olan protein oranı 2006 yılında % 3,26ya çıkarak büyük bir gelişme göstermiş.
Yıllık süt üretimleri 1.150.000.000 litre. İsrailde üretilen sütlerin % 71,5 gibi bir oranı premium kalite, somatik hücre sayısı 220.000den aşağı. A kalite süt oranı % 22,2 somatik hücre sayısı 220.000 ile 290.000 arasında.
B ve C kalite süt oranı ise % 6,3 somatik hücre sayısı 290.000den fazla. Aynı şekilde bakteri sayısı baz alındığında % 84,5 gibi büyük bir oranın bakteri sayısı 20.000inin altında, % 14,5luk bir oranda ise 20.000 ile 99.000 arasında, % 1lik bir bölümü ise 100.000inin üzerinde. Somatik hücre sayısı 1995 yılında 426.000 iken 2006 yılında bu rakam 196.000lere kadar gelmiş.
İsraildeki çiftçilerle birebir yaptığımız görüşmelerde, ülkede artan enerji ve yem maliyetlerine rağmen ürettikleri çiğ sütün satış fiyatının da artmakta olması sebebiyle çok mutlu olduklarını gözlemledik.
Ülkede süt taban fiyatları devlet tarafından her 3 ayda bir belirleniyor. Çiftçiler bu taban fiyatı üzerinden ürettikleri sütün kalitesine göre prim alıyorlar. Şu anda ülkedeki çiğ sütün fiyatı 0,58 $(yaklaşık 0,7 YTL) civarındadır. Çiftçilerin toplam hammadde maliyetlerine bakıldığında ise bir çiftçinin 1 kg süt satarak 2,8 kg konsantre yem alabildiği görülmektedir. Ülkemizde ise bu oran 1 kg süte karşılık yaklaşık 0,8 kg konsantre yem şeklindedir. Yapılan bu basit oran bile İsrailde ki çiftçilerin ürettikleri sütten neden bu kadar mutlu oldukları açıklar niteliktedir.
Diğer bir konu ise İsrail hükümetinin aldığı teşvik kararı ile 2000 senesinden itibaren hayvancılığı yeniden yapılandırarak ve çiftçilerini yeni desteklemelerden faydalandırarak süt üreten çiftliklerin büyük bir kısmını yeniletmiş olmasıdır.
En çarpıcı özellik ise bizim gördüğümüz çiftliklerin planlarının, mimari ve konstrüksiyon yapılarının birebir benzer olmasıydı. Yeni kurulan çiftliklerde temel prensip ise en az yatırım maliyeti ile en yüksek verimliliktir. Gezdiğimiz çiftliklerin hiçbirinde beton bina, hayvan durağı, hayvan yatağı ve karmaşık gübre sistemleri görmedik. Bunların yerini çok basit ve ucuz sistemler almış. Dolayısıyla hayvan başına düşen inşaat yatırım maliyeti minimuma inmiştir.
İsrailde daha önce gördüğüm ve bu gezide tekrar şahit olduğum diğer bir önemli nokta ise yem hazırlama merkezleridir. Yem hazırlama merkezleri kapasitelerine göre günde 1000 baştan 15000 başa kadar olan hayvanların toplam yemini(kaba ve konsantre yem olmak üzere) hazırlayan merkezlerdir. Bu merkezlerde ufak bir çiftçinin hazırlayabileceği toplam yem rasyonundan çok daha kaliteli hammaddeler içeren ve detaylı rasyon programlarına göre hesaplanmış rasyonlar yapılmaktadır. Üstelik bu yem merkezlerinde hammadde alımları büyük çapta olduğu için hazırlanan rasyon daha ucuza mal edilmekte ve dolayısıyla çiftçide bu rasyonları daha ucuza alabilmektedir.
Normal bir çiftçinin kendi imkanlarıyla hazırladığı rasyonu, yem merkezlerinden alınan rasyonlarla aynı fiyat ve aynı kaliteden hayvanlarına sunması neredeyse imkansızdır. Bana göre İsrailde süt verim ortalamasının laktasyonda 11.500 ltye kadar çıkmış olmasının altındaki en büyük etken ülkede var olan bu yem merkezleridir. Umarım İsraildeki bu yem merkezleri örnek alınarak, Türk çiftçisine de daha kaliteli ve daha ucuz yem alma imkanı biran önce sağlanır.
İsraile yaptığımız bu gezi kapsamında 600 sağmal kapasiteye sahip ve toplam 1000 baş hayvanı bulunan Neugba Süt Sığırı Çiftliği, 420 sağmal kapasiteye sahip ve 850 baş hayvanı bulunan Zigim Çiftliği, 860 sağmal kapasiteye sahip ve 1300 baş hayvanı bulunan Revivim Çiftliği, 450 sağmal kapasiteye sahip ve toplam 800 baş hayvana sahip olan Timurim Çiftliği, 450 sağmal kapasiteye sahip ve 800 baş hayvana sahip Nizzanim Çiftliği, 130 sağmal kapasiteye sahip Mares Çiftliği, 780 sağmal kapasiteye sahip Shoval Çiftliği, 80 sağmal kapasiteye sahip ve 170 hayvana sahip Beer Tuvia Çiftliği ile Ruhama Kompost Merkezi, Shoval Yem Merkezi ve Beer Tuvia Yem Merkezi ziyaret edilmiştir. İsrail gezimizin 1 günü ise kültürel geziye ayrılmış, ülkenin tarihi ve coğrafi konumu hakkında bilgiler alınıp, Kudüs, Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı, Masada ile deniz seviyesinden 450 mt aşağıda bulunan ve %38 tuz içeren hiçbir canlının yaşayamadığı Ölü Deniz ziyaret edilmiştir.
İsrail gerek kültürel bakımdan, gerekse hayvancılık bakımından sahip olduğu özelliklerle, bu sektörde yer alan diğer arkadaşlarımız tarafından da mutlaka gezilip görülmesi gereken bir ülke. Umarım İsraildeki meslektaşlarımız hayvanlarından aldıkları verim ve süt fiyatı bakımından sahip oldukları mutluluğa bizlerde Türk çiftçisi olarak en kısa zamanda sahip olabiliriz.
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı
M.Nizam KAĞITÇIBAŞI
Not: Gezi esnasında derneğimiz üyesi, Saray Halı Tarım İletmelerinden Sayın Selim SIRAKAYA ve Sayın Ahmet ATAYın almış oldukları önemli notlar için teşekkür ederiz. Notların özeti ektedir.
Genel Notlar:
-İsraildeki çiftliklerin neredeyse tamamının mimari ve konstrüksiyon yapısı birbirine benzemektedir.
-Çiftlikleredeki çalışan sayıları az. Minumum iş gücü ile en basit ve işlevsel yoldan işlerini yapmaya çalışıyorlar. Çiftlikte çalışan personellerin çoğu Tayland uyruklu.
- Süt çiftlikleri genelde erkek hayvanları 2 ay içinde satmaktadırlar ve çiftliklerde sadece dişi materyal kalmaktadır.
-Tarımsal faliyetler üzerinde Devletin ciddi ölçülerede çok yönlü katkısı bulunmaktadır.
-Sağmal hayvanların genel olarak laktasyon ortalamaları 11.000 litre üzerindedir. Buna karşılık sağmal hayvanlar, ekonomik ömrünün 3 - 3,5 laktasyonda tamamlamaktadır. Ülkede kaba yem sıkıntısı olduğundan % 70e varan oranlarda konsantre yem ile besleme yapıyorlar. Bu besleme mantalitesi karşılığında yüksek verim alıyorlar fakat hayvanların ömürleri biraz daha kısa oluyor.
-Mastitis oranları genelde düşük oranlarda seyretmekte. Bu duruma alınan diğer önlemlerin yanında padokların devamlı olarak vantilatörlerle kuru kalması sağlanarak hayvanların memelerinin çamur ve pislik olmasınının önüne geçilmesi olabilir.
-Yemleme genel olarak yem merkezlerinde işi bilen insanlar tarafından profosyonelce hazırlanması yemleme başarısını ve bunun olumlu etkilerini açıkça ortaya koymaktadır.
-İsraildeki tüm çiftliklerde hayvanların vantilatör ve su püskürtme sistemiyle serinletilmesinin verim artışındaki önemli etkenlerde biri olduğu düşünülebilir.
-Tüm çiftliklerde padoklardaki gübreler 5-6 yıl arayla toplanıyor. Padok içerisindeki gübre yüksekliği 60-70 cmye kadar ulaşabiliyor.
-Sağıma giden veya farklı ahırlara gönderilecek olan hayvanların sağa sola kaçmaması için uygun yerlere konulmuş ve araçların geçişini engellemeyen kalın demir profilli ızgara sisteminini kulanışlılığı ilgi çekici bir sistem.
-Yapılan sistemler çok basit, işlevsel, sonuca çabuk ve pratik gidilebilecek sistemler olması diğer önem arz eden bir konu
-Çiftliklerde silaj olarak mısır silajı yerine buğday silajı kulanılmaktadır. Bunun nedeni su sıkıntısının olması nedeniyle daha az su isteryen bitkilerin yetiştirilmesi.
-Çiğiti genellikle belirli oranlarda kostik soda ile muamele edip kullanıyorlar. Aynı şekilde bütün arpalarıda kostikleyip kullanan işletmeler de mevcut.
-Ülkede su sıkıntısı problemi nedeniyle aklımıza gelebilecek her türlü bitkiyi damlama sulam sistemiyle suluyorlar. Örnek verecek olursak saksıdaki çiçeği bile damlama sulama sistemi ile suluyorlar.
-Her türlü yem hammaddesini, çiftliğin durumuna ve potansiyeline göre kullanıyorlar. Çiftlik bir süt fabrikasına yakınsa mutlaka peynir altı suyu kulanıyor. Eğer bir dondurma fabrikasına yakınsa dondurma sanayi artıklarını kullanıyor. v.s.
-Süt taban fiyatları devlet tarafından her üç ayda bir belirleniyor. Çiftlikler bu taban fiyatın üzerine sütlerinin kalite değerlerine göre pirim alıyorlar. Sütlerin kalite durumlarına göre fiyatlarında değişim olabiliyor. Şu anda ortalama 0,55-0,58 $
-Mısır silajlarının dekara verimi 8 ile 9 ton arasında değişiyor