25.5.2016
İnternet sektöründen tarıma uzanan yol
Kariyerinde Uzman TV, GittiGidiyor gibi projeler olan yatırımcı Aydonat Atasever, tarım alanına adım atarak yaptığı yatırımları ve sektöre dair görüşlerini tarlasera ile paylaştı.
Biri dünyanın en eski mesleklerinden biri, diğerinin bir iş alanı olarak ortaya çıkışı ise 20 yılı geçmiyor. Biri en geleneksel yatırım yöntemi, diğeri ise en modern yaygın yatırım alanı: Tarım ve internet. Bu iki sektör aralarındaki bu tezatlara rağmen, bugün ve yakın geleceğin en parlak yatırım alanları olma konusunda ortaklığa sahip.
Kariyerinde Uzman TV, GittiGidiyor gibi internet tabanlı projelerin imzası bulunan yatırımcı Aydonat Atasever, son dönemde tarım alanında gerçekleştirdiği yatırımlarla da adından söz ettirdi. tarlasera Atasevere tarımsal yatırımları ve farklı sektörlerden tarım alanına adım atan ya da atmak isteyen girişimcilere tavsiyelerini sordu.
Sizi tarım sektörüne çeken sebepler neydi? Buradaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Türkiyede tarıma yatırım yapma isteği son derece fazla. Ama bu işin sonuca varamamasının nedeni tarımın uygulanamaması. Ben de tarımın önündeki engeli aşacak bu problemden yola çıktım. Tarımın önündeki bariyeri de tespit ettikten sonra birkaç arkadaşımla birlikte bir şirket kurdum. Sonra bu yapıyı diğer insanların da kullanabilmesini sağlamak için yatırımcılara açmak istedim.
Sonra yatırım yapmak isteyenlere, belirli bir hizmet bedeli karşılığında badem, ceviz, Japon eriği gibi çekirdekli ürünler yetiştirebileceğimizi anlattık. Ama bunu yatırımcının yatırımına ortak olarak yapmak istedik.
Onlara sunduğumuz hizmetle, model önündeki en büyük engel olan işi kim yapacak, araziye kim gidecek, hangi mühendis kontrol edecek gibi konuların hepsi çözülmüş oluyor.
Bir ev almak yerine, minimum 300 dönümlük bir badem yatırımı yaparak, yatırımın yüzde 50-60ını her sene alarak 5-6 senede geri dönüş sağlanabiliyor. Tarım matematiği ve geri dönüşü yüksek bir kalem. Bunu yapabilmek için araziyi en doğru şekilde yöneterek en yüksek verime ulaşmak gerekiyor.
Biz de bunu yapacak ekibi kurduk ve bu ekibi arazilere böldüğümüz zaman maliyetinin çok kolay karşılanabilir hale geldiğini gördük. Şu anda Antalyada 1000, Manisada 900 ve 300, Kulada 1000 dönüm arazi yönetiyoruz. Başlangıçta 10 birim olan araziler şu anda 40 birime yaklaştı.
Türkiyede tarımsal yatırımlarda en can alıcı sorunlar neler?
Son yıllarda tarım alanındaki geri dönüşler istenen şekilde değil. Değişen iklim şartları büyük dalgalanmalara sebep oluyor. İkincisi, arazilerin çok küçük ölçeklerde olması da büyük bir sorun. Ayrıca, tarım için ön yatırım maliyetleri yüksek. O yüzden bizim yarattığımız bu sistem ya da farklı sistemlerle tarımın önünün açılması gerekiyor. Tarımı geliştirmek için, diğer sektörlere yatırım yapan girişimcileri tarıma çekecek kolay sistemler oluşturulmalı. Türkiye bir tarım ülkesi olduğu halde son 30 yılda tarımdan çok uzaklaştı. Orta-küçük ölçekli yatırımları tekrar tarıma çekebilecek formüllere ihtiyaç var. Eğer bu teşvik edilirse, bu yatırımları kullanacak kişilerle birlikte tarımda bir yükselme olacağını düşünüyorum.
Tarım alanında yapılan yatırımlar nicelik olarak yeterli mi?
Türkiyenin tarım arazileri toplamına baktığımız zaman tarıma yapılan yatırımlar az görülebilir. Ama en azından son 5 yıldır büyük gruplar, üst seviye şirketler ve KOBİler tarıma yönelmeye başladı. Tarımı seçip yatırım yapan benim bildiğim en az 8-10 şirket var ve bu yatırımların yaklaşık 500 milyon dolar olduğunu tahmin ediyorum.
En çok hangi sektörlerden tarıma yönelim var?
Birçok farklı kuruluştan tarıma yönelim var. Türkiyedeki ziraat fakültelerindeki hocaların ellerinde bir takım reçeteler bulunuyor. Ayrıca bazı üniversitelerin kendi bünyesinde kurduğu özel tarım yatırım çalışmaları da var. Bu üniversiteler tarıma yatırım yapmak isteyenlere hizmet sunuyor. Tarımsal ürün seçiminde yardımcı oluyor ve bir yandan da bu ürün için kullanılacak materyalleri kendi laboratuvarlarında geliştiriyorlar. Tarım üniversiteler nezdinde de yükselen bir yıldız. 10 yıl içinde Türkiye tarımının daha parlak bir geleceğe sahip olacağına inanıyorum.
Yatırım anlamında en yüksek potansiyeli hangi ürünlerde görüyorsunuz?
Bunun için Türkiyenin hangi ürünleri ithal ettiğine ve bu ürünlerin bizim toprak ve iklim şartlarımızda yetiştirilip yetiştirilemeyeceğine bakmak gerekiyor. Örneğin, fındığa yatırım yapmak çok akıllıca olmayabilir çünkü Türkiyede zaten yeteri kadar fındık üretiliyor. Ama badem ve ceviz gibi ürünlerde büyük açık var. Türkiyenin badem ihtiyacının yüzde 80i ithal ediliyor. Bunun için milyonlarca dolar harcanıyor. Aslında badem rahatlıkla üretilebilecek bir ürün.
İnternet sektöründen tarıma uzanan yol
Kariyerinde Uzman TV, GittiGidiyor gibi projeler olan yatırımcı Aydonat Atasever, tarım alanına adım atarak yaptığı yatırımları ve sektöre dair görüşlerini tarlasera ile paylaştı.
Biri dünyanın en eski mesleklerinden biri, diğerinin bir iş alanı olarak ortaya çıkışı ise 20 yılı geçmiyor. Biri en geleneksel yatırım yöntemi, diğeri ise en modern yaygın yatırım alanı: Tarım ve internet. Bu iki sektör aralarındaki bu tezatlara rağmen, bugün ve yakın geleceğin en parlak yatırım alanları olma konusunda ortaklığa sahip.
Kariyerinde Uzman TV, GittiGidiyor gibi internet tabanlı projelerin imzası bulunan yatırımcı Aydonat Atasever, son dönemde tarım alanında gerçekleştirdiği yatırımlarla da adından söz ettirdi. tarlasera Atasevere tarımsal yatırımları ve farklı sektörlerden tarım alanına adım atan ya da atmak isteyen girişimcilere tavsiyelerini sordu.
Sizi tarım sektörüne çeken sebepler neydi? Buradaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Türkiyede tarıma yatırım yapma isteği son derece fazla. Ama bu işin sonuca varamamasının nedeni tarımın uygulanamaması. Ben de tarımın önündeki engeli aşacak bu problemden yola çıktım. Tarımın önündeki bariyeri de tespit ettikten sonra birkaç arkadaşımla birlikte bir şirket kurdum. Sonra bu yapıyı diğer insanların da kullanabilmesini sağlamak için yatırımcılara açmak istedim.
Sonra yatırım yapmak isteyenlere, belirli bir hizmet bedeli karşılığında badem, ceviz, Japon eriği gibi çekirdekli ürünler yetiştirebileceğimizi anlattık. Ama bunu yatırımcının yatırımına ortak olarak yapmak istedik.
Onlara sunduğumuz hizmetle, model önündeki en büyük engel olan işi kim yapacak, araziye kim gidecek, hangi mühendis kontrol edecek gibi konuların hepsi çözülmüş oluyor.
Bir ev almak yerine, minimum 300 dönümlük bir badem yatırımı yaparak, yatırımın yüzde 50-60ını her sene alarak 5-6 senede geri dönüş sağlanabiliyor. Tarım matematiği ve geri dönüşü yüksek bir kalem. Bunu yapabilmek için araziyi en doğru şekilde yöneterek en yüksek verime ulaşmak gerekiyor.
Biz de bunu yapacak ekibi kurduk ve bu ekibi arazilere böldüğümüz zaman maliyetinin çok kolay karşılanabilir hale geldiğini gördük. Şu anda Antalyada 1000, Manisada 900 ve 300, Kulada 1000 dönüm arazi yönetiyoruz. Başlangıçta 10 birim olan araziler şu anda 40 birime yaklaştı.
Türkiyede tarımsal yatırımlarda en can alıcı sorunlar neler?
Son yıllarda tarım alanındaki geri dönüşler istenen şekilde değil. Değişen iklim şartları büyük dalgalanmalara sebep oluyor. İkincisi, arazilerin çok küçük ölçeklerde olması da büyük bir sorun. Ayrıca, tarım için ön yatırım maliyetleri yüksek. O yüzden bizim yarattığımız bu sistem ya da farklı sistemlerle tarımın önünün açılması gerekiyor. Tarımı geliştirmek için, diğer sektörlere yatırım yapan girişimcileri tarıma çekecek kolay sistemler oluşturulmalı. Türkiye bir tarım ülkesi olduğu halde son 30 yılda tarımdan çok uzaklaştı. Orta-küçük ölçekli yatırımları tekrar tarıma çekebilecek formüllere ihtiyaç var. Eğer bu teşvik edilirse, bu yatırımları kullanacak kişilerle birlikte tarımda bir yükselme olacağını düşünüyorum.
Tarım alanında yapılan yatırımlar nicelik olarak yeterli mi?
Türkiyenin tarım arazileri toplamına baktığımız zaman tarıma yapılan yatırımlar az görülebilir. Ama en azından son 5 yıldır büyük gruplar, üst seviye şirketler ve KOBİler tarıma yönelmeye başladı. Tarımı seçip yatırım yapan benim bildiğim en az 8-10 şirket var ve bu yatırımların yaklaşık 500 milyon dolar olduğunu tahmin ediyorum.
En çok hangi sektörlerden tarıma yönelim var?
Birçok farklı kuruluştan tarıma yönelim var. Türkiyedeki ziraat fakültelerindeki hocaların ellerinde bir takım reçeteler bulunuyor. Ayrıca bazı üniversitelerin kendi bünyesinde kurduğu özel tarım yatırım çalışmaları da var. Bu üniversiteler tarıma yatırım yapmak isteyenlere hizmet sunuyor. Tarımsal ürün seçiminde yardımcı oluyor ve bir yandan da bu ürün için kullanılacak materyalleri kendi laboratuvarlarında geliştiriyorlar. Tarım üniversiteler nezdinde de yükselen bir yıldız. 10 yıl içinde Türkiye tarımının daha parlak bir geleceğe sahip olacağına inanıyorum.
Yatırım anlamında en yüksek potansiyeli hangi ürünlerde görüyorsunuz?
Bunun için Türkiyenin hangi ürünleri ithal ettiğine ve bu ürünlerin bizim toprak ve iklim şartlarımızda yetiştirilip yetiştirilemeyeceğine bakmak gerekiyor. Örneğin, fındığa yatırım yapmak çok akıllıca olmayabilir çünkü Türkiyede zaten yeteri kadar fındık üretiliyor. Ama badem ve ceviz gibi ürünlerde büyük açık var. Türkiyenin badem ihtiyacının yüzde 80i ithal ediliyor. Bunun için milyonlarca dolar harcanıyor. Aslında badem rahatlıkla üretilebilecek bir ürün.